Gelişmiş Arama
Ziyaret
6306
Güncellenme Tarihi: 2010/07/22
Soru Özeti
Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
Soru
Allah cenneti neden bu kadar maddi konular ile nitelemiş ve manevi boyut ve Allah’ın kullarından razı olmasına çok az değinmiştir?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ötürü daha yüksek bir derecede bulunan cennetin manevi makam ve kavramlarını idrak etmekten yoksundurlar. 

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Kerim bazen cennet ve cehennemi maddi özellikler ile ve bazen de ruhani ve manevi özellikler ile nitelemiştir. Bazen cennet bahçeleri, zevk veren gölgelikler, yemek ve alımlı tabaklar, temiz şaraplar, görkemli elbise ve süsler ve güzel eşlerden söz etmiş ve bazen de ilahi Rıdvan ve deruni sevinçten söz etmiştir. Ruhani cennet derece ve makam açısından maddi cennet ve maddi nimetlerden çok üstündür. Nitekim Tevbe suresi maddi nimetlerin özelliklerini belirttikten sonra hemen ardından şöyle buyurmaktadır: “و رضوانٌ مِن اللهِ اکبر” ; yani Rabbin rıza ve memnuniyeti belirtilen nimetlerden daha üstündür.[1] Ama ruhani cennetin bazı dereceleri tüm müminlere değil, sadece bazı müminlere özgüdür. Nitekim Kur’an şöyle buyurmaktadır: Onlardan her biri Naîm cennetine sokulacağını mı umuyor? Hayır, (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.[2] Cennetliklerin yerlerini ve cennet nimetlerinin farklılığı temel alınarak Kur’an’da cennet dört isimle zikredilmiştir: Adn cenneti, Firdevs cenneti, Naim cenneti ve Ma’va cenneti. Bir rivayette İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Kur’an’da belirtilmiş cennetler Adn cenneti, Firdevs cenneti, Naim cenneti ve Ma’va cennetinden ibarettir.”[3] Kur’an-ı Kerim’de cennet hem maddi nimetler ve hem de ruhani nimetler ile nitelendirilmiştir. Ama çoğu yerde maddi özellikler ile nitelenmesinin sebebi, insanların zihninin daha çok maddi konular ve dünyevi hususlara alışkın olmasıdır. Neticede birçok insan için manevi ve ruhani özellikler yoluyla cenneti tasavvur etmek ve tanımak çok zor ve hatta imkânsızdır.  İnsanların çoğu daha yüksek bir derecede yer alan manevi cennetin makam ve kavramlarını idrak etme gücünden yoksundur. Kur’an bu hususta şöyle buyuruyor: Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.[4] Aynı şekilde nebevi bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Allah şöyle buyurmuştur: Ben kullarım için ne bir gözün gördüğü, ne bir kulağın duyduğu ve ne de bir insanın kalbine yansıyan şeyler hazırlamışımdır…”[5] Bu yüzden, cennetin ruhani nimetlerini tasavvur etmek çok zor olduğundan, Yüce Allah herkesin anlaması için herkesin anlayabileceği ve idrak edebileceği maddi nimetleri beyan etmekten istifade etmiş, manevi ve ruhani nimet ve zevklere çok kısa bir şekilde özet olarak işaret etmiştir. 


[1] Tevbe Suresi, 72. ayet.

[2] Mea’ric Suresi, 38 ve 39. ayet: "أَ يَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ أَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعيمٍ، كَلا".

[3] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c: 8, s: 100, Neşri İslamiye, Tahran, 1362.

[4] Secde Suresi, 17. ayet: "فَلا تَعْلَمُ نَفْسٌ ما أُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ".

[5] Allame Meclisi, Muhammed Taki, Biharu’l Envar, c: 8, s: 92, Müessesetü El- Vefa, Beyrut, 1404.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Dinsel bilgi, dinsel ameller, dinsel duygular, dinsel inançlar ve dinsel etkilerin tanımı nedir?
    8862 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    1. Bir grup dinsel bilginin (veya dinsel ilim) şeriat sahibi tarafından yasak kılınmayan ve öte taraftan İslam toplumu için faydalı olan bilgiye dendiğine inanmaktadır.[1] Üstat Mutahhari bu hususta şöyle söylemektedir: “İslam’ın kapsamlılığı ve son din oluşu, İslam toplumu için ...
  • Belirlenmiş rızkla insanın çabası arasındaki ilişki nedir?
    16312 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    Rızk iki kısımdır:1. Kazanılması gereken rızk2. Kesin olan rızkKesin olan rızk insana verilmiş olan varlık, ömür, çeşitli imkânlar, aile ortamı ve yetenekleri gibi şeylerdir. Bu tür rızkla insan çabası için gereken güç, dikkat ve beceriyi sahip olur ve iş görmeye kadir olur. Bu tür rızkı kullanmak sayesinde ...
  • Sünnetin kanıtsallığı dünyevî işlerde midir yoksa uhrevî hususlarda mıdır?
    6408 Masumların Siresi 2011/12/19
    Şia ve Ehli Sünnet mensubu usul bilginleri, sünnetin Allah Resulü’nün (s.a.a) söz, davranış ve onaylaması olduğu hususunda hemfikirdir. Şia, sünnetin imamların (a.s) söz, davranış ve onaylamasını da kapsadığına inanır. Bu yüzden imamet nübüvvetin boylamındadır ve Peygamber (a.s) ile imamların söz, davranış ve onaylaması arasında bir fark bulunmamaktadır. Şia’nın görüşünde ...
  • Ahiretin mümkün ve gerçek olduğuna dair hangi deliller mevcuttur?
    23619 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Önem açısından ahiret ve kıyamet meselesi tevhid meselsinden sonra en önemli dinî ve İslamî meseledir ve Kur’an ayetlerinin üçte birinden çoğu bu hususta nazil olmuştur. Kıyameti ispat eden deliller aklî ve naklî diye iki bölüme ayrılmaktadır:
  • Yolculuk, seferî namaz ve şehrin sonunun sınır ve ölçüsünü açıklar mısınız?
    6768 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Büyük taklit mercileri bu sorunun yanıtında şöyle buyurmuşlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun):1. Sekiz fersah olan yoldan oraya gitmek isterseniz, namazınızı seferî kılmalısınız ve sekiz fersah olmayan yoldan giderseniz tam kılmalısınız.
  • Acaba Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına defnedilebilinir mi?
    5000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    İslami hükümlere göre Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına ve Müslüman olan bir kimseyi Müslüman olmayanların kabristanına defnedilmesi işkâllı ve caiz değildir. Eğer yanlışlıkla böyle bir şey gerçekleşirse kabri açıp içinde defnedilmiş olan meyyiti çıkartıp başka bir yere götürülebilinir. Bu bağlamda şu meseleye dikkat ediniz. Müslüman olan bir ...
  • Kur’an’da kötümserliğin anlamı nedir?
    11849 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Kötümserlik, içsel bir halet olup çok kötü bir sıfattır ve çeşitli açılardan incelenebilir. Zira bireysel, toplumsal, ruhi, cismi, uhrevi ve dünyevi birçok menfi etkileri vardır. İslam kaynaklarında kötümserliğin etki ve sebeplerinin açıklanmasının yanı sıra, bu hastalığın tedavi yolları da zikredilmiştir. ...
  • Bir süredir tüm inançlarımı elden vermişim ve akıbetimden korkuyorum. Ne yapmalıyım?
    4940 Pratik Ahlak 2011/10/29
    Genel itibariyle gençler eleştirme ve şüphecilik ruhiyesine sahiptirler. İnançlar bazında gençler arasında şüpheciliğin var olması doğal bir durumdur. Ama sonuçta bu sorulara cevap bulunmasının gerekli olduğuna teveccüh edilmesi gereklidir. Bu dönemlerde insanı kendi istediği hedefler doğrultusunda yönlendirmek şeytan ve şeytanın vesveseleri çok çok fazlalaşır.
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    9974 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    9340 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...

En Çok Okunanlar