Gelişmiş Arama
Ziyaret
14446
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Kur’an’ın bakışında seçilmiş kavmin özellikleri nedir?
Soru
Kur’an’ın bakışında seçilmiş kavmin özellikleri nedir? Kur’an iyi ve ideal bir kavmi nasıl tanıtmakta ve onun için hangi özellikler belirtmektedir?
Kısa Cevap

Seçilmiş kavim ve özellikleri ile irtibatlı olarak Kur’an ayetlerinin incelenmesinden elde edilen neticeler aşağıdaki hususlardan ibarettir:

1. Kur’an-ı Kerim peygamberlerin kavimlerinden hiçbir kavmi her açıdan ideal olarak tanıtmamıştır. Aksine birçok peygamberin kavimlerini yermiş ve cezalandırmıştır.

2. Kur’an-ı Kerim sadece peygamberleri (a.s) ve Hz. Meryem’i (a.s) seçilmiş fertler “Sefve” olarak tanıtmıştır.

3. Her ne kadar Kur’an-ı Kerim birkaç yerde biz İsrail oğullarını diğerlerine üstün kıldık, diye buyurmuşsa da Kur’an’da bu kavimin yerilmesi ve cezalandırılması hakkında belirtilenlerden ve diğer delillerden anlaşıldığı kadarıyla Hak Teâlâ kendi nimetini beyan etme ve kendi fiilini övme makamında bulunmaktadır; yoksa İsrail oğullarının fiilini övmesi diye bir şey söz konusu değildir.

4. Kur’an-ı Kerim sadece peygamberlerin kavimlerinden bir grubu güzel özellikler ile isimle anmaktadır: A. İbrahim (a.s) ve onun iman yoldaşları. B. Peygamberlerin sonuncusu Muhammed (s.a.a) ve onun iman yoldaşları. C. Ashab-ı Kehf. D. Hicret edenler ve hicret eden sığınmacıların yarenleri.

5. Kur’an-ı Kerim genel sıfatlar ile bir takım grupları güzel özellikler ile anmıştır. Hizbullah gibi.

Buna göre; ancak ilahi peygamberlerin takipçisi olan ve Yüce Allah’ın buyruklarıyla amel eden bir kavim, seçilmiş olur.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruyu yanıtlamada birkaç noktaya değinmemiz gerekmektedir:

1. Kur’an-ı Kerim’de seçilmiş, erdemli kılınmış ve üstün kılınmış gibi kavramlar zikredilmiştir.

2. Seçilmiş kavramı Kur’an’da sadece peygamberler ve ilahi evliyalar hakkında kullanılmıştır: “Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır.   "[1]

3. Üstünlük ve erdem kavramları hakkında Kur’an literatüründe iki tür üstünlük ve erdemin olduğunu hatırlatmalıyız:

A. Tekvini Üstünlük: Hak Teâlâ’nın diğer varlıklara vermediği bir takım nimetleri iyi ve kötü amellere bakmaksızın insana vermesidir. Nitekim Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”[2] Bu hususta birçok Kur’an ayeti mevcuttur.

B. Ahlaki Üstünlük ve Erdem: İyi amellerden sonra ödül ve övgü sıfatıyla verilen nimet ve üstünlüklerdir. Bazı Kur’an ayetleri bu tür üstünlüğe işaret etmiştir: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”[3] Bu ahlaki üstünlük sakındıktan sonra muttaki ferde verilir.

4. Tekvini üstünlük ve fazilet nimeti doğru yolda kullanılmazsa, insanın övünmesi ve kurtarılmasına neden olmamakla kalmaz onun zillet ve bahtsızlığına da sebep olur. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim bir taraftan birkaç yerde İsrail oğulları kavminin erdem ve üstünlüğünü beyan etmekte ve şöyle demektedir: “Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.”[4] Öte taraftan da değişik yerlerde onları kınayıp yermektedir. Kur’an-ı Kerim’de hiçbir kavim İsrail oğulları kadar kınanmamıştır. Buzağıya tapma, ilahi kelamı tahrif etme, peygamberleri yalanlama ve öldürmeden dolayı kınanmaları gibi. Nitekim bu davranışlardan dolayı birçok cezaya çarptırılmışlardır. Yıldırım düşmesi azabı, maymuna dönüşmeleri ve kıyamete dek onlardan bir grubun azaba maruz kılınması söz konusu azaplardandır. Daha detaylı ve fazla bilgi için şu ayetlere müracaat edin: Bakara: 51, 55, 65, 87, 91, 92; Ali İmran: 21, 112 ve 118; Nisa: 153, 156 ve 157; Maide: 60; Araf: 167. Öyleyse Hak Teâlâ’nın kendi nimet, tekvini üstünlük ve işini övme makamında olduğu söylenebilir. Yoksa İsrail oğullarının işini övmesi ve bu fazilet ve üstünlüğün onların iyi iradi davranışlarının ardından geldiğini belirtmesi diye bir şey söz konusu değildir.

5. Kur’an-ı Kerim bir takım grupları övmüş ve methetmiştir. Bunlardan bazılarını açıklıyoruz:

5.1.  Kur’an-ı Kerim’in örnek olarak belirttiği Hz. İbrahim ve onun inanç yoldaşları; zira onlar kendi kavimlerine şöyle demişlerdir: “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir”[5]

5.2. Hz. Muhammed (s.a.a) ve inanç yoldaşları. Kur’an-ı Kerim onlar hakkında şöyle buyuruyor: “Muhammed, Allah’ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.”[6]

5.3. Ashab-ı Kehf. Kur’an-ı Kerim onların özellikleri hakkında şöyle buyuruyor: “Onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık. Ve kalplerini pekiştirdik. O vakit ayağa kalkıp dediler ki: «Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir; kesinlikle O'ndan başka hiçbir tanrıya tapmayız; yoksa gerçekten saçma sapan konuşmuş oluruz.”[7]

5.4. Peygamber (s.a.a) dönemindeki muhacir ve ensar. Kur’an onların nitelikleri hakkında şöyle buyurmaktadır: “İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.”[8]

5.5. Allah’ın tarafında olanlar (Hizbullah). Kur’an-ı Kerim bu grup hakkında şöyle buyuruyor: “Allah’a ve ahret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”[9]

5.6. Allah’ın kendilerine yeryüzünde hilafet vaadi verdiği mümin ve salihler. Kur’an-ı Kerim onlar hakkında şöyle buyuruyor: “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.”[10] Buna göre şu netice alınabilir: Seçilmiş kavim ilahi peygamberlerin takipçileri olan ve Allah’ın buyruklarıyla amel eden kavimdir.


[1] Ali İmran, 33.

[2] İsra, 70.

[3] Hucurât, 13.

[4] یَا بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ اذْکُرُوا نِعْمَتِىَ الَّتٖى اَنْعَمْتُ عَلَیْکُمْ وَاَنّٖى فَضَّلْتُکُمْ عَلَى الْعَالَمٖینَEy İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.” Bakara, 47 ve 122; Araf, 140.

[5] Mümtehine, 4.

[6] Fetih, 29.

[7] Kehf, 13 ve 14.

[8] Enfal, 74; Tövbe, 20.

[9] Mücadele, 22.

[10] Nur, 55.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden zamanın imamının (a.c) esenliği için dua ediyoruz?
    5414 Eski Kelam İlmi 2011/03/02
    Zamanın imamının (a.c) esenliği için dua etmek şerî buyruklardandır ve her ne kadar nedenini bilmesek de hikmet taşımaktadır. Aşağıdaki hususlar bu hikmetlerin bazı örnekleri olarak zikredilebilir: 1. O değerli şahsın varlığı için yapılan dua, onun esenliği için bir etkendir. Netice itibariyle her ...
  • Duyduğum kadarıyla İmam zaman (a.s)’ın gaybet’inin başlangıcı Medine’dir. Buna binaen Samara şehrinde bulunan serdap’ın (yani mahzenin) hakkında muteber öğretiler var mıdır?
    2978 امام مهدی عج 2020/01/20
  • Allah-u Teala, insanı hangi hedef için yaratmıştır?
    10627 Eski Kelam İlmi 2008/04/09
    Allah’ın yaratıcılık sıfatı, O’nun yaratmasını gerektirmektedir.Yaratılış düzeni, hikmet ve hedef üzere olan bir düzendir.Kâinatın ve varlıkların yaratılış hedefi insandır ve bütün her şey onun için yaratılmıştır. Yaratıcısının en üstün olduğu gibi o da mahlûkatın en üstünüdür.İnsanın yaratılış hedefi ne için olursa olsun, sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5525 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Acaba İran'da idam cezasının kaldırılmasına ve işkencenin yasaklanmasına dair ümit var mıdır?
    7952 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    İdam cezasının ve hadler türünden olan diğer cezaların kaynağı kuranı kerim ve rivayetlerdir. Onları kâmil bir şekilde ilga etmek imkânsızdır. Kısas ile ilişkin had eğer diye sahibi olan kişi tarafından bağışlanırsa veya diğer cezai konularda eğer İslam hükümeti tarafından bazı maslahatlar fark edilirse daha ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5529 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...
  • Kafir neden necistir? Kafirin necis olduğunu söylemek onun şahsiyetine hakaret değil midir?
    14900 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Küfür sözcüğü Arapça olup lügatte ‘Örtmek’ manasına gelmektedir.Büyük Şii fakihleri, Allah’ın birliğini inkar eden, şirk koşan vb. gibi inançları olanların kafir olduğunu söylüyorlar. Kafirlerin necis olduklarının delili ‘Müşrikler kesinlikle necistir (pisliktir)’ ayetidir.Şii fakihler, kafirlerin necis oldukları konusunda neredeyse görüş birliği içindedirler. Ama bazı ...
  • İmam Hüseyin’e (a.s) neden Sarallah denmektedir?
    20042 Teorik Ahlak 2011/12/20
    Sar, hem intikam almak hem de kan demektir. Birinci manaya göre İmam Hüseyin’e (a.s) Sarallah denmesinin nedeni Allah’ın Onun kanının velisi ve intikam alıcısı olmasından dolayıdır.Ama Sarallah’ın, ‘Allah’ın kanı’ manasına geldiğini söylersek bunun nedeni aşağıdaki şıklardan biridir:
  • Diğer namazlar sesli kılındığı halde öğle ve ikindi namazları neden sessiz kılınmaktadır?
    166700 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/07/13
    Bu iki namazın sessiz kılınmasının asıl delili Allah Resulünün (s.a.a) sünnetidir. Zira Resulullah (s.a.a) namazlarını bu şekilde kılmıştır. Allah Teala’da Onu (s.a.a) bizlere bir örnek tayin etmiştir. Peygamberimiz (s.a.a) ‘Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle namaz kılın’ diye buyurduğundan bizde namazlarımızı Onun (s.a.a) gibi kılıyoruz. Bu konu için başka delillerde ...
  • Kadının sebebî mahremleri kimlerdir?
    8055 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar