Gelişmiş Arama
Ziyaret
15785
Güncellenme Tarihi: 2012/02/04
Soru Özeti
Şimdiye kadar şeytana karşı kimler direnmiştir ve mücadele şekilleri nasıl olmuştur?
Soru
Şeytanlar ve cinden olan orduları, çoğu zaman Allah’a iman etmiş kimselere saldırırak onları küfüre ve şirke götürmeye çalışırlar. Şimdiye kadar kim onlara karşı direnmiştir ve mücadele şekilleri nasıl olmuştur? Şimdiden teşekkür ederim.
Kısa Cevap

Kur’an’a göre şeytanın yalnızca Allah’ın muhles (ihlasa eren) kullarına etkisi yoktur. Muhlesler, şeytanın kendilerine nüfuz edemediği kimselerdir. Şeytanla mücadele etmenin yolları vardır, bu yollardan giderek onunla mücadele edip başarıya ulaşılabilir. O yollardan birkaçı şunlardır:

1- İman: Kur’an-ı Kerim, şeytanın hakimiyetine engel olmanın temel etkenin iman olduğunu buyuruyor.

2- Tevekkül: Şeytana ve ordusuna galip gelmenin yollarından bir diğeri Allah’a tevekkül etmektir.

3- İstiaze: Allah’tan sığınma talebinde bulunmak demektir.

4- Allah’ı anmak: Allah’ı anmak insana basiret verir, onu vesveselerden korur ve şeytanın nüfuz etme yolunu kapatır.

5- Takva: Takva melekesini kazanmak ve onu sağlamlaştırmak, kalp gözünü İblisin vesveselerine karşı açar ve insanı onun tuzağından korur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’a göre şeytanın yalnızca Allah’ın muhles kullarına etkisi yoktur.

Şeytan, Allah’ın bütün kullarını yoldan çıkarmak için yemin ettiğinde muhles (ihlasa eren) kullarını bundan istisna etmiştir: Dedi ki: 'Andolsun senin izzetine, ben, onların tümünü azdıracağım. Ancak içlerinden, ihlasa eren kulların müstesna.’ [1]

Yine Allah’a Teala ona şöyle buyuruyor: Şüphesiz, sana uyan azgınların dışında kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez.’ [2]

Bu ayetlere göre muhlesler [3] şeytanın hakimiyet diaresinin dışında olan kimselerdir. Ve bu, hem şeytanın itirafıdır, hem de Allah’ın bildirdiği bir gerçektir: ‘Kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez.’

Şeytanla Mücadelenin Yolları

Muhlesler, şeytanın kendilerine nüfuz edemediği kimselerdir. Şeytanla mücadele etmenin yolları vardır, bu yollardan giderek onunla mücadele edip başarıya ulaşılabilir. O yollardan birkaçı şunlardır:

1- İman: Kur’an-ı Kerim, şeytanın nüfuzuna engel olmanın temel etkenin iman olduğunu buyuruyor: Şüphe yok ki (şeytanın) inananlara... karşı gücü kuvveti yoktur, hükmü yürümez onun.’ [4]

2- Tevekkül: Şeytana ve ordusuna galip gelmenin yollarından bir diğeri Allah’a tevekkül etmektir: Şüphe yok ki (şeytanın)... Rablerine güvenen kimselere karşı gücü kuvveti yoktur.’ [5]

Dolayısıyla Allah’a ve ayetlerine iman etmek, şeytanın insanlar üzerindeki velayet ve hakimiyetine engel olur. Şeytanın, iman kalesinde siper alanlara ve Allah’a tevekkül edenlere asla hakimiyeti olmaz. Onun ancak kendisine uyanlara ve Allah’a şirk koşanlara velayeti vardır: Onun gücü, ancak ona dost olup itaat edenlere yeter ve onlar da Allah’a şirk koşanlardır.’ [6]

3- İstiaze: Allah’tan sığınma talebinde bulunmak demektir. Bu sığınma talebi bazen tekvini olurken, bazen de teşriidir. Doğal şerlerden korunmak için Allah’ın tekvini sığınağından faydalanmak gerekir. Tekvini sığınak yaratılış düzeninde Allah’ın nedenler şeklinde koyduğu kanunlar ve ilahi sünnetlerdir. Nefsani şerlerden uzak kalabilmek içinde Nas suresinde buyurulduğu gibi Allah’ın teşrii sığınağından istifade edilmelidir. Teşrii sığınak mukaddes şeriatte belirlenen itikadi temeller ve eğitici programların olduğu ilahi öğretilerdir: Şeytandan sana aykırı bir kışkırtma gelirse Allah'a sığın, şüphesiz O, her şeyi işiten ve bilendir.’ [7]

Gerçekte tevhid, insanın hayır ve menfaati kazanmasını, işlerine Bismillah’la başlamasını, yine zararı ve şerri uzaklaştırmakta ona yardımcı olmasını, işlerine Euzubillah’la başlamasını gerektirir. Zira tevhidi bakış açısına göre alemde Allah’tan başka müessir yoktur.  

4- Allah’ı anmak: Allah’ı anmak insana basiret verir, onu vesveselerden korur ve şeytanın nüfuz etme yolunu kapatır: İyice düşünürler (Allah'ı anarlar), sonra bakarsın ki (doğruyu) görüp bilirler.’ [8]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İnsan Allah’ı anmaktan yüz çevirmediği sürece şeytanın ona vesvese vermeye gücü yoktur.’ [9]

Emirü’l-Müminin (a.s) ise, Allah’ı anmanın şeytanı uzaklaştırmaya neden olduğunu buyurmaktadır: ‘Allah’ı anmak şeytanı uzaklaştırılır.’ [10]  

5- Takva: Takva melekesini kazanmak ve onu sağlamlaştırmak, kalp gözünü İblisin vesveselerine karşı açar ve insanı onun tuzağından korur: (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde iyice düşünürler (Allah'ı anarlar), sonra bakarsın ki (doğruyu) görüp bilirler.’ [11]

Ayetin özgün metninde geçen ‘Taif’ ( طائف ) kelimesi tavaf eden manasına gelip, sanki şeytanın vesveseleri tavaf edenler gibi insanın ruhunda ve düşüncesinde nüfuz etmek için dönüp dururlar.

Şeytan, iman ve takvayla ruhu güçlenen kimselere etki edemez. Ama hep bir fırsat peşinde olur. Şehvet, gazap, haset ve intikam alma gibi bazı nefsani heva ve hevesleri uyandırarak ona nüfuz etmeye ve saptırmaya çalışır.

Ehl-i Beyt’i anmak, Ehl-i Beyt’in dostlarına ihsanda bulunmak, şeytanın nüfuz edemediği kimselerin sınıfına girmek için uğraşı vermek vb. şeytanla mücadele etmenin yolları arasındadır.

Sonuç

Allah inancına sahip olmak insanın günahlardan ve kötülüklerden uzak kalması için etkilidir. Allah’ın izzeti, hikmeti ve zatının işleri üzerinde tefekkür etmek, şeytana karşı mücadelede kulun ruhunu güçlendirir. Ayrıca iman, tevekkül ve takvayı güçlendirmek, devamlı Allah’ı anmak, şeytanı üzecek ve kendisinden uzaklaştıracak işler yapmak ve sonunda şeytandan taraf gelecek şer ve fesatlardan istiaze etmek onun nüfuzuna engel olmak için önemli şeylerdir. Unutmayalım ki bütün bunlar Ehl-i Beyt’e tevessül ve Onların inayeti olmadan mümkün değildir.

İlgili dizinler

Şeytanın İnsana Nüfuz Etme Yolları: 11111 (Site: 10971)

Şeytanın Hedef ve Planları: 2392 (Site: 2545)



[1] -Sad/82-83

[2] -Hicr/42

[3] -Muhles, ruhunu maddiyatın zincirlerinden koparmış ve kalbini Allah’tan başkasına vermeyen, onu Allah’ın sevgisiyle dolduran kimsedir.  

[4] -Nahl/99

[5] -Nahl/99

[6] -Nahl/100

[7] -A’raf/200, Fussilet/36.

[8] -A’raf/201

[9] -Muhaddis Nuri, Müstedreku’l Vesail, c.1, s.178, Müessese-i Alu’l-Beyt, Kum, HK.1408; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.72, s.124, Müessesetu’l-Vefa, Beyrut, HK.1404

[10] -Amedi Temimi, Abdulvahid, Gureru’l-Hikem ve Düreru’l-Kelim, s.188, Mektebu’l-A’lami’l-İslamiyye, Kum, HŞ.1366

[11] -A’raf/201

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 1
Perşembe, 24 Mayıs 2012
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar