Gelişmiş Arama
Ziyaret
86663
Güncellenme Tarihi: 2012/04/09
Soru Özeti
“İyyake na’budu ve iyyake neste’in” ayetinin tefsiri nedir?
Soru
“İyyake na’budu ve iyyake neste’in”i kısaca tefsirini açıklayınız. Teşekkür ederim.
Kısa Cevap

Ayeti Şerife’nin tercümesi: “(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.[i]

Allah’a ibadet, insanın kendi varlığının sahibinin Rabbine ait olduğunu göstermektir.[ii]”İstianet” yardım talebinde bulunmaktır[iii] ve “a-v-n” mutlak yardım anlamındadır.[iv]

Fatiha Suresi’nin ilk ayetleri tevhid-i zati ve tevhid-i sıfati’den bahsediyor ve “İyyake na’budu ve iyyake neste’in” ayeti ise tevhid-i ibadet ve tevhid-i ef’al’den bahsediyor. Tevhid-i ibadet, Allah’ın dışında hiç kimseyi ve hiç bir şeyi tapınmaya layık bilmemek, yalnızca Allah’ın emrine boyun eğmek ve O’nun dışında hiç kimsenin karşısında kulluk etmeyip sadece O’na teslim olmaktır. Tevhid-i ef’al, âlemde gerçek eser sahibinin yalnızca Allah olduğunu bilmektir. Elbette bu, sebeplerin ardı süre gitmemek değil, eser sahibi olan her sebebin Allah’ın emriyle gerçekleşmesi anlamındadır.[v] Bu tefekkür ve böyle bir inanç, insanı herkesten kopararak yalnızca Allah’a bağlı kılar.[vi]

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “İyyake na’budu”, kulun Allah’a doğru rağbetini, yakınlaşmasını ve O’na kulluğunu göstermesi ve amelini başkasına değil, yalnızca O’na has kılmayı ortaya koymasıdır. “İyyake neste’in”, Allah’a çok ibadet etmek için O’ndan yardım talep etmek, verilen nimetlerin devamını isteyip O’ndan yardım ummaktır”.[vii]

 


[i] Fatiha Suresi, 5.

[ii] Şu indekslere bakınız:

 “İbadet yöntemleri”, Soru 8931 (Site: 9418);

 “İbadet kendisi için veya Allah için?”, Soru 378 (Site: 389);

“İbadetin dereceleri ve kalp huzuru”, Soru 14743 (Site: 14486).

[iii] Bestani, Fuat Efram-Mehyar, Rıza, Ferhengi Ebcedi”, baskı, 2, Tahran: İntişarati İslami, y. 1375 ş, “istiane” kelimesi, s. 60.

[iv] Ferahidi, Halil b. Ahmet, Kitabu’l Eyn, baskı, 2, Kum: İntişarati Hicret, y.1410 k, c. 2, s. 253; Cevadi Amuli, Abdullah, Tesnim, Kum: Neşri İsra, c. 1, s. 425.

[v] Şu indekslere bakınız:

Tevhidin Mertebeleri”, Soru 1913 (Site: 3445);

“Allah ve Sıfati Subuti ve Selbi”, Soru 2330 (Site: 2859).

[vi] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, baskı, 1, Tahran: Daru’l Kutübü’l İslamiye”, y. 1374 ş, c. 1, s. 42 ve 43.

[vii] Şeyh Saduk, Muhammed b. Ali, “Men la yahzuruhu’l fakih”, Kum: Defteri İntişarati İslami, y. 1413 k, Muhakkik ve musahhih: Ğaffari, Ali Ekber, c. 1, s. 310.

 

Ayrıntılı Cevap

1. Yalnızca Allah ibadete layıktır ve yardım istemeye layık olan yegâne hakikat Allah-u Teâlâ’dır.

2. İnsanın itikadını oluşturan Fatiha Suresi’nin önceki ayetlerini dikkate alarak, insanın amelinin yani tapınmanın açıklandığı bu ayette, iki noktaya ulaşılabilir: Bir. İnsanın düşünceleri, onun amel ve davranışlarının temelini oluşturur.[1] İki. Allah’ın varlık üzerindeki Rabliği, Rahmanlığı ve Rahim olması; kıyamet gününün sahibi olması, O’nun ibadete layık oluşunun delilidir.[2]

3. Allah’ın huzurunda insanın kendini görmemesi, Allah’a ibadet etmenin adabındandır. “Men”in yerine “ma”nın kullanılması, bazen azemetin bazen de benlik ve bencillikten kaçınılmasının göstergesidir. Kelami karineler muradın belirleyicisidir ve burada, kulluk münasebetince benlik ve bencillikten kaçınmak kastedilmiştir. Bunun için “na’budü” deki zamir, çoğul (mütekellimi ma’al ğayr) gelmiştir.

4. İnsan Allah’a kullukta ve kulluğunu yalnızca ona has kılmada Allah’ın yardımına muhtaçtır. Fatiha Suresi’ndeki “Neste’in” kelimesinden vazifelerin tamamıyla alakalı olduğu ve bu vazifelerin tamamının da “iyyake na’budü” kelimesinden anlaşıldığı gibi tevhid-i ef’aliyi zorunlu kıldığı anlaşılmaktadır.

5. İnsan Allah’a ibadet etmede özgür olmasının yanı sıra, O’nun yardımı olmaksızın ibadetleri yerine getirme gücü yoktur[3] ve insan kendi işlerinin tamamında Allah’ın yardımına muhtaçtır.

Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.

 


[1] Gramerce fiilin mef’ulu olan “iyyake”nin “na’budü” ve “neste’in” fiillerinden önce gelmesi, hasr ve sınırlamayı gösterir.

[2] Fatiha Suresi’nin ilk ayetlerinden bahsimizin konusu “Rabbu’l âlemin”, “Er rahmanir rahim”, “Maliki yevmid din” ve “İyyake na’budu” ya kadar ayetlerin dikkate alınmasıyla.

[3] “İyyake na’budü”nün manasını dikkate alarak.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar