Gelişmiş Arama
Ziyaret
30939
Güncellenme Tarihi: 2010/08/22
Soru Özeti
İmam Hasan (a.s) birçok kadınla evlenmiş ve onları boşamış mıdır?
Soru
İmam Hasan Mücteba (a.s) evlenmiş olduğu kadınları boşuyor muydu?
Kısa Cevap

Maalesef İslam’ın hadis kaynaklarına yönelmiş büyük afetlerden biri de sahih hadisler arasına garazlı ve uşak bireyler tarafından uydurulmuş ve yalan hadisler yerleştirilmesidir. İkinci masum imam olan İmam Hasan Mücteba (a.s), maalesef hadis uydurucuları ve yalancıların hadis ve rivayet kalıbında kendisine layık olmadığı iftiraların atıldığı şahsiyetlerdendir. Uydurmuş oldukları rivayetlerin konularından biri de çok evlenme ve çok boşamadır. Maalesef, bu rivayetleri hem Şia’nın hadis ve tarih kaynaklarına ve hem de Ehli Sünnet’in tarih kitaplarına sokmuşlardır. Ama Allah’tan bunların uydurulduğunu ispatlayan birçok tarihî ve inançsal veri elde mevcuttur.

Ayrıntılı Cevap

Maalesef İslam’ın hadis kaynaklarına yönelmiş büyük ve yıkıcı afetlerden biri de hadis uydurmak ve onları sahih hadislerin arasına yerleştirmektir. Bu; siyasal ve mezhepsel dürtülerle ve bazen Emevî ve Abbasî hükümdarlarının menfur ve kirli şahsiyetlerini temizlemek hedefiyle ve bazen de değerli şahsiyetleri tahrip etmek ve onlara darbe vurmak için gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle sahih hadisleri uyduruk hadislerden ayırmak çok önemli ve zordur. İmam Hasan Mücteba (a.s) zehirli uydurulmuş hadisler dalgasının hedefine maruz kalmış şahsiyetlerdendir. Ama Allah’tan, ahmak düşmanlar bu defa onu birçok defa evlenme ve çok boşanmayla itham etmişlerdir. İmam Hasan Mücteba (a.s) gibi bir şahsiyet hakkındaki bu ithamın asılsız oluşu yeterince açıktır. Bu rivayetlerin bazılarında şöyle yer almaktadır: İmam Ali (a.s) kendisine Hasan, Hüseyin ve Abdullah b. Cafer’in kızını istediklerini söyleyerek danışan bir şahsa şöyle buyurur: “Hasan’ın çok kadın boşadığını bil. Kızını Hüseyin ile evlendir; zira kızın için daha iyidir.”[1] Bir başka rivayette ise İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu yer almıştır: Hasan b. Ali (a.s) elli kadını boşamıştır. Bunun neticesinde Hz. Ali (a.s) Kufe’de ayağa kalkıp ey Kufe halkı Hasan’a kız vermeyin zira o çok kadın boşamaktadır diye buyurur. Bir adam ayağa kalkar ve şöyle der: Allah’a yemin ederim ki böyle yapacağım. O Allah Resulü’nün (s.a.a) ve Fatıma’nın (a.s) evladıdır. İsterse eşiyle birlikte yaşar ve istemezse boşar.[2] Bir başka rivayette de İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Ali (a.s) Kufelileri muhatap karar kılıp şöyle buyurmuştur: Hasan’a kız vermeyin zira o çok kadın boşamaktadır.[3] Ensabu’l-Eşraf[4], Kovtu’l-Kulûb[5], İhyau’l-Ulum[6], İbn. Ebi’l-Hadid’in Nehcü’l-Belağa’sı[7] gibi Ehli Sünnet’in tarihî kitaplarında da bu konu tekrar edilmiştir. Yalan ne kadar büyük olursa kabul etmesi daha kolaydır sözüne binaen bazı uydurmalarda İmam Hasan’ın (a.s) boşamış olduğu eşlerinin sayısını üç yüz kişiye ulaştırmışlardır.[8] Bunların tümü pespaye ve değersiz olup akıl ve mantıktan uzaktır. Bu nakillerin doğru olmadığına delalet eden elde birçok tarihsel ve inançsal delil mevcuttur:

1- İmam Mücteba (a.s) Hicrî ikinci veya üçüncü yılda Ramazan ayının ortasında dünyaya gelmiş ve Hicri 28 Sefer 49. Yılda dünyadan göçmüştür. Kendisinin ömrü 46 veya 47 yıldan fazla olmamıştır. Eğer Hz. Hasan’ın (a.s) ilk evliliği 20 yaşında gerçekleşmişse, babasının şahadetine yani Hicrî 40. Yıla kadar, 17 veya 18 yıllık bir süre zarfında bunca evlilik ve boşanmanın gerçekleşmiş olması lazımdır. İmam Hasan (a.s) babasının hâkimiyeti dönemindeki beş yılda Nehrevan, Cemel ve Sıffin savaşlarının tümüne katılmıştır. Kendisi yirmi defa yaya olarak Medine’den Hac’a gitmiş ve Hac yapmıştır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, bu kadar evlilik için yeterli vakit ayırmış olması nasıl mümkündür? Bundan dolayı böyle hadislerin kabul edilmesi akıl dışı bir husustur.

2- Hadis kitaplarında yer alan hadislerin çoğu İmam Sadık’tan (a.s) nakledilmiştir. Yani bu konu İmam Mücteba’dan (a.s) bir asır sonra gündeme gelmiştir; çünkü İmam Sadık (a.s) Hicri 147. Yılda vefat etmiş ve İmam Mücteba’nın (a.s) şahadeti ise Hicri 47. Yılda gerçekleşmiştir. Eğer gerçekten bu rivayetler İmam Sadık’tan (a.s) ise, İmam bunları bir asır sonra söylemekten ne hedef gütmüştür? Kendisi, İmam Hasan’ın (a.s) ailevî buhranını beyan ve ifşa etme gayesi mi gütmüştür? Bu sözün tam o sırada imamların (a.s) iflah olmaz düşmanı Mansur Devaniki tarafından dile getirilmesi düşündürücüdür. Mesudî, Mansur’un Horasanlıların topluluğundaki konuşmasını şöyle nakletmektedir: “Allah’a yemin olsun ki Ebu Talip oğullarını hilafet ile baş başa bıraktık ve hiçbir şekilde onlara itirazda bulunmadık. Böylece Ali b. Ebu Talip hilafeti ele aldı. Yönetimde başarılı olamayınca hakemliğe teslim oldu. Halk ihtilaf etti ve görüşleri farklılaştı. Neticede bir grup kendisine hücum etti ve onu öldürdü. Ondan sonra Hasan b. Ali ayağa kalktı. O, kendisine bir takım mallar sunulduğunda alacak bir kimse değildi. Muaviye hileyle onu kendisine veliaht yaptı ve sonra da azletti. O, kadınlara yöneldi. Evlenmediği ve boşanmadığı bir gün yoktu. Neticede yatakta dünyadan göçtü.”[9]

3- Eğer böyle bir şey gerçekleşmiş olsaydı, kendisinin elbise rengi ve kalitesi gibi en küçük hususlarına itiraz eden yeminli düşmanları ve bahane peşinde koşanlar, onun hayatı zamanında bu meseleyi kendisi aleyhine kullanır ve Hz. Hasan (a.s) ile yaptıkları tartışmalarda ve ona yönelttikleri eleştirilerde bu noktayı –doğru olması durumunda büyük bir zaaf noktası sayılırdı- vurgularlardı. Lakin o dönemden böyle bir husus aktarılmamıştır.

4- Tarih kitaplarında İmam Hasan’ın (a.s) eşleri, çocukları ve damatlarının sayısına dair aktarılanlar, bu rakamlar ile uyuşmamaktadır. Çocuklarının sayısı hakkında en fazla 22 ve en az 12 rakamını vermişlerdir. Kendisinin eşi sıfatıyla sadece 13 isim zikredilmiştir. Bunlardan üçü dışında diğerlerinin yaşam öyküsü hakkında elde bir bilgi mevcut değildir. Aynı şekilde tarih kitaplarında o büyük şahsiyetin sadece üç damadından söz edilmiştir.[10]

5- Boşanmanın çirkin bir şey olduğuna delalet eden birçok rivayet vardır. Bu rivayetler Şia ve Ehli Sünnet’in hadis kitaplarında mükerrer bir şekilde nakledilmiştir. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah nezdinde en nefret edilen helal boşanmadır.[11] İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:   

Evlenin ama boşanmayın; zira boşanmak Allah’ın arşını titretir.[12] Aynı şekilde İmam Sadık (a.s) babasından şöyle aktarmaktadır: Allah, çok boşanan ve cinsel zevk değişiklikleri ardında koşan kimseyi düşman sayar.[13] Böyleyken masum bir imamın mükerrer bir şekilde böyle bir fiili işlediğini, bu fiilin bir açıklaması olmadığını ve bu yüzden de babasının onu engelleme girişiminde bulunduğunu söylemek mümkün müdür?

6- İmam Mücteba (a.s) kendi zamanın en abit ve zahit insanıydı.[14] Sürekli şöyle yakınırdı: “O’nun evine doğru yaya olarak gitmediğim müddetçe Rabbim ile mülakat etmekten hayâ ederim.”[15] O, yirmi defa Medine’den Hac’a gidip Hac yapmıştır. Böyle amelleri işlemesi nasıl mümkün olabilir?

7- “Çok boşayan” sıfatı, cahiliye döneminde de kötüydü. Hatice (a.s) amcaoğlu Varaka’yla kendisini isteyenler hakkında konuştuğunda ve hangisine olumlu cevap vermesi ile ilgili olarak kendisine danıştığında, Varaka şöyle cevap verir: Şibe çok kötümserdir, Ukbe yaşlıdır, Ebu Cehil, kibirli ve cimri bir erkektir ve Silet çok boşayan bir erkektir. Bunu üzerine Hz. Hatice (a.s) şöyle der: Allah’ın laneti bunların üzerine olsun. Ama bir başka erkeğin de beni istediğini biliyor musun? Bu, cahiliye döneminde kınanan ve yerilen bir haslet olmasına ve o dönemdeki halkın bu haslete sahip (çok boşanan) kimseye kız vermeye yanaşmamasına rağmen, Hz. Ali (a.s) kendi zahit ve takvalı evladını nasıl böyle niteleyebilir?! Allah’ın menfur gördüğü böyle beğenilmeyen bir haslete masum bir imam nasıl bulaşabilir? Burası düşündürücüdür. Bunlar, bu nakillerin yalan ve asılsız olduğunu kanıtlayan delillerin bir kısmıdır. Bundan dolayı değerli İslam Peygamberinin (s.a.a) dilinden aktarılan birçok rivayette övülen ve methedilen bir şahıs hakkında[16] bu pespaye anlamları ve yanlış nakilleri kabul etmek mümkün değildir. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:

1- Hayatu’l-İmami’l-Hasan (a.s), Bakır Şerif el-Karaşi, c. 2, s. 457-472. (Daru’l-Kutubi’l-İlmiye)

2- Nizam-ı Hukuk Zen Der İslam, Şehit Mutahhari, s. 306-309. (İntişarat-ı Sadra)

3- Zındegi İmam Hasan (a.s), Mehdi Pişvayi, s. 31-39. (İntişarat-ı Nesl-i Civan)

4- el-İmamu’l-Mücteba (a.s), Hasan el-Mustafavî, s. 228-234. (Mektebu’l-Mustafavî)

5- Ez Guşe ve Kenar-ı Tarih, Seyit Ali Şefiî, s. 88. (Kitabhane-i Sadr)

6- Zındegi İmam Hasan Mücteba (a.s), Seyit Haşim Resulî Mehallatî, s. 469-484. (Defter-ı Neşr-ı Ferheng-ı İslamî)

7- Hekayık Penhan, Ahmet Zamanî, s. 331-354. (İntişart-ı Defter-ı Tebliğat-ı İslamî)   


[1] el-Berkî, Mehasin, c. 2, s. 601.

[2] el-Kâfi, c. 6, s. 56, h. 4 ve 5.

[3] Deaimü’l-İslam, c. 2, s. 257, h. 980.

[4] Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 25.

[5] Kovtu’l-Kulub, c. 2, s. 246.

[6] Muhaccebetü’l-Beyza, c. 3, s. 69.

[7] Şerh-u Nehci’l-Belağa, c. 4, s. 8. (Dört ciltlik)

[8] Bkn: Kovtu’l-Kulub, Ebu Talib Mekkî.

[9] Murucu’z-Zeheb, c. 3, s. 300.

[10] Hayatu’l-İmam el-Hüseyin (a.s), c. 2, s. 463-469 ve 457.

[11] Sünen-i Ebi Davud, c. 2, s. 232, h. 2178.

[12] Vesailu’ş-Şia, c. 15, s. 268; Mekarimu’l-Ahlak, s. 225.

[13] Vesailu’ş-Şia, c. 15, s. 268, h. 3.

[14] Fevaidu’l-Samtin, c. 2, s. 68; Biharu’l-Envar, c. 16, s. 60.

[15] Biharu’l-Envar, c. 43, s. 399.

[16] Teemül-i Der Ahadis-ı Kesret-ı Talak, Mehdi Mehrizi, Mecelle-ı Peyam-ı Zen, Tir 77, şımare-ı 76’den az bir değişiklikle iktibas edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şeytanla arkadaşlık etmek insanı Allah\'ı anmaktan nasıl gafil eder?
    11791 Tefsir 2012/06/09
    Soruda gelen ayetin manası şudur: İlahi hükümlerden yüz çevirmek ve kulluk yolunda Allah'ı anmaktan gafil olmak şeytanla arkadaş olmayıda peşinden getirir. Allah'tan yüz çevirmek yalnızca bir hata ve küçük günahla değil, büyük ve küçük günahların neticesinde zamanla ortaya çıkan bir durumdur. Başka bir ifadeyle günahlar insanı ...
  • Ayağı ağrıdığı için veya başka bir hastalıktan dolayı oturarak namaz kılan kimsenin namazı doğru mudur?
    9238 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Namaz, İslamda çok önemli bir yere sahip olup hiçbir durumda terkedilemez. Ancak tüm şartlarını yerine getirmeye gücü yetmeyen kimseyi de zora sokmamış hatta tüm şartları hasıl olmasa da kılınan namazı yeterli görmüştür. Bütün taklit mercilerinin bu konuda ki görüşleri şöyledir: Ayakta namaz kılamayan veya ayakta ...
  • Günahın hakikati nedir. Ve günahın insan ruhunda etkisi nedir?
    10258 Pratik Ahlak 2008/04/10
    Bu sorunun cevabını dört bölümde inceleyelim;1 Günahı Hakikati:Günah: sözlük manasıyla isyan demektir. Baş kaldırma, hata, Mevla’nın emir ve yasaklarına muhalefet etmek manalarına da gelmektedir.Günah işleyen kul şehvetini ...
  • Erkeğin beyaz altın takması haram mıdır?
    99721 Erkekler İçin Altın Ve İpeğin Haram Olması 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Beyaz altın denen şey, renk veren bir madde katılması sonucunda beyaza dönüşen sarı altınsa haramdır. Ama altın onda yok denecek kadar az ise sakıncası yoktur; ayrıca platin de sakıncasızdır. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Altın (suyla rengi değiştirilse bile) boyuna takılan zincir, ...
  • Acaba oruçlu iken büyük boy abdesti (gusül) alınır mı?
    79134 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Ramazan ayında cünüp olan bir kimse iki durumdan birisine sahip olabilir. Ya sabah azanından önce cünüp olmuş ya sabah azanından sonra ve gün boyunca cünüp olmuştur. (Elbette oruçlu iken cima (cinsel ilişkiyle) veya istimnan (cinsel ilişki dışında her hangi bir yolla kendinden meni çıkartmak) vesilesiyle cünüp edilmemelidir. ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    11285 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...
  • Gençlerin dinden kaçmalarının nedenleri ve eserleri nedir?
    8908 Pratik Ahlak 2011/04/21
    Din insanın saadet ve kurtuluş reçetesidir. Dindarlık birey ve topluma sayısız eserleri olan tüm hayat boyutlarını içeren dinsel öğreti ve değerleri kurumsallaştırmaktır. Gizli ve açık bir takım etkenler dindarlığı tehdit etmektedir ve bu tehditlerden birisi de dinden kaçmaktır. Elbette hiç kimse tamamıyla din ile ...
  • Cuma namazı nasıl kılınır?
    3485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/11
    Cuma namazı edası vacip olan ve cemaatle yerine getirilen ibadetlerden biridir. Fazileti hakkında Kuran’ı kerimde bu isimle bir surenin var olması açıklayıcı olacaktır. Cuma namazının hamt ve sena ile başlayan iki hutbesi vardır. Cemaat imamı bu hutbelerde halkı ilahi takvaya davet etmelidir. Hutbelerden sonra sabah namazında ki ...
  • Allah’ın varlığını inkâr eden filozoflar kimlerdir ve görüşleri nedir?
    11773 پاسخ به شبهات 2013/06/09
    Bu soru genel bir sorudur. Ama buna rağmen konuyla ilgili birkaç noktayı hatırlatırız: Bu bağlamda zikredilen her tarihi nakle itimat edilemez. Zira filozofların birçoğu, içinde bulundukları dönemin has şartlarını dikkate alarak konuşmalarını kinaye ve şifre şeklinde yapmak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle onların şifre şeklinde ...
  • 'Allah'ın halifesi' ile 'Rabbin halifesi' arasında ki fark nedir?
    8434 Tefsir 2009/04/08
    Bakara suresinin 31. ayeti insanın halife seçilmesinin sırrını, onun bütün ilahi isimleri bilmesine bağlıyor ve buyuruyor: 'Adem'e bütün isimleri öğretti.' Bütün bu isimleri kendisinde toplayan ve onların cilvesi olan tek isim 'Allah' lafzıdır. (Dolayısıyla) İnsan Allah'ın halifesidir, Rabbin halifesi değil; zira Rab, Esma-i İlahi'den biri ve ...

En Çok Okunanlar