Gelişmiş Arama
Ziyaret
4783
Güncellenme Tarihi: 2014/04/14
Soru Özeti
“Akıl sahipleri” mısdakları kimlerdir? İmam Sadık (a.s) ne buyurmuşlardır?
Soru
Akıl sahipleri (ulu’l-elbab) hakkında İmam Sadık (a.s)’in görüşü nedir, açıklar mısınız?
Kısa Cevap
“ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir. Bu kelime cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör kelimelerinin karşıtında kullanılır.
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Tüzelde imamların velayetini özelde de İmam Ali (a.s) nin velayetine iman etmiş ve Hazrete biat etmiş ve biatlarını bozmamış insanlardır.  
Ayrıntılı Cevap
“ulu’l-elbab” kelimesinde geçen “ulu” tekil çoğuldur; çokluğa delalet eden tekil bir isimdir. Bu kelimenin aslında tekili sahip anlamına a “zu” kelimesidir.  Dolayısıyla “ulu” sahipler anlamda kullanılır.[1]
“elbab” saf akıl anlamındadır. “lub” kelimesinin çoğuludur.[2] “lub” saf akıl, nefsin kirletmediği akıl anlamında kullanılır. Öyleyse her “lub” akıldır ama her akıl “lub” değildir.[3]
Bu kelime Kuran’da 16 defa kullanılmıştır.[4] Allah Teala Kuran’ı kerimde dört defa düşünür insanlara hitap etmiştir. Bu ayetlerden biri “~~13.19~
اَفَمَنْ يَعْلَمُ اَنَّمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ اَعْمٰى اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُولُوا الْاَلْبَابِ[5] ayetidir.[6] 
Ulu’l-elbab’ı Kuran’ın gözünden daha iyi tanımak için zikredilen ayeti inceleyelim. Bu ayette geçen soru gerçekte reddiyedir. Hekim olan Allah böylece hakka alim olanla cahil olanın bir olmadığını bildirmektedir. Yani hakka ilmi kalbinde yer edenle hakka cahil olan eşit değildir.[7] Öyleyse “ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör olanların karşıtlarıdır. 
Kuran’a göre ulu’l-elbab’ın özellikleri
Allah Teâlâ Kuran’ı kerimde “ulu’l-elbab”ın tanınması için bazı sıfat ve özellikleri manevi makamlarıyla birlikte ayetlerde açıklamıştır.
Bu vasıfları şöyle sıralayabiliriz:
  1. ~~13.20~
    اَلَّذٖينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْمٖيثَاقَ[8] “Onlar Allah’ın ahdine vefa ederler ve antlaşmalarını bozmazlar.” Şöyle ki bu insanlar zer aleminde İmam Ali (a.s)’ ve Masum İmamların velayetini kabul edeceklerine dair Allah’a verdikleri söze ve ahde vefalıdırlar ve sözlerinden dönmezler.
  2.  “وَالَّذٖينَ يَصِلُونَ مَا اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖ اَنْ يُوصَلَ[9] “Onlar, Allah'ın korunmasını istediği ilişkileri korurlar.” Şöyle ki kesinlikle sılayı rahim ehlidirler ve bunun yanında özel olarak Peygamberin Ehlibeyti ile olan bağlarını sözde, davranışta ve amelde asla koparmazlar. Bilakis sözleri onlara bağlıdır ve Ehlibeyt’e olan muhabbetlerini ilan ederler. İnanç ve davranışlarında onlara karşı içten bir sevgi ve bağlılık sahibidirler.
  3. وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ[10]Rablerinden sakınırlar.” Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korkarlar ve rablerine karşı huşu sahibidirler. 
  4. وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ[11]ve kötü hesaptan korkarlar.” Kesinlikle Allah Teala’nın vaat ettiği azaplardan korktuklarının yanında kıyamette hesap sorulurken karşılaşabilecekleri kötü azaptan da korkarlar.
  5. وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ[12] “Onlar, Rablerinin hoşnutluğu için sabrederler.” Allah Teala’nın rızasını kazanmak için dünyevi sorun ve zorluklara, düşmanlara, nefsin hile ve heveslerine karşı sabır ve tahammül gösterirler.
  6. وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ[13] “Namazı hakkıyla kılarlar.”
  7. وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً[14] “Kendileri ne verdiğimiz rızktan gizlice ve açıkça (Allah için) harcarlar.”
  8. وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ[15] “ve kötülüğü iyilikle giderirler.” Salih amellerle kötü ve günah olan işleri uzaklaştırırlar.[16]
İmam Sadık (a.s)’a göre ulu’l-elbab
İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır.  Ugbe ibn. Halid şöyle diyor: “Ben ve ibn. Hanis İmam Sadık (a.s)’ı görmek için gittik ama İmam Sadık (a.s) toplantıda yoktu. Sonra ev ehli tarafından bizim yanımıza geldiler oturdular ve şöyle buyurdular: sizler Allah’ın kitabında geçen “ulu’l-elbab”ın mısdaklarısınız. Öyleyse müjdeleyin siz Allah’ın iki hayrından birisiniz.[17]
İmam Sadık (a.s)’ın “ulu’l-elbab”ı Şia’ya tefsir etmesinde ki hikmeti şöyle açıklayabiliriz: Akıl, aklın sahibine bağlı olmadığı sürece hayal ve kuruntudan arınamaz. Var olan bağ, sadece nübüvvetin genel kabulüyle oluşmuş ise aklın saflaşmasını sağlamaz. Zira İslam peygamberi biatiyle akli hükümleri imge ve tasavvurlar doğrultusunda tesis etmiştir.
Öyleyse nübüvvetin rolü aklı mutlak anlamda saflaştırmak değildir. Kabuk ve zar konumunda olan imge ve tasavvurlar ile onu halka sunarak kabulünü sağlamaktır. Ama velayette özel bağlılıkta imanın halis kılınması ve aklın her türlü tasavvur ve imgeden saflaştırılmasıdır. Bu unvan velayete bağlı olan insana sıdk eder. Zira o akıl ve fikir sahibidir. Bu fert bireysel anlamda kendisi akıl ve fikre saf olarak sahip olmasa dahi.
Velayet sahibi velayeti üzere öz konumundadır. Nübüvvet sahibi ise nübüvveti üzere o özü çevreleyen tabaka konumundadır. (Elbette burada Hz. Muhammet (s.a.a) gibi bazı nebilerin hem nübüvvet hem de velayet üzere oldukları unutulmamalıdır.) Velayete bağlı olan insan velayet sahibinin mazharı konumunda olduğu için saf akıl ve fikir sahibi olarak itibar edilir. Konuyu temsili olarak ifade etmek istersek şöyle söylenebilir velayet bağı olmayan insan içi boş ceviz gibidir. İçinin dolması için velayet bağının var olması gerekir. Zira insanın veliyullaha olan bağlılığıyla kalbinde o velinin kudreti ve ilmi bağlılığıyla doğru orantılı olarak muhakkak olur. Bu baba ve oğul arasında oluşan bağ gibidir. Hakikatte kalpte oluşan imandır.[18]



 
 
 
 
 
 

[1] Mustafa, Hasan, Tefsir Ruşen, 12.c, 167.s merkez neşr kitap, tahran, ilk baskı, 1380 şemsi
[2] Tarihi, Fahruddin, Mece’ul- Bahreyn, tahkik, Hüseyin, seyit Ahmet, 2.c, 165.s, murtezefi yayın evi, tahran, üçüncü baskı, 1376 şemsi
[3] Ragıp İsfahani, Hüseyin ibn. Muhammedi, el’Mufredat fi Karib’ul Kuran, tahkik, davudi, safvan, adnan, 733.s, dar’ul-kalem, dar’ul-şamiye, demeşg, Beyrut, ilk baskı, 1412 kameri.
[4] Bakara/179,197,269, Ali-imran/7, 190, Maide/100, Yusuf/111 Rad/19, ibraim/52, Sad/29, 43, Zumer/9,18,21,Gafir/ 54, Talag/10.
[5] Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, kör kimse gibi olur mu?! Sadece akıl sahipleri öğüt alırlar. Rad/19
[6] Gurşi, Seyit ali ekber, kamus kuran, 6.c, 176-177, dar’ul kutub’ul-islamiye , tahran, altıncı baskı, 1371 şemsi
[7] Tabatabayi, seyit muhamet huseyin, el’mizan fi tefsir’il-kuran, 11.c, 342.s, defter intişarat islami, kum, beşinci baskı, 1417 kmeri
[8] Rad/20
[9] Rad/21
[10]Rad/21
[11]Rad/21
[12] Rad/22
[13] Rad/22
[14] Rad/22
[15] Rad/22
[16] Şerif lahici, muhammed ibn. Ali, tefsir şerif lahici, tahkik, hüseyni ermevi, mir celaluddin, 2.c, 595-598.s defter neşr dad, Tahran, ilk baskı, 1373 şemsi
[17] Akabe ibn. Halid, diyor ki: : دخلت أنا و المعلّى [بن خنيس‏] على أبي عبد اللّه عليه السلام في مجلسه و ليس هو فيه، ثم خرج‏ علينا من‏ جانب‏ البيت‏ من عند سارية، فجلس، ثم قال: أنتم اولو الالباب في كتاب اللّه، قال تعالى: «إِنَّما يَتَذَكَّرُ أُولُوا الْأَلْبابِ»*[17] فأبشروا، فأنتم على إحدى الحسنيين من اللّه‏؛ ابن حيون، نعمان بن محمد، شرح الأخبار في فضائل الأئمة الأطهار عليهم السلام‏، muhakkık, musahhif, hüseyni celali, muhammed huseyin, 3.c, 473.s, Camie’tul-muderrisin, kum, ilk baskı, 1400 kameri
[18] Konabadi sultan muhammed, tefsir beyan’us-saadet fi makamat ‘ul ibade- 2.c, 382.s, muessese’tul- ealami lil’metbuat, Beyrut, ikinci baskı, 1408 kameri.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar