Gelişmiş Arama
Ziyaret
11747
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
Soru
İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) gibi İmam Ali (a.s) ve Fatıma’nın (a.s) evladı, aba ehli, masum imamlardan olmasına ve bu açıdan aralarında bir fark olmamasına rağmen ve de İmam Hasan’ın (a.s) İmam Hüseyin’den (a.s) daha büyük olma ayrıcalığına sahip olmasına karşın neden imamet İmam Hasan’ın (a.s) evlatlarına intikal etmedi ve İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında devam etti?
Kısa Cevap

Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir:

1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir makamdır, seçimle değildir. Bu yüzden Allah bu şartları İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında müşahede ettiğinden imameti onlara vermiştir.

2. Bazı rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bazı hususlar bu ilahî atamada etkisiz değildir. Elbette bu tür etkilerin imamet makamına nasıl yansıdığı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Örneğin rivayetlerde İmam Hüseyin’in (a.s) şahadeti nedeniyle Yüce Allah tarafından kendisine bahşedilen özel ayrıcalıklara sahip olduğu belirtilmiştir. Bu ayrıcalıklardan biri de imamet makamı ayrıcalığının onun evlatlarında sürmesidir.

Ayrıntılı Cevap

Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir:

A. Ayet ve rivayetlerde imam için bir takım şartlar belirtilmiştir. Aşağıda onlardan bazılarına işaret ediyoruz:

1. Masumiyet: İmamlar için masumiyetin şart olduğu Bakara suresinin 124. ayetinden anlaşılmaktadır. Hz. İbrahim (a.s) Allah tarafından imam olarak atandıktan sonra, imamet makamının kendi soyunda devam etme isteğinde bulundu. Bunun üzerine Yüce Allah imamet makamının zalim ve günahkâr insanlara ulaşmayacağını buyurmuştur. Bu ayette Yüce Allah İbrahim’in (a.s) evlatlarını masum ve günahkâr diye iki kısma ayırmış ve imamet makamının günahkâra değil, masuma ulaşacağını buyurmuştur.[1]

2. İlim: Psikoloji biliminde her insanın yaşam seyrinde bazı hususları sanı (bir tür ilham) yoluyla öğrendiği bir takım anları olduğu ispat edilmiştir. Bu esrarengiz gücü Allah insana vermiştir. Değişik bireylerde ruh hallerindeki farklılığa göre güçlü ve zayıf olma açısından da muhteliftir. Biz, imamın en yüksek ilahî makama sahip olması nedeniyle, kendisinin bu ilhamın en yüksek derecesine sahip olduğunu ve kendisinden kutsal güç diye tabir edilen imam hakkındaki ilham gücünün de en yüksek derecede bulunduğunu söylemekteyiz.[2] Cesaret, cömertlik, canını koruma, doğru sözlülük, adalet, güzel idare ve akıllı olma vb. imametin diğer şartlarıdır[3].[4]

B. İmam atama yoluyla belirlenir ve Allah tarafından atanır:

İmamın atama yoluyla belirlenmesi, imamet için istenen şartların gereğinden anlaşılabilir. Çünkü bu şartların hangi şahsın varlığında tahakkuk ettiğini teşhis etmek insan için mümkün değildir ve bu sıfatların hangi bireyin varlığında tahakkuk ettiğini sadece Allah bilmektedir. Ebu Caverd, İmam Bakır’dan (a.s) imamı tanıma alametleri hakkında bir soru sorar ve bunun üzerine İmam Bakır (a.s) şöyle cevap verir: İmam birkaç alamet ile tanınır ve onun ilk alameti nass ve ilahî atamadır.[5] Bu atama hakkında İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmaktadır: Bizim soyumuzdan olan tüm imamlar masumdur ve masumiyet yaratılışın zahirinde tanınacak bir şey değildir. Bu yüzden imamın atanması gerekir; yani imamı atayan Allah’tır ve sonraki imam da önceki imam tarafından atanır.[6] Bu rivayetten anlaşıldığı üzere imam masumiyet melekesi taşımalıdır. İnsanların masumu teşhis edememesi, sadece Allah’ın insan varlığının tüm boyutlarını bilmesi ve masumu teşhis etmeye kadir olması nedeniyle, imamı imamet makamına atamak Allah’a aittir ve insanın işi değildir.[7] Mufazzal, her ikisi de Peygamberin (s.a.a) evladı, torunu ve cennet gençlerinin efendileri olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına verildi ve İmam Hasan’ın (a.s) evlatları imam olmadılar, diye İmam Sadık’a (a.s) bir soru sorar. İmam Sadık (a.s) bunun üzerine şöyle buyurur: Musa ve Harun’un her ikisi de peygamber ve elçi olup kardeştiler. Ama Allah peygamberliği Musa’nın değil Harun’un soyundan sürdürdü ve hiç kimse niye böyle yaptı diye soramaz. İmamet Allah’ın halifeliğidir ve hiç kimse neden Allah onu İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına verdi ve İmam Hasan’ın (a.s) evlatlarına vermedi diyemez; zira bu hikmet sahibi Allah’ın işidir ve O’ndan neden böyle yaptın diye sorulamaz. Kendi işlerinden sorulacak olanlar insanların kendileridir.[8] Netice itibariyle, imam bir takım şartlar taşımalıdır ve bu şartların kimde tahakkuk ettiğini sadece Allah bildiği için, imamet makamı Allah tarafından belirlenen bir makamdır. İmam Sadık’ın (a.s) tabiriyle[9] imamet Allah’ın belirgin ve tayin edilmiş erkeklerden aldığı bir ahit ve sözdür ve imam onu kendi kararıyla kendinden sonra bir başkasına veremez.

C. . Bazı rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bazı hususlar bu ilahî atamada etkisiz değildir. Elbette bu tür etkilerin imamet makamına nasıl yansıdığı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Örneğin rivayetlerde İmam Hüseyin’in (a.s) şahadeti nedeniyle Yüce Allah tarafından kendisine bahşedilen özel ayrıcalıklara sahip olduğu belirtilmiştir. Bu ayrıcalıklardan biri, imamet makamı ayrıcalığının onun evlatlarında sürmesidir.[10]  


[1] Çünkü günah ya nefse, ya başkalarına ya da Allah’a zulmetmektir.

[2] Mesail-i İtikadi Az Didgah-ı Taşayyu’, Muhammed Rıza Muzaffer, Tercüme-i Muhammed İştihardi, s. 84-85.

[3] Biharu’l-Envar, Allame Meclisi, c. 25, s. 164.

[4] -i İtikadi Az Didgah-ı Taşayyu’, s. 83.

[5] Biharu’l-Envar, c. 25, s. 141; Maaniu’l-Ahbar, s. 101; Asaru’s-Sadikin, Sadık İhsan Bahş, çap-ı evvel, İntişarat-ı Daru’l-İlm, s. 163, hadis. 3.

[6] Biharu’l-Envar, c. 25, s. 194; Maaniu’l-Ahbar, s. 132, hadis. 2.

[7] Şerh-i Bab-ı Hadi Aşer, Fazıl Mikdad, Tercüme-i Abdurrahman Akiki Bahşayişi, çap-ı pencom 84, Neşr-i Novid-ı İslam, s. 104.

[8] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 63, s. 66.

[9] Usul-i Kafi, Kuleyni, Tercüme-i Seyid Cevad Mustafavî, çap-ı evvel 1382, İntişarat-ı Vefa, c. 2, s. 25, hadis. 3.

[10] Bir rivayette şöyle okumaktayız: Fatıma Zehra (a.s) Peygamber (s.a.a) ümmetinden bir grubun rahminde taşıdığı evladını şahadete ulaştıracağını öğrenince, böyle bir hamilelikten dolayı rahatsızlığını dile getir ve acı çeker. Yüce Allah, Peygamber (s.a.a.) vasıtasıyla Fatıma Zehra’ya (a.s) imamet makamının İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarında devam edeceğini bildirir. (Usul-i Kafi, c. 2, s. 365, hadis. 4.)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar