Gelişmiş Arama
Ziyaret
4614
Güncellenme Tarihi: 2014/04/14
Soru Özeti
“Akıl sahipleri” mısdakları kimlerdir? İmam Sadık (a.s) ne buyurmuşlardır?
Soru
Akıl sahipleri (ulu’l-elbab) hakkında İmam Sadık (a.s)’in görüşü nedir, açıklar mısınız?
Kısa Cevap
“ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir. Bu kelime cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör kelimelerinin karşıtında kullanılır.
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Tüzelde imamların velayetini özelde de İmam Ali (a.s) nin velayetine iman etmiş ve Hazrete biat etmiş ve biatlarını bozmamış insanlardır.  
Ayrıntılı Cevap
“ulu’l-elbab” kelimesinde geçen “ulu” tekil çoğuldur; çokluğa delalet eden tekil bir isimdir. Bu kelimenin aslında tekili sahip anlamına a “zu” kelimesidir.  Dolayısıyla “ulu” sahipler anlamda kullanılır.[1]
“elbab” saf akıl anlamındadır. “lub” kelimesinin çoğuludur.[2] “lub” saf akıl, nefsin kirletmediği akıl anlamında kullanılır. Öyleyse her “lub” akıldır ama her akıl “lub” değildir.[3]
Bu kelime Kuran’da 16 defa kullanılmıştır.[4] Allah Teala Kuran’ı kerimde dört defa düşünür insanlara hitap etmiştir. Bu ayetlerden biri “~~13.19~
اَفَمَنْ يَعْلَمُ اَنَّمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ اَعْمٰى اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُولُوا الْاَلْبَابِ[5] ayetidir.[6] 
Ulu’l-elbab’ı Kuran’ın gözünden daha iyi tanımak için zikredilen ayeti inceleyelim. Bu ayette geçen soru gerçekte reddiyedir. Hekim olan Allah böylece hakka alim olanla cahil olanın bir olmadığını bildirmektedir. Yani hakka ilmi kalbinde yer edenle hakka cahil olan eşit değildir.[7] Öyleyse “ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör olanların karşıtlarıdır. 
Kuran’a göre ulu’l-elbab’ın özellikleri
Allah Teâlâ Kuran’ı kerimde “ulu’l-elbab”ın tanınması için bazı sıfat ve özellikleri manevi makamlarıyla birlikte ayetlerde açıklamıştır.
Bu vasıfları şöyle sıralayabiliriz:
  1. ~~13.20~
    اَلَّذٖينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْمٖيثَاقَ[8] “Onlar Allah’ın ahdine vefa ederler ve antlaşmalarını bozmazlar.” Şöyle ki bu insanlar zer aleminde İmam Ali (a.s)’ ve Masum İmamların velayetini kabul edeceklerine dair Allah’a verdikleri söze ve ahde vefalıdırlar ve sözlerinden dönmezler.
  2.  “وَالَّذٖينَ يَصِلُونَ مَا اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖ اَنْ يُوصَلَ[9] “Onlar, Allah'ın korunmasını istediği ilişkileri korurlar.” Şöyle ki kesinlikle sılayı rahim ehlidirler ve bunun yanında özel olarak Peygamberin Ehlibeyti ile olan bağlarını sözde, davranışta ve amelde asla koparmazlar. Bilakis sözleri onlara bağlıdır ve Ehlibeyt’e olan muhabbetlerini ilan ederler. İnanç ve davranışlarında onlara karşı içten bir sevgi ve bağlılık sahibidirler.
  3. وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ[10]Rablerinden sakınırlar.” Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korkarlar ve rablerine karşı huşu sahibidirler. 
  4. وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ[11]ve kötü hesaptan korkarlar.” Kesinlikle Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korktuklarının yanında kıyamette hesap sorulurken karşılaşabilecekleri kötü azaptan da korkarlar.
  5. وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ[12] “Onlar, Rablerinin hoşnutluğu için sabrederler.” Allah Teala’nın rızasını kazanmak için dünyevi sorun ve zorluklara, düşmanlara, nefsin hile ve heveslerine karşı sabır ve tahammül gösterirler.
  6. وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ[13] “Namazı hakkıyla kılarlar.”
  7. وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً[14] “Kendileri ne verdiğimiz rızktan gizlice ve açıkça (Allah için) harcarlar.”
  8. وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ[15] “ve kötülüğü iyilikle giderirler.” Salih amellerle kötü ve günah olan işleri uzaklaştırırlar.[16]
İmam Sadık (a.s)’a göre ulu’l-elbab
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Ugbe ibn. Halid şöyle diyor: “Ben ve ibn. Hanis İmam Sadık (a.s)’ı görmek için gittik ama İmam Sadık (a.s) toplantıda yoktu. Sonra ev ehli tarafından bizim yanımıza geldiler oturdular ve şöyle buyurdular: sizler Allah’ın kitabında geçen “ulu’l-elbab”ın mısdaklarısınız. Öyleyse müjdeleyin siz Allah’ın iki hayrından birisiniz.[17]
İmam Sadık (a.s)’ın “ulu’l-elbab”ı Şia’ya tefsir etmesinde ki hikmeti şöyle açıklayabiliriz: Akıl, aklın sahibine bağlı olmadığı sürece hayal ve kuruntudan arınamaz. Var olan bağ, sadece nübüvvetin genel kabulüyle oluşmuş ise aklın saflaşmasını sağlamaz. Zira İslam peygamberi biatiyle akli hükümleri imge ve tasavvurlar doğrultusunda tesis etmiştir.
Öyleyse nübüvvetin rolü aklı mutlak anlamda saflaştırmak değildir. Kabuk ve zar konumunda olan imge ve tasavvurlar ile onu halka sunarak kabulünü sağlamaktır. Ama velayette özel bağlılıkta imanın halis kılınması ve aklın her türlü tasavvur ve imgeden saflaştırılmasıdır. Bu unvan velayete bağlı olan insana sıdk eder. Zira o akıl ve fikir sahibidir. Bu fert bireysel anlamda kendisi akıl ve fikre saf olarak sahip olmasa dahi.
Velayet sahibi velayeti üzere öz konumundadır. Nübüvvet sahibi ise nübüvveti üzere o özü çevreleyen tabaka konumundadır. (Elbette burada Hz. Muhammet (s.a.a) gibi bazı nebilerin hem nübüvvet hem de velayet üzere oldukları unutulmamalıdır.) Velayete bağlı olan insan velayet sahibinin mazharı konumunda olduğu için saf akıl ve fikir sahibi olarak itibar edilir. Konuyu temsili olarak ifade etmek istersek şöyle söylenebilir velayet bağı olmayan insan içi boş ceviz gibidir. İçinin dolması için velayet bağının var olması gerekir. Zira insanın veliyullaha olan bağlılığıyla kalbinde o velinin kudreti ve ilmi bağlılığıyla doğru orantılı olarak muhakkak olur. Bu baba ve oğul arasında oluşan bağ gibidir. Hakikatte kalpte oluşan imandır.[18]



 
 
 
 
 
 

[1] Mustafa, Hasan, Tefsir Ruşen, 12.c, 167.s merkez neşr kitap, tahran, ilk baskı, 1380 şemsi
[2] Tarihi, Fahruddin, Mece’ul- Bahreyn, tahkik, Hüseyin, seyit Ahmet, 2.c, 165.s, murtezefi yayın evi, tahran, üçüncü baskı, 1376 şemsi
[3] Ragıp İsfahani, Hüseyin ibn. Muhammedi, el’Mufredat fi Karib’ul Kuran, tahkik, davudi, safvan, adnan, 733.s, dar’ul-kalem, dar’ul-şamiye, demeşg, Beyrut, ilk baskı, 1412 kameri.
[4] Bakara/179,197,269, Ali-imran/7, 190, Maide/100, Yusuf/111 Rad/19, ibraim/52, Sad/29, 43, Zumer/9,18,21,Gafir/ 54, Talag/10.
[5] Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, kör kimse gibi olur mu?! Sadece akıl sahipleri öğüt alırlar. Rad/19
[6] Gurşi, Seyit ali ekber, kamus kuran, 6.c, 176-177, dar’ul kutub’ul-islamiye , tahran, altıncı baskı, 1371 şemsi
[7] Tabatabayi, seyit muhamet huseyin, el’mizan fi tefsir’il-kuran, 11.c, 342.s, defter intişarat islami, kum, beşinci baskı, 1417 kmeri
[8] Rad/20
[9] Rad/21
[10]Rad/21
[11]Rad/21
[12] Rad/22
[13] Rad/22
[14] Rad/22
[15] Rad/22
[16] Şerif lahici, muhammed ibn. Ali, tefsir şerif lahici, tahkik, hüseyni ermevi, mir celaluddin, 2.c, 595-598.s defter neşr dad, Tahran, ilk baskı, 1373 şemsi
[17] Akabe ibn. Halid, diyor ki: : دخلت أنا و المعلّى [بن خنيس‏] على أبي عبد اللّه عليه السلام في مجلسه و ليس هو فيه، ثم خرج‏ علينا من‏ جانب‏ البيت‏ من عند سارية، فجلس، ثم قال: أنتم اولو الالباب في كتاب اللّه، قال تعالى: «إِنَّما يَتَذَكَّرُ أُولُوا الْأَلْبابِ»*[17] فأبشروا، فأنتم على إحدى الحسنيين من اللّه‏؛ ابن حيون، نعمان بن محمد، شرح الأخبار في فضائل الأئمة الأطهار عليهم السلام‏، muhakkık, musahhif, hüseyni celali, muhammed huseyin, 3.c, 473.s, Camie’tul-muderrisin, kum, ilk baskı, 1400 kameri
[18] Konabadi sultan muhammed, tefsir beyan’us-saadet fi makamat ‘ul ibade- 2.c, 382.s, muessese’tul- ealami lil’metbuat, Beyrut, ikinci baskı, 1408 kameri.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar