Gelişmiş Arama
Ziyaret
4419
Güncellenme Tarihi: 2014/04/14
Soru Özeti
“Akıl sahipleri” mısdakları kimlerdir? İmam Sadık (a.s) ne buyurmuşlardır?
Soru
Akıl sahipleri (ulu’l-elbab) hakkında İmam Sadık (a.s)’in görüşü nedir, açıklar mısınız?
Kısa Cevap
“ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir. Bu kelime cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör kelimelerinin karşıtında kullanılır.
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Tüzelde imamların velayetini özelde de İmam Ali (a.s) nin velayetine iman etmiş ve Hazrete biat etmiş ve biatlarını bozmamış insanlardır.  
Ayrıntılı Cevap
“ulu’l-elbab” kelimesinde geçen “ulu” tekil çoğuldur; çokluğa delalet eden tekil bir isimdir. Bu kelimenin aslında tekili sahip anlamına a “zu” kelimesidir.  Dolayısıyla “ulu” sahipler anlamda kullanılır.[1]
“elbab” saf akıl anlamındadır. “lub” kelimesinin çoğuludur.[2] “lub” saf akıl, nefsin kirletmediği akıl anlamında kullanılır. Öyleyse her “lub” akıldır ama her akıl “lub” değildir.[3]
Bu kelime Kuran’da 16 defa kullanılmıştır.[4] Allah Teala Kuran’ı kerimde dört defa düşünür insanlara hitap etmiştir. Bu ayetlerden biri “~~13.19~
اَفَمَنْ يَعْلَمُ اَنَّمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ اَعْمٰى اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُولُوا الْاَلْبَابِ[5] ayetidir.[6] 
Ulu’l-elbab’ı Kuran’ın gözünden daha iyi tanımak için zikredilen ayeti inceleyelim. Bu ayette geçen soru gerçekte reddiyedir. Hekim olan Allah böylece hakka alim olanla cahil olanın bir olmadığını bildirmektedir. Yani hakka ilmi kalbinde yer edenle hakka cahil olan eşit değildir.[7] Öyleyse “ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör olanların karşıtlarıdır. 
Kuran’a göre ulu’l-elbab’ın özellikleri
Allah Teâlâ Kuran’ı kerimde “ulu’l-elbab”ın tanınması için bazı sıfat ve özellikleri manevi makamlarıyla birlikte ayetlerde açıklamıştır.
Bu vasıfları şöyle sıralayabiliriz:
  1. ~~13.20~
    اَلَّذٖينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْمٖيثَاقَ[8] “Onlar Allah’ın ahdine vefa ederler ve antlaşmalarını bozmazlar.” Şöyle ki bu insanlar zer aleminde İmam Ali (a.s)’ ve Masum İmamların velayetini kabul edeceklerine dair Allah’a verdikleri söze ve ahde vefalıdırlar ve sözlerinden dönmezler.
  2.  “وَالَّذٖينَ يَصِلُونَ مَا اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖ اَنْ يُوصَلَ[9] “Onlar, Allah'ın korunmasını istediği ilişkileri korurlar.” Şöyle ki kesinlikle sılayı rahim ehlidirler ve bunun yanında özel olarak Peygamberin Ehlibeyti ile olan bağlarını sözde, davranışta ve amelde asla koparmazlar. Bilakis sözleri onlara bağlıdır ve Ehlibeyt’e olan muhabbetlerini ilan ederler. İnanç ve davranışlarında onlara karşı içten bir sevgi ve bağlılık sahibidirler.
  3. وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ[10]Rablerinden sakınırlar.” Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korkarlar ve rablerine karşı huşu sahibidirler. 
  4. وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ[11]ve kötü hesaptan korkarlar.” Kesinlikle Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korktuklarının yanında kıyamette hesap sorulurken karşılaşabilecekleri kötü azaptan da korkarlar.
  5. وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ[12] “Onlar, Rablerinin hoşnutluğu için sabrederler.” Allah Teala’nın rızasını kazanmak için dünyevi sorun ve zorluklara, düşmanlara, nefsin hile ve heveslerine karşı sabır ve tahammül gösterirler.
  6. وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ[13] “Namazı hakkıyla kılarlar.”
  7. وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً[14] “Kendileri ne verdiğimiz rızktan gizlice ve açıkça (Allah için) harcarlar.”
  8. وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ[15] “ve kötülüğü iyilikle giderirler.” Salih amellerle kötü ve günah olan işleri uzaklaştırırlar.[16]
İmam Sadık (a.s)’a göre ulu’l-elbab
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Ugbe ibn. Halid şöyle diyor: “Ben ve ibn. Hanis İmam Sadık (a.s)’ı görmek için gittik ama İmam Sadık (a.s) toplantıda yoktu. Sonra ev ehli tarafından bizim yanımıza geldiler oturdular ve şöyle buyurdular: sizler Allah’ın kitabında geçen “ulu’l-elbab”ın mısdaklarısınız. Öyleyse müjdeleyin siz Allah’ın iki hayrından birisiniz.[17]
İmam Sadık (a.s)’ın “ulu’l-elbab”ı Şia’ya tefsir etmesinde ki hikmeti şöyle açıklayabiliriz: Akıl, aklın sahibine bağlı olmadığı sürece hayal ve kuruntudan arınamaz. Var olan bağ, sadece nübüvvetin genel kabulüyle oluşmuş ise aklın saflaşmasını sağlamaz. Zira İslam peygamberi biatiyle akli hükümleri imge ve tasavvurlar doğrultusunda tesis etmiştir.
Öyleyse nübüvvetin rolü aklı mutlak anlamda saflaştırmak değildir. Kabuk ve zar konumunda olan imge ve tasavvurlar ile onu halka sunarak kabulünü sağlamaktır. Ama velayette özel bağlılıkta imanın halis kılınması ve aklın her türlü tasavvur ve imgeden saflaştırılmasıdır. Bu unvan velayete bağlı olan insana sıdk eder. Zira o akıl ve fikir sahibidir. Bu fert bireysel anlamda kendisi akıl ve fikre saf olarak sahip olmasa dahi.
Velayet sahibi velayeti üzere öz konumundadır. Nübüvvet sahibi ise nübüvveti üzere o özü çevreleyen tabaka konumundadır. (Elbette burada Hz. Muhammet (s.a.a) gibi bazı nebilerin hem nübüvvet hem de velayet üzere oldukları unutulmamalıdır.) Velayete bağlı olan insan velayet sahibinin mazharı konumunda olduğu için saf akıl ve fikir sahibi olarak itibar edilir. Konuyu temsili olarak ifade etmek istersek şöyle söylenebilir velayet bağı olmayan insan içi boş ceviz gibidir. İçinin dolması için velayet bağının var olması gerekir. Zira insanın veliyullaha olan bağlılığıyla kalbinde o velinin kudreti ve ilmi bağlılığıyla doğru orantılı olarak muhakkak olur. Bu baba ve oğul arasında oluşan bağ gibidir. Hakikatte kalpte oluşan imandır.[18]



 
 
 
 
 
 

[1] Mustafa, Hasan, Tefsir Ruşen, 12.c, 167.s merkez neşr kitap, tahran, ilk baskı, 1380 şemsi
[2] Tarihi, Fahruddin, Mece’ul- Bahreyn, tahkik, Hüseyin, seyit Ahmet, 2.c, 165.s, murtezefi yayın evi, tahran, üçüncü baskı, 1376 şemsi
[3] Ragıp İsfahani, Hüseyin ibn. Muhammedi, el’Mufredat fi Karib’ul Kuran, tahkik, davudi, safvan, adnan, 733.s, dar’ul-kalem, dar’ul-şamiye, demeşg, Beyrut, ilk baskı, 1412 kameri.
[4] Bakara/179,197,269, Ali-imran/7, 190, Maide/100, Yusuf/111 Rad/19, ibraim/52, Sad/29, 43, Zumer/9,18,21,Gafir/ 54, Talag/10.
[5] Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, kör kimse gibi olur mu?! Sadece akıl sahipleri öğüt alırlar. Rad/19
[6] Gurşi, Seyit ali ekber, kamus kuran, 6.c, 176-177, dar’ul kutub’ul-islamiye , tahran, altıncı baskı, 1371 şemsi
[7] Tabatabayi, seyit muhamet huseyin, el’mizan fi tefsir’il-kuran, 11.c, 342.s, defter intişarat islami, kum, beşinci baskı, 1417 kmeri
[8] Rad/20
[9] Rad/21
[10]Rad/21
[11]Rad/21
[12] Rad/22
[13] Rad/22
[14] Rad/22
[15] Rad/22
[16] Şerif lahici, muhammed ibn. Ali, tefsir şerif lahici, tahkik, hüseyni ermevi, mir celaluddin, 2.c, 595-598.s defter neşr dad, Tahran, ilk baskı, 1373 şemsi
[17] Akabe ibn. Halid, diyor ki: : دخلت أنا و المعلّى [بن خنيس‏] على أبي عبد اللّه عليه السلام في مجلسه و ليس هو فيه، ثم خرج‏ علينا من‏ جانب‏ البيت‏ من عند سارية، فجلس، ثم قال: أنتم اولو الالباب في كتاب اللّه، قال تعالى: «إِنَّما يَتَذَكَّرُ أُولُوا الْأَلْبابِ»*[17] فأبشروا، فأنتم على إحدى الحسنيين من اللّه‏؛ ابن حيون، نعمان بن محمد، شرح الأخبار في فضائل الأئمة الأطهار عليهم السلام‏، muhakkık, musahhif, hüseyni celali, muhammed huseyin, 3.c, 473.s, Camie’tul-muderrisin, kum, ilk baskı, 1400 kameri
[18] Konabadi sultan muhammed, tefsir beyan’us-saadet fi makamat ‘ul ibade- 2.c, 382.s, muessese’tul- ealami lil’metbuat, Beyrut, ikinci baskı, 1408 kameri.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar