Gelişmiş Arama
Ziyaret
76305
Güncellenme Tarihi: 2010/06/17
Soru Özeti
Hz. Fatıma’nın (s.a) lakap ve künyesi olan Betül ve Ümmü Ebiha’nın manası nedir?
Soru
Hz. Fatıma’nın (s.a) lakabı olan Betül ve Ümmü Ebiha’nın manası nedir? Betül, asla aylık adet görmeyen kadına mı denir? Bu, Hz. Fatıma’nın (s.a) yetkinliğiyle çelişmez mi? Çünkü yetkinlik halkın adet ve tarzıyla çelişmediği bir durumda değerlidir.
Kısa Cevap

Ümmü Ebiha, babasının annesi anlamındadır ve Betül ise erkeklere yönelik hiçbir meyil ve şehveti olmayan kadına denir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Betül, asla adet görmeyen kadına denir; zira adet peygamber kızları için güzel değildir. Her ne kadar belirli ve normal bir yaşta bütün kadınların bedenlerinden adet kanının çıkması gerekiyorsa da yüce Allah kendi özel inayetiyle bazı kadınların bu kaideden müstesna olmasını irade etmiştir. Kadınlar için adet görmemek bir erdemdir. Hz. Fatıma’ya (s.a) ek olarak Hz. Meryem (s.a) ve diğer peygamber kızları da asla adet görmemiştir. Bundan dolayı bir olgunun olağan dışı olması onun değer ve erdem ile çelişmesine neden olmaz. Nitekim Hz. İsa’nın (a.s) beşikteyken konuşması olağanüstü bir şeydi, lakin bu husus büyük bir mucize sıfatıyla Hz. İsa’nın (a.s) nübüvveti ve yüce annesi Hz. Meryem’in (s.a) iffetinin deliliydi.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Fatıma’nın (s.a) lakap ve künyelerinden biri Ümmü Ebiha ve bir diğeri ise Betül’dür. Ümmü Ebiha Hz. Peygamber’in (s.a.a) kızına verdiği babasının annesi anlamına gelen bir lakaptır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.a) küçük yaşlarda annesini yitirmiş ve tüm bereketli ömrünü zorlukla geçirmişti. Hz. Hatice ile evlenmeden önce ve hatta ondan sonra sürekli müşriklerin eziyetine maruz kalmıştı. Bu durumlarda kendisinin aziz kızı Hz. Fatıma (s.a) küçük bir çocuk olmasına rağmen bir kelebeğin mum etrafında dönmesi gibi babasının etrafında dönüyor, hiçbir zaman ondan ayrılmıyor, onun hüznünü giderme noktasında elinden ne geliyorsa yapıyor ve babasına teselli veriyordu. Hz. Peygamber (s.a.a) onun bu şefkatini görünce gözyaşı dökmekte ve o babasının annesidir diye buyurmaktaydı. Bu künyeyi Şii ve Sünniler nakletmiş ve manası hakkında bir takım beyanatlarda bulunmuşlardır. Belirtilenlere ek olarak bunun manası bağlamında belki de en önemli yön “Üm” (anne) sözcüğünün sözlükte maksat ve gaye anlamında da belirtilmiş olmasıdır. Hz. Fatıma (s.a) peygamberlik ağacının semeresi ve son Peygamberin (s.a.a) ömrünün hâsılı olması nedeniyle ona babasının annesi demekteydiler. Hz. Peygamberin (s.a.a) hayatının gerçek hedefi, semeresi ve gayesi oydu.

Betül “betel” kökünden türeyip kesmek manasına gelir ve değişik manalarda kullanılır:

1. Betül, erkeklere yönelik hiçbir meyil ve şehvet taşımayan kadına denir.[1]

2. Betül, diğer kadınlar ile temel farklılıkları olan kadına denir. Bazı kaynaklarda belirtildiği üzere Hz. Meryem ve Hz. Fatıma’ya (s.a) Betül denmesinin sebebi, kendi zamanlarının kadınlarından erdem, din ve soy olarak farklı olmalarıdır.

3. Betül, dünyevi ve maddi ilgilerden uzak olan kimseye denir. Hz. Meryem ve Hz. Fatıma’ya (s.a) Betül denmesinin nedeni onların dünya ile ilişkilerini koparıp yüce Allah’a yönelmiş olmalarıdır.[2]

4. Betül, adet görmeyen kadına denir. Hz. Zehra’ya (s.a) Betül lakabının verilmesinin sebebi onun hiçbir zaman adet görmemiş olmasıdır.

Şeyh Saduk, Hz. Ali’den (a.s) şöyle nakleder: Allah Resulü’nden (s.a.a) Betül’ün manası nedir; sizden duyduğumuza göre hem Hz. Meryem ve hem de Hz. Fatıma’nın Betül olduğunu buyurmuşsunuz bunun anlamı nedir, diye sorulur. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurur: Betül, adet görmeyen kadına denir; zira adet görmek peygamber kızları için güzel değildir.[3] Aynı şekilde bir rivayette İmam Bakır (a.s) atalarından şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamberin kızı Hz.Fatıma (s.a.a)Tahire olarak adlandırılmıştır; zira Hz. Fatıma (s.a) her türlü kirden arıdır ve hiçbir zaman adet ve nifas kanı görmemiştir.[4] Lakin bu hal Hz. Fatıma’ya (s.a) özgü değildir, ayeti şerife (A’li İmran, 42), Şii ve Sünni fırkalardan nakledilen rivayetler ve de ilgili ayet hakkında yapılan yorumlar esasınca Hz. Meryem’de asla adet görmemiştir.[5] Yüce Allah bunu Hz. Meryem için bir erdem olarak beyan etmektedir. Aynı şekilde nakledilen rivayetlere göre tüm peygamber kızları da bu şekildedir; Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Adet görmek, Peygamber kızları için güzel değildir.[6] Olağandışı bir özellik, değer telakki edilebilir mi? Bunun her zaman değer telakki edilemeyeceğini söylemek gerekir. Lakin birçok yerde olağandışı ve olağanüstü özellikler taşımak büyük bir değer sayılır. Hz. İsa (a.s) doğduğu ilk günlerde beşikteyken konuşmuş ve şöyle demiştir: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı. Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).”[7]Bu şekilde konuşmak normal değil, olağandışıdır. Lakin bu, Hz. İsa’nın (a.s) büyük mucizelerinden ve kendisinin muhteşem erdemlerinden biri sayılır. Hz. İsa (a.s) bu mucizesi ile annesinin iffetini kötü kimselerin iftiralarından korumuştur. Dolayısıyla her ne kadar adet yaşında olan kadınların adet görmemesi çok tehlikeli bir hastalığın göstergesi olabilse ve bunun bir takım zararlar meydana getirmesi muhtemel olsa da yüce Allah’ın kudret ve hikmeti göz önünde bulundurulduğunda, bu zararların Allah’ın özel olarak seçtiği kimselere zarar vermesinin önü alınabilir ve onların adet görmemesi bir üstünlük sayılabilir. Zira kadınlar belirli günlerde bir özür nedeniyle (adet gibi) namaz kılamaz, oruç tutamaz, Mescidü’l Haram ve Mescid-i Nebi’ye giremez, mescitlerde duramaz ve Kur’an lafız ve kelimelerine dokunamazlar. Lakin Hz. Zehra (s.a) yüce Allah’ın özel inayet ve ilgisi sayesinde bu tür kısıtlamalara sahip değildir.  

 


[1] Ferahidi Halil b. Ahmet, el-Ayn, c. 8, s. 124, Naşir: İntişaratı Hicret, Kum, 1410 h.k, çapı dovvum.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 43, s. 15.

[3] İlelu’şŞerayi, c. 1, s. 181, hadis 144.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 43, s. 19, hadis 20.

[5] Alusi, Seyyid Mahmut, Ruhu’lMeani fi Tefsiri’lKur’ani’l Azim, c. 2, s. 32, Daru’lKutubu’l İlmiye, Beyrut, çapı evvel, 1415 h.k; Endulisi, Ebu Hayyan Muhammed b. Yusuf, el-Behr’ul Muhit fi’t Tefsir, c. 3, s. 146, Daru’l Fikir, Beyrut, 1420 h.k; Fahru’d Din Razi, Ebu Abdullah Muhammet b. Ömer, Mefatihu’lGayb, c. 8, s. 218, Daruİhyau’tTurasu’l Arabi, Beyrut, 1420 h.k;  Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 14, s. 193; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefisiru’l Mizan, Musevi Hamedani, Seyyid Muhammed Bakır, c. 3, s. 295, Naşir: Defteri İntişaratı İslami camiayı MuderrisiniHovzei ilmiyeyi Kum, Kum, çapı pencum, 1374 h.ş. ve…

[6]Saduk, İlelu’şŞerayi, c. 1, s. 181, hadis 144, naşir: Daveri.

[7] Meryem Suresi, 30-33. ayetler.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar