Gelişmiş Arama
Ziyaret
8301
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
Soru
Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı? A. Eğer sürekli Peygamberin yanındaydıysa, o halde Peygamber insan suretinde bir melektir ve bu “ben sizin gibi bir insanım” diye belirtilen Kur’an ayetiyle çelişmektedir. B. Eğer sadece vahiy esnasında nazil oluyorduysa, bu durumda da Peygamberin sakal bırakmak ve benzeri sünnetlerinin sağlam dayanağı olmayacak ve bu sünnetler yeniden incelenebilecektir.
Kısa Cevap

Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Cebrail’in aziz İslam Peygamberi ile birlikte olmasının veya olmamasının onun insan olmasına bir etkisi yoktur. Cebrail, Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesiyle Allah Resulü’nün (s.a.a) melek olması arasında nasıl bir gereklilik vardır?

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzun birkaç bölüme ayrılmaktadır ve sırayla her bölüme cevap vereceğiz:

1. Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu[1] diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin yüksek olması ve onun alçak mertebeye inmesidir. Dolaysıyla onunla birlikte olması durumunda nüzulün manası olmayacaktır. Aksi takdirde mesela aziz Peygamberle (s.a.a) birlikte olan Cebrail kendisine şöyle dedi ve vahiy etti diye ifadeler kullanılması gerekirdi. Örneğin Meryem suresinin on dokuzuncu ayeti ve Duha suresinin ayetlerinin tefsirinde ayetin iniş sebebinin vahyin gecikmesi olduğu belirtilmiş ve vahyin yirmi beş yahut kırk beş gün geciktiği nakledilmiştir.[2] 

2. Sorunun ikinci bölümünün cevabı: Dinî öğretiler esasınca Allah’ın kendi elçisine güzel ahlakı öğretmesi için bir meleği göndermiş olmasında hiçbir şüphe yoktur.[3] Bir meleğin sürekli bir şekilde Peygambere eşlik etmesi onun melek olduğuna delil teşkil eder mi? Siz, Cebrail’in sürekli Peygamber-i Ekrem’in yanında olması durumunda onun insan olmayacağını belirtmektesiniz. Meğer Cebrail Allah Resulüne vahiy taşıyıcılığı yapan ve vahyin ona ulaştırılmasında vasıta olan kimse değil midir? Cebrail’in eşlik etmesi ile Allah Resulünün melek olması arasındaki gereklilik açık değildir; yani Cebrail’in sürekli Peygambere eşlik etmesinden onun melek olduğu neticesini nasıl aldığınız belli değildir. İki varlığın sürekli beraber olması onların türdeş oldukları manasına mı gelmektedir? Eğer biz bir yüzüğü sürekli yanımızda taşırsak, biz yüzük mü olacağız? Allah’ın her zaman bizimle olması, bizim Tanrı olmamız veya Allah’ın bizim gibi olmasını gerektirir mi?! Yahut meleklerin sürekli insan ile birlikte olması ve onun amellerini kaydetmesi, insanın melek olmasını mı gerektirir?! Bu istidlalin aklî bir temeli bulunmamaktadır. Hatta Peygamber sürekli Cebrail ile birlikte olsa da bu onun insan oluşunu zedelemez ve Kur’an ayetiyle bir çelişki arz etmez.[4] 

3. Bir diğer nokta da şudur: Cebrail’in Peygambere (s.a.a) nazil olmasının ve diğer insanlara nazil olmamasının nedeni, Peygamberin masum olmasıdır. Peygamberin masum olması Cebrail’in ona vahiy getirmesinden kaynaklanmamaktadır. İnsan hata ve yanlış yapmaktan masum olmayana dek peygamberlik makamına layık olmaz ve vahiy kendisine inmez. Böyle olduğu zaman artık Cebrail’in bulunması veya bulunmamasının aziz Peygamberin (s.a.a) masum oluşuyla bir ilişkisi olmaz; çünkü o Yüce Allah’ın güvenilir kuludur ve Cebrail de Allah’ın postacısıdır. Yanı sıra, bizim aziz Peygambere uyma ölçümüzün ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Biz neden aziz Peygambere itaat ediyoruz? Ona uymamızdaki ölçü Cebrail’in kendisine eşlik etmesi midir? Yoksa bunun başka bir ölçüsü mü vardır? Cebrail’in sadece vahiy taşıma rolü vardır ve ne Peygamberin masumiyetinde ve ne de ona itaat etmemizde bir etkisi mevcuttur. Bu nedenle nebevi sünnet zedelenecek ve yenilenecek bir özellikte değildir; çünkü nebevi sünnet her türlü hatadan korunan ve en yüksek insanî dereceye sahip bir peygamberin davranışlarından alıntılanmıştır. Öyle ki Yüce Allah onun yakınlığını iki yaydan daha az olarak beyan etmektedir.  



[1] Kuleyni, el-Kafi, c. 6, s. 52, çap-ı çarom, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365; a.g.e., c. 5, s. 304; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 17, s. 378, bap. 52, el-Yakin Ve’s-Sabr Âla’ş-Şedaid, Müessestü’l-Vefa,Beyrut.

[2] Banuy-i İsfahanî, Seyide Nusret Emin, Mahzenu’l-İrfan, Der Tefsir-i Kur’an, c. 15, s. 169, Nehzet-ı Zenan Müselman, Tahran, 1361 ş; Kaşani, Molla Fethullah, Tefsir-i Minhecü’s-Sadıkin, Fi İlzami’l-Muhalifin, c. 10, s. 269, Kitabfuruşi Muhammed Hasan İlmi, Tahran, 1336 ş; Hüseyni Şah Abdulazimi, Hasan b. Ahmed, Tefsir-i İsna Aşeri, c. 14, s. 249, İntişarat-ı Mikat, Tahran, çap-ı evvel, 1363 ş; Reşiduddin Mubidi, Ahmed b. Ebi Saad, Keşfu’l-Esrar Ve İddetu’l-Ebrar, c. 6, s. 140, İntişarat-ı Emir Kebir, Tahran, çap-ı pencom, 1371 ş.

[3] Hz. Ali (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: لَقَدْ قَرَنَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ بِهِ مِنْ لَدُنْ أَنْ کَانَ فَطِیماً أَعْظَمَ مَلَکٍ مِنْ مَلَائِکَتِهِ یَسْلُکُ بِهِ طَرِیقَ الْمَکَارِمِ وَ مَحَاسِنَ أَخْلَاقِ الْعَالَمِ لَیْلَهُ وَ نَهَارَه (Nehcü’l-Belağa, s. 300, İntişarat-ı Daru’l-Cehre, Kum).

[4] Meleklerin ve Cebrail’in ilimleri vermedeki rolü hakkında şu adrese müracaat edebilirsiniz: 1353. Cevap (Site: 1922) (Meleklerin Varlıksal Konumu).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Alkol veya jelâtin taşıyan çikolata ve ürünleri yemenin hükmü nedir?
    16549 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Belirtilen sorunun şerî cevabını elde etmek için büyük mercilerden (Allah onları korusun) fetva sorduk ve kendilerinin verdiği yanıtları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Genel olarak aslında sarhoş edici sıvılar kısmından olduğu belli olmayan alkoller temiz hükmündedir. Bunlarla karışmış olan sıvılardan yararlanmak ...
  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    23556 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • Düzen kanıtı ve evrim teorisi
    8591 برهان نظم 2012/11/11
    Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Bu görüş birkaç neden sebebiyle kabul edilemez:1. Darwin’in ...
  • Müslüman (Muslim) sözcüğünün anlamı nedir?
    71644 Tefsir 2009/10/18
    Kuran-ı Kerim’de Müslüman Allah Teala’nın emirleri karşısında mutlak bir teslimiyet içinde olan kişi anlamına gelir. Müslüman olmak kâmil halisane bir tevhit inancına sarılmayı ve her türlü şirk ve ikili tapınmadan uzak durmayı gerektirir. İşte bu yüzden Kuran-ı Kerim, Hz. İbrahim’i (a.s), Müslüman olarak tanıtmaktadır.
  • İhlâs suresini okumaksızın kılınan namazın hükmü nedir?
    6411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/19
    Genel anlamda namaz vacip ve sünnet (müstahap) olmak üzere iki kısma taksim ediliyor: Vacip (farz) olan namazlar üç halete; ihtiyar, mecburiyet ve acil’e taksim edilmiş ve her birisinin kendisine has bir hükmü var. Birinci halet ihtiyari halettir: bu haletin hükmü şöyledir: Günlük vacip olan namazların birinci ve ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    10690 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Kimler cennete girecek?
    13441 Eski Kelam İlmi 2009/06/16
    Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerini incelediğimizde cennetin Allah'ın kesin vaadi olduğu, muttakilerin, mü'minlerin, Allah ve Resulünün (s.a.a) emirne itaat edenlerin oraya gideceği anlaşılmaktadır. Böyle biri gerçek manada saadete ve kurtuluşa erenlerin sınıfında olacaktır.Allah ve Resulünün (s.a.a) emirlerinden biri veliyy-i emre itaat, imamı tanımak ve ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    5112 ضمان 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    12945 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Kerbela esirleri ne zaman Şam’a hareket ettiler?
    6235 تاريخ بزرگان 2009/02/22
    Tarih ve Maktel kitaplarının yazdığına göre Kerbela esirleri, Muharremin on birinci günü Kerbela’dan hareket edip Muharremin on ikisinde Kufe’ye vardılar. Muharremin on dokuzunda da Kufe’den hareket edip, Safer ayının birinci günü Şam’a vardılar.[1]

En Çok Okunanlar