Gelişmiş Arama
Ziyaret
10346
Güncellenme Tarihi: 2011/10/30
Soru Özeti
Neden Kâbe’de doğmak İmam Ali’ye (a.s) özgü kılınmıştır?
Soru
Neden Kâbe’de doğmak İmam Ali’ye (a.s) özgü kılınmıştır?
Kısa Cevap

Hakikat şudur ki keramet iki şeydedir.

1. Keramet, toplumda değer ve eseri korunacak şekilde olmalıdır. Bu yüzden keramet eğer çok vuku bulursa ve onu yapan şahıslar çok olursa, onun değeri azalır ve bu mesele normal bir husus telaki edilir.

2. Bir insan bir keramet sergilediği vakit, bu gerçekte kerameti sergileyen şahsın ilahî güç ve yüksek iman konumundan yararlanması demektir. Bu iman, gelecekte onu bekler ve din ile dünya hususunda onun üzerinde olan mesuliyetin miktarını bildirir. Bu yüzden bu iki hedefin gerçekleşmesi için Yüce Allah bu kerametin İmam Ali’ye (a.s) özgü olmasını istemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Hakikat şudur ki keramet iki şeyde mevcuttur: Birincisi kerametin kendisiyle ve ikincisi ise keramet sahibiyle ilişkilidir.

Birincisi şudur: Keramet, toplumda değer ve eseri korunacak şekilde olmalıdır. Bu yüzden keramet eğer çok vuku bulursa ve onu yapan şahıslar çok olursa, onun değeri azalır ve bu mesele normal bir husus telaki edilir.

İkincisi ise şundan ibarettir: Bir insan bir keramet sergilediği vakit, bu gerçekte kerameti sergileyen şahsın ilahî güç ve yüksek iman konumundan yararlanması demektir. Bu iman, gelecekte onu bekler ve din ile dünya hususunda onun üzerinde olan mesuliyetin miktarını bildirir. Bu yüzden, Yüce Allah’ın bu kerameti neden Ali (a.s) özgü kıldığını anlamaktayız. Böylece bir yandan bu kerametin etkisi sürecektir. Öte taraftan ise bu Ali’nin (a.s) imamlar arasındaki özel konumunu bildirmektedir. Bu yüzden İmam Ali’nin (a.s) Kâbe’de doğmasının önemini azaltmak için şöyle söylediklerini görmekteyiz: Bu Ali’nin (a.s) has ve özgün bir şey değildir, bilakis Hekim b. Hazan gibi başkaları da bu hususta onunla ortak özelliğe sahiptir. Onun da annesi Kâbe’ye girmiş ve oğlu orada dünyaya gelmiştir.[1] Apaçık olduğu üzere bu haber doğru olsa bile hiçbir şekilde keramet sayılmaz; zira Hz. Ali’nin (a.s) doğum niteliğini bize bildiren kaynaklara binaen doğruluğu varsayılan belirtilen hadise ile İmamın Kâbe’deki doğumu arasında bulunan fark çok açıktır. İbn. Şazan şöyle buyurmaktadır: İbrahim b. Ali kendi senetleriyle Ebi Abdullah Cafer b. Muhammed ve atalarından şöyle nakletmektedir: Abbas b. Abdulmuttalib ve Yezid b. Ka’nab, Kâbe’nin kenarında Haşim oğulları ve Abduluzza’dan bir grup arasında oturmuşlardı. Bu esnada hamileliğinin dokuzuncu ayında olan ve doğum zamanı gelmiş Müminlerin Önderinin annesi Fatıma b. Esed geldi, Kabe’nin örtüsünün bir kenarını tuttu, yukarıya attı ve şöyle dedi: Ey Rabbim ben sana, senin elçinin getirdiği şeye, gönderdiğin tüm peygamberlere ve kitaplara ve eski evi yapan ceddim İbrahim’in sözlerine iman etmekteyim. O halde bu evin, onu inşa edenin, benimle konuşan ve sözlerini işittiğim ve senin nişane ve hüccetlerinden biri olduğuna iman ettiğim karnımda taşıdığım bu evladın hatırı için senden bu doğumu bana kolay kılmanı istiyorum. Abbas b. Abdulmuttalib ve Yezid b. Ka’nab şöyle nakletmiştir: Fatıma bu sözleri söyledikten ve dua ettikten sonra Kâbe’nin arkadan açıldığını, Fatıma’nın içeriye girdiğini, gözlerden kaybolduğunu ve oranın yeniden kapandığını gördük. Biz kapıyı açıp bazı kadınların içeriye girmesini istedik ama bunu yapamadık ve bunun Allah’ın bir işi olduğunu anladık. Fatıma orada üç gün kaldı. Mekke ehli ve kadınları hepsi bundan bahsediyordu. Üç gün sonra Kâbe’ye girdiği yer yeniden açıldı ve Fatıma Ali’yi kucağına almış bir şekilde dışarı çıktı.[2] Bu nerede ve bir şahsın oraya tabii olarak girerek doğum yapması nerede?



[1] Bkz: el-İstiab Fi Marifeti’l-Ashab, c. 1, s. 106, Bab-ı Hekim.

[2] Cevad Kazım Münşid, Fezail-i Emiri’l-Muminin (a.s), s. 161 – 162.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar