Gelişmiş Arama
Ziyaret
24723
Güncellenme Tarihi: 2011/02/26
Soru Özeti
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Soru
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Kısa Cevap

İlahi nişanelerden[i] ve gayb âlemine açılan kapılardan birisi olan rüya, insanın ruh ve cisimsel yaratılışında doğal bir özellik olarak kararlaştırılmıştır.

 


[i] -“Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten ve toplum için ibretler vardır.”Rum, 23.

 

Ayrıntılı Cevap

Rüya görmek ilahi nişanelerden ve gayb âlemine açılan kapılardan birisidir.

Bir bakışla uyku ve rüya görmek, insanın dış âlemden iç âleme geçişi halinden ibaret olup insanın kendini tanımasında en önemli alt yapılardan birisidir.

İnsanın gördüğü rüya, onun iç âlemini sorgulamasından ibarettir, dolayısıyla iyi ve müjdeleyici rüyalar nasıl ferdin iç âleminin niteliğinden haber veriyorsa, sürekli kâbus gören kimselerin gördüğü şeylerde, onların iyi bir manevi durumlarının olmadığının göstergesi olup bu kimselerin yaşamlarını değiştirmeleri gerekir.

Buna binaen insanın uyuması ve rüya görmesinin en önemli hikmetlerinden bir tanesi, insanın farkında olmadığı zamirini tanıması ve ona yönelmesidir.

Hikmet ehli kimselere göre rüya görmek, ilahi bir hediye olup insan bu yolla kolaylıkla iç âleme ve âlemin içine kısa bir gezinti yapmaya kadirdir. Eğer fıtri bir hakikat unvanında rüya diye bir şey olmasaydı, nebi ve velilerin ahiret ve gayb âlemi hakkındaki söylemlerini sıradan insanlar anlamakta zorluk çekeceklerdi. O halde geniş bir alana yayılan dereceleri kapsayan rüyanın tecrübe edilmesiyle, çok aşağı bir seviyede olsa bile tevhidi hakikatlerin ve gaybi maariflerin birçoğu derk edilebilir.

Rüya ve ölüm tecrübesi arasındaki benzerliğe örnek olarak işaret edilebilir. Kur’an ayeti gereğince uyku (menam) ölümün kısa bir tecrübesi ve uhrevi yolculuktur:

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır”.[1]

Bu ayet-i şerife gereğince Allah-u Teâlâ – ister uyku âlemi olsun isterse gerçek ölüm hali olsun – ruhu (nefsi) kabz (teveffi) eder ve farklılık sadece ölüm için belirlenmiş eceldedir. Uyku halinde ise ruh, (nefis) tekrar cisme gönderilir. Aynı şekilde bu ayet, tekeffür ve derin düşünce ehlinin, uyku ve rüya gerçeğini düşünmesiyle birçok gaybi hakikatlere ve ilahi hikmetlere ulaşabileceğine işaret etmektedir.

Dolayısıyla rüya görmek, ölüm gibi insanın ruh ve cismi yaratılışında kararlaştırılmış doğa bir özelliktir ve bu böyle bir bakış açısıyla, hem uyku hem de ölüm daha iyi bir hayatın tecrübesi olup kesinlikle yokluğa yakınlaşmak anlamında değildir. Uyku ve ölüm, somut duyuların ve cismin gevşeyip kendini bırakması eşliğindedir (elbette ölümün tecrübesiyle ruh, tamamen bedenin maddi unsuruyla alakasını keser), ancak bu, yalnızca bilincin daha üst düzeye girmesi anlamındadır.

Rüya-ı Sadıka

Rüya görmenin ilahi hikmetlerinden birsi, insanın batini hidayetiyle alakalıdır. Bu bakış açısıyla rüya, ilahi hidayeti derk etmenin alt yapısı sayılır.

Rüyanın çeşitli mertebe ve kısımlarının olduğunu ve bunlardan birisi olan sadık veya salih rüya olarak tabir edilen rüyanın ilahi boyutlar taşıdığını biliyoruz. Kur’a ve rivayetlerde de rüyanın bu türü teyit ve tekit edilmiştir:

İbni Abbas İslam Peygamberi’nden (s.a.a) şöyle naklediyor:

“Dikkat ediniz ki, Müslüman ferdin gördüğü salih rüyası veya başkalarının bu fert hakkında gördüğü rüyanın dışında nübüvvet müjdelerinden geriye bir şey kalmamıştır.”[2]

Başka bir rivayette şöyle buyurur:

“Rüya-ı Sadık’a, nübüvvetin yetmiş cüzünden birisidir.”[3]

Aynı şekilde Dünya hayatında da onlar için müjde vardır[4] ayetinin tefsirinde Allah Resulü’nün (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Bu ayette, müminin müjdelenme vasıtası olan sadık rüya kastedilmiştir ve bu rüya, nübüvvetin altmış dört cüzünden birisidir; kim böyle bir rüya görürse, kendisini seven bir arkadaşına anlatsın. Ama bir kimse, salih olmayan (kötü rüya) bir rüya görürse, onun gam ve hüznüne yol açan bu rüya, şeytan tarafındandır; o halde bu kimse, üç defa sol tarafına üflesin (bu düşünceyi kendinden uzaklaştırsın) ve rüyasını kimseye anlatmasın.”[5]

 


[1] -Zümer, 42.

[2] -Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut 1404, k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 192.

[3] -Şeyh Saduk, El-Fakih, Kum 1413 k, İntişarati Camiayi Müderrisin, c. 2, s. 585.

[4] -Yuns, 64.

[5] -Meclisi, “Biharu’l Envar”, Beyrut 1404 k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 191.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar