Gelişmiş Arama
Ziyaret
10402
Güncellenme Tarihi: 2011/10/30
Soru Özeti
Neden Kâbe’de doğmak İmam Ali’ye (a.s) özgü kılınmıştır?
Soru
Neden Kâbe’de doğmak İmam Ali’ye (a.s) özgü kılınmıştır?
Kısa Cevap

Hakikat şudur ki keramet iki şeydedir.

1. Keramet, toplumda değer ve eseri korunacak şekilde olmalıdır. Bu yüzden keramet eğer çok vuku bulursa ve onu yapan şahıslar çok olursa, onun değeri azalır ve bu mesele normal bir husus telaki edilir.

2. Bir insan bir keramet sergilediği vakit, bu gerçekte kerameti sergileyen şahsın ilahî güç ve yüksek iman konumundan yararlanması demektir. Bu iman, gelecekte onu bekler ve din ile dünya hususunda onun üzerinde olan mesuliyetin miktarını bildirir. Bu yüzden bu iki hedefin gerçekleşmesi için Yüce Allah bu kerametin İmam Ali’ye (a.s) özgü olmasını istemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Hakikat şudur ki keramet iki şeyde mevcuttur: Birincisi kerametin kendisiyle ve ikincisi ise keramet sahibiyle ilişkilidir.

Birincisi şudur: Keramet, toplumda değer ve eseri korunacak şekilde olmalıdır. Bu yüzden keramet eğer çok vuku bulursa ve onu yapan şahıslar çok olursa, onun değeri azalır ve bu mesele normal bir husus telaki edilir.

İkincisi ise şundan ibarettir: Bir insan bir keramet sergilediği vakit, bu gerçekte kerameti sergileyen şahsın ilahî güç ve yüksek iman konumundan yararlanması demektir. Bu iman, gelecekte onu bekler ve din ile dünya hususunda onun üzerinde olan mesuliyetin miktarını bildirir. Bu yüzden, Yüce Allah’ın bu kerameti neden Ali (a.s) özgü kıldığını anlamaktayız. Böylece bir yandan bu kerametin etkisi sürecektir. Öte taraftan ise bu Ali’nin (a.s) imamlar arasındaki özel konumunu bildirmektedir. Bu yüzden İmam Ali’nin (a.s) Kâbe’de doğmasının önemini azaltmak için şöyle söylediklerini görmekteyiz: Bu Ali’nin (a.s) has ve özgün bir şey değildir, bilakis Hekim b. Hazan gibi başkaları da bu hususta onunla ortak özelliğe sahiptir. Onun da annesi Kâbe’ye girmiş ve oğlu orada dünyaya gelmiştir.[1] Apaçık olduğu üzere bu haber doğru olsa bile hiçbir şekilde keramet sayılmaz; zira Hz. Ali’nin (a.s) doğum niteliğini bize bildiren kaynaklara binaen doğruluğu varsayılan belirtilen hadise ile İmamın Kâbe’deki doğumu arasında bulunan fark çok açıktır. İbn. Şazan şöyle buyurmaktadır: İbrahim b. Ali kendi senetleriyle Ebi Abdullah Cafer b. Muhammed ve atalarından şöyle nakletmektedir: Abbas b. Abdulmuttalib ve Yezid b. Ka’nab, Kâbe’nin kenarında Haşim oğulları ve Abduluzza’dan bir grup arasında oturmuşlardı. Bu esnada hamileliğinin dokuzuncu ayında olan ve doğum zamanı gelmiş Müminlerin Önderinin annesi Fatıma b. Esed geldi, Kabe’nin örtüsünün bir kenarını tuttu, yukarıya attı ve şöyle dedi: Ey Rabbim ben sana, senin elçinin getirdiği şeye, gönderdiğin tüm peygamberlere ve kitaplara ve eski evi yapan ceddim İbrahim’in sözlerine iman etmekteyim. O halde bu evin, onu inşa edenin, benimle konuşan ve sözlerini işittiğim ve senin nişane ve hüccetlerinden biri olduğuna iman ettiğim karnımda taşıdığım bu evladın hatırı için senden bu doğumu bana kolay kılmanı istiyorum. Abbas b. Abdulmuttalib ve Yezid b. Ka’nab şöyle nakletmiştir: Fatıma bu sözleri söyledikten ve dua ettikten sonra Kâbe’nin arkadan açıldığını, Fatıma’nın içeriye girdiğini, gözlerden kaybolduğunu ve oranın yeniden kapandığını gördük. Biz kapıyı açıp bazı kadınların içeriye girmesini istedik ama bunu yapamadık ve bunun Allah’ın bir işi olduğunu anladık. Fatıma orada üç gün kaldı. Mekke ehli ve kadınları hepsi bundan bahsediyordu. Üç gün sonra Kâbe’ye girdiği yer yeniden açıldı ve Fatıma Ali’yi kucağına almış bir şekilde dışarı çıktı.[2] Bu nerede ve bir şahsın oraya tabii olarak girerek doğum yapması nerede?



[1] Bkz: el-İstiab Fi Marifeti’l-Ashab, c. 1, s. 106, Bab-ı Hekim.

[2] Cevad Kazım Münşid, Fezail-i Emiri’l-Muminin (a.s), s. 161 – 162.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    11569 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9921 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İslam inancındaki şefaatten maksat nedir? Lütfen şefaati açıklayınız.
    11946 Eski Kelam İlmi 2009/05/13
    “Şefaat” kelimesinin sözlük anlamı, iki şeyin birbirine iliştirilmesidir ve halk arasında ise, makamı ve değeri olan bir kimsenin büyük bir makama sahip olan birisinden bir suçun cezasını affetmesini veya yapılan bir hizmetin karşılığını artırmasını istemesi anlamına gelmektedir.Şefaat kelimesinin bu gibi konularda kullanılmasının sebebi, suçlu kimsenin tek başına bağışlanmaya veya ...
  • Rüyada bilinçli olma imkânı mevcut mudur? Bazı rüyaların gerçekleşmesinin nedeni nedir?
    11631 Teorik İrfan 2012/02/18
    Bilgelerin görüşüne göre uyku, zahiri duyuların tedricen dış dünyayla ilişkisinin kesildiği, ama batıni duyuların henüz aktif olduğu bir haldir. Uyku anında dış dünyayla uğraşmaktan ve değişik meşguliyetlerden uzaklaşması neticesinde insan nefsi, melekût âlemine odaklanır ve nefis madde âleminden ne kadar çok uzaklaşırsa, nefsin kendi âlemiyle irtibat kurması daha fazla ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7055 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Niçin İslam'da kölecilik haram kılınmamıştır?
    11390 Yeni Kelam İlmi 2011/05/08
    1- İslam asla kölecilik sistemini ortaya çıkarmamıştır. 2- İslam dini, kölelerin geçmişteki kötü durumunu büyük bir toplumsal sorun olarak görmüş ve çözümleme yoluna gitmiştir. 3- İslam bu önemli meselenin çözümü için dakik ve hikmetli bir proje ortaya koymuştur. Çünkü ...
  • Aşağıdaki Şiir Allame Şe’arani’ye nisbetlendirilmektedir.
    6904 تاريخ بزرگان 2012/01/01
    “Dem’u’s-sucum” kitabı (mefatihul-cinan”adlı dua kitabın sahibi olan Hac Şeyh Abbas Kumi’nin “Nefesul-Humu’mun fi makteli Seyyidinal-Hüsyeyin el- Mazlum (a.s.)” adında yazmış olduğu kitabın tercümesidir. Kum’da Müesesei İntişarat-i Hicret, tarafından 1386 hicri şemsi tarihinde basılmıştır. Şe’arani bu eseri Farsçaya çevirmiş ve bazı kısalar, nükteler ve konuları dip not şeklinde ...
  • Kuran'a göre insan zalim ve cahil bir varlık mıdır yoksa Allah'ın halifesi midir?
    14303 Tefsir 2008/05/04
    1. Kuran'ı Kerim'in bazı ayetlerinde insan, üstün konumu ve yaratılışı itibariyle övülmüş ve aynı şekilde birçok ayette de yerilmiş, kınanmıştır.2. İnsanoğlu potansiyel olarak birçok özelliği ve yeteneği kendisinde bulundurmaktadır. Dolayısıyla sınırsız bir şekilde yükseledebilir yahut sınırsız bir şekilde kendisini alçaltabilir.
  • Birinin bedeninin dışarıdan görünmeyen yerlerinde ‘ala’ hastalığı varsa evlenmeden önce bunu eşine söylemeli midir? Söylemezse hükmü nedir?
    11928 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Eğer sorulmazsa söylemeye gerek yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Evlenecek kadın veya ailesi sorarsa bu hastalığın varlığını gizleyemez. Kendisini sağlıklı gösterse ve nikah kıyılsa, sonra yalan olduğu ortaya çıkarsa kadın nikah akdini feshedebilir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Kadın ve erkek, ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15098 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...

En Çok Okunanlar