Gelişmiş Arama
Ziyaret
32980
Güncellenme Tarihi: 2011/08/20
Soru Özeti
Tılsım ve sihre karşı koymanın yolu nedir?
Soru
Sizden istirhamım beni Tılsımlar (şer dualar)la başa çıkabilmem noktasında yardımcı olun. Açıklama: His ediyorum ki işlerim aşırı faaliyet göstermeme rağmen çok yavaş gidiyor ve yaptığım olumlu çalışmalar göze çarpmıyor. 2005 yılında dua yazan birine müracaat ettim. O adam bana, uzun boylu bir kadın tarafından 9 yıllığına tılsımlandığımıı söyledi ve bunun üzerinden 3 yıl geçmiş durumda. Benim izlenimim bu şahsın doğru söylediği yönünde. Bu yüzden şiddetli bir ruhsal bunalım geçirmekteyim. Sizden istirhamım bu depresyondan kurtulmamı sağlamanız.
Kısa Cevap

Tılsım ve sihir bir hurafe değildir ve etkileri vardır. Ama herkesin tılsım yapma gücü yoktur. Tılsım yapmayı bildiğini iddia edenlerin birçoğu sözlerinde sadık değillerdir. Bilakis bunu diğerlerini dolandırmak ve kendi geçimlerini sağlamak için uydurmaktadırlar.

Büyü ve tılsımı batıl etmenin en iyi yolu Allah'a tevekkül etmek ve Kuran-ı Kerim'de bulunan bazı sureleri okumaktır. Felak ve Nas sureleri gibi.

Ayrıntılı Cevap

İnsan tam olarak tanınmamış ve çok karmaşık bir varlıktır. Tabiatüstü ve harikulade işler başarabilir. Bu tür vaka'lar insanın maddi olmayan boyutundan kaynaklanmaktadır. İnsanın maddi yönüyle de bazı maddi vesaitlerin ve egzersizler yardımıyla hızını artırıp diğerlerinin şaşkınlıkla karşılayacakları eylemler sergileye bilirler. İnsan manevi yönüyle de ruhi ve ruhsal bazı güçleri kullanarak harikulade işler yapabilir.  Bu harikulade işlerden biride tılsımdır.

     “Mecme-ul Bahreyn” tılsım kelimesinin açıklamasında şöyle yazıyor: Tılsım kelimesi hakkında üç meşhur görüş bulunmaktadır.

1.     İki kelimeden meydana gelmiştir. “tıl” yani eser ve “isim” kelimesinden meydana gelmiştir.

2.     Yunanca “açılması mümkün olmayan düğüm” anlamında bir sözcüktür.

3.     “musallat” kelimesinin kalp (harflerin yerleri değişmiş kelime) olmuş halidir.[1]

“Keşşaf-ul Istılahat-ul Ulum ve Funun” kitabının yazarı şöyle yazıyor: “Abdul Ala Bircendi, Tezkire'nin şerhinde diyor ki: “Tılsım” doğaüstü, mebdesi gökler olan dünya ile iç içe geçmiş tuhaf ve olağan üstü işler gerçekleştiren güç. Kâinatta gerçekleşen ve meydana gelmesi için bazı semavi unsurlara ihtiyaç duyulan, kendine özgü şartlar isteyen, bu şartları oluşturabilecek kabil bir istidat tarafından tekevvün eden hadise. Bu kabilliği ve istidadı tanıyan kimse bunları bir araya getirmeye kadir olursa böyle tuhaf ve olağandışı hadiselerin meydana gelmesinin sırrına ulaşabilir.[2]

Öyleyse ilk olarak tılsımda bazı maddi vesait ve doğaüstü güçler bir hadisenin gerçekleşmesi için kullanılmaktadır.

İkinci olarak tılsım kolay ve rahat bir iş değildir işte bu yüzden herkesin elinden gelmez. Böyle güçleri olduğunu iddia eden herkesin sözü kabul edilmemelidir. Birçok menfaatçi bunu insanları dolandırmak ve kendi çıkarlarını sağlamak için kullanmaktadır.

Üçüncü olarak ta tılsım hurafe değildir, etkileri vardır ve gerçektir. İbn-i Sina efsunun sebebinin güçlü nefisler olduğuna ve maddi vesaitlere ihtiyaç duyulmadan gerçekleştiğine inanmaktadır. Ama tılsım semavi güçler ile dünyevi güçler sayesinde açığa çıkar. İbn-i Sina bu konuda şöyle diyor: “Doğaüstü hadiseler tabiata üç sebepten kaynaklanır:

a)     Nefsanî güçlerden.

b)    Elementlerin özelliklerinden. Örneğin: mıknatısın demiri çekmesi.

c)     Semavi güçlerin dünyevi güçler ile irtibatı sonucu. Bunun doğaüstü sonuçları olur.

Efsun birinci kısımdan, Tılsım ise üçüncü kısımdandır.”[3]

Merhum Şehidi Evvel, Abdul Ala Birinci'nin tarifine yakın bir tariften sonra söyle diyor: “Tılsım yapmak haramdır ve bu yoldan geçimini sağlamak da haramdır.”[4]

Tılsım, inkâr edilemez etkilerine rağmen batıl edilebilinir. Tılsım birkaç şekilde batıl edilebilinir. Âlemde tek ve eşsiz gücün Allah Teâlâ oluşu sebebiyle en iyi yol sorunların son bulması için büyü, tılsım ve efsun yerine onun dergâhına yüz çevirip ona sığınmak gerekir.

   «و من یتوکل علی الله فهو حسبه»[5] "Kim Allah'a tevekkül ederse bu ona yeter"   «و کفی بالله وکیلا»[6]. "Allah koruyucu ve gözetici olarak yeter" ayetlerinden de anlaşılacağı üzere gerçek müsebbip ve sebepleri var eden Allah Teala'dır. Eğer tılsım, büyü ve benzeri unsurların eseri varsa bile onlara bu eseri veren Allahu Teâlâ'dır. Öyleyse Tılsımı batıl etmenin en iyi yolu Kahhar ve Cebbar olan Allahu Teâlâ’ya tevekkül etmek; Onun uçsuz bucaksız rahmet okyanusu olan Kuran'a sığınmaktır. Zira “Kuran’dan müminler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz”.[7] diye buyurmaktadır. Büyünün, Tılsımın etkilerinden korunmak için Kuran’ı Kerimin tilavet etmek; Özelliklede Kafirun, İhlâs, Felak, Nas sureleri çok etkilidir. Bazı dua kitaplarında bu konuyla ilgili dualar bulunmaktadır. Örneğin: Mefatihu'l-Cinan kitabında.

Bu konuyla ilgili 2022 numaralı, büyünün hükmü ve onu batıl etmenin yolu konulu soruya müracaat edebilirsiniz.



[1] Tureyhi, Fahreddin, Mecmeu'l-Bahreyn, Tahkik-i Seyyit Ahmet Huseyni, c. 5. s. 107.

[2] Tahanevi, Keşşafu-Istılahat-ul Ulum ve Funun, c. 2.s. 1138.

[3] Sadr Hacı Seyyit Cevadi ve diğerai, Dairetu'l-Mearif-i Şia c. 9.s. 117.

[4] Kummi, Şeyh Abbas, Sefinetu'l-Behar, 4.c, 91.s

[5] Talak: 3.

[6] Nisa: 81.

[7] İsra: 82.

 

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar