Please Wait
Ziyaret
6387
6387
Güncellenme Tarihi:
2014/05/28
Sitesi Kod
tr22134
Kod Gizlilik Bildirimi
40547
- paylaşmak
Soru Özeti
Kâfirlerin Hz. İsa (a.s) gibi peygamberlerin akılları hayrete düşüren mucizelerini görmelerine rağmen onlara iman etmemeleri nasıl açıklanabilir?
Soru
Hz. İsa’nın (a.s) bebekken konuşmuştur ve Hz. Meryem’i (s.a) recmedilmekten kurtardığı söylenir. Peki mantıken bu büyük mucizeye şahit olan insanlar neden ısrarla İsa’ya (a.s) iman etmeyi reddedip onu çarmıha gerdiler. Böyle bir mucizeden sonra nasıl hala onu yalancılıkla suçladılar?
Kısa Cevap
Yüce Allah insanları hidayete erdirmek ve onlara doğru yolu göstermek için birçok peygamber göndermiştir ve onların peygamberliğini ve kendi ve gayb âlemiyle olan ilişkilerini ispatlamak için de elçilerine mucize vermiştir. Hakkı talep eden ve ahireti dünyaya tercih eden kimseler için bu mucizeleri görmek hidayete ve onların peygamberlere ve dine iman etmesine neden olmuştur. Ama salt dünyevi menfaat ve makamlar peşinde olanlar, peygamberlerin çağrısını kabul etmekten yüz çevirmiş ve hatta mucizeleri görmelerine rağmen iman etmekten kaçınmışlardır. Her ne kadar bizim semavi kitabımız Kur’an’ın nassıyla Hz. İsa (a.s) çarmıha gerilmese de düşmanlar onun canına kast etmiş ve yüce Allah kendisini düşmanlarının şerrinden kurtarmıştır. Ama bununla birlikte onlar ellerinden gelseydi kesinlikle Hz. İsa’yı (a.s) öldüreceklerdi; nitekim birçok peygamberi şehadete erdirmişlerdi. Bu mesele sadece Hz. İsa’ya (a.s) özgü değildir ve tüm peygamberlerin bu sorun ile karşılaştıklarını söyleyebiliriz. Örneğin Firavun takipçilerinin sözüne işaret edilebilir; onlar Hz. Musa’dan (a.s) birçok mucize görmelerine karşın kendisini sihirbazlıkla suçlamış ve şöyle demişlerdir: “Dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.”[1] Aynı şekilde Hz. İbrahim’in (a.s) kıssasına da işaret edilebilir: Putperestler Hz. İbrahim’i (a.s) ateşe attıkları ve ateşin Allah’ın emriyle Hz. İbrahim’e (a.s) etki etmediği ve onu yakmadığını görmüşlerdir. Ama İbrahim’in kavmi bu sahneyi görmekten ibret almamış, hakkı kabul etmemiş ve hatta Hz. İbrahim’in (a.s) sözünün doğru olduğunu ve gerçekten kendilerinin putlarının hiçbir fiilde bulunma güçlerinin olmadığını itiraf etmelerine rağmen yine de tanrılarınıza yardım edin ve İbrahim’i yok ediniz diye söylemişlerdir.[2] Bu gibi davranışlar Hz. Peygamber (s.a.a) bağlamında da sergilenmiştir. Putperestler, Hz. Peygamber’i (s.a.a) sihirbazlık, yalancılık ve delilikle itham etmiş ve ayın Hz. Peygamberin emriyle yarılmasını görmelerine rağmen kendisine iman etmemişlerdir.[3] Her ne kadar bu konuyu idrak etmek temiz ve kinden arı bir kalbe sahip olan kimseler için biraz zor olsa da tarihe müracaat etmeyle bu tür acayip davranışları çok göreceğiz. Bu tür bireyler tarih boyunca var olagelmiş ve bugün de vardırlar. Yüce Allah Kur’an’da bu insanları şöyle nitelemektedir: “Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri hâlde, sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkâr ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!”[4] Yüce Allah bu ayette kâfirlerin bu davranışının nedenine işaret etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Onlar başkalarına zulüm ettiklerinden ve başkalarının haklarını ayaklar altına aldıklarından ve makam peşinde koşup halka egemen olmak istemelerinden dolayı mucizelerin Allah tarafından olduğundan emin olmalarına karşın onu inkâr etmiş ve kabul etmemişlerdir.”[5]
[1] A’raf Suresi, 132. ayet.
[2] “Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler. Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler. İbrahim, şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?” “Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?”, Enbiya Suresi, 64 ila 67. ayetler.
[3] “(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli. Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar? ” Tur Suresi 29 – 30. ayetler.
[4] Neml Suresi, 14. ayet.
[5] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 15, s. 413 – 414, Tahran, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, çapı evvel, 1374 h.ş.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar