Gelişmiş Arama
Ziyaret
7295
Güncellenme Tarihi: 2011/11/21
Soru Özeti
Evrendeki şerlerin arazî olarak Allah’a isnat edilmesinin nedeni nedir?
Soru
Şu cümlenin manası nedir? “Yüce Allah salt kemal olduğu için, O’nun iradesi gerçekte yaratıkların kemal ve hayrına taalluk eder ve eğer bir yaratığın varlığı evrende şer ve noksanlıkların meydana gelmesini gerektiriyorsa, onun şer ciheti ikincil olacaktır; yani çok hayrın ayrılmaz gereği olduğundan o hayrın ardılınca ilahi iradenin nesnesi olacaktır. (Usul-i Akaid, Ayetullah Misbah Yezdi, s. 162).
Kısa Cevap

Şer olarak anılan şeyler soyutlar âleminde mevut değildir ve bu konu madde âlemiyle ilişkilidir. Hayır ve şerrin manasının tahlilinde şöyle denmiştir: Hayır, her şeyin kendi doğası hasebince talep ettiği, sevdiği ve birkaç husus arasında tereddüt ettiğinde onların en iyisini seçtiği şeydir. Şer ise hayrın karşısındadır. Eşya hayır ve şer olma açısından beş kısımdır. Bunlardan iki kısmın dış gerçekliği vardır. Bu iki kısım Yüce Allah’ın varlığı olan salt hayır ve çok hayırdan ibarettir. Şer ile birlikte ilahi iradenin icat kelimesine nesne olan ve ilahi kazanın bizzat içerdiği şey, varlığın kendine aldığı miktardır. Başka bir ifadeyle varlık alma kabiliyet ve yeteneği taşımaktadır. Daha açık bir ifadeyle Allah yaratmış, ilahi irade icat etmiş ve ilahi kaza ona taalluk etmiştir. Ama onunla beraber olan yokluklar (şerler) ise Allah’a isnat edilmez. Bilakis onun daha fazla kabiliyet taşımamasına ve istidat kusuruna isnat edilir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru hakkında açıklama yapılmadan önce, hayır ve şer konusunun çok önemli ve tehlikeli konulardan olduğunu ve birçok filozof ve büyük bilgenin bu konuda değişik görüşler dile getirdiğini hatırlatmak gerekir. Ama bu sorunun cevabı sıfatıyla beyan edilen görüş, İslam filozofları ve İslam havzasındaki kelam ilmi bilginlerinin çoğunluğunca kabul edilmektedir. Şer olarak anılan şeyler soyutlar âleminde mevut değildir ve bu konu madde âlemiyle ilişkilidir. Hayır ve şerrin manasının tahlilinde şöyle denmiştir: Hayır, her şeyin kendi doğası hasebince talep ettiği, sevdiği ve birkaç husus arasında tereddüt ettiğinde onların en iyisini seçtiği şeydir. Şer ise hayrın karşısındadır. Elbette bu mananın tam açıklaması, bu açıklamaya sığmayacak uzun bir izah ister. Eşya hayır ve şer açısından beş kısımdır:

1. Salt hayır, 2. Salt şer, 3. Çok hayır, 4. Çok şer, 5. Eşit.

Bu beş kısım arasından sadece iki kısmın dış gerçekliği bulunur. Birincisi, salt hayırdır; yani varlığı zorunlu ve mutlak kemal olan ve de varlıksal her kemali taşıyan Allah’tır. İkincisi ise çok hayırdır; yani hayrı şerrinden çok olandır. Çok hayrı terk etmede büyük şer yattığından, ilahi inayet bu grup eşyanın varlığını gerekli ve lazım hale dönüştürmektedir. Ama diğer üç kısmın dış gerçekliği bulunmamaktadır; zira salt şer, salt hiçlik ve butlan olan salt yokluktur ve onun var olması imkânsızdır. Lakin diğer iki kısım yani çok şer ve eşit hayır ve şer Allah’ın inayetiyle bağdaşmamaktadır; çünkü ilahi inayet varlık düzenine mümkün en iyi ve sağlam nizamı bahşetmiştir. Eğer dikkatlice bu evrendeki her fenomen incelenirse, evrenin tüm cüzlerinin mümkün olan en güzel şekilde yaratıldığı belli olacaktır.[1] Bunun açıklaması şudur: Bizim yokluk hakkında zihnimizde tasavvur ettiğimiz şey, ya mutlak varlığın çelişiği olan ve mukabil noktasında yer alan mutlak yokluktur, ya da bir kemali taşıması gereken varlıksal kemal yokluğundan ibaret olan eklenmiş ve melekeye mensup yokluktur. Mesela körlük, bir kimsenin görebilmesi gerekirken görmeden yoksun olmasıdır. Bu nedenle biz duvara kör demeyiz. Birinci kısım için de birkaç şekil tasavvur edilebilir; birincisi, yokluğu bir şeyin varlığına değil de mahiyetine atfetmemizdir. Örneğin Ahmet’in yokluğunu tasavvur edip onu yok farz etmemizdir. Mevcut olduktan sonra değil elbette. Bu kısım salt bir aklî varsayım olup kendinde hiçbir şer tasavvur edilemez; çünkü olmaması durumunda şer olacak “olmak” ile “olmamak” arasında ortak olan bir konuyu tasavvur etmedik. Evet, insan bir şeyin yokluğunu o şey ile mukayyet kılabilir. Örneğin insan var olan Ahmet’in yokluğunu tasavvur edebilir ve onu var olduktan sonra yok farz edebilir. Böyle bir yokluk şerdir, ama yokluğun bu kısmı, açıklaması yapılan meleke yokluğudur. İkinci tasavvur ise bir şeyin yokluğunu bir başka şeyle mukayese ederek varsaymamızdır. Örneğin mümkün varlıkların zorunlu varlığının olmaması ve at gibi başka bir mahiyetin insaniyet varlığı taşımaması veya bitkilerin hayvan varlığının olmaması veyahut ineğin at varlığına sahip olmaması bu kabildendir. Bu yokluk kısmı mahiyetin bir gereğidir ve itibarî bir husustur. Karar kılınmış ve gerçek değildir. Yokluğun ikinci kısmı, meleke yokluğu olup bir şeyin belirli bir kemali taşıması gerekirken onu taşımaması ve ondan yoksun olmasından ibarettir. Bir şeyde meydana gelen değişim, eksiklik, afet, hastalık, acı ve tatsızlıklar bu türdendir; zira bu eksikliği taşımamak ve mukabilinde kemal taşımak bu şeyin konumuyla bağdaşır. Yokluğun bu kısmı şerdir ve maddî hususlarda meydana gelir. Bunun menşei, maddi istidatlarda bulunan kusurdur. Elbette bu kusur her şeyde bir ölçüde değildir, değişik derecelere sahiptir. Şer olan bu gibi yoklukların menşei, varlık feyzi kaynağı yani Yüce Allah’ın zatı değildir. Bunlar O’na isnat edilemez; çünkü yokluğun nedeni de yokluk gibi bir şeydir. Varlığın nedeni de başka bir varlıktır, yokluk değildir. Şer ile birlikte ilahi iradenin icat kelimesine nesne olan ve ilahi kazanın bizzat içerdiği şey, varlığın kendine aldığı miktardır. Başka bir ifadeyle varlık alma kabiliyet ve yeteneği taşımaktadır. Daha açık bir ifadeyle Allah yaratmış, ilahi irade icat etmiş ve ilahi kaza ona taalluk etmiştir. Ama onunla beraber olan yokluklar (şerler) ise Allah’a isnat edilmez. Bilakis onun daha fazla kabiliyet taşımamasına ve istidat kusuruna isnat edilir. Bu yoklukları mahlûk saymamızın ve yaratıldıklarını söylememizin nedeni ise, onların varlığın belirli bir miktarıyla karışık ve birlik olmasıdır.[2]

İlgili cevap: 936. Cevap (Site: 1166).



[1] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikme, Şirvani, Ali, c. 3, s. 353, Bustan-ı Kitap, çap-ı şeşom, Kum, 1384 ş.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Tercüme, Musevi Hemedani, c. 13, s. 259, Camia-i Müderrisin, çap-ı pencom, Kum, 1374 ş.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar