Gelişmiş Arama
Ziyaret
29044
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
İslam’ın ilk yıllarında zenci bir şahsın güzel bir kızı istediği, ama ırkından dolayı kızı kendisine vermedikleri haberi doğru mudur?
Soru
Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Bilal Habeşi bir kızı ister, ama Bilal’ın zenci olması nedeniyle kızı ona vermezler. Bu işi dönemin Müslümanları yapmıştır. Bu konu hakkında beni bilgilendirebilir misiniz?
Kısa Cevap

Hadis kaynaklarında yapılan inceleme neticesinde Bilal’ın kız istemesi hakkında bir hadis ve rivayete rastlanmadı. Lakin bu hikâyenin bir benzeri Cuveybir hakkında nakledilmiştir. Bu hikâyenin özeti şudur: Aktarıcı, İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: Cuveybir adında Arabistan’ın Necd bölgesinde bir şahıs Müslüman olmak için Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna çıktı, Müslüman oldu ve güzel bir şekilde İslam’a girdi. Cuveybir kısa boylu, fakir ve yalın ayaklı bir şahıs idi. Onun zahiri bir güzelliği yoktu. Hz. Peygamber (s.a.a) ona özel bir sevgi gösterdi, kendisi için yiyecek ve giyecek temin etti ve mescitte kalmasını emretti. Cuveybir gece mescitte istirahat ederdi. Kendisi mescide yerleşti.  Başka muhacir Müslümanlar da oraya sığındılar; öyle ki onların mescitteki yeri daraldı. Sonra Hz. Peygamber’e (s.a.a) mescitte kalanları dışarıya çıkarması ve mescide açılan tüm kapıları kapatması hakkında vahiy geldi. Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’nın (s.a) evinden mescide açılan kapı istisna tutuldu. Ardından Allah Resulü (s.a.a) Sakife-i Beni Saide denen yerde kendileri için bir yer sağlanması emrini verdi ve muhacir ve evsizlerin gece ve gündüzlerini orada geçirmesini emretti. Onlar da belirtilen mekânda toplandı ve Hz. Peygamber (s.a.a) kendilerinin ihtiyaçlarını karşılamayı üstlendi. Müslümanlar da onlara yardım etmeye ve sadakalarını kendilerine vermeye dair mesuliyet üstlendiler. Bir gün Allah Resulü (s.a.a) Cuveybir’in yanından geçti ve onun fakirlik ve yoksulluğuna üzüldü ve şöyle buyurdu: Ey Cuveybir eğer evlenirsen eşin dünya ve ahirette senin yar ve yardımcın olacak ve sana namus ve şeref kazandıracaktır. Cuveybir şöyle dedi: Annem ve babam sana feda olsun ey Allah Resulü (s.a.a)  benim ne bir konumum, ne bir soyum ve ne de bir mal ve güzelliğim var. Hangi kadın beni eş olmak için kabul eder? Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Cuveybir Allah cahiliyette büyük olan birçok bireyi İslam’da alçalttı ve cahiliyette zelil olan birçok şahsı da İslam ile aziz kıldı. İslam dini cahiliyet geleneğini ortadan kaldırdı ve kabile büyüklüğü ve soy üstünlüğü iftiharını bitirdi. Arap, Acem, Kureyşli ve zenci Habeşli insanlar Âdem’in evlatlarıdırlar. Ancak her kim Allah’a daha iyi itaat eder ve takvalı olursa Allah’a olan yakınlığı daha artar. Ey Ceveybir bugün hiçbir Müslüman’ın senden üstünlüğü yoktur. Her kim daha takvalı ve hakka uymada daha büyük bir irade sahibi ise üstün olan odur. Ardından Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ceveybir Beni Beyaze eşrafından olan Ziyad b. Lubeyd’in yanına git, kendisine beni Allah Resulü (s.a.a) gönderdi ve Peygamber (s.a.a) kızın Zülfa’yı benimle evlendirmeni istiyor diye söyle. Bunun üzerine Cuveybir Hz. Peygamber’in (s.a.a) emri üzerine Ziyad’ın yanına gitti ve Allah Resulü’nün (s.a.a) hükmünü kendisine iletti. Ziyad bu haberi duyunca şaşırdı ve seni Hz. Peygamber mi yolladı diye sordu. Cuveybir de evet ben asla Allah Resulü’ne (s.a.a) yalan isnat etmem diye söyledi. Ziyad, biz ancak kendimiz ile eşit olan Ensar’a kız verir ve onlardan kız alırız, sen şimdilik git, ben bizzat Hz. Peygamber (s.a.a) ile görüşerek özrümü ileteceğim dedi. Cuveybir geri döndü ve Ziyad şöyle dedi:  Allah’a yemin olsun ki ne Kur’an bu iş için nazil olmuş ve ne de nübüvvet bu mesele hakkında ortaya çıkmıştır. Zülfa perde arkasından bu sözleri babasından duydu ve bu sözlerin nedenini kendisinden sordu. Ziyad, Cuveybir’in hikayesini kızına anlattı. Zülfa babacığım Cuveybir Hz. Peygamber’e (s.a.a) yalan isnat etmez ve şimdi onu getirmesi için birini yolla diye söyledi. Gidip Cüveybir’i getirdiler. Ziyad hoş geldin Cuveybir biraz bekle ben dönüyorum diye söyledi. Ziyad, Allah Resulü’nün (s.a.a) yanına gitti ve Cuveybir’in meselesini anlattı ve ardından da biz kendimiz ile eşit olan Ensar ile mutluluk duyarız diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ziyad Cuveybir mümin bir erkektir ve her mümin erkek mümin bir kız ile eşittir. Her Müslüman erkek Müslüman kadın ile eştir. O halde Zülfa’yı onunla evlendir ve onun mutluluğuna engel olma. Ziyad Allah Resulü’nün (s.a.a) yanından ayrıldı ve meseleyi kızına anlattı. Zülfa şöyle dedi: Eğer Allah Resulü’nün (s.a.a) buyruğundan çıkarsan kâfir olursun. O halde beni Cuveybir ile evlendir. Ziyad kızı Zülfa’yı onunla nikâhladı ve kendisinin mihriyesinin güvencesi oldu. Ev ve ev eşyalarının temin edilmesini bizzat üstlendi. Cuveybir’e iki gömlek hediye etti. Cuveybir’in gözü bu eve ve süslenmiş geline ilişince evin bir köşesine gitti ve Kur’an okumaya ve namaz kılmaya başladı. Sabah ezanı okununca kalkıp mescide gitti. Zülfa da namaz kıldı. İkinci gece de Cuveybir dünyadan gaflet ederek ibadet ile meşgul oldu. Üçüncü gece Ziyad’a Cuveybir’in eşiyle ilgilenmeyip sabaha kadar namaz kılmayla meşgul olduğunu bildirdiler. Ziyad, Allah Resulünün (s.a.a) huzura çıktı ve şöyle dedi: Ben sizin buyruğunuz üzerine Zülfa’yı Cuveybir’e verdim, kendileri için ev ve çeyiz de temin ettim. Lakin Cuveybir üç gecedir zifaf odasına girmemekte ve Zülfa ile bir kelime etmemektedir. Ondan erkekçe bir iş beklenmemektedir. Ey Allah’ın Resulü (s.a.a) şimdi ne buyuruyorsunuz? Hz. Peygamber (s.a.a) Cuveybir’i çağırdı ve şöyle buyurdu: Henüz Zülfa ile konuşmamışsın sana ne oldu böyle? Cuveybir şöyle dedi: Ey Allah Resulü (s.a.a) ben döşeli bir ev, alımlı eşyalar ve güzel bir geline sahip oldum. Ben evsiz ve miskin insanlardandım. Bu nedenle ilk üç gün Allah’a şükretmeyi ve ardından da bu nimetten faydalanmayı istedim. Ardından Hz. Peygamber Ziyad’ı bilgilendirdi ve sonra Cuveybir Zülfa ile zifafa girdi. Bir müddet geçtikten sonra da Cuveybir kâfirler ile yapılan bir savaşta şehadete erdi.[1]

 


[1] Kuleyni, Muhammed b. Yakup, Kâfi, c. 5, s. 339 – 343, (بَابُ أَنَّ الْمُؤْمِنَ کُفْوُ الْمُؤْمِنَةِ), Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar