Gelişmiş Arama
Ziyaret
10447
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Bizim inancımızda masumun her tür zahiri ve batıni kusurdan uzak olması gerekmektedir. Bu konu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Ali’nin (a.s) boyunun kısa oluşu hakkında nakledilen rivayetler doğru mudur?
Soru
İmam Ali’nin (a.s) boyunun kısa olduğunu belirten hadisler doğru mudur? Kısa boylu olmak kusur sayılmaz mı? Oysaki biz masumun her zahiri kusurdan da arı olduğunu duymuştuk.
Kısa Cevap

Genel bir ilke olarak dikkat edilmesi gereken husus şudur: Halkın nefret etmesi ve uzak olmasına neden olmaması için masumun yaratılış, ahlak, şemail ve zahiri sıfatlar gibi her türlü kusurdan uzak olması gerekir. Rivayetlerde İmam Ali (a.s) hakkında belirtilen sıfatlar, bizzat rivayetlerde bulunan ve açıklaması yapılacak olan bir takım karineler nedeniyle kusur sayılmaz. Yanı sıra boy uzunluk ve kısalığı, normal bir düzeyde olması durumunda kusur değildir.

Ayrıntılı Cevap

Konunun aydınlığa kavuşması için soruya konu olan meseleyi üç mihverde inceleyeceğiz:

1. Hz. Ali’nin kısa boylu oluşu hakkında söylenenler doğru mudur yoksa yanlış mıdır?

2. Doğru olması durumunda, kısa boylu olmak insan için bir ayıp sayılır mı?

3. Masumlar için rivayetlerde belirtilen ve kusur sayılabilecek bazı zahiri özellikler nasıl açıklanabilir?

Şimdi bu meseleleri belirtilen düzen içinde inceliyoruz:

1. Bu meselenin cevabına değinmeden önce, bazılarınca kusur olarak addedilen bazı özelliklerin kusur olmadığının bilinmesi gerekir. Örneğin, İmam Ali’nin (a.s) “el-enzeu’l-betin” olduğu meşhurdur ve bazıları bunu göbeğin küçük olması veya büyük göbek olarak tercüme etmişlerdir. Biz genellikle göbeğin büyük olmasının oburluktan kaynaklandığını düşündüğümüzden meseleyi halletmek için bahane bulmaya çalışmaktayız. Hâlbuki işin gerçeği şudur: “Enze’den kastedilen başın önünde az bir saçın bulunmasıdır ve betin’den kastedilen de karın bölgesinde azıcık bir çıkıntıdır. Oburluktan meydana gelmiş bir şişmanlık söz konusu değildir. İmam Ali (a.s) basit yiyeceklerden istifade eder ve az miktarda yerdi.”[1] İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da şöyle buyurmaktadır: “Ben dünyanızdan iki eski elbise ve iki parça ekmek borç alıp yetindim.”[2] Bu mukaddime unutulmamak kaydıyla, Hz. Ali’nin (a.s) bedensel özellikleriyle ilgili olarak belirtilen rivayetlerde "ربع القامة"[3] ve "ربعة من الرجال"[4] gibi tabirlerin bulunduğunu ve bazılarının bu tabiri İmamın kısa boylu olduğu şeklinde tercüme ettiklerini söylemek gerekir. Bu tercüme sözlük kitaplarında belirtilenlerden dolayı doğru değildir. Manası, İmamın geniş omuzlu olmasıdır. Lisanu’l-Arab adlı sözlük kitabındaki şu cümleye dikkat ediniz:

"وَتَرٌ مَرْبوعٌ یقال: أَراد رُمْحاً مَرْبوعاً لا قصیراً و لا طویلا"[5] yani ne uzun ve ne de kısa olan kılıca denir. Diğer sözlük kitaplarında da bu manaya işaret edilmiştir.[6]

2. İmamın boyunun kısa oluşunun doğru olduğunu farz etsek bile dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır: Boyun kısa oluşu, normal düzeyi aştığında veya insanın manevi çekiciliğini etki altında bırakan başka diğer zahiri noksanlıklar ile beraber olması durumunda kusur sayılır. Bu durumun dışında kısalık esasen kusur sayılmaz; çünkü Yüce Allah değişik fertleri çeşitli özellikler ile yaratmıştır ve insanların zahiri özelliklerde birbirleriyle farklılıklar arz etmeleri tabiidir. Bir fert çehre rengi, kısa boyluluk, ses türü ve diğer hususlar nedeniyle kınanamaz.

3. Masumların zahiri şemaili hakkında söylenenler, onların cismani özelliklerinin halkın kendilerinden nefret etmesine ve uzaklaşmasına neden olacak türden olmaması gerektiğinden ibarettir. Çünkü onlar halkın önderleridirler ve genel çağrılarının gereği olarak çekiciliklerinin korunması lazımdır. Bu mesele rivayetlerde belirtildiği gibi sadece masum imama (a.s) özgü değildir, yanı sıra halk ile direkt olarak bir tür dinî bir irtibat içinde olanların da insanların nefret etmesine ve uzaklaşmasına neden olabilecek kusurlardan arı olması gerekir. Bu nedenle rivayetlerde cemaat imamının ferdi özellikleri hakkında, imamın cüzam ve alaca gibi hastalıkları taşımaması gerektiği belirtilmiştir.[7]     



[1] Tebrizî, Cevad, Siratu’n-Necat, c. 10, s. 426, m. 1197, Bita.

[2] Seyid Rezi, Ebu’l-Hasan Muhammed, Nehcü’l-Belağa, s. 417, name-i 45, İntişarat-ı Hicret, Kum, 1414 h. k.

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 35, s. 2, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404 h. k.

[4] a.g.e., c. 35, s. 4.

[5] İbn. Manzur, Muhammed b. Mukrem, Lisanu’l-Arab, c. 8, s. 101, Neşr-i Edebi’l-Havza, Kum, 1405 h. k.

[6] İbn-i Esir, Muhammed el-Cezeri, en-Nihaye, c. 2, s. 190, Müessese-i İsmailiyan, Kum, 1364 h. k.

[7] Biharu’l-Envar, c. 16, s. 408.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Istakoz, deniz kabukları ve ahtapot yemek haram mıdır?
    59266 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/09
     Istakoz[1] ve deniz kabuklarını yemek haramdır. Dini kaynaklar uyarınca helal ve haram olan hayvanların birbirlerinden ayırt edilmesi için bir takım genel kurallar açıklanmıştır. Bu kurallar deniz ve kara hayvanları hakkında birbirinden farklıdır. Kuşların da kendilerine özgü hükümleri vardır…
  • Bir şahıstan veya bankalardan aldığımız borca ve her ay taksitini ödediğimiz paraya humus düşer mi?
    5865 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Dikkatinizi buna benzer bir soruya İmam Humeyni (r.a) ve Ayetullah Hamaney tarafından verilen cevaba çekiyoruz: 868. Soru: Birkaç yıl önce bir bankadan borç aldım ve onu bir yıllığına banka hesabıma aktardım. Bu borçtan faydalanamadım ve her ay ...
  • Kız ve oğlan elçilik ve nişanlılık aşamasından sonra ve nikahtan önceki ilişkileri nasıl olmalıdır?
    12259 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Hikmet sahibi Allah kadın ve erkeği birbiri için yaratmıştır. İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar; zira birbirlerine sükunet vermekte, cinsel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını gidermekteler. İslam, her iki tarafında ...
  • Hz. Ali'nin (a.s) dilenciye yüzüğünü vermesi haliyle, ayağından ok çekildiğinde bunu fark etmemesi hali arasında bir çelişki yok mudur?
    15833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/04/18
    Sorunuza şu şekilde cevap verebiliriz: 1- İnsan, ilahi rızaya uygun ameller yaparak kemale erişebilme gücüne sahiptir. Yani insan-ı kâmil makamına ulaşarak bütün mükemmellikleri kendisinde toplayabilir. 2- İnsan-ı kâmil makamına ulaşmak demek, bu makama ulaşanların çeşitli halleri olmayacağı anlamına gelmez. Bize ve birçok Müslüman'a göre İmam Ali (a.s), Müslümanlar için mükemmel bir örnektir ve ...
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19559 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • Sehl bin Sa’d Saidi kimdi?
    9033 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Sehl bin Sa’d Ensari Saidi, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) tanınmış sahabelerinden olup Peygamberimiz vefat ettiği zaman 15 yaşındaydı. Onun asıl adı ‘Hazn’ idi, ama Peygamber (s.a.a) adını ‘Sehl’ diye değişti. Künyesi ‘Ebu’l Abbas’ idi. Uzun bir ömür sürdü. Medine’de ölen son sahabe olduğu söylenmektedir. Kimisi hicri 88 yılında, kimisi ...
  • Kuranı kerimde, kalpteki itminan ile iman ilişkisi nasıl konu edilmiş?
    12615 Tefsir 2010/12/18
    Lügatte imanın anlamı şöyle beyan edilmiştir: yalanlamanın karşıtı olup tasdik etmektir. Istılahta ise anlamı şöyledir. Dille ikrar ve itiraf etmektir, kalpte bir kararlılık ve sözleşmedir, organlarda da ameldir. "İtminan" ve tümenine ise lügatte kararsızlık ve ıstırabın ardından gerçekleşen (kalpsel veya zihinsel) rahatlık ve huzurdur.
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    8033 کلیات 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    8041 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20774 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...

En Çok Okunanlar