Gelişmiş Arama
Ziyaret
6011
Güncellenme Tarihi: 2009/12/21
Soru Özeti
Hangi İmam hacca gitmemiştir?
Soru
Hangi İmam hacca gitmemiştir?
Kısa Cevap

İmam Hasan Askeri’nin (a.s) Samerra şehrinde kontrol altında bulunması sebebiyle hac farizasını yapmaktan mahrum kaldığı söylenmiştir ve yanı sıra kendisinin Samerra şehrinden çıktığına dair tarihsel bir bulgu elde mevcut değildir. Ama bununla beraber, kesin bir şekilde böyle bir iddiada bulunulamaz; çünkü bu tespitin aksine bir takım karineler de mevcuttur. 

Ayrıntılı Cevap

İlkönce tarihsel konularda bir konuyu ispat etmek için delile ihtiyaç duyduğumuz gibi, onu kesin ve mutlak olarak ret etmek için de muteber bir delil olmadan görüş dile getiremeyeceğimizi belirtmeliyiz. Örneğin Amerika kıtasına hiçbir peygamber gönderilmemiştir ve bu sözün delili de ayet ve hadislerde onlardan bir eser bulunmamaktadır, diye bir iddiada bulunmak bu kabildendir. Elbette bir ayet veya rivayette konunun ret edildiğine dair açık bir bulgu yer alırsa onu kabul etmek gerekir. Masum imamların hacca gitmesi hususunda da bu yöntemden istifade edilmelidir. Başka bir tabirle eğer açıkça imamlar arasında bir imamın hacca gitmediğine dair tarihsel hadis eksenli bir delil bulunursa o kabul edilebilir. Lakin söz konusu imamın hacca gitmesi hakkında tarihsel bir naklin bulunmaması nedeniyle, o imamın kesin bir şekilde hacca gitmediğini ilan etmek mümkün değildir. İlgili imamın hacca gitmiş olması, lakin tarihsel nakillerde bunun kaydedilmemiş olması muhtemeldir. Bu mukaddimeyle sorunuza dönüyoruz:

Halkın geneli ve özellikle saygılı hacılar arasında İmam Hasan Askeri’nin (a.s) hacca gitmediği ve bazı hacıların kendisine naiplik ederek hac yaptıkları meşhurdur. Bu hususta şimdiye dek biz İmam Hasan Askeri’nin (a.s) hacca gitmediğini açıkça dile getiren tarihsel hiçbir muteber delile rastlamadığımızı söylemeliyiz.[1] Önceden de belirtildiği gibi bu hususta tarihsel bir verinin olmayışı, onun tarafından hac amellerinin yapılmadığını ispat eden uygun bir delil sayılmaz. Böyle bir inanç, tarihsel kaynaklar esasınca ya bu yüce imamın Samerra şehrinde doğmuş olması veya onun küçüklük döneminde yüce babasıyla birlikte bu şehre gelmiş olması nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.[2] İmam Hasan Askeri’nin (a.s) bir taraftan ömrünün sonuna dek Abbasi hilafet sisteminin memurlarının kontrolü altında olması ve öte taraftan onun Samerra şehrinden çıktığına dair hiçbir verinin bulunmamasına binaen, doğal olarak onun hacca gitmediği düşüncesi akla gelmektedir. Böyle bir akıl yürütme tam anlamıyla doğru olamaz; zira evvela İmam Hasan Askeri (a.s) şiddetli bir kuşatma ve tam bir kontrol altında olmasına karşın birçok zamanda resmi olarak mahkûm sayılmamaktaydı ve hatta görünüşte ona karşı saygılıca davranılmaya ve kendisinin genel ve saraylarda düzenlenen merasimlerde hazır olmasına çalışılmaktaydı.[3] İmam Hasan Askeri (a.s) bazen şehirden dışarıya çıkmakta ve sonra dönmekteydi.[4] Bu esas uyarınca onun bir gurup hacıyla birlikte ve devlet memurlarının denetimi altında hacca gitmiş olması muhtemeldir. İkincisi, tarihsel bir aktarıma göre bir şahıs Mekke şehrinde İmam Hasan Askeri’den (a.s) bir rivayet nakletmiştir. Bu rivayetin tüm metnini okumanız için bilgilerinize sunuyoruz:

 "حدثنا أبو نصر أحمد بن الحسين بن أحمد بن عبيد الضبي قال حدثنا أبو القاسم محمد بن عبيد الله بن بابويه الرجل الصالح قال حدثنا أبو محمد أحمد بن محمد إبراهيم بن هاشم قال حدثنا الحسن بن علي بن محمد بن علي بن موسى بن جعفر أبو السيد المحجوب إمام عصره بمكة[5] قال حدثني أبي علي بن محمد النقي قال حدثني أبي محمد بن علي التقي قال حدثني أبي علي بن موسى الرضا قال حدثني أبي موسى بن جعفر الكاظم قال حدثني أبي جعفر بن محمد الصادق قال حدثني أبي محمد بن علي الباقر قال حدثني أبي علي بن الحسين السجاد زين العابدين قال حدثني أبي الحسين بن علي سيد شباب أهل الجنة قال حدثني أبي علي بن أبي طالب سيد الأوصياء قال حدثني محمد بن عبد الله سيد الأنبياء ص قال حدثني جبرئيل سيد الملائكة قال قال الله سيد السادات عز و جل إني أنا الله لا إلا أنا فمن أقر لي بالتوحيد دخل حصني و من دخل حصني أمن من عذابي. "[6]

Fıkhi temeller esasınca bu imamın umre amellerini yerine getirmeden Mekke şehrinde bulunmasının imkânsız olduğunu bilmekteyiz. Bundan dolayı, eğer bu rivayeti kabul edersek kendisi kesinlikle umre amellerini yerine getirmiştir ve büyük bir ihtimalle ilahi farz olan haccı da yapmıştır.

Daha fazla bilgi edinmek için rehberlik bürosunun eğitim ve araştırma muavinliği tarafından hazırlanan ve Meş’ar yayınları tarafından basılan Haccu’l Enbiya ve Eimme kitabına müracaat ediniz.

 


[1] Böyle bir delile ulaşırsak, onu size bildireceğiz. Eğer bu hususta özel bir kaynak size tanıtılmışsa, itibar derecesini incelememiz için onu bize gönderin.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c. 50, s. 236, Müessesetü’l Vefa, Bayrut, 1404 h.k.

[3] a.g.e, s. 265, hadis 25;  s. 269, hadis 34; s. 270, hadis 37 ve …

[4] a.g.e, s. 260, hadis 20.

[5] Rivayetin bu bölümü, İmam Hasan Askeri’nin (a.s) Mekke’de olduğuna işaret etmektedir.

[6] Şeyh Saduk, Uyunu Ahbaru’r Rıza (a.s), c. 2, s. 135, hadis 3, intişaratı cihan, 1378 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • “Sure ne Anlama Geliyor?
    6076 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/02/15
    Lügat kitaplarında birkaç mana sure için beyan etmişler: “yüksek makam”, “hisar / sur”, “şehir etrafında çekilen duvar”.[1] Ragıbi Isfehani sure isminin verilmesinin nedeni hakkında şöyle yazıyor: “kuranı kerim (eskiden bir gelenek olup) şehirler etrafında çekilen hisara benzediği için bu isimle isimlendirilmiş. Duvarın şehri içine ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    7519 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İkindi namazının ilk vakti ne zamandır?
    9986 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/08/25
    İkindi namazının ilk fazilet vakti, bu namazın fazilet vaktinin başlangıcıdır ki o da öğle namazının (fazilet) vaktinden sonradır. Ancak bir de öğle ile ortak vakitleri vardır ki ayrıntılı cevapta açıklanmıştır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12307 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Arapçayı bilmeyenlerin Kuran’a bakmalarının veya okumalarının ne gibi faydaları vardır?
    12850 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı konumlara sahiptir. Sözleri de Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir. Yaşam kitabı, insanın tekâmülü, hidayet kitabı vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; ...
  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6747 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • Hasta yolcunun hükmü nedir?
    5870 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Yolcu (hasta ya da sağlıklı) vacip olan hükümleri yerine getirmede kendine özgü hükümlere sahiptir. Örneğin: Namazını, yolcu namazı olarak kılmalı (yani dört rekâtlık namazları iki rekât kılmalı) ve Orucunu da yemelidir. Aynı şekilde Hasta da ( ister yolculukta olsun ister olmasın) hastalığının türüne, şiddetine göre kendine özgü hükümlere ...
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    8919 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bankanın verdiği taksitli krediyle umre için kayıt yaptırmak istiyorum. Bunun şer’i hükmü nedir?
    7683 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/11
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şartlara uygun şekilde kredi almanın sakıncası yoktur. Ama son zamanlarda bankaların hac ve umre için verdikleri krediler hususunda yüce rehberlik makamının hac işlerinden sorumlu bi’se’si tarafından yayınlanan ve çeşitli ajanslarda yayınlanan bildirilere bakın. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Bu şekilde umreye ...
  • Orucun başlama anı sabah ezanının ilk vakti mi yoksa ezanın sona ermesiyle mi başlar?
    2768 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/10/02
    Sabah ezanına az bir vakit kala doğu tarafında bir ışık demeti yükselir. Bu ışık demetine ilk fecr veya fecri kazip denir. Bu ışık demetinin yayılmasıyla fecri sadık dediğimiz ikinci fecr zamanı başlar. İşte bu an Sabah namazının ilk vaktidir.[1]Buna binaen oruç tutan ...

En Çok Okunanlar