Gelişmiş Arama
Ziyaret
7736
Güncellenme Tarihi: 2010/08/22
Soru Özeti
Evlatlarımızın ibadetlere ilgi duymasını nasıl takviye edebiliriz?
Soru
Benim oğlum ibadetlere ve özellikle de namaza yönelik çok gevşektir. Bazen babasının ısrarı üzere onun yanında kılmakta ama benim yanımda ise bazen kılmamaktadır. Sürekli onun geleceğinden endişe duymaktayım. Kendisi 23 yaşındadır ve şimdi onu nişanladık. Bir anne olarak benim görevim nedir? Eğer babası bilerek namazını terk ettiğini öğrenirse öfke ve kavgayla onu dışarı atar ve bir ölçüye kadar da onun gözünden düşmüştür. Ben kaygılıyım. Lütfen kılavuzluk edin.
Kısa Cevap

Dinsel farzları yerine getirmeye yöneltmek ve teşvik etmek için ilk önce bireylerin düşünsel altyapılarını incelemek ve onları ıslah ve takviye etmeye çalışmak gerekir. Bireyin Allah, varlık âlemi, insan, ahret vb. konulardaki görüş ve inancı onun iman, farzları yerine getirmeye bağlılık, davranış ve hareketlerine yönelik direkt bir etkisi vardır. Güven kazanmak ve karşı tarafa (bu cümleden olmak üzere evlatlara) iyi zanda bulunmak eğitim çabalarının etki etmesi ve onun düşünsel altyapılarının takviye edilmesi için zaruridir. Evlatlarımızla samimi bir ilişkinin olmaması eğitim programlarımızı işlevsiz kılacaktır. Doğru eğitim yöntemlerinden istifade ederek evlatlarımızla samimi bir ilişki kurabiliriz. Bazı gerekli ve uygun yöntemler şunlardır:

1- Evlatlara saygı göstermek: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Evlatlarınıza saygı gösterin ve onları güzel eğitin.”

2- Genel olarak gençlik döneminin (bağımsızlık talebi, hisler ve duygular gibi) gereklerini bilmek, her çocuğun özel ruh yapısını tanımak ve erginlik ve tümüyle gençlik döneminin meşru ve beğenilen beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak.

3- Aile ortamının bir sevgi, sükûnet ve huzur merkezine dönüştürülmesi.

4- Başarıları kutlamak ve uygun bir tarzda ödüllendirmekten istifade etmek.

5- Güzel olmayan eylemlerin yapılmasından memnun olunmadığını (asık bir suratla olsa da) vurgulamak.

6- İstekleri önerme ve danışma yöntemiyle veya nişanlısı gibi onun üzerinde etki sahibi olan biri aracılığıyla iletmek.

7- Çok ve mükerrer emir ve nehiyde bulunmaktan sakınmak.

Ayrıntılı Cevap

Evladın eğitilmesi anne ve babanın en önemli görevi olup dikkat edilmesi gereken çok planlı metot ve yöntemler taşır. Eğitim hedeflerine daha rahat ve hızlı bir şekilde ulaşmak için, anne ve babanın imkân dâhilinde güvenilir bir danışma merkezine (ilim havzasının danışma merkezi gibi) müracaat etmeleri ve psikoloji ve eğitim konularında bilgili ve dindar danışmanların kılavuzluk ve tavsiyelerinden istifade etmeleri lazımdır. Ama her şeyden önce bireylerin düşünsel altyapıları, bireyin Allah, varlık âlemi, insan ve ahret vb. hakkındaki görüş ve inancı onun iman, farzları yerine getirmeye bağlılık, davranış ve hareketlerine yönelik direkt bir etkisi vardır.[1] Biz burada bazı kapsamlı doğru eğitim yöntemlerini öneriyoruz. Her birey kendine has özellikler taşır. Bu özellikleri iyi bir şekilde tanımak ve bireyin ruhsal yapısı ve özellikleri esasınca hayatının her devre ve merhalesinde kendisiyle iletişimde olmak gerekir. Çocuğun eğitimine dönük küçüklük döneminde istifade edilen yöntemler bazen erginlik ve gençlik döneminde uygun olmamakla kalmayıp zararlı bile olabilir. Erginlik ve gençlik döneminin bazı özellikleri şunlardır:[2]

A- Aileden alınmış olan davranış normlarının önemi azalır. Arkadaş ve yaşıtlardan elbise türü, görünüş ve saç modası gibi hususlarda çok etkilenilir ve hatta bazen kültürel ve dinsel eğilimlerde arkadaş topluluğunda değerli olan mezhep neyse o seçilir.[3]

B- Ev dışında arkadaşlar ile çeşitli sosyal ilişkiler kurmak ve toplumsal, siyasal, kültürel, dinsel ve spor eksenli vb. faaliyetlerde bulunmak. Neticede aileyle birlikte olmak için kendilerinin az bir fırsatı kalır ve anne ve baba da bazen evlatlarının kendilerine yabancılaştığını hissederler.[4]

C- Şahsiyet bağımsızlığına, küçüklük devresindeki kısıtlılıklardan kurtulmaya ve yaşı büyük olanların grubuna katılmaya ilgi duymak. Bu doğrultuda başarısız olunması durumunda genellikle genç itirazını başkaldırı ve isyan şekliyle ortaya koyar, normal olmayan eylemlere girişir ve davranış tarzı kötüleşir ve kaba huylu olur. Gerçekte ise hal diliyle benim şahsiyetime saygı duyun ve beni bağımsız ve özgür olarak tanıyın der.[5]

D- Saygısızlık, çirkin davranış, kınama ve mükerrer sitemde bulunmak, onları kötü ahlak, intikam istemi ve bazı zamanlar cinayet işlemeye sevk eder.[6] Müminleri önderi Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Kınama ve sitemde aşırılık, (muhatapta) inat ve ısrarın ateşini alevlendirir.”[7] Ali (a.s) bir başka yerde de şöyle buyuruyor: “Mükerrer açıklamadan sakın; çünkü sitem etmeyi tekrarlamak günahkârı çirkin amellerinde cüretli ve cesur kılıp (öte taraftan) kınamayı itibarsız ve değersiz yapar.”[8]

E- Evlada ve özellikle gence başkalarının yanında nasihat etmek onun şahsiyetinin tahkir edilmesine neden olur. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Topluluk önünde nasihat etmek, muhatabın şahsiyetini darbelemek ve küçük düşürmektir.”[9] Evlatlarımızla iyi bir ilişki kurmak için şunlar gereklidir:

1- Eğitim işinde masumların (a.s) hayat tarzı ve rivayetlerine özel bir dikkat ve önemle bakmalıyız. Bu yüzden masum hazretlerin (a.s) genç hakkındaki görüşlerinin ne olduğuna bakmak gerekmektedir. İmam Ali (a.s) gençlik devresi hakkında şöyle buyuruyor: “Gencin bilgisi az olması hasebiyle cehaleti mazurdur.”[10] Bu buyruğa ve masumların (a.s) diğer sözlerine dikkat etmek, gencin hata ve sapmaları karşısında insanın sabır ve metanetinin daha çok olmasına neden olur.

2- Dinsel inançları öğretmede ümitsiz kılan beyanlardan ciddi bir şekilde kaçınılmalı ve tüm kullarına ve özellikle gence yönelik Yüce Allah’ın lütuf, rahmet ve şefkati hatırlatılmalıdır. Raczer ve Kemzovastik gibi birçok psikologlar davranışın hislerden etkilendiğini belirtmişlerdir. Algı tarzları, idrakler ve hisler davranışları belirlemektedir. Bu yüzden eğer eğitmen din bilgilerini sadece korku, ümitsizlik ve olumsuzluk hisleriyle katışık bir bütün halinde beyan ederse, dinsel eğitimin yüce hedefleri gerçekleşmeyecektir.[11] İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sevmek korkmaktan daha iyidir.”[12]

3- Sevgi, özel ilgi ve muhtelif münasebetlerde hediye vermeyle duygusal eksikliklerini gidermek gayesiyle ev dışına ve iyi olmayan arkadaşlara sığınmamaları için olduğundan daha fazla evlatlarımızın gönlünü kendimize yöneltmeliyiz. Peygamber (s.a.a) evlatlara saygı göstermek hakkında şöyle buyurmuştur: “Evlatlarınıza saygı gösterin ve onları güzel eğitin.”[13]

4- Kötü ahlak ve şiddetten kaçınılmalıdır. İmam Ali (a.s) bu hususta şöyle buyuruyor: “Kötü ahlak dost ve yakınları insandan uzaklaştırır ve yabancıyı itinasızlık ve önemsememeye sevk eder.”[14]

5- Evlatların bazı hatalarına yönelik görmezlikte bulunmak ve onun yanlışlarından haberdar olunmadığını aksettirmek lazımdır; çünkü aksi takdirde onun size yönelik hayâ ve edebi azalır. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Akıllı şahsın (şahsiyetinin) yarısı sabır ve tahammül ve diğer yarısı da görmezlikten gelmedir.”[15]

6- Edebildiğince direkt nasihat vermeden sakınılmalı ve istekler endirekt yoldan belirtilmelidir. İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: “Babamın şöyle söylediğini duydum: Nasihat serttir ve diğerlerine zor gelmektedir.”[16]

7- Aile ortamının şefkat ve samimiyet kazanmasına neden olan özellikle tüm aile bireylerinin hazır bulunduğu saatlerde (özellikle aile reisinin) ailenin yanında fazla ve samimice bulunmaya özen göstermek gerekir.

8- Anne ve babanın ve de eğitmenlerin söz ve davranışlarında intibak olmalıdır; zira başkalarından istediğimiz hususlara ideal bir şekilde kendimiz bağlı olmalıyız. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanları dil kullanmaksızın (amel ile) hayra davet edin.”[17]

9- Tahakküm, zor ve tehdit dilinden sakınmak ve tahlil, kavratma ve hükümlerin hikmetini açıklama dilinden istifade etmek. Zira İslam’ın mantıklı açıklanmaması, Müslüman gençlerin dinden uzaklaşmasına neden olabilecek bir hasar doğurabilir. Nitekim Hıristiyanların Hıristiyanlıktan el çekmesi ve İslam dinine yönelişin sebebi, onların dinleri hakkında mantıkî anlamda ikna olmamalarıdır.[18]

10- Onun (hurafe ve mantık dışı konulardan arı olan) dinî mekân ve meclislerde bulunmasının altyapısını oluşturmaya dönük mantıklıca çalışmak ve başarılı dindar şahıslarla tanışması kendisinin dinsel öğretilere yönelik bağlılık derecesini takviye edecektir. Eğer dinsel münasebetlerde böyle oturumları evinizde düzenler ve bu oturumda kendisine de bir sorumluluk verirseniz etkisiz olmayacaktır.

11- En son ilaç dağlamaktır.[19] Eğer yumuşak yöntemler uzun bir süreden sonra cevap vermezse, o zaman sert yöntemlerden istifade edilebilir. Ama bu yöntemde de diğer yöntemlerde olduğu gibi aşırılığa kaçmamaya özen gösterilmelidir. Öte taraftan bu yöntemin faydalı olacağından emin olmayıncaya dek ondan istifade etmek tavsiye edilmemektedir. Bu nedenle evladı evden dışarı atmak ve kovmak iyi bir olarak davranış gözükmemektedir. Her halükarda eğer eğitmen ve özellikle de anne ve baba uhdelerine bırakılan evlatlarının eğitim sorumluluğuna yönelik özensizlik ve kusurda bulunmamışlarsa ve bununla birlikte etkili olmamışlarsa, kendilerini kınamamalı ve sitemde bulunmamalıdırlar; çünkü insan özgür yaratılmıştır, kararlarında özgürdür[20] ve herkes kendi amellerinden sorumlu olmalıdır.        


[1] Bkn: Porsiman CD.   

[2] Daha fazla bilgi için gelişim psikolojisi kitaplarına müracaat edilmelidir.

[3] Müessese-i İmam Humeyni, Takviyet-i Nizam Hanıvade Ve Aşib Şinasi An, c. 1, s. 40.

[4] Müessese-i İmam Humeyni, Takviyet-i Nizam Hanıvade Ve Aşib Şinasi An, c. 1, s.

9.

[5] Felsefî Muhammed Taki, Goftar Felsefî, Bozorgsalan ve Civan Ez Nazar Efkar Ve Temayülat, c. 1, s. 38.

[6] Felsefî Muhammed Taki, Goftar Felsefî, Bozorgsalan Ve Civan Ez Nazar Efkar Ve Temayülat, c. 1, s. 55.

[7] Tuhafü’l-Ukul, s. 84.

[8] Ğurerü’l-Hikem, 278.

[9] İbn. Ebi’l-Hadid, Şerh-u Nehci’l-Belağa, c. 2, s. 341.

[10] Ğurerü’l-Hikem, 76.

[11] Takviyet-i Nizam Hanıvade, c. 1, s. 266.

[12] Şeyh Kuleynî, el-Kafi, c. 8, s. 128.

[13] Müstedrekü’l-Vesail, c. 15, s. 168.

[14] Ğurerü’l-Hikem, 435.

[15] Muhammed Reyşehrî, Mizanu’l-Hikme, hadis. 14915.

[16] Keşfü’l-Ğumme, c. 3, s. 84. 

[17] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 8, s. 456.

[18] Dr. Sacidi, Din Gorizi Çıra, Din Gerayi Çe San? s. 226.

[19] Allame Meclisî, Biharü’l-Envar, c. 31, s. 503.

[20] İnsan, 3. “Biz ona yolu gösterdik. Artık ister şükreder isterse nankör olur.”

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur’an, beşeriyetin bütün sorunlarını halletmiş midir?
    6677 Yeni Kelam İlmi 2011/04/28
    Biz Müslümanlar Kur’an’ın, beşeriyetin her türlü sorununu halledebilen kapsamlı bir kitap olduğuna inanıyoruz. Ama bu sözün manası ‘bütün meseleleri hatta fizik, kimya vs. meseleleri de Kur’an halleder’ demek değildir.Kur’an-ı Kerim bütün insanların hidayet kitabıdır ve bundan da başka bir işi yoktur. Doğal olarak yalnızca bu ...
  • “Abdullah b. Cafer”in kabri Medine’de mi yoksa Dımışk’ta mıdır?
    7525 تاريخ بزرگان 2012/03/10
    Hz. Zeynep (s.a)’in eşi Abdullah b. Cafer’in kabrinin yeri konusunda iki görüş vardır: 1. Medine’de ve Baki mezarlığındadır. 2. Şam’da ve Babu’s Sağir mezarlığındadır. Muteber tarih kaynaklarını ve bu konuda tarihçilerin ortaya koyduğu sözlerini dikkate alarak birinci söz, yani onun kabrinin Baki mezarlığında olması daha ...
  • İnsanların cennet ve cehennemde yaşları ne kadar olacaktır?
    8702 Tefsir 2012/02/22
    İnsanların yaşlarına göre bedende görülen değişiklikler bu dünyaya ait olan konulardandır. Ama ahirette özellikle cennette böyle şeyler söz konusu değildir. Yani öteki dünyada çocuk, orta yaş, yaşlı olmak diye bir şey yoktur. Hatta ahiretin maddi olduğuna inansak bile bugün bizim düşündüğümüz şekliyle yaş meselesi cennetlikler için olmayacaktır. ...
  • Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır?
    12346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    İslam kültüründe amellerin kabul edilmesi için, amelin iyi olmasının (hüsnü fiili) yanında, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı da, niyetteki ihlâsın devamlılığıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on ...
  • Kuran’ı Kerim’e göre yöneticiler ve işverenlerin topluma karşı ne görevleri vardır?
    3680 رفتار اجتماعی در حکومت اسلامی 2020/01/20
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5990 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • Filistin İsrail’in asıl yeri değil midir?
    11838 tarihi Yerler 2012/08/21
    Yahudiler ve Siyonistler Filistin’in ilk sakinleri değildi. Bilakis onlar bu bölgeye gelmeden uzun bir zaman önce Filistin’de kalanlar vardı. M.Ö. 3500 yılında Sami kavimleri Hicazın merkezinden Filistin gibi bölgelere göç etmiş idi. Kenan Arapları gibi kavimler de Filistin’i kendilerine yurt edinmiş idi. Filistin’i yurt edinen ilk sakinler ...
  • Ehl-i Sünnet ve Şia arasında, Hz. Mehdi (a.f.) hakkında farklılık var mıdır?
    27387 Eski Kelam İlmi 2009/05/17
    Mehdilik inancı ve Hz. Mehdi (a.f.)’nin zuhur edeceği düşüncesi, İslamî inançlardan biri olarak kabul edilir. Bu inancın Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in müjdelemesi sonucu bütün İslamî fırkalar ve mezhepler arasında önemli bir yeri vardır. Ehl-i sünnete göre bu inanç temel inançlar arasında yer almamasına rağmen ama bunun temeli sağlam inançlarda olduğunda da ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8198 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Cansız varlıklar ve bitkiler Allah’ı nasıl tespih ederler?
    11213 بندگی و تسبیح 2012/07/24
    İnsanların âlemdeki varlıklara yönelik ilmi çok az ve naçizdir. Varlıkların yüce Allah’ı nasıl tespih ettikleri meselesi de henüz beşerin niteliğini kavramadığı konulardan biridir. Değişik ayet ve rivayetlerde varlığın tüm cüzlerinin yüce Allah’ı tespih ettiği beyan edilmiştir. Varlığın cüzlerinin tespih şekli hakkında müfessirler arasında iki görüş vardır:

En Çok Okunanlar