Gelişmiş Arama
Ziyaret
9167
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
Soru
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı? A. Eğer sürekli Peygamberin yanındaydıysa, o halde Peygamber insan suretinde bir melektir ve bu “ben sizin gibi bir insanım” diye belirtilen Kur’an ayetiyle çelişmektedir. B. Eğer sadece vahiy esnasında nazil oluyorduysa, bu durumda da Peygamberin sakal bırakmak ve benzeri sünnetlerinin sağlam dayanağı olmayacak ve bu sünnetler yeniden incelenebilecektir.
Kısa Cevap

Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Cebrail’in aziz İslam Peygamberi ile birlikte olmasının veya olmamasının onun insan olmasına bir etkisi yoktur. Cebrail, Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesiyle Allah Resulü’nün (s.a.a) melek olması arasında nasıl bir gereklilik vardır?

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzun birkaç bölüme ayrılmaktadır ve sırayla her bölüme cevap vereceğiz:

1. Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu[1] diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Aksi takdirde mesela aziz Peygamberle (s.a.a) birlikte olan Cebrail kendisine şöyle dedi ve vahiy etti diye ifadeler kullanılması gerekirdi. Örneğin Meryem suresinin on dokuzuncu ayeti ve Duha suresinin ayetlerinin tefsirinde ayetin iniş sebebinin vahyin gecikmesi olduğu belirtilmiş ve vahyin yirmi beş yahut kırk beş gün geciktiği nakledilmiştir.[2] 

2. Sorunun ikinci bölümünün cevabı: Dinî öğretiler esasınca Allah’ın kendi elçisine güzel ahlakı öğretmesi için bir meleği göndermiş olmasında hiçbir şüphe yoktur.[3] Bir meleğin sürekli bir şekilde Peygambere eşlik etmesi onun melek olduğuna delil teşkil eder mi? Siz, Cebrail’in sürekli Peygamber-i Ekrem’in yanında olması durumunda onun insan olmayacağını belirtmektesiniz. Meğer Cebrail Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan ve vahyin ona ulaştırılmasında vasıta olan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesi ile Allah Resulünün melek olması arasındaki gereklilik açık değildir; yani Cebrail’in sürekli Peygambere eşlik etmesinden onun melek olduğu neticesini nasıl aldığınız belli değildir. İki varlığın sürekli beraber olması onların türdeş oldukları manasına mı gelmektedir? Eğer biz bir yüzüğü sürekli yanımızda taşırsak, biz yüzük mü olacağız? Allah’ın her zaman bizimle olması, bizim Tanrı olmamız veya Allah’ın bizim gibi olmasını gerektirir mi?! Yahut meleklerin sürekli insan ile birlikte olması ve onun amellerini kaydetmesi, insanın melek olmasını mı gerektirir?! Bu istidlalin aklî bir temeli bulunmamaktadır. Hatta Peygamber sürekli Cebrail ile birlikte olsa da bu onun insan oluşunu zedelemez ve Kur’an ayetiyle bir çelişki arz etmez.[4] 

3. Bir diğer nokta da şudur: Cebrail’in Peygambere (s.a.a) nazil olmasının ve diğer insanlara nazil olmamasının nedeni, Peygamberin masum olmasıdır. Peygamberin masum olması Cebrail’in ona vahiy getirmesinden kaynaklanmamaktadır. İnsan hata ve yanlış yapmaktan masum olmayana dek peygamberlik makamına layık olmaz ve vahiy kendisine inmez. Böyle olduğu zaman artık Cebrail’in bulunması veya bulunmamasının aziz Peygamberin (s.a.a) masum oluşuyla bir ilişkisi olmaz; çünkü o Yüce Allah’ın güvenilir kuludur ve Cebrail de Allah’ın postacısıdır. Yanı sıra, bizim aziz Peygambere uyma ölçümüzün ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Biz neden aziz Peygambere itaat ediyoruz? Ona uymamızdaki ölçü Cebrail’in kendisine eşlik etmesi midir? Yoksa bunun başka bir ölçüsü mü vardır? Cebrail’in sadece vahiy taşıma rolü vardır ve ne Peygamberin masumiyetinde ve ne de ona itaat etmemizde bir etkisi mevcuttur. Bu nedenle nebevi sünnet zedelenecek ve yenilenecek bir özellikte değildir; çünkü nebevi sünnet her türlü hatadan korunan ve en yüksek insanî dereceye sahip bir peygamberin davranışlarından alıntılanmıştır. Öyle ki Yüce Allah onun yakınlığını iki yaydan daha az olarak beyan etmektedir.  



[1] Kuleyni, el-Kafi, c. 6, s. 52, çap-ı çarom, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365; a.g.e., c. 5, s. 304; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 17, s. 378, bap. 52, el-Yakin Ve’s-Sabr Âla’ş-Şedaid, Müessestü’l-Vefa,Beyrut.

[2] Banuy-i İsfahanî, Seyide Nusret Emin, Mahzenu’l-İrfan, Der Tefsir-i Kur’an, c. 15, s. 169, Nehzet-ı Zenan Müselman, Tahran, 1361 ş; Kaşani, Molla Fethullah, Tefsir-i Minhecü’s-Sadıkin, Fi İlzami’l-Muhalifin, c. 10, s. 269, Kitabfuruşi Muhammed Hasan İlmi, Tahran, 1336 ş; Hüseyni Şah Abdulazimi, Hasan b. Ahmed, Tefsir-i İsna Aşeri, c. 14, s. 249, İntişarat-ı Mikat, Tahran, çap-ı evvel, 1363 ş; Reşiduddin Mubidi, Ahmed b. Ebi Saad, Keşfu’l-Esrar Ve İddetu’l-Ebrar, c. 6, s. 140, İntişarat-ı Emir Kebir, Tahran, çap-ı pencom, 1371 ş.

[3] Hz. Ali (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: لَقَدْ قَرَنَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ بِهِ مِنْ لَدُنْ أَنْ کَانَ فَطِیماً أَعْظَمَ مَلَکٍ مِنْ مَلَائِکَتِهِ یَسْلُکُ بِهِ طَرِیقَ الْمَکَارِمِ وَ مَحَاسِنَ أَخْلَاقِ الْعَالَمِ لَیْلَهُ وَ نَهَارَه (Nehcü’l-Belağa, s. 300, İntişarat-ı Daru’l-Cehre, Kum).

[4] Meleklerin ve Cebrail’in ilimleri vermedeki rolü hakkında şu adrese müracaat edebilirsiniz: 1353. Cevap (Site: 1922) (Meleklerin Varlıksal Konumu).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar