Gelişmiş Arama
Ziyaret
16113
Güncellenme Tarihi: 2012/02/04
Soru Özeti
Şimdiye kadar şeytana karşı kimler direnmiştir ve mücadele şekilleri nasıl olmuştur?
Soru
Şeytanlar ve cinden olan orduları, çoğu zaman Allah’a iman etmiş kimselere saldırırak onları küfüre ve şirke götürmeye çalışırlar. Şimdiye kadar kim onlara karşı direnmiştir ve mücadele şekilleri nasıl olmuştur? Şimdiden teşekkür ederim.
Kısa Cevap

Kur’an’a göre şeytanın yalnızca Allah’ın muhles (ihlasa eren) kullarına etkisi yoktur. Muhlesler, şeytanın kendilerine nüfuz edemediği kimselerdir. Şeytanla mücadele etmenin yolları vardır, bu yollardan giderek onunla mücadele edip başarıya ulaşılabilir. O yollardan birkaçı şunlardır:

1- İman: Kur’an-ı Kerim, şeytanın hakimiyetine engel olmanın temel etkenin iman olduğunu buyuruyor.

2- Tevekkül: Şeytana ve ordusuna galip gelmenin yollarından bir diğeri Allah’a tevekkül etmektir.

3- İstiaze: Allah’tan sığınma talebinde bulunmak demektir.

4- Allah’ı anmak: Allah’ı anmak insana basiret verir, onu vesveselerden korur ve şeytanın nüfuz etme yolunu kapatır.

5- Takva: Takva melekesini kazanmak ve onu sağlamlaştırmak, kalp gözünü İblisin vesveselerine karşı açar ve insanı onun tuzağından korur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’a göre şeytanın yalnızca Allah’ın muhles kullarına etkisi yoktur.

Şeytan, Allah’ın bütün kullarını yoldan çıkarmak için yemin ettiğinde muhles (ihlasa eren) kullarını bundan istisna etmiştir: Dedi ki: 'Andolsun senin izzetine, ben, onların tümünü azdıracağım. Ancak içlerinden, ihlasa eren kulların müstesna.’ [1]

Yine Allah’a Teala ona şöyle buyuruyor: Şüphesiz, sana uyan azgınların dışında kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez.’ [2]

Bu ayetlere göre muhlesler [3] şeytanın hakimiyet diaresinin dışında olan kimselerdir. Ve bu, hem şeytanın itirafıdır, hem de Allah’ın bildirdiği bir gerçektir: ‘Kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez.’

Şeytanla Mücadelenin Yolları

Muhlesler, şeytanın kendilerine nüfuz edemediği kimselerdir. Şeytanla mücadele etmenin yolları vardır, bu yollardan giderek onunla mücadele edip başarıya ulaşılabilir. O yollardan birkaçı şunlardır:

1- İman: Kur’an-ı Kerim, şeytanın nüfuzuna engel olmanın temel etkenin iman olduğunu buyuruyor: Şüphe yok ki (şeytanın) inananlara... karşı gücü kuvveti yoktur, hükmü yürümez onun.’ [4]

2- Tevekkül: Şeytana ve ordusuna galip gelmenin yollarından bir diğeri Allah’a tevekkül etmektir: Şüphe yok ki (şeytanın)... Rablerine güvenen kimselere karşı gücü kuvveti yoktur.’ [5]

Dolayısıyla Allah’a ve ayetlerine iman etmek, şeytanın insanlar üzerindeki velayet ve hakimiyetine engel olur. Şeytanın, iman kalesinde siper alanlara ve Allah’a tevekkül edenlere asla hakimiyeti olmaz. Onun ancak kendisine uyanlara ve Allah’a şirk koşanlara velayeti vardır: Onun gücü, ancak ona dost olup itaat edenlere yeter ve onlar da Allah’a şirk koşanlardır.’ [6]

3- İstiaze: Allah’tan sığınma talebinde bulunmak demektir. Bu sığınma talebi bazen tekvini olurken, bazen de teşriidir. Doğal şerlerden korunmak için Allah’ın tekvini sığınağından faydalanmak gerekir. Tekvini sığınak yaratılış düzeninde Allah’ın nedenler şeklinde koyduğu kanunlar ve ilahi sünnetlerdir. Nefsani şerlerden uzak kalabilmek içinde Nas suresinde buyurulduğu gibi Allah’ın teşrii sığınağından istifade edilmelidir. Teşrii sığınak mukaddes şeriatte belirlenen itikadi temeller ve eğitici programların olduğu ilahi öğretilerdir: Şeytandan sana aykırı bir kışkırtma gelirse Allah'a sığın, şüphesiz O, her şeyi işiten ve bilendir.’ [7]

Gerçekte tevhid, insanın hayır ve menfaati kazanmasını, işlerine Bismillah’la başlamasını, yine zararı ve şerri uzaklaştırmakta ona yardımcı olmasını, işlerine Euzubillah’la başlamasını gerektirir. Zira tevhidi bakış açısına göre alemde Allah’tan başka müessir yoktur.  

4- Allah’ı anmak: Allah’ı anmak insana basiret verir, onu vesveselerden korur ve şeytanın nüfuz etme yolunu kapatır: İyice düşünürler (Allah'ı anarlar), sonra bakarsın ki (doğruyu) görüp bilirler.’ [8]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İnsan Allah’ı anmaktan yüz çevirmediği sürece şeytanın ona vesvese vermeye gücü yoktur.’ [9]

Emirü’l-Müminin (a.s) ise, Allah’ı anmanın şeytanı uzaklaştırmaya neden olduğunu buyurmaktadır: ‘Allah’ı anmak şeytanı uzaklaştırılır.’ [10]  

5- Takva: Takva melekesini kazanmak ve onu sağlamlaştırmak, kalp gözünü İblisin vesveselerine karşı açar ve insanı onun tuzağından korur: (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde iyice düşünürler (Allah'ı anarlar), sonra bakarsın ki (doğruyu) görüp bilirler.’ [11]

Ayetin özgün metninde geçen ‘Taif’ ( طائف ) kelimesi tavaf eden manasına gelip, sanki şeytanın vesveseleri tavaf edenler gibi insanın ruhunda ve düşüncesinde nüfuz etmek için dönüp dururlar.

Şeytan, iman ve takvayla ruhu güçlenen kimselere etki edemez. Ama hep bir fırsat peşinde olur. Şehvet, gazap, haset ve intikam alma gibi bazı nefsani heva ve hevesleri uyandırarak ona nüfuz etmeye ve saptırmaya çalışır.

Ehl-i Beyt’i anmak, Ehl-i Beyt’in dostlarına ihsanda bulunmak, şeytanın nüfuz edemediği kimselerin sınıfına girmek için uğraşı vermek vb. şeytanla mücadele etmenin yolları arasındadır.

Sonuç

Allah inancına sahip olmak insanın günahlardan ve kötülüklerden uzak kalması için etkilidir. Allah’ın izzeti, hikmeti ve zatının işleri üzerinde tefekkür etmek, şeytana karşı mücadelede kulun ruhunu güçlendirir. Ayrıca iman, tevekkül ve takvayı güçlendirmek, devamlı Allah’ı anmak, şeytanı üzecek ve kendisinden uzaklaştıracak işler yapmak ve sonunda şeytandan taraf gelecek şer ve fesatlardan istiaze etmek onun nüfuzuna engel olmak için önemli şeylerdir. Unutmayalım ki bütün bunlar Ehl-i Beyt’e tevessül ve Onların inayeti olmadan mümkün değildir.

İlgili dizinler

Şeytanın İnsana Nüfuz Etme Yolları: 11111 (Site: 10971)

Şeytanın Hedef ve Planları: 2392 (Site: 2545)



[1] -Sad/82-83

[2] -Hicr/42

[3] -Muhles, ruhunu maddiyatın zincirlerinden koparmış ve kalbini Allah’tan başkasına vermeyen, onu Allah’ın sevgisiyle dolduran kimsedir.  

[4] -Nahl/99

[5] -Nahl/99

[6] -Nahl/100

[7] -A’raf/200, Fussilet/36.

[8] -A’raf/201

[9] -Muhaddis Nuri, Müstedreku’l Vesail, c.1, s.178, Müessese-i Alu’l-Beyt, Kum, HK.1408; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.72, s.124, Müessesetu’l-Vefa, Beyrut, HK.1404

[10] -Amedi Temimi, Abdulvahid, Gureru’l-Hikem ve Düreru’l-Kelim, s.188, Mektebu’l-A’lami’l-İslamiyye, Kum, HŞ.1366

[11] -A’raf/201

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 1
Perşembe, 24 Mayıs 2012
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar