Please Wait
8583
Bu sorunun cevabı birkaç noktaya dikkat ettikten sonra açıklığa kavuşacaktır:
1. Eğer depresyona girmekten maksadınız psikolojik ve ruhi bir depresyona girme ise şunu söylememiz gerekmektedir: Kur’an ezberlemek ile ruhi depresyona girme arasında hiçbir ilişki ve gereklilik bulunmamaktadır. Tam tersine Kur’an okumak ve kur’an ezberlemek ruhi neşe ve mutluluk getirir. Zira Kur’an’ın sahip olduğu manevi ve nurani yönü itibari ile Kur’an hafızının ruhi ve psikolojik neşe ve mutluluk kaynağı olmaktadır ve bizler de aynı şekilde böyle fertlere şahit olmaktayız: “ela bi zikrillahi tatmeinnu’l kulup; biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”[1]
Elbette bu söylediklerimiz Kur’an mefhumlarını derk eden, onunla yaşayan ve ünsiyet ve ülfeti olanlar için geçerlidir.[2] Sadece Kur’an-ı ezberlemekle yetinenler, onun hakikat ve maariflerini derk etmeyen veya dünyevi maksatlar için bu işe yönelenlerin bu işten bir fayda elde edemeyecekleri aşikârdır. Nitekim rivayetlerden de bu mana istifade edilmektedir[3] ve bunlar bir müddet sonra kendilerinde soğukluk ve ümitsizlik ihsas ederler.
Aynı şekilde mümkündür ki bir kimse kur’an-ı ezberlemede aşırı çaba ve gayret gösterme sonucunda hafızasına fazla yüklenmiş, cismi açıdan yorgunluğa duçar olmuş ve neticede depresyona girsin. Kuranı hıfz etmeye çalışanlar arasında böyleli kimseler gözükebilirler. Ancak temennimiz şudur ki bu duruma maruz kalan kimseler zamanın geçmesiyle müptela olmuş oldukları cismi yorgunlukları ve tembellikler bertaraf olur rahatlıklarına kavuşurlar. İnşallah.
2. Diğer bir açıdan genellikle bu şahıs sürekli Kur’an ile ünsiyet ve ilişkisinden ve ezber yapmak için ilahi ayetlerde dikkat ve teemmül etme nedeniyle, Allah-ü Teala’nın tesirli sözleri kalp ve canında etki bırakmış (inşallah böyle olmasını ümit ediyoruz) ve yüzüne yansımıştır; ama zahirde depresyona girmiş görünmektedir; zira inzar (korkutacak) ayetlerini okuduğunda bu ayetlerde bahis edilen azabı sanki görmüş ve ona duçar olmuşçasına cehennem ve ilahi azap korkusuna inanmaktadırlar. Nitekim ariflerin İmamı Ali (a.s) takva sahiplerinin nitelikleri hakkında şöyle buyurmaktadır: “Muttakilere gelince onlar üstünlüklere sahip olan kimselerdir… onlar ve cehennem misali Cehennemi görmüş kimse gibidirler. öyle inanmaktadırlar ki orayı görmüş ve orada azap çeken kimse gibidirler. Kalpleri mahzundur… Bedenleri narin ve zayıftır… İlahi korku onları okçunun yonttuğu ok gibi inceltmiştir. Onlara bakan hasta zanneder; oysa onlarda hiç bir hastalık yoktur ve "halk yanlış düşünüyor" der.”[4] Bu nedenle Kur’an hafızı olmakla depresyona girmek arasında hiçbir ilişki yoktur.
3. Elbette her ne kadar günümüz dünyasında Kur’an ezberleme araçları çok fazla olsa da, bu iş herkese tavsiye edilmemektedir. Kur’an ezberlemek, Kur’an-ı korumak ve saklamak için kâğıt, kaset gibi benzeri imkanatların bulunmadığı çok eski zamanlarda iyi bir iş sayılmaktaydı. Ama günümüzde mukaddes metinlerin korunması ve muhafaza edilmesi için gelişmiş araç ve gereçlerin mevcut olmasından dolayı, insan vakit ve istidadını, sonsuz maariflerini erişebilmek ve onları saadet ve kemal yolunda kullanmak için, Kur’an ayetlerini okumaya ve üzerinde dikkat etmeye harcaması daha iyidir.
[1] Rad suresi 28.
[2] “Vesailu’ş Şia” , c. 6, s. 182.
[3] “Vesailu’ş Şia” , c. 6, s. 172 ve s. 182.
[4] Meadihah, Abdul- Mecit, “Hurşidi bi gurup”, “Nehcül Belağa”, hadis. 184, (Hammam hutbesiyle ünlenmiş).