Gelişmiş Arama
Ziyaret
31148
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
İslam’ın ilk yıllarında zenci bir şahsın güzel bir kızı istediği, ama ırkından dolayı kızı kendisine vermedikleri haberi doğru mudur?
Soru
Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Bilal Habeşi bir kızı ister, ama Bilal’ın zenci olması nedeniyle kızı ona vermezler. Bu işi dönemin Müslümanları yapmıştır. Bu konu hakkında beni bilgilendirebilir misiniz?
Kısa Cevap

Hadis kaynaklarında yapılan inceleme neticesinde Bilal’ın kız istemesi hakkında bir hadis ve rivayete rastlanmadı. Lakin bu hikâyenin bir benzeri Cuveybir hakkında nakledilmiştir. Bu hikâyenin özeti şudur: Aktarıcı, İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: Cuveybir adında Arabistan’ın Necd bölgesinde bir şahıs Müslüman olmak için Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna çıktı, Müslüman oldu ve güzel bir şekilde İslam’a girdi. Cuveybir kısa boylu, fakir ve yalın ayaklı bir şahıs idi. Onun zahiri bir güzelliği yoktu. Hz. Peygamber (s.a.a) ona özel bir sevgi gösterdi, kendisi için yiyecek ve giyecek temin etti ve mescitte kalmasını emretti. Cuveybir gece mescitte istirahat ederdi. Kendisi mescide yerleşti.  Başka muhacir Müslümanlar da oraya sığındılar; öyle ki onların mescitteki yeri daraldı. Sonra Hz. Peygamber’e (s.a.a) mescitte kalanları dışarıya çıkarması ve mescide açılan tüm kapıları kapatması hakkında vahiy geldi. Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’nın (s.a) evinden mescide açılan kapı istisna tutuldu. Ardından Allah Resulü (s.a.a) Sakife-i Beni Saide denen yerde kendileri için bir yer sağlanması emrini verdi ve muhacir ve evsizlerin gece ve gündüzlerini orada geçirmesini emretti. Onlar da belirtilen mekânda toplandı ve Hz. Peygamber (s.a.a) kendilerinin ihtiyaçlarını karşılamayı üstlendi. Müslümanlar da onlara yardım etmeye ve sadakalarını kendilerine vermeye dair mesuliyet üstlendiler. Bir gün Allah Resulü (s.a.a) Cuveybir’in yanından geçti ve onun fakirlik ve yoksulluğuna üzüldü ve şöyle buyurdu: Ey Cuveybir eğer evlenirsen eşin dünya ve ahirette senin yar ve yardımcın olacak ve sana namus ve şeref kazandıracaktır. Cuveybir şöyle dedi: Annem ve babam sana feda olsun ey Allah Resulü (s.a.a)  benim ne bir konumum, ne bir soyum ve ne de bir mal ve güzelliğim var. Hangi kadın beni eş olmak için kabul eder? Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Cuveybir Allah cahiliyette büyük olan birçok bireyi İslam’da alçalttı ve cahiliyette zelil olan birçok şahsı da İslam ile aziz kıldı. İslam dini cahiliyet geleneğini ortadan kaldırdı ve kabile büyüklüğü ve soy üstünlüğü iftiharını bitirdi. Arap, Acem, Kureyşli ve zenci Habeşli insanlar Âdem’in evlatlarıdırlar. Ancak her kim Allah’a daha iyi itaat eder ve takvalı olursa Allah’a olan yakınlığı daha artar. Ey Ceveybir bugün hiçbir Müslüman’ın senden üstünlüğü yoktur. Her kim daha takvalı ve hakka uymada daha büyük bir irade sahibi ise üstün olan odur. Ardından Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ceveybir Beni Beyaze eşrafından olan Ziyad b. Lubeyd’in yanına git, kendisine beni Allah Resulü (s.a.a) gönderdi ve Peygamber (s.a.a) kızın Zülfa’yı benimle evlendirmeni istiyor diye söyle. Bunun üzerine Cuveybir Hz. Peygamber’in (s.a.a) emri üzerine Ziyad’ın yanına gitti ve Allah Resulü’nün (s.a.a) hükmünü kendisine iletti. Ziyad bu haberi duyunca şaşırdı ve seni Hz. Peygamber mi yolladı diye sordu. Cuveybir de evet ben asla Allah Resulü’ne (s.a.a) yalan isnat etmem diye söyledi. Ziyad, biz ancak kendimiz ile eşit olan Ensar’a kız verir ve onlardan kız alırız, sen şimdilik git, ben bizzat Hz. Peygamber (s.a.a) ile görüşerek özrümü ileteceğim dedi. Cuveybir geri döndü ve Ziyad şöyle dedi:  Allah’a yemin olsun ki ne Kur’an bu iş için nazil olmuş ve ne de nübüvvet bu mesele hakkında ortaya çıkmıştır. Zülfa perde arkasından bu sözleri babasından duydu ve bu sözlerin nedenini kendisinden sordu. Ziyad, Cuveybir’in hikayesini kızına anlattı. Zülfa babacığım Cuveybir Hz. Peygamber’e (s.a.a) yalan isnat etmez ve şimdi onu getirmesi için birini yolla diye söyledi. Gidip Cüveybir’i getirdiler. Ziyad hoş geldin Cuveybir biraz bekle ben dönüyorum diye söyledi. Ziyad, Allah Resulü’nün (s.a.a) yanına gitti ve Cuveybir’in meselesini anlattı ve ardından da biz kendimiz ile eşit olan Ensar ile mutluluk duyarız diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ziyad Cuveybir mümin bir erkektir ve her mümin erkek mümin bir kız ile eşittir. Her Müslüman erkek Müslüman kadın ile eştir. O halde Zülfa’yı onunla evlendir ve onun mutluluğuna engel olma. Ziyad Allah Resulü’nün (s.a.a) yanından ayrıldı ve meseleyi kızına anlattı. Zülfa şöyle dedi: Eğer Allah Resulü’nün (s.a.a) buyruğundan çıkarsan kâfir olursun. O halde beni Cuveybir ile evlendir. Ziyad kızı Zülfa’yı onunla nikâhladı ve kendisinin mihriyesinin güvencesi oldu. Ev ve ev eşyalarının temin edilmesini bizzat üstlendi. Cuveybir’e iki gömlek hediye etti. Cuveybir’in gözü bu eve ve süslenmiş geline ilişince evin bir köşesine gitti ve Kur’an okumaya ve namaz kılmaya başladı. Sabah ezanı okununca kalkıp mescide gitti. Zülfa da namaz kıldı. İkinci gece de Cuveybir dünyadan gaflet ederek ibadet ile meşgul oldu. Üçüncü gece Ziyad’a Cuveybir’in eşiyle ilgilenmeyip sabaha kadar namaz kılmayla meşgul olduğunu bildirdiler. Ziyad, Allah Resulünün (s.a.a) huzura çıktı ve şöyle dedi: Ben sizin buyruğunuz üzerine Zülfa’yı Cuveybir’e verdim, kendileri için ev ve çeyiz de temin ettim. Lakin Cuveybir üç gecedir zifaf odasına girmemekte ve Zülfa ile bir kelime etmemektedir. Ondan erkekçe bir iş beklenmemektedir. Ey Allah’ın Resulü (s.a.a) şimdi ne buyuruyorsunuz? Hz. Peygamber (s.a.a) Cuveybir’i çağırdı ve şöyle buyurdu: Henüz Zülfa ile konuşmamışsın sana ne oldu böyle? Cuveybir şöyle dedi: Ey Allah Resulü (s.a.a) ben döşeli bir ev, alımlı eşyalar ve güzel bir geline sahip oldum. Ben evsiz ve miskin insanlardandım. Bu nedenle ilk üç gün Allah’a şükretmeyi ve ardından da bu nimetten faydalanmayı istedim. Ardından Hz. Peygamber Ziyad’ı bilgilendirdi ve sonra Cuveybir Zülfa ile zifafa girdi. Bir müddet geçtikten sonra da Cuveybir kâfirler ile yapılan bir savaşta şehadete erdi.[1]

 


[1] Kuleyni, Muhammed b. Yakup, Kâfi, c. 5, s. 339 – 343, (بَابُ أَنَّ الْمُؤْمِنَ کُفْوُ الْمُؤْمِنَةِ), Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar