Gelişmiş Arama
Ziyaret
8541
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Niçin evli erkekler eşlerinin izni olmadan geçici evlilik yapabiliyorlar?
Soru
Evli bir erkeğin eşinin izni olmadan geçici evlilik yapmasının caiz oluşunun sebebi nedir?
Kısa Cevap

Cinsel istek, en güçlü cismi isteklerden birisidir ve insanın diğer doğal istekleri gibi bu cinsel istek de doğru bir şekilde karşılanmalıdır. Çünkü insanın doğasından kaynaklanan istekleri söndürmek mümkün değildir. Eğer bu istekleri bastırmayı başarsak dahi, bu akıllıca bir iş değildir ve yaratılış kanunlarıyla mücadele etmek demektir. Bu yüzden insan doğasından kaynaklanan istekleri doğru ve akıllıca bir yolla karşılamak gerekmektedir.

Diğer taraftan birçok yerde bazı kimseler belli yaşlarda sürekli evliliğe güçleri yoktur ya da bazı evli erkekler, uzun yolculuklar, özel görevler veya başka sorunlardan dolayı bu cinsel isteklerini karşılayamamaktadırlar. İslam dini topluma zarar veren, cinsel isteğin karşılanamamasından kaynaklanan sorunların çözümü için, bir bayanla daimi evliliği caiz kılmasına ilave olarak çok evliliği ve geçici evliliği de caiz kılmıştır.

Bununla beraber aşağıdaki şu noktalara da dikkat edecek olursak:

1) Biz, kullarına karşı merhametli olan ve sebepsiz yere hiçbir hükmü göndermeyen bir Allah’a inanmaktayız, yani O’nun kanunları maslahat ve hikmet üzeredir.

2) Geçici ve çok evliliği engellemek, topluma ve bireylere telafisi mümkün olmayan zararlar verir. Kanunları ilahi olan İslam dininde geçici ve çok evlilik caiz kılınmış ve bu hak birinci eşin izni şart kılınmadan erkeğe verilmiştir. Eğer bu hak birinci eşin iznine şart kılınmış olsaydı, bayanların bu konuya olan hassasiyetlerini ve genellikle kocalarının ikinci bir evlilik yapmalarına karşı çıkacaklarını göz önünde bulunduracak olursak, Allah-u Teâlâ’nın istediği maslahat gerçekleşmezdi.

Tabii ki bazı müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Eğer Müslüman olan bir erkek, Ehl-i kitap olan bir bayanla geçici evlilik yapmak isterse ve müslüman bir eşi varsa, bunun için müslüman eşinden izin alması gerekmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Cinsel istek, Allah-u Teâlâ’nın insana bağışladığı bir içgüdüdür. Bu isteği karşılamak doğal ve gerekli bir iştir. Ruhbanlığı yayan şahıslar ve ekollerin tersine bu cinsel isteği bastırmak doğru bir iş değildir ve bu isteği bastırmak psikolojik sorunların oluşmasına sebep olur. Bu cinsel isteğin karşılanmasında başıboşluğun ve kuralsızlığın olması da insanın yaratılış hedefiyle uyuşmamaktadır. Bu yüzden kadın ve erkek arasındaki irtibatın en doğal ve iyi şekli şu özelliklere sahip olmasıdır:

1) Karı koca arasındaki irtibatın kanun ve kural üzerine olması,

2) Tek eşlilik

3) Daimi evlilik.

Ama bazı sebeplerden dolayı eğer daimi evlilik mümkün olmazsa veya tek evlilik, insanı veya toplumu bazı özel sorunlarla karşı karşıya bırakırsa, böylesi bir durumda gayrimeşru ilişkilerin mi önerilmesi gerekir ya da bazı kadın veya erkeklerin şehvetleri peşinde koşmalarını engelleyecek geçici veya ikinci bir evlilik gibi çözümleri mi sunmak gerekmektedir? Bu hususta iki görüş vardır:

1) Peygamber (s.a.a.) ve pak 12 imamlar (a.s) yoluyla açıklanmış olan İslam dini, geçici ve çok evliliği caiz bilmektedir. (Tek ve daimi evliliğe ve aile kurulmasına teşvik edildiğine dikkat edilmelidir. Ama zorunlu durumlarda-tek ve daim evliliğin karşısında değil-bu geçici ve çok evliliğin önü açıktır.)

2) Yukarıda açıklanan yola karşı erkeğin birden fazla bayanla olan ilişkisinin kanun çerçevesinde olmasının gerekli görülmemesi. Bu ise İslam dışı bir yöntemdir.

Batıda, cinsel hayattaki başıboşluk ve sonsuz özgürlüğün olması bu ikinci görüşün benimsendiğini göstermektedir. Ama batılı bilim adamları, geçici evlilik gibi evliliklerin toplumsal gereklilikler ve zorunluluklardan olduğunu ve bu geçici ve çok evliliği yasaklamanın telafisi olmayan zararlara yol açacağını itiraf etmektedirler.

Toplumlarda özellikle de günümüz şartlarında cinsel ilişkiyi, daimi evlilikle sınırlamak mümkün değildir ve hiçbir hükümet ve toplum, bu doğal içgüdünün karşılanmasını engelleyemez. Bu cinsel isteğin, toplumların çoğunda olduğu gibi gayrimeşru ve zina yoluyla karşılanması ve hatta kadın ve kızların bu yolda satılmaları İslam dinini onaylamaz. İslam dini buna şiddetli bir şekilde karşıdır ve bu işi kadına ihanet ve onun hak ve şahsiyetine tecavüz, toplumsal ahlakla zıt ve ailelerin yıkılma sebebi olarak görmektedir. Sonuç olarak geriye birinci seçenek yani geçici veya çok evlilik kalmaktadır; yani kadın ve erkeğin belli meşru anlaşmalarla, birbirlerinin haklarına dikkat ederek ve ahlaki, insani ve şer’i kurallar çerçevesinde evlenmeleridir. Geçici evlilikle daimi evlilik arasındaki fark, birisinde zamanın belli olması ve diğerinde ise belli olmamasıdır ve bu, daimi evliliğin mümkün olmadığı ve çeşitli sorunların ortaya çıktığı durumlardadır.

Allah-u Teâlâ kullarına karşı merhametlidir ve hiçbir kanunu boş yere koymamıştır ve İslam dini de ilahi kanunların açıklayıcısıdır. Gerçekten var olan maslahat üzerine, İslam dini, geçici ve çok evlilik hakkını erkeğe vererek caiz kılmıştır[1] ve erkeğin bu haktan faydalanabilmesi için de eşinin izin vermesini göz önünde bulundurmamıştır.[2] Çünkü eğer bu hak birinci eşin iznine şart kılınmış olsaydı, bayanların bu konuya olan hassasiyetlerini ve genellikle kocalarının ikinci bir evlilik yapmalarına karşı çıkacaklarını göz önünde bulunduracak olursak, Allah-u Teâlâ’nın istediği maslahat gerçekleşmezdi.

Tabii ki bazı müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Eğer Müslüman olan bir erkek, ehl-i kitap olan bir bayanla geçici evlilik yapmak isterse ve müslüman bir eşi varsa, bunun için müslüman eşinden izin alması gerekmektedir.[3]



[1] Daha fazla bilgi edinmek için: Konu: Çok evliliğin erkek için caiz olması, 692. soru.

[2] Bu yüzden müçtehitler şöyle buyurmuşlardır: Kadın, kocasının bu haktan faydalanmasını engelleyemez. İmam Humeyni, Sorulara cevap, c: 3, s: 100, soru: 55.

[3] Sırat-un Necat, Tebrizi, Şeyh Cevat, c: 2, s: 270. Alakalı konular: 1209. soru, Ehl-i Kitap bayanlarla geçici evlilik yapılması.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar