Gelişmiş Arama
Ziyaret
10823
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Başkalarının düşünce ve davranışlarının etkisinde kalmamak ve huzura kavuşmak nasıl mümkündür?
Soru
Bir müddettir tam bir huzurum yok, kendim için yaşayamıyorum ve başkalarının düşünce ve bakışının etkisine girmekteyim. Özgür olmak ve kendim için yaşamak istiyorum. Lütfen bana pratik bir çözüm yolu önerin.
Kısa Cevap

Bu soruda dile getirilenler erginlik ve ilk gençlik döneminin bazı alametleridir. İnsan bu dönemde başkalarının düşünce ve hatta bakışlarının etkisinde çok kalır. Bu özellik bir ölçüye dek tabiidir; çünkü genç en küçük bir zaaf noktası bile göstermek istememekte ve herkesin gözünde sevilen ve övülen biri olmak istemektedir. Özgüven taşımak ve kendine inanmak istemektedir. İnsanda bu kendine inanmaya sebep olan ve onu huzura kavuşturan bazı önemli etmenler kendini tanımak, kendine değer vermek ve kendini hafife almamaktan ibarettir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruda dile getirilenler erginlik ve ilk gençlik döneminin bazı alametleridir. İnsan bu dönemde başkalarının düşünce ve hatta bakışlarının etkisinde çok kalır. Bu özellik bir ölçüye dek tabiidir; çünkü genç en küçük bir zaaf noktası bile göstermek istememekte ve herkesin gözünde sevilen ve övülen biri olmak istemektedir. Bu ölçüye kadar her şey iyi ve güzeldir; zira insan iyi ölçüleri göz önünde bulundurarak ve kendine bakarak salih insanların gözünde yüce değerlere ulaşmaya teşebbüs edebilir. Elbette bu genç için tehlikeli de olabilir. Genç iyi olmayan arkadaş ve fertlerle birlikte olursa ve zaaf noktası göstermemek için onların ölçülerini kendine uyarlarsa, bu durumda çok çabuk bir sürede sapmaya yönelir. Bazı şahıslarda, bu tür bir idealizm değişik nedenler yüzünden ve bu cümleden olmak üzere ailevî terbiye nedeniyle aşırı bir şekilde gelişim göstermektedir. İşte bu durumda insanın huzuru kaçmaktadır. Her an başkaları için yaşadığını sanmakta, diğer insanların görüşlerini kendi görüşünden daha önemli saymakta ve de bunaltı ve ağırlık hissi taşımaktadır; zira herkesi kendinden memnun kılmak istemektedir. Her haliyle bu sorunu çözmek için aşağıdaki hususlara özen göstermek gerekir:

1. Özgüven Ve Huzur:

Özgüven kendine inanmak, kendi gücüne dayanmak ve güvenmek ve de hareket etmede kendi kabiliyetine inanmak demektir. [1] İslam kendi zengin öğretileri, örnek tanıtımı, kendini bilmeyi ve can saygınlığını bildirmeyle insanlara kendine inanmanın en büyük dersini armağan etmiştir. Örneğin İslam’da özgüvenin göstergelerinden birisi, insancıl duygular ve fıtrî temayüllerin derinliklerinden kaynaklanan bağımsızlık talebi ve başkalarına muhtaç olmamaktır. Kur’an-ı Kerim her insanın saadetini onun kendi amel, çaba ve mücadelesine bağlı bilmekte ve onun için çaba ve faaliyetinin hâsılından başka bir ödül gözetmemektedir. Böyle bir şey de ancak kendine inanmayla tahakkuk edecektir. “ Herkes, kazancına bağlıdır.” [2]  

2. Kendine Değer Vermek:

Bu, kendine saygı duymak ve kendine müspet bakmak demektir. İslam ibadetsel, toplumsal, ahlakî ve ekonomik tüm programlarında onuru gözetmiş ve onu göz önünde bulundurmamayı hiçbir şartta kabul etmemiştir. Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Allah Müslüman’ın tüm işlerini kendisine bırakmıştır, ama kendisini zelil etme kararını ona vermemiştir.” [3] Abraham Mazlu şöyle demektedir: “Toplumdaki tüm fertler onura veya kendine saygı duymaya veyahut başkalarına saygı duymaya eğilim göstermekte veya ihtiyaç duymaktadır.” [4]

3. Kendini Tanımak:

Kendini tanımak, büyük bir ölçüye kadar şahsiyet eksenli olumlu yönleri tanımaya ve kabiliyet, yetenek ve güçlerden haberdar olmaya bağlıdır. [5] İnsanın kendisine menfi bakması ve yeteneklerini küçük sayması, huzuru kaçırmaya ve derunî özgürlüğün yok olmasına neden olur. Aynı şekilde insanın ruhsal denge taşımamasına ve de hayattan ve onun sorumluluklarından kaçmasına ve uzak durmasına sebep olur. [6]

4. Başkalarının görüşlünü kabul etme veya reddetmedeki ölçünüzün hak ve hakikat olmasına özen gösterin. Masum imamın şu değerli sözüne dikkat ediniz: İmam Musa b. Cafer (a.s), Hişam’a şöyle buyurmaktadır: “Ey Hişam eğer elinde bir ceviz olursa ve tüm halk onun mücevher olduğunu söylerse, bunun senin için bir faydası yoktur ( inanma) ve eğer elinde bir mücevher olursa ve tüm halk onun ceviz olduğunu söylerde, bunun sana bir zararı olmaz (üzülme). [7]

5. Başkalarının da sizin gibi kusurları olduğundan emin olun. İnsan-ı kâmilden başka hiç kimsenin kâmil ve ideal olmadığını bilin.

6. Başkalarının da (özellikle genç arkadaşlarınız) kendileri hakkında sizin görüşünüze önem verdiklerini unutmayın.

7. Huzur bulmanız için kalbinizi Allah’a verin. Allah şöyle buyuruyor: “Biliniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” [8]

Daha fazla bilgi elde etmek için şu yanıtlara müracaat edebilirsiniz:

12672 (Site: 12423) (Akıl Ve Düşüncenin Yetiştirilmesi Ve Bağımsızlığı),

525 (Site: 572) (İradeyi Takviye Etmenin Yolları)

 ve 15882 (Site: 15622) (Sinirlerin Gerilmesinin Nedenleri)  



[1] Muin, Muhammed, Ferheng-i Farsi, c. 2, s. 2406; Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Rahiyan-ı Kuy-i Dost, s. 15, Merkez-i intişarat-ı Müessese-i Amuzeşi VePejuheşi İmam Humeyni, çap-ı sevvom, 1376.

[2] Müdessir, 38.

[3] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Furu-i Kafi, c. 5, s. 63, Tahran, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı dovvom, 1326.

[4] Abraham Mazlu, Revan Şinasi Şahsiyet-i Salim, ba tercüme: Ruygerdan, Şiva, s. 154, Bi Ca.

[5] Sübhani, Niya, Muhammed, Civan Ve İtimad Be Nefs, s. 64, Merkez-ı Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslami Hovze-i ilmiye-i Kum, çap-ı evvel, 1387.

[6] Menuçehriyan, Perviz, Ukde-i Hakaret, s. 5, İntişarat-ı Gotenberg, Bi Ta.

[7] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 1, s. 136, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[8] Rad, 28.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6507 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10652 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7336 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
    38176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17033 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
    15506 İslam Felsefesi 2011/03/02
    Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    5348 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • Bir şirket, ürünlerini yabancı bir marka adı altında daha fazla değere satarsa bunun hükmü nedir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Taklit merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir:Ayetullah el-Uzma Hamanei: İç ürün mü yoksa dış ürün mü olduğu müşteri tarafından ayırt edilebiliyorsa böyle bir üretime sahte ve kandırmacadır denilemez. Ama gerçeğin aksi bir şey söylenirse bu yalan olur ve haramdır. Ve eğer ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15095 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
    11742 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli ...

En Çok Okunanlar