Gelişmiş Arama
Ziyaret
9287
Güncellenme Tarihi: 2010/06/17
Soru Özeti
Toprağa verildiğimiz vakit, kabirde kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebilmemiz için bir yol var mıdır?
Soru
Toprağa verildiğimiz vakit insan kabirde ne gibi bir duygu hisseder? Orada kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebileceğimiz bir yol var mıdır?
Kısa Cevap

Kabre girme esnasında insanın hisleri, kendisi için gözetilmiş yere bağlıdır ve bu yer de insanın dünyada iken yapmış olduğu davranış ve hareketlerine tabidir. Doğal olarak bu değişik durumlarda farklı olacaktır. Yanı sıra öldükten sonra ölen şahsın artık iyi bir davranış sergileme imkânı bulunmaması nedeniyle, tabii olarak onun kabirdeki yerinin de değişmemesi gerekir. Lakin insan geride öldükten sonra da sürecek iyi eserler bırakırsa kabirde kendi durumunun iyileşmesini ümit edebilir.

Ayrıntılı Cevap

Ölüm sonrası dünya, bilinmeyen bir dünyadır; zira bu yolculuğa çıkmış kimseler geriye dönme veya gördüklerini söyleme imkânına sahip değildirler. Bu esas uyarınca, sadece bizim ölüm ve ondan sonraki vaziyet hakkındaki bilgimiz yüce Allah’ın ve dini önderlerin bildirdikleridir ve biz onların sözlerinin doğru olduğuna inanıyoruz. Hz. Peygamber (s.a.a) öldükten ve kabirde yer edindikten sonra insanın durumu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Kabir ya cennet bağlarından bir bağ veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”[1] Bu rivayetin bir benzeri masum imamlardan da nakledilmiştir.[2] Benzeri bir nakilde de kabirde yatan ölüye soru sormak ve ondan cevap almak için müracaat eden iki meleğin değişik şekillere bürüneceği belirtilir. Eğer ölmüş şahıs, iyi bir şahıs ise melekler “Beşir” ve “Mübeşşir” olarak adlandırılırlar.[3] Onların adlarında müjde mefhumu bulunur. Lakin kabirde yatan şahıs zalim ve günahkâr bir birey ise, adlarından tanınmazlık ve sır algılanan “Nekir” ve “Münker” adında melekler olarak belirirler. İşte burada duada şöyle okuruz: “Ey Allah’ım Nekir ve Münkeri benden uzak tut ve o ikisinin yerine Beşir ve Mübeşşir’i bana görünür kıl!”[4] İnsanın kabirdeki yerini belirleyecek olan şey kesinlikle onun dünyada iken yapmış olduğu hareket ve davranışlardır. İnsanın duyacağı his de kendisi için gözetilmiş yere tabidir. Tabii olarak bir cennet bağında yer bulacak ve müjdeleyici melekler tarafından karşılanacak bireyler ile cehennem çukurlarında sürünecek ve azabı hatırlatan melekler ile karşılaşacak bireyler ortak hisler taşımayacaklardır. Sorunuzun ikinci bölümüyle yani öldükten sonra uygun bir yer seçme imkânı hakkında ise şöyle söylemek gerekir: Belirtildiği gibi insanın kabirdeki durumu onun dünyadaki davranışlarına tabidir ve bu da ölüm ile sona erer. Bu esas uyarınca insan kendi durumunu değiştirme gücüne sahip değildir. Elbette öldükten sonra da dünyada etkisi sürecek olan bir takım iyi eserler bırakırsak, böyle bir durumda kabirde kendi durumumuzun iyileşeceğini ümit edebiliriz. Hz. Peygamber (s.a.a) bu hususta şöyle buyuruyor: “Mümin birey dünyadan göçtüğünde kendisinin eli üç şey dışında her şeyden kesilir:

1. Cari sadaka; yani mescit, hastane ve okul gibi iyi eserleri zaman boyunca sürecek olan her şey.

2. İnsanın ölmesinden sonra bile faydası başkalarına ulaşan bilgi.

3. Kendisine dua eden hayırsever evlat (ölen şahsın doğru terbiyesinin bir eseri).”[5]

Evet, eğer bir şahıs geriye böyle eserler bırakırsa kabirde durumu iyileşebilir ve azabı sevaba dönüşebilir. Hz. Peygamberden (s.a.a) aktaracağımız bir hadis bu yanıtta bizim son sözümü olacaktır. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “İsa Mesih (a.s) bir gün bir kabrin yanından geçer ve kabirde bulunan şahıs azap görmektedir. Sonra bir yıl geçtikten sonra kendisinin yolu o kabrin yanından geçer ve artık bir azabın olmadığını gözlemler. O, bu değişimin nedenini Allah’tan sorar ve Allah tarafından kendisine şöyle bir vahiy gelir: Ey Allah’ın ruhu! Bu şahsın hayırsever bir evladı rüşt yaşına erdi. Kendisi bir yolu tamir etti ve bir yetimi kendi bakımı altına aldı. Ben de bu ölüyü evladının iyi davranışından ötürü bağışladım.”[6]

Aşağıdaki konuları okumanız sizin için faydalı olabilir:

Kabirde soru, 15968, (Site: 15691).

Berzahta sevap ve ceza, 19576, (Site: 18939).

Berzahta tekâmül, 21038, (Site: 20315).

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 6, s. 275, Müessesetü El- Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[2] a.g.e, c. 6, s. 214, İmam Seccad’dan (a.s) nakil.

[3] a.g.e, c. 56, s. 234.

[4] a.g.e, c. 95, s. 391.

[5] a.g.e, c. 2, s. 23, hadis 65.

[6] a.g.e, c. 6, s. 220, hadis 15.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar