Gelişmiş Arama
Ziyaret
19629
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Fizik ve metafizik (doğaötesi) arasındaki fark nedir? Eğer doğaötesi doğa için had ve sınır ise, bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Soru
Fizik ve metafizik (doğaötesi) arasındaki fark nedir? Eğer doğaötesi doğa için had ve sınır ise, bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Kısa Cevap

Fizik ilahiyat ve riyaziyatın karşısında olup doğa anlamını taşır. Metafizik bugünkü felsefî manasıyla varlıktan salt varlık olması hasebiyle bahseden disipline denmektedir. Trans fizik veya doğaötesi ise Allah ve maveradaki varlıklardan söz eden disipline denmektedir. Fizik ile metafizik arasındaki ilişki de cüz ile külün arasındaki ilişkidir. Onun ile trans fizik arasındaki ilişki ise neden ile sonuç ilişkisidir.

Ayrıntılı Cevap

Fizik Ve Metafiziğin Anlamı

Fizik kelimesi eski ve yeni dönemde değişik ıstılahlar ile kullanılmıştır ve biz bu yazıda özetle buna değineceğiz: Fizik kavramı hareket, ağırlık, baskı, ısı, ışık, ses ve elektrik gibi maddî doğanın fenomenleri hakkında araştırma yapan bilime denmektedir. Bu konularda araştırma yapmak, cisimlerin terkibini inceleme konusundan farklıdır; zira cisimlerin terkibi ve onlarda ortaya çıkan değişiklikler sadece kimya biliminde incelenmektedir. Ama modern bilim adamları fizik ve kimya bilimlerini bir adla anmakta ve fiziksel bilimler olarak adlandırmaktadır. “Fizik bilimleri, canlı varlıkları inceleyen doğa ve hayat bilimleri karşısında yer almaktadır. Fiziksel fiziğe mensuptur ve maddî doğa fenomenleriyle ilgili hususları kapsamaktadır. Bu ıstılah, gaybî kavramının karşısında yer alır; zira gaybî hususlar duyu ve tecrübe alanlarıyla ilişkili fenomenler ile ilgili değildir. Bu fenomenlerden daha üstün olan bir şeyle ilgilidir. Aynı şekilde bu ıstılah, ruhî kavramının da karşısındadır; fiziksel fenomenler belirtildiği üzere bilimsel kesinlik ve determinizme tabi maddi fenomenler ile ilintilidir. Ruhsal olgular ise özgürlük ile nitelenen nefsanî fenomenler ile ilgilidir. Hakeza fiziksellik riyazî ve teorikliğin karşısındadır; zira gerçek cisimlerin zahirleriyle ilintilidir. Riyazî ve teori ise soyut manalarla ilintilidir.”[1] Aristo bu konuyu anlayan ilk şahıstı. O; doğa bilimleri, riyaziyat, ahlak ve sosyal bilimler de dâhil hiçbir bilimin kapsamına girmeyen bir dizi konunun varlığını tespit etti. Aristo, bu konuları özellikler ve haller olarak etrafında toplayan eksenin salt varlık olarak varlık olduğunu teşhis etti. Ama o bu disiplin için hiçbir ad koymadı. Ama Aristo’nun eserlerini bir ansiklopedide topladıklarında bu bölüm tertip olarak doğa (fizik) bölümünden sonra yer aldı ve özel bir adı da olmaması nedeniyle de metafizik (fizik sonrası) olarak meşhur oldu ve Arapçaya “ma badu’t-tabiiyye” olarak tercüme edildi. Zamanın geçmesiyle bu adın konmasının bu ilmin doğa meselelerinden sonra yer alması nedeniyle olduğu unutuldu. Bu ilmin konularının veya Allah ve soyut akıllar gibi bazı konularının doğa dışı olması nedeniyle bu adın konulduğu zan edildi. Bu yüzden, İbn. Sina gibi bazı fertler, bu ilmi doğa öncesi olarak adlandırmak gerekir; çünkü Allah ve soyut akıllar ontolojik mertebe açısından doğadan öncedir, ondan sonra değildir diye bir itirazda bulunmuşlardır. Sonraları bazı yeni filozoflar arasında bu lafız ve tercümeden kaynaklanan hata manevî bir hataya neden oldu. Avrupalılardan büyük bir grup doğaötesini “doğa sonrası” sandı ve bu ilmin konusunun doğa dışında olan hususlar olduğunu zannetti. Oysaki bu ilmin konusu doğa, doğaötesi ve var olan her şeyi kapsamaktadır. Bu gruptaki şahıslar metafiziği şöyle tanımladı: Metafizik sadece maddeden soyut olan hususlar ve Allah hakkında bahseden ilme denir.[2] O halde bu iki kavramı anlamak için hikmetin kısımlarını da açıklamak gerekir. “Hikmet nazarî ve amelî diye iki kısma ayrılır. Bilgiyle ilgili olan nazarî hikmet doğa ilimleri, riyaziyat ve ilahiyatı içermekteydi. Doğa bilimleri kozmoloji, madenbilim, zooloji ve bitkibilimi kapsamaktaydı. Riyaziyat hesap, hendese, heyet ve müziğe taksim edilirdi. İlahiyat da genel ilahiyat (varlık konusuyla ilgili meseleler) ve özel ilahiyat (teoloji ile ilgili meseleler) diye iki kısma ayrılmakta ve bu iki kısım ilahiyata birlikte metafizik denmekteydi.”[3] Bu açıklamalar ile fizikten kastedilenin doğa bilimleri ve metafizikten kastedilenin de ilahiyat olduğu aydınlanmış oldu.

Fizik İlmi İle Metafizik İlmi Arasındaki İlişki

Doğru görüş uyarınca doğaötesi kavramı ile doğa sonrası kavramını eşanlamlı bilmek bilgisiz bireylerin duçar olduğu bir hatadır; çünkü doğa sonrası, Aristo’nun kitabında doğa ilimlerinden sonra gelmesi nedeniyle belirtildiği yer eksen alınmıştır. Doğaötesi ise bu ilimde mavera eksenli konuların bulunması esasınca şekillenmiştir, bu nedenle ilimlerde fizik (doğa ilimleri) ile metafizik (doğaötesi) arasındaki ilişki şudur: Metafizik doğa ilimlerinin konusunu ispat etmeyi üstlenmekte ve ilimlerin birçok konusal usulleri bu ilimde ispat edilmektedir. Diğer ilimler ise felsefî burhanların bazı öncüllerini ispat ederek felsefeye yardım etmektedir.

Fizik Âlemi İle Metafizik Âlemi Arasındaki İlişki

Dış dünyada fizik âlemi ile metafizik arasında cüz ile kül ilişkisi vardır ve bu ikisi arasında genel ve özel bir nispet mevcuttur; yani fizik ilminin konusu metafizik ilminin konusunun bir bölümünü teşkil etmektedir. Çünkü fizik ilminin konusu maddedir, metafiziğin konusu ise hem maddeyi (doğa) ve hem de doğaötesini kapsayan salt varlıktır.

Fizik Ve Trans Fizik Arasındaki İlişki

İslam felsefesinde bu ikisinin ilişkisi doğa (fizik) ile doğaötesi (trans fizik) arasındaki ilişki) neden ile sonuç arasındaki ilişkidir; yani maveradaki varlıklar bu madde âleminin varlıksal nedenleridir. Maddelerin tümü baştanbaşa sınırlıdır ve bu sınırlılık doğaötesi âlemde mevcut değildir. Aynı şekilde madde ile madde ötesi arasındaki ilişki hakikat ile zarafet ilişkisi olarak da sayılmıştır. Platon ve takipçilerinin yaratılış âlemini idealarda hülasa etmiş oldukları da hatırlatılmalıdır. O, evreni fizik ve metafizik diye iki bölüme ayırmıştır. Doğa ötesi âlem asıl olan, doğa âlemi ise mavera âleminin gölgesidir. Mavera âlemi türlerin yöneticilerinin âlemidir. Onun bakışında ideaların ideası mahrutun başında, cisimler âlemi ise onun altında yer almaktadır. Betimlerken onun yaratılış düzenini mahrut şeklinde tasavvur edebiliriz. Bu mahrutî şekil şu şekildedir: ideaların ideası ve yöneticilerin yöneticisi[4] ilk mebdein zatından meydana gelmiş, feyiz tedricen çoğalmış ve tür veya ideaların yöneticileri türemiş ve bu mahrutun altı olan cisimler âlemine kadar sürmüştür. İdealar âlemi ebedi âlemdir, cismanî türler âlemi ise ebedi olmayıp oluş ve yok oluşa maruz kalmaktadır.[5]             



[1] Cemil Seliba, Ferheng-i Felsefî, Menuçehr Sanii Derrebidi, s. 507, çap-ı evvel, İntişlarat-ı Hikmet, Tahran, 1366 h.ş.

[2] Mutahari, Mürteza, Aşina-i Ba Ulum-i İslamî, c. 1, s. 94, çap-ı cedid, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Kum, 1362 ş, Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 1, s. 69, çap-ı dovvom, Sazman-ı Tebliğat-ı İslamî Muavenet-ı Ferhengi, Tahran, 1366 ş.

[3] Ğeravyan, Muhsin, Der Amed-i Ber Amuzeş-i Felsefe Ustad Misbah Yezdi, s. 33, çap-ı sevvom, İntişarat-ı Şafak, 1373 ş.

[4] Mecmeu’l-Buhusi’l-İslamiye, Şerhu’l-Mustalahati’l-Felsefiye, s. 355, Mecmeu’l-Buhusi’l-İslamiye, Meşhed, çap-ı evvel, 1414 h.k.

[5] Seccadi, Seyid Caferi, Ferheng-i Istılahat-ı Felsefi Molla Sadra, s. 317, Vezaret-i Ferheng Ve İrşad-ı İslamî, Tahran, çap-ı evvel, 1379 h.ş.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar