Gelişmiş Arama
Ziyaret
88467
Güncellenme Tarihi: 2009/11/10
Soru Özeti
Allah-u Teala neden Kabe’nin yapılmasını emretmiştir?
Soru
Allah-u Teala niçin Kabe’nin yapılmasını emretmiştir? Ve bundaki asıl hedef nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’ın ayetlerinde, rivayetler ve tarihi belgelerde Kabe ve Mekke ilahi bereketin tecellisi, insanların hidayeti ve Allah’a ibadet için toplanma yeri olarak anılmıştır. Allah-u Teala, daha önce çöl olan ve ekin yapılmayan bu mekana bir çok dünyevi hayırlar vererek, rızık verenin kendisi olduğunu ortaya koymuştur. Allah’a yakın olmak için bir vesile olan bu yer, bütün insanların hidayeti için kulluk yolunun nasıl olacağını da gösterir. Nitekim belli günler için belirlenen ibadet ve merasimler ubudiyet seyrinin şeklini insanlara öğretmektedir. Böylece insan kendi nefsinden hicret edecek, her türlü günah, dünyaya bağlılıktan ve ilahi olmayan renklerden kurtulacak ihlas, ve tövbeyle ilahi kurb makamına ulaşır.

Yine bu ev Hz. İbrahim’in makamı gibi önemli mukaddes anıları içerir. Güvenli harem olarak tanıtılması da buranın Yüce Allah’a manevi mensubiyetini gösterir. Her yıl yüz binlerce kişi bu mekanda ibadet için toplanması ve Allah’ın karşısında ki kulluklarının gereğini yerine getirmeleri bütün insanlık aleminde Allah’a kulluk çağrısını yükseltmekte bu da herkes için uyarıcı olmakta ve onlarda değişiklik meydana getirmektedir.

 

Allah-u Teala’nın bu evin yapılmasını emretmesinin bir başka sebebi de insanların ibadetlerinde bir eksen ve namazlarında kıble olması içindir; ayrıca kurban kesildiğinde ve insan öldüğü zaman insanların kendisini hatırlamasını sağlamsı içindir. Ayrıca Ka’be dağınık olan kalpleri bir noktaya toplamakta tevhid ve birlik olma ruhunu onlarda uyandırmaktadır ve bunun vasıtasıyla dinini canlı tutmaktır.

Demek ki, böyle şerefli bir mekanın yapılmasından maksat tevhidin nişanesi Allah’a kulluk ve ibadetin simgesi ve ekseni olmasıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın ayetleri, rivayetler ve tarihi belgelerde Kabe ve Mekke ilahi bereketin tecellisi, insanların hidayet vesilesi[1] ve Allah’a ibadet için toplanma yeri[2] olarak anılmıştır. Allah-u Teala, daha önce çöl olan ve ekin yapılmayan bu mekana bir çok dünyevi hayırların merkezi durumuna getirerek, rızık verenin kendisi olduğunu ortaya koymuştur.[3] Allah’a yakın olmak için bir vesile olan bu yer, bütün insanların hidayeti için kulluk yolunun nasıl olacağını da gösterir. Nitekim belli günler için belirlenen ibadet ve merasimler ubudiyet seyrinin şeklini insanlara öğretmektedir. Böylece insan kendi nefsinden hicret edecek, her türlü günah, dünyaya bağlılıktan ve ilahi olmayan renklerden kurtulacak ihlas, ve tövbeyle ilahi kurb makamına ulaşır.[4]

Yine bu ev Hz. İbrahim’in makamı gibi önemli mukaddes anıları içerir. Güvenli harem olarak tanıtılması da buranın Yüce Allah’a manevi mensubiyetini gösterir. Her yıl yüz binlerce kişi bu mekanda ibadet için toplanması ve Allah’ın karşısında ki kulluklarının gereğini yerine getirmeleri bütün insanlık aleminde Allah’a kulluk çağrısını yükseltmekte bu da herkes için uyarıcı olmakta ve onlarda değişiklik meydana getirmektedir.[5]

 

Allah-u Teala’nın bu evin yapılmasını emretmesinin bir başka sebebi de insanların ibadetlerinde bir eksen ve namazlarında kıble olması içindir; ayrıca kurban kesildiğinde ve insan öldüğü zaman insanların kendisini hatırlamasını sağlamsı içindir. Ayrıca Ka’be dağınık olan kalpleri bir noktaya toplamakta tevhid ve birlik olma ruhunu onlarda uyandırmaktadır ve bunun vasıtasıyla dinini canlı tutmaktır.[6]

 

Demek ki, böyle şerefli bir mekanın yapılmasından maksat tevhidin nişanesi Allah’a kulluk ve ibadetin simgesi ve ekseni olmasıdır.

Kur’an-ı Kerim bu binanın yapılış hedefine ve geçmişine işaret ederek şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki ilk kurulan ev, Mekke’deki evdir. Kutludur ve alemlere doğru yolu gösterir.’[7]

 

Aşağıda Kabe’nin yapılış hedef ve faydalarına kısaca işaret ediyoruz:

 

1- İslam’ın iktidar merkezini oluşturmak

Bir rivayette İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğu naklediliyor:

‘Şüphesiz Allah Teala insanları yarattı, onlara dinin emirlerini yerine getirmelerini emretti, dünyevi menfaatlerini düzenledi. Bu amaç doğrultusunda Kabe’yi, dünyanın her tarafından gelip toplansınlar diye Müslümanların toplanma ve iktidar merkezi yaptı.’[8]

Bir başka rivayette ise şöyle buyuruyor: ‘Eğer kavimler kendi bölgelerine, orada olanlara kendi varlıklarına yetinseler memleketler harap olur, ticaret biter ve o ülke kültürel bozguna uğrar.’[9]

 

2- Saygınlığı olan bir merkezin olması

Küresel bir mektebin saygın ve sağlam bir merkezinin olması gerekir. Allah-u Teala bu doğrultuda bu küresel mekanı peygamberlerinin vasıtasıyla temelini attı ve günden güne değerinin hürmetinin artmasını irade etti. Kur’an, Hz. İbrahim (a.s)’ın züriyesine mesken arama işini anlatırken bu evin değer ve hürmetini de vurgulamıştır: ‘Rabbimiz, soyumun bir kısmını ekin bitmez bir yere, hürmeti vacip olan evinin yanına yerleştirdim...’[10]

 

Hz.Ali (a.s)’da Kasıa hutbesinde Kabe’nin saygınlığına şöyle değiniyor: ‘Allah’ın insanları, Adem’den günümüze kadar şu taş parçalarıyla (ki acaba emirlere uyuyorlar mı uyuyorlar mı diye) imtihan ettiğini görmüyor musunuz? Onu kendi saygın evi yaptı, sonra Adem ve oğullarına onu tavaf etmeleri için emir verdi.’[11]

 

3- Güvenlik Merkezi

Kur’an’ın ayetlerine göre Kabe insanların toplanma yeri ve güvenlik mekandır.[12]

Tarih boyunca düşmanlar bu merkezi yok etmek için çok uğraştılar, ama Allah onların bu uğraşılarını boşa çıkardı. Ebrehe ve fillerinin yenilgiye uğratılması ve firar etmeleri Allah’ın iradesini göstermektedir.

 

4- Hac Amellerinin Yerine Getirilmesi

Kur’an-ı Kerim ahlaki, iktisadi, siyasi, eğitim gibi birçok faydası olan bu azametli merasime işaret ediyor ve ‘menfaatlar’ kelimesiyle bu faydalara açıkça değiniyor: ‘Gelsinler de kendilerine ait olan menfaatleri elde etsinler ve muayyen günlerde Allah’ın adını anarak...’[13]

 

5- Bunlardan başka bir çok fayda ve hedefler de var ki, sözün uzamaması için onlara sadece işaret edeceğiz:

a- Müslümanlara için bir ticaret merkezi oluşturmak ve ekonomilerini ilerletmek

b- Kültürün gelişmesi ve görüş alış verişi için uygun bir yerin oluşması.

c- Şirkle mücedele etmek için bir üs olması

d- İslam düşmanlarını korkutmak ve müstekbirlerden beraat için bir merkez olması.

e- Ümmetin, imam ve rehberine bağlanmasını itaatini sağlayan bir merkez oluşu



[1] - Al-i İmran/96

[2] - Bakara/125

[3] - İbrahim/37

[4] - Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, c.1, s.289

[5] - a.g.e. c.3, s.354

[6] - a.g.e. c.6, s.142

[7] - Al-i İmran/96

[8] - Vesail-uş Şia, c.11, s.14

[9] - a.g.e. c.15

[10] - İbrahim/37

[11] - Nehc-ül Belağa, 183. hutbe

[12] - Bakara/125

[13] - Hac/28

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar