Gelişmiş Arama
Ziyaret
8899
Güncellenme Tarihi: 2010/04/13
Soru Özeti
Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne inmesini küfür olarak mı değerlendirmektedir?
Soru
Usul-i Kâfi, c.1 s. 90 ve 91’de ilk dönem Şia âlimleri Allah’ın yeryüzüne indiğini ret etmekte ve bu sıfatı ispatlayan kimsenin küfrüne hüküm ektedirler. Bu söz doğru mudur?
Kısa Cevap

Şia İmamlarından nakledilen rivayetler mantıklı bir açıklama çerçevesinde Allah’ın yeryüzüne inmesi inancının geçersizliğini dile getirmekte ve buna inananların küfrüne işaret etmemektedir. Allah’ın yeryüzüne indiğine inanmak tahrif edilmiş bir rivayetin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bunun neticesi Allah Azze ve Celle’nin cisimlendirilmesidir. Allah’ı cisim bilmek Şii ve Sünni âlimleri açısından eğer bir şekle indirgenirse küfre neden olur.

Ayrıntılı Cevap

İslam’ın yayılıp genişlemeye başladığı İlk dönemlerden bugüne dek fırka ve kelam mezhepleri arasındaki ihtilaf ve tartışmalardan biri, Allah’ın zati ve haberi sıfatları konusu olmuştur. Elbette bu kelamsal tartışma haberi sıfatlarda daha çok meydana gelmiş ve bazen karşı tarafı tekfir etmeye neden olmuştur. Fetihler döneminde Müslümanlar tedrici olarak yenilmiş ve komşu kavimlerin düşünce, inanç, gelenek ve görenekleriyle aşina olmuş ve bazı hususlarda bu ilişkiler bazı düşünürlerin bu kavim ve milletlerin inanç ve düşüncelerinden etkilenmesine neden olmuştur. Bazı mezhep fırkalarının görüşlerine tam bir şekilde bakıldığında onların kozmoloji ve ilahiyat alanlarındaki etki miktarları gözlemlenebilir. Yeni Plâtonculuk, Yahudilik ve Zerdüştilikten alınan bazı düşünceler bu kabildendir. İnançsal konularda genel olarak ve Allah’ın sıfatları konusunda ise özel olarak Müslümanlar her zaman diğer dinlerin düşüncelerinden etkilenmiş bazı bilginlerin yanlış yorumlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Kur’an’da Allah’ın kendini nitelediği haberi sıfatlar hakkında tartışmaların gerçekleştiği bir atmosferde bir grup (hadis ehli) Kur’an’da bulunan “ید الله فوق ایدیهم”, “و یبقی وجه ربک” ve rivayetlerde bulunan “ینزل  الی السماء الدنیا”, “قلب المؤمن بین اصبعین من...” esinlenerek haberi sıfatlar hakkında yüzeysel bir yorum yapmış, başkalarıyla tartışmalarda bulunmuş ve bu da Allah’ın teşbihi ve cisim olduğu inancını ortaya çıkarmıştır. Bunun ardından Eşaire tecessümden kaçmak için onlardan farklı bir yorum ortaya atmış ve bu sıfatların niteliksiz bir şekilde bulunduğu inancını dile getirmiştir. O, bununla tecessümden sakınma hedefini gütmüş, lakin bir tür paradoks meydana getirmiştir. Bir başka grup da bu iki görüşün karşısında haberi sıfatları temelsiz ve esassız bir şekilde tevil etmeye yönelmiştir. Böyle bir durumda Şii imamları da bu meselelere yönelik kendi görüşlerini açıklamaları ve böylece Şii’lerin inançsal olarak sapmasını engellemeleri gerekiyordu. Bunun için uygun zamanlarda bu konular ile yüzleştiklerinde söz konusu soru ve şüpheleri delilli ve açık bir şekilde beyan etmekteydiler. Her ne kadar sorunuzda belirttiğiniz adreste konuyla ilgili rivayeti bulmasak da Usul-i Kâfi’de imamların bu konuyu açıklamak için sergilediği çabaları gösteren bir takım rivayetler mevcuttur.[1] İmam Sadık (a.s), İmam Kazım (a.s) ve İmam Hadi (a.s) Allah’ın dünya göğüne veya yeryüzüne inmesi konusunda ileriye sürülen delili çürütmüş ve muhatabı Allah için bir had gözetmekten, O’nun bir eksiği olduğunu söylemekten ve O’nu yaratıklardan birine benzetmekten sakındırmıştır. Bu rivayetlerin tecessüme inananların küfrüne işaret etmediğini hatırlatmak gerekir. Bu rivayet; yani Allah’ın dünya göğü veya yeryüzüne indiği konusu ne kadar doğrudur? Akli ve nakli deliller ile bu rivayetin bu şekliyle kabul edilemeyeceğini söylemek gerekir.

1. Bildiğiniz gibi akli deliller Allah Tebarek ve Teâlâ’nın cisim olduğunu reddeder, yukarıdan aşağıya doğru inmek Allah’ı cisim olarak algılamayı gerektirir, bu da O’nun bir eksikliği olduğunu yansıtır ve mekânın O’nu kuşattığı neticesini ortaya çıkarır. Aynı şekilde bir yerden başka bir yere hareket etmek Allah için bir sınırın olduğunu ve O’nun hareket ettiğini gerektirir; oysaki bu yaratıkların özelliklerindendir ve rivayet de zarif bir şekilde buna itiraz etmektedir. Kur’an-ı Kerim de açıkça bu konuya işaret etmiş ve Allah’ın imkân âleminin yaratıcısı olduğu ve onu ihata ettiği bildirilmiştir: O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.[2] Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.[3] O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilâh olandır. O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.[4] Bu ayetler belirtilen hususa delalet eder. O halde Allah’ın belirli bir mekânda bulunduğu ve başka mekânlara intikal ettiği şeklinde bir algımızın olması doğru değildir. Allah’ın dünya göğüne indiğini belirten rivayet hadis kaynaklarında nasıl dile getirilmiş ve Ehlisünnet arasında nasıl yaygınlık kazanmıştır? İmam Rıza’nın (a.s) buyruğuyla bu rivayet saptırılmıştır. Şöyle ki; rivayette Allah’ın emrinin inmesi kastedilmiştir ve sonra emir sözcüğü rivayetten silinmiştir.[5] Sorulan soru münasebetiyle belirtmek gerekir ki bazı Şii ve Sünni âlimlerinin inancına göre, Kur’an’daki haberi sıfatlar veya Allah için bu tür sıfatları zikreden rivayetler bağlamında, eğer birileri bu sıfatlar ile ilgili olarak Allah’ın cisim ve eksik addedilmesine neden olacak bir yorumu benimserlerse ve bu yoruma inanacak olursa kâfir sayılırlar. Burada bu gerçekliği ifade eden iki Ehlisünnet âliminin sözlerine işaret ediyoruz:

1. Ebu Hamid Gazali, Allah’ın eli (یدالله) hakkında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisim olduğunu ve azalardan teşkil olduğunu sanırsa putperesttir; çünkü her cisim yaratıktır ve yaratığa ibadet etmek küfürdür.[6]

2. İbn. Cezm Endülisi de el-Fasl kitabında şöyle demektedir: Her kim Allah’ın cisimlerden bir cisim olduğunu söylerse, eğer cahilse veya bunu tevil ediyorsa mazurdur ve ona gerçeği öğretmek farzdır. Eğer Kur’an ve sünnetten ona delil getirirlerse ve o inatçılık yüzünden delile muhalefet edecek olursa kâfir olur.[7]

Bütün bu durumlarda (Müslümanlar arasında sıfatların değişik yorumları), Şii imamları da tüm Müslümanlar ile ilişkilerde diyaloğu, cenaze merasimlerine katılmayı ve mescitlerde bulunmayı emretmiştir. Bu emir imamların onları kâfir değil, Müslüman bildiğine tanıklık eder.[8] Şii imamları imamet dönemleri boyunca her zaman Müslümanların inançsal görüşlerini düzeltmeye çalışmış, hatta tecessüme eğilimli olan bireyler topluluğunu bile bu işten sakındırmış ve onlara öğretmenlik ve kılavuzluk etmiştir. Aynı şekilde Şii fakih ve mercileri de küfrü tanımlamada açık bir tanım dile getirmiş ve Allah için ortak koşmayan ve O’nun elçisine iman eden herkesi Müslüman saymışlardır.[9]

 


[1] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c. 1, s. 125 – 126, babı El- Hareke ve’l İntikal, Daru’l Kutubu’l İslamiye, çapı çaharum, Tahran, 1365 h.ş.

[2] Hadid Suresi, 4. ayet.

[3] Kaf Suresi, 16. ayet.

[4] Zuhruf Suresi, 84. ayet.

[5] Saduk, Muhammed bin Ali, Men la Yehzeruhu’l Fakih, c. 1, s. 421, Müessese-i İntişaratı İslami, çapı sevvum, Kum, 1413 h.k.

[6] Subhani, Cafer, Muhazırat fi’l İlahiyat, s. 133, çapı heştum, Müessese-i İmam Sadık (a.s), Kum, 1426 h.k.

[7] Endulisi, Ali bin Ahmet, El- Fasl fi’l Milel ve’l Havau ve’n Niheli c. 2, s. 269.

[8] El- Kafi, c. 2, s. 635.

[9] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 76, m. 106, çapı heştum, Defteri İntişaratı İslami, Kum, 1424 h.k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsanın günaha tekrar yönelmemesi için terkettiği günahtan ne kadar uzak kalması gerekiyor?
    7434 Pratik Ahlak 2010/06/12
    Bu konuda herhangi bir ayete ve  rivayete rastlamadık, ancak insan kırk gün amellerini ihlasla yerine getirir ve onları Allah rızası için yaparsa Allah hikmetini onun kalbine yerleştirir, diline akıtır, şeklinde rivayetler vardır.Bu bağlamda şu ...
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5793 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...
  • Ramazan ayında toplardamara enjeksiyon yapılmasının hükmü nedir?
    6229 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Muhterem taklit mercilerinin bu husustaki görüşleri farklıdır. Tam bir cevap verilmesi için taklit merciinizi belirlemelisiniz. Bununla birlikte muhterem mercilerin görüşlerini aşağıda belirtiyoruz.İmam Humeyni, Ayetullah Behçet ve Ayetullah Hamaney: Eğer iğne besin ve güçlendirici bir özelliğe sahipse, farz ihtiyat gereği bu tür enjeksiyondan sakınılmalıdır. Ama tedavi yönü bulunuyorsa ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    64352 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7584 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...
  • Cünüp olan kimse cenabet gülsü yerine yaptığı teyemmümle camiye girip orada bir süre durabilir mi?
    9905 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bir kişi cünüp olur ve gusül yerine teyemmüm etmekle görevli olursa cemaat namazına katılmak veya vaizleri dinlemek için camiye gidebilir. İmam Humeyni (r.a) bu konuyla ilgili bir sorunun cevabında şöyle demiştir: “Guslün bütün sonuçları gusül yerine geçerli olan teyemmüm için de söz konusudur. Sadece, zamanın ...
  • Kur’an-ı Kerim ile istihare nasıl yapılmalıdır? Başka bir tabirle istihare zamanında ayetlerin mefhumunu nasıl anlamak gerekir?
    137714 Tefsir 2011/08/21
    1. İstihare türlerinin en yaygın olanlarından birisi, değişik yöntemleri olan Kur’an-ı Kerim ile istiharedir. Birinci Tür: Kur’an’ı alacak ve şu duayı okuyacaksınız: "اَللّهُمَّ اِنّى تَفَأَّلْتُ بِکِتابِکَ، وَ تَوَکَّلْتُ عَلَیْکَ، فَاَرِنى مِنْ کِتابِکَ ما هُوَ مَکْتُومٌ مِنْ ...
  • Üzeri kutlu isimlerle nakşedilmiş bir yüzük kanalizasyona düştüğünde vazife nedir?
    7165 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Üzerinde Allah’ın veya Peygamberin (s.a.a) veyahut bir imamın isminin yazıldığı bir kâğıt veya saygı gösterilmesi gerekli olan herhangi başka bir şey tuvalete bağlı kanalizasyon kuyusuna düşerse, onu dışarıya çıkarmak ve yıkamak her ne kadar zor olsa da farzdır. Dışarı çıkarmak mümkün değilse, tümüyle yok olduğundan emin olmayana ...
  • Gençlerin dinden kaçmalarının nedenleri ve eserleri nedir?
    10142 Pratik Ahlak 2011/04/21
    Din insanın saadet ve kurtuluş reçetesidir. Dindarlık birey ve topluma sayısız eserleri olan tüm hayat boyutlarını içeren dinsel öğreti ve değerleri kurumsallaştırmaktır. Gizli ve açık bir takım etkenler dindarlığı tehdit etmektedir ve bu tehditlerden birisi de dinden kaçmaktır. Elbette hiç kimse tamamıyla din ile ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23222 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar