Gelişmiş Arama
Ziyaret
24979
Güncellenme Tarihi: 2011/02/26
Soru Özeti
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Soru
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Kısa Cevap

İlahi nişanelerden[i] ve gayb âlemine açılan kapılardan birisi olan rüya, insanın ruh ve cisimsel yaratılışında doğal bir özellik olarak kararlaştırılmıştır.

 


[i] -“Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten ve toplum için ibretler vardır.”Rum, 23.

 

Ayrıntılı Cevap

Rüya görmek ilahi nişanelerden ve gayb âlemine açılan kapılardan birisidir.

Bir bakışla uyku ve rüya görmek, insanın dış âlemden iç âleme geçişi halinden ibaret olup insanın kendini tanımasında en önemli alt yapılardan birisidir.

İnsanın gördüğü rüya, onun iç âlemini sorgulamasından ibarettir, dolayısıyla iyi ve müjdeleyici rüyalar nasıl ferdin iç âleminin niteliğinden haber veriyorsa, sürekli kâbus gören kimselerin gördüğü şeylerde, onların iyi bir manevi durumlarının olmadığının göstergesi olup bu kimselerin yaşamlarını değiştirmeleri gerekir.

Buna binaen insanın uyuması ve rüya görmesinin en önemli hikmetlerinden bir tanesi, insanın farkında olmadığı zamirini tanıması ve ona yönelmesidir.

Hikmet ehli kimselere göre rüya görmek, ilahi bir hediye olup insan bu yolla kolaylıkla iç âleme ve âlemin içine kısa bir gezinti yapmaya kadirdir. Eğer fıtri bir hakikat unvanında rüya diye bir şey olmasaydı, nebi ve velilerin ahiret ve gayb âlemi hakkındaki söylemlerini sıradan insanlar anlamakta zorluk çekeceklerdi. O halde geniş bir alana yayılan dereceleri kapsayan rüyanın tecrübe edilmesiyle, çok aşağı bir seviyede olsa bile tevhidi hakikatlerin ve gaybi maariflerin birçoğu derk edilebilir.

Rüya ve ölüm tecrübesi arasındaki benzerliğe örnek olarak işaret edilebilir. Kur’an ayeti gereğince uyku (menam) ölümün kısa bir tecrübesi ve uhrevi yolculuktur:

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır”.[1]

Bu ayet-i şerife gereğince Allah-u Teâlâ – ister uyku âlemi olsun isterse gerçek ölüm hali olsun – ruhu (nefsi) kabz (teveffi) eder ve farklılık sadece ölüm için belirlenmiş eceldedir. Uyku halinde ise ruh, (nefis) tekrar cisme gönderilir. Aynı şekilde bu ayet, tekeffür ve derin düşünce ehlinin, uyku ve rüya gerçeğini düşünmesiyle birçok gaybi hakikatlere ve ilahi hikmetlere ulaşabileceğine işaret etmektedir.

Dolayısıyla rüya görmek, ölüm gibi insanın ruh ve cismi yaratılışında kararlaştırılmış doğa bir özelliktir ve bu böyle bir bakış açısıyla, hem uyku hem de ölüm daha iyi bir hayatın tecrübesi olup kesinlikle yokluğa yakınlaşmak anlamında değildir. Uyku ve ölüm, somut duyuların ve cismin gevşeyip kendini bırakması eşliğindedir (elbette ölümün tecrübesiyle ruh, tamamen bedenin maddi unsuruyla alakasını keser), ancak bu, yalnızca bilincin daha üst düzeye girmesi anlamındadır.

Rüya-ı Sadıka

Rüya görmenin ilahi hikmetlerinden birsi, insanın batini hidayetiyle alakalıdır. Bu bakış açısıyla rüya, ilahi hidayeti derk etmenin alt yapısı sayılır.

Rüyanın çeşitli mertebe ve kısımlarının olduğunu ve bunlardan birisi olan sadık veya salih rüya olarak tabir edilen rüyanın ilahi boyutlar taşıdığını biliyoruz. Kur’a ve rivayetlerde de rüyanın bu türü teyit ve tekit edilmiştir:

İbni Abbas İslam Peygamberi’nden (s.a.a) şöyle naklediyor:

“Dikkat ediniz ki, Müslüman ferdin gördüğü salih rüyası veya başkalarının bu fert hakkında gördüğü rüyanın dışında nübüvvet müjdelerinden geriye bir şey kalmamıştır.”[2]

Başka bir rivayette şöyle buyurur:

“Rüya-ı Sadık’a, nübüvvetin yetmiş cüzünden birisidir.”[3]

Aynı şekilde Dünya hayatında da onlar için müjde vardır[4] ayetinin tefsirinde Allah Resulü’nün (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Bu ayette, müminin müjdelenme vasıtası olan sadık rüya kastedilmiştir ve bu rüya, nübüvvetin altmış dört cüzünden birisidir; kim böyle bir rüya görürse, kendisini seven bir arkadaşına anlatsın. Ama bir kimse, salih olmayan (kötü rüya) bir rüya görürse, onun gam ve hüznüne yol açan bu rüya, şeytan tarafındandır; o halde bu kimse, üç defa sol tarafına üflesin (bu düşünceyi kendinden uzaklaştırsın) ve rüyasını kimseye anlatmasın.”[5]

 


[1] -Zümer, 42.

[2] -Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut 1404, k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 192.

[3] -Şeyh Saduk, El-Fakih, Kum 1413 k, İntişarati Camiayi Müderrisin, c. 2, s. 585.

[4] -Yuns, 64.

[5] -Meclisi, “Biharu’l Envar”, Beyrut 1404 k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 191.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar