Gelişmiş Arama
Ziyaret
9235
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
Soru
İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır? Başka bir ifade ile siyasi düşünceden maksat nedir? Hangi alanları kapsamına alır? İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin belirgin örnekleri nedir?
Kısa Cevap

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu için onun siyasi alandaki düşünceleri yönetim ve toplum ile ilgili bütün kavramları içerecek kapasitededir.

 İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin mihverlerini şöyle sıralamak mümkündür: Din ile siyaset ilişkisi, adalet, hürriyet, bağımsızlık, cumhuriyet, kanunculuk, kültür, Müslümanların birlik ve beraberliği, İslam ve Müslümanların çıkarları, dünya milletlerini İslam'a davet, İslam'ı yaymak, milli ve İslami kişiliği ihya etmek, İslami hedefler doğrultusunda dış siyaset uygulamak, dünya genelinde bütün mazlumları savunmak.

Ayrıntılı Cevap

Tefekkür, düşünce ve fikir aynı manaları ifade eden sözcüklerdir.[1] Siyasi düşünce, rasyonalist ve mantıklı bir yönteme dayanarak siyasi hayata yön vermeği hedef alan görüş ve inanışların tümüne denir. Bu düşüncenin kapsamına giren görüşler açıklama veya emir kipinde olabilir. Siyasi düşünür, kendi görüş ve inanışlarını şahsi tercih ve görüş olmaktan çıkacak şekilde rasyonalist ve mantıklı bir yöntemle açıklayabilen kimsedir.[2]

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. İmam Humeyni çok yönlü bir şahsiyet olarak irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında kendisinden bir çok eser kalmıştır. O İslami düşüncelere dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu için onun siyasi alandaki düşünceleri yönetim ve toplum ile ilgili bütün kavramları içerecek kapasitededir. İmam Humeyni son dönemin müslüman bilginlerinin ve İslam dünyasının tarihe yön veren kişilerdendir.

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hakkında siyasi konularda araştırma yapan kimseler bir çok eserler vermişlerdir. Açıktır ki bu kısa yazıda İmam Humeyni'nin siyasi fikrinin bütün yönlerine işaret etmek mümkün değildir. Bu yüzden sadece kısa bir şekilde önemli bazı başlıklara işaret edeceğiz ve araştırmak isteyenlerin başvurması için bazı geniş kaynakları tanıtacağız.

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Din ve siyaset ilişkisi: İmam Humeyni'nin düşüncesinde temel kavramlardan biri din ve siyaset ilişkisidir. Hatta bunu İmam'ın siyasi düşüncesinin ekseni ve temel taşı olarak nitelemek mümkündür. İmam Humeyni yönetimin varlığının zaruri oluşuna ve siyasi düzenin kaçınılmazlığına inanmış ve bunu siyasi düşünce alanında bir ilke olarak kabul etmiştir. O gaybet döneminde siyasi nizamın kurulması gerektiğine inan alimler arasındadır. O aklı ve nakli delillerle her dönemde insan toplumları için devletin kaçınılmazlığını, gaybet döneminde de bu zaruretin var olduğunu ve istenilen bir devlet sisteminin kurulması için çaba göstermenin gerekli olduğunu ispatlamıştır.[3]

2- Adalet: Adalet İmam Humeyni'nin önemle vurguladığı kavramlar arasındadır. O adaleti siyasi düzenin en önemli siyasi ve toplumsal hedefi olarak görmekteydi. İmam Humeyni hem nazari olarak hem de pratikte siyasi nizamın en önemli hedefinin toplumda adaleti yerleştirmek olması gerektiğini açıklamıştır. [4]

Allah Teala Kur'an'da şöyle buyuruyor:

"Gerçekten biz elçilerimizi apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla birlikte kitap ve ölçü indirdik."[5]

İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin özelliklerinden biri şudur ki o devleti adalet ve manevi gerçeklerin toplumda yayılmasına vesile olarak görüyordu. Çünkü topluma adalet hakim olursa insan tekamül ve saadet yoluna hareketi kolaylaşır. Ancak adaletten bir eser olmayan bir toplumda saadet, felah ve takvadan da bir eser kalmaz.

3- Hürriyet: İslam İnkılabı'nın temel şiarlarından biri hürriyetti. İmam'ın da ilke olarak savunduğu kavramlardan biri işte bu kavramdı. O hürriyeti bir siyasi araç olarak değil insanların ilkel bir hakkı olarak görüyordu.[6] O şöyle diyordu "İnsanın ilkel haklarında biri hür olmaktır. İster insanın diğer insanlarla ortak taktiriyle ilgili olan medeni ve toplumsal hürriyet ve ister inanç, fikir, partisel çalışma, matbuat vb. alanlardaki kişisel hürriyet devlet tarafından korunmalıdır. Elbette bu hürriyetler sınırsız olmamalıdır. İmam'a göre bu hürriyetlerin sınırı ülkenin temel çıkarlarının tehlikeye düşürmesidir. İmam, hürriyetin sınırını dini hükümler ve İslam temeli üzere düzenlenmiş kanunlar biliyor ve şöyle diyorlardı: "Bütün dünya ülkelerinde hürriyet ve komplo birbirinden farklı tutulmakta ve bunların sınırları birbirinden ayrılmaktadır."[7]

Bağımsızlık: İmam'ın bu kavram şöyle tanımlamaktadır: "Bütün sahalarda bağımsızlık, yabancıların ülkenin işlerine karışmamaları, onların nüfuzlarını önlemek, ülkeyi müstakil olarak yönetmek."[8]

6- Halkçılık (Demokrasi): Halkın oylarına başvurma, onların kendi taktirlerini belirlemedeki rolleri, siyasi konularda halkın sahnede oluşu İmam'ın siyasi düşüncesinin diğer bir boyutunu oluşturmaktadır. İmam halkın kendi taktirini belirlemedeki rolü hakkında şöyle demiştir:

"Biz halka zorla bir şeyi dayatmak istemiyoruz. İslam diktatörlük yapmamıza izin vermemiştir. Biz halkın oylarına tabiiz."[9]

6 – Kanunculuk: Kanuna saygı İmam siyasi düşüncesini temel ilkelerinden biri sayılır. İmam kanuna amel etmeyi bütün halk kesimlerine en aşağı seviyeden en üst düzey yetkilere kadar şer'an vacip biliyordu. İmam'ın kurmak istediği devlette şahıs söz konusu değil, nizamlar ve ilahi kanunlar ölçüdür. Herkes kanuna uymalıdır ve bu sahada fertler arasında bir fark yoktur.[10] İmam'a göre İslam'da kanun hüküm sürmektedir hatta Resulullah (s.a.a) da kanuna bağlı idi.[11]

7- Kültür: İmam Humeyni, İran'ın çağdaş tarihinde en çok etkisi olan düşünürlerden biridir. O kültürü siyasi ve iktisadi konuların temeli biliyordu. O inanıyordu ki eğer insan iyi bir şekilde eğitilirse toplumun bütün sorunları kendiliğinde çözümlenmiş olur. Ona göre kültür insan üretme fabrikasıdır. Peygamberlerin gönderiliş hedefi de insan yetiştirmektir."[12] İmam'a göre insan yetiştiren kamil bir kültür İslam'da vardır. Toplum ve halkı yetiştirmek sadece İslam kültürü sayesinde mümkündür. Bir milleti eğitmek meselesi o milletin kültürünü düzeltmekle olur. Bu yüzden, "kültürü düzeltmeğe çalışmakla yükümlüyüz." diyordu.[13]

8- Birlik: İmam Humeyni'nin siyaset arenasında üstelediği fikirlerden biri çeşitli kesimler arasında birlik ve beraberlik oluşturmaktı. O İslam İnkılabının başarı sırrının birlik olduğunu söylüyordu. O şuna inanıyordu ki, İran milletinin izzet kazanmasına sebep olan temel etken birlik idi.[14]

9- Maslahat: İmam Humeyni şuna inanıyordu ki, İslam devletinin yetkilileri kendi şahsı görüşlerine göre hareket etmek hakkına sahip değildirler. İslam devletinde yürürlükte olan bütün kurallar İslam hükümlerine göre ayarlanmalıdır. Elbette İslam yöneticisi bir takım konularda Müslümanların veya devletin maslahatı için bazı girişimlerde bulunabilir. İmam kendisi defalarca şöyle demiştir: "Eğer İslam ve Müslümanların maslahatını bir şeyde teşhis edersem girişimde bulunacağım."[15] Birleşik Milletlerin Güvenlik Konseyi'nin 598 kararını kabul etmesini de bu doğrultuda değerlendirmeliyiz.

10- Dünya halkını İslam'a davet etmek: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesindeki temel noktalardan biri de dünya halkını İslam'a ve İslami öğretilere davettir. Eski Sovyetler Birliğinin Başkanı Gurbaçof'u İslam'a davet etmesi de bu açıdan değerlendirilmelidir.[16]

"Müslüman olmayan kesimleri… İslam'ın adalete dayalı ilerici mektebine davet etmeliyiz."[17]

11- İslami kimliğin ihyası: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinin mihverlerinden biri de İslami kimliği ihya etmektir. İmam, İslami-milli kimliği ihya etmeği ülkenin bağımsızlık, ve egemenliği için bir vesile ve düşmanların sultasına karşı bir engel olarak görüyordu. İmam sürekli şu noktayı tekit ediyordu: "Biz kendimizi tanımadıkça ve özgüvene ulaşmadıkça asla bağımsızlığa ulaşamayız."[18]

12- Dış siyaset: İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesinde yer tutan önemli konulardan biri de dış siyaset ve İslam devletinin uluslar arası alanlarda ve diğer ülkelerle ilişkisindeki tutumu, mazlumları savunması ilkesi idi.[19] Yabancıların sultasının reddi (Nefy-i Sebil ilkesi) İslam fıkhında var olan önemli ilkelerden biri sayılır. İmam bu ilke esasınca yabancıların müslümanların işlerine müdahale etmelerine şiddetle karşı çıkıyordu. İmam'ın İstikbarla (kafir zorba güçlerle) mücadelesi yabancıların sultasını reddetmesi ve sultacı güçlere yaslanmaya karşı çıkması bu doğrultuda değerlenmelidir.[20]

İmam Humeyni'nin Siyasi düşüncesi hakkında daha geniş bilgi için aşağıdaki kitaplara başvurabilirsiniz.

1- Endişe-i Siyasi İmam Humeyni, Cemşidi, Muhammed Huseyn.

2- Endişe-i Siyasi İmam Humeyni, Fevzi Yahya

3- Deramedi ber Nezeriye-i Siyasi İmam Humeyni, Dehşiri, Muhammed Reza

4- Erkan Endişe-i Sİyasi İmam Humeyni Refi' zade Azim



[1] Lügat kitapları

[2] Beşiriye, Huseyin, Tarih-i Endişe-i Siyasi der Karn-i Bistum, s. 17; Neşr-i Ney, Tehran

[3] İmam Humeyni, Kitabu'l-Bey' c. 2 s. 619; İmam Humeyni, Şuun ve İhtiyarat- Veliyyi Fakıh, s. 23, Sahife-i İmam, c. 2. s. 31; muesses-i tanzim ve naşr-i asar-i İmam Humeyni Tehran.

[4] Sahife-i İmam, c. 15 s. 213

[5] Hadid: 25

[6] ade. c. 5 s. 387

[7] ade. c. 6 s. 271; c. 4, s. 259; c. 9, s. 90; Merkez-i Medarik- Ferheng İnkılab-i İslami.

[8] ade. c. 490, 236; c. 4, 277.

[9] ade. c. 10, s. 181

[10] ade. c. 9 s. 42

[11]ade. c. 10 s. 29

[12] Telim ve terbiyet ez didgah-i İmam Humeyni, Tibyan, 18. defter s. 270

[13] Sahife-i İmam, c. 8, s. 96

[14] Sahife-i İmam, c. 5, s. 173, 141

[15] ade, s. 461

[16] ade c. 1, s. 293

[17] ade c. 3 s. 322

[18] ade c. 9, s. 258

[19] Nisa: 141 "وَ لَنْ یَجْعَلَ اللَّهُ لِلْکافِرینَ عَلَى الْمُؤْمِنینَ سَبیلاً" .

[20] Sahife-i İmam, c. 4 s. 317

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa Ve Suyun Üzerinde Yürüme
    13286 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Peygamberleri tanımanın yollarından birisi mucizedir. Mucize ıstılah olarak öğretilecek ve öğrenilecek türden olmayan ve insanların yapmaya güç yetiremeyeceği olağanüstü işlere denir.[1] Hz. İsa (a.s) bazı mucizelere sahipti. Ölüleri diriltmek, doğuştan kör olanlara şifa vermek ve hastaları iyileştirmek bu mucizelerin bazılarıdır. Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8914 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Cenabet guslü alınmazsa namaz ve orucun kazasını yerine getirmek farz olur mu?
    11948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/30
    Bu konuda kendi taklit merciinizin fetvasına göre amel etmelisiniz. Büyük taklit merciilerinin ‘Yıllarca cenabetli olarak namaz kıldım, oruç tuttum. Ama cenabetlinin gusül alması gerektiğini bilmiyordum. Bu durumda görevim nedir?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:Ayetullah Humeyni, Behcet, Tebrizi, Hamanei, Mekarim, Vahid:
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28705 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Ehl-i Sünnetin abdest alma şekli dikkate alındığında abdest ayetindeki 'ila' kelimesi ne manaya gelmektedir?
    9549 Sire 2009/04/08
    Abdestayetinde ki 'ila' kelimesi için demek gerekir ki, ayet yıkamanın şekliyle ilgili değildir, yalnızca yıkamanın haddi ve miktarı beyan edilmektedir ve 'ila' ğayet (son sınır) manasını taşımaktadır. Ama bu ğayet (son sınır) magsul'ün (yıkanılan yerin) ğayet'ini belirtmektedir, guslün (yıkamanın) değil. Birine 'ellerini yıka' dendiğinde ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    27622 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7057 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba Nebiyi ekrem (s.a.a) ezanda kendi nübüvvetine ve hazreti Ali’nin (a.s.) velayetine şehadet veriyor muydu? Neden zamanımızın imametine şehadet vermiyoruz?
    8512 Fıkıh Tarihi 2015/05/20
    Rivayetler esasınca şu müsellemdir ki İslam Peygamberi (s.a.a.) ezanda kendi nübüvvetine şehadet veriyordu. Zira nebiyi ekrem (s.a.a.) diğer insanlar gibi şer’i hükümlere ve tekliflere amel etmeye mükellef olmadığını ispatlayan has bir delil var olmadığı sürece mükellefti. Ezan bağlamında müstesna kılındığına dair hiçbir delilimiz yok iken mükellef olduğuna ...
  • Allahın sıfatları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde neden günah işliyoruz?
    9927 Pratik Ahlak 2010/11/09
    Allah amellerinizden haberdar ve Onun kadir ve hekim olduğunu bilmek insanı itaat yapmaya sürüklemez. Şeytan Allahın sıfatlarını biliyordu, ama Onun emrine sırt çevirdi.İlahi sıfatlar hakkındaki ilim, itikat ve iman ile birlikte olunca, insanı amele sevk eder. Ama heva ve ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9862 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...

En Çok Okunanlar