Please Wait
19500
“Zer” veya “Misak alemi” bu alemden önce olan bir dönem, aşama, sahne, yer veya alemden ibarettir. Allah Teala Hz. Âdem’in soyundan olan bütün soyları küçük zerreler halinde var etmiş ve o zerrelere ruh verdikten sonra onlardan kendisinin rablığı, peygamberlerin peygamberliği ve masum imamların velayetine inanacaklarına dair kesin söz almıştır.
Bu ahit almanın, hangi âlemde ve aşamada gerçekleştiği ve bunun niteliğinin ne olduğu konusuna gelince, bu hususta Kur’an-i Kerim’de bir açıklama bulamıyoruz. Şia ve Ehl-i Sünnet kaynaklarında bu konuyla ilgili olarak aktarılan rivayetlerin çok fazla olmasına rağmen yine kesin bir sonuç ortaya konulmamıştır. Bu yüzden müfessirler, kelamcılar ve diğer Müslüman bilginler tarafından “zer âlemi” konusunda çeşitli görüşler ortaya konulmuştur. Bu hususta var olan ayetlerin ve hadislerin toplamı araştırmacılar için geniş bir araştırma sahası var etmiştir.
Ancak ayetlerin ve hadislerin toplamını dikkate aldığımızda şu sonucu çıkarmak mümkündür: Allah Teala kendi rablığını görmek ve kavramak fırsatını bütün insanlara vermiştir. Onlardan her biri kendi yaratıcısı ve rabbi hakkında bir çeşit içsel sezgiye dayanan bir bilince sahiptir. Elbette bir takım uğraşı ve engeller insanın bu bilinç ve sezgisini perdeleyebilir ve bu sezgi derecesi insandan insana değişerek bazılarında bu sezgiye karşı bir gaflet ve unutkanlık hali oluşabilir.
“Zer âlemi” veya âlemleri ile ilgili olan ayetler ve hadisler değerli bir külliyatı oluştururlar, bunları araştırmak ve sonuçlandırmak ilahi öğretilere talip olan kimselerin yüzüne birçok kapılar açabilir.