Gelişmiş Arama
Ziyaret
9669
Güncellenme Tarihi: 2012/05/16
Soru Özeti
Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
Soru
Neden imam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir. Neden İmam Ali hiçbir zaman açıkça ben sizin imamınızım dememiştir?
Kısa Cevap

İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet makam ve konumunu açıkça dile getirmekteydi. Bu bildirimlerin bazıları Nehcül-Belağa’da zikredilmiştir ve biz sadece onların bir kısmının adresini vermekle yetiniyoruz: 3, 4, 5, 6, 10, 15, 16, 26, 34, 37, 74, 75, 84, 87, 92, 93, 108, 126, 127, 131, 136, 137, 139 ve 156. hutbeler.[1]  Burada sadece meşhur Şıkşıkiye[2] hutbesinde İmam Ali’nin açık sözlerinin bir numunesini aktarıyoruz. İmam Ali bu hutbede açıkça Allah Resulünün bazı sahabeleri tarafından hilafet makamının gasp edilmesine itiraz etmekte ve kendini ümmeti hidayete erdirme ve ümmetin imameti için en üstün şahıs sıfatıyla tanıtmaktadır. Bu nurani hutbede İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Biliniz ki Allah’a yemin olsun Ebubekir[3] hilafet elbisesini giydi, oysaki o benim İslam devletindeki konumumun değirmenin etrafında döndüğü değirmen ekseni olduğunu bilmekteydi. O, ilimler şelalesinin benim dağ yatağımdan aktığını ve düşüncelerin yüksek uçan kuşlarının benim yüksekliğimde uçamayacağını bilmekteydi. Ben hilafet cübbesini bıraktım ve kendimi toplayarak ondan uzaklaştım. Ben, tek bir şahıs olarak kendi hakkımı almak için ayaklanayım mı veya yaşlıları çürüten, gençleri yaşlı kılan ve imanlı bireyleri kıyamet ve Allah ile görüşünceye dek hüzünlü kılan bu boğucu ve karanlık muhitte sabrı mı seçeyim diye düşündüm. Doğru bir değerlendirmeden sonra sabır ve beklemeyi makul gördüm. Böylece gözümde diken ve boğazımda kemik varmışçasına sabrettim ve mirasımı yağmaladıklarını kendi gözlerimle seyrettim.”[4]  Sonra bu şikâyeti sürdürmekte ve şöyle buyurmaktadır: Ebubekir kendi hayatında halktan özrünü kabullenmelerini istiyordu, ama nasıl ölüm anında hilafeti bir başkasına devretti! Her ikisi hilafet devesini çok sağdı ve onun ürününden faydalandılar.[5]

 


[1] Nehcü’l-Belağa, tercüme: Muhammed Deşti.

[2] Nehcü’l-Belağa, Subhi Salih, hutbe. 3, s. 48.

[3] Subhi Salih’in Nehcü’l-Belağa’sında Ebubekir ismi yerine “filan” sözcüğü kullanılmıştır. Ama en eski Nehcü’l-Belağa şerhlerinden olan İbn. Ebi’l-Hadid’in Nehcü’l-Belağa’sında “İbn. Ebi Kuhafe” (Ebubekir) ismi zikredilmiştir.

[4] Nehcü’l-Belağa, üçüncü hutbe, s. 45.

[5] a.g.e. s. 46.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar