Please Wait
15554
Hac insanı düşündüren ve fıtratına yönlendiren birçok sır ve alametlerle doludur. Hacda her adımda amellerin zahir ve batınına dikkat edilmelidir; zira onun zahiri için riayet edilmesi gereken bir takım özel hükümler vardır ve batına bakmayla bu sır ve gizemli amellerin felsefe ve nedeni kavranabilir. İhram elbisesi giymek, hac amellerinden birisidir ve hac onunla başlar. Bu özel bir ibadet için özel bir elbisedir. Zahir perspektifinden şöyle bir netice alınabilir: Yüce Allah en büyük farzlarından birisini yerine getirmek için temiz ve dikilmemiş olmak gibi özeli şartlar taşıyan belirli bir elbiseyi giymeyi farz kılmıştır.[1]
İhram Elbisesi Giymenin Sır Ve İnceliklerinden Bazı Hikmetler
1. İhram elbisesi; kulluk ve eşitlikte bir sınama, ayrılmamak için bir öğüt ve insanın dünya süs ve bağlılıklarından uzaklaştığının ve Allah’ın azameti karşısında fıtratın arı ve sade özüne geri döndüğünün bir işaretidir.
2. İhram elbisesinde fakirler ve padişahlar eşittir. Bu azim tecelliyi, Müslümanların dünyanın her noktasından Allah’ın evini tavaf etmeye gelişlerini, Rabbin karşısında bir mekânda ortak bir kıyafetle buluşmalarını ve takva üstünlüğü dışında onlardan birinin diğerinden üstün olmadığını görmesi gereken müstekbirler nerededir?[2]
3. İhram elbisesi kefene benzer ve ölüyü kendi ihram parçasıyla kefenlemek müstehaptır.[3] Bu elbiseyi giymek ölüm anındaki dehşeti, ölüm sonrası merhalelerdeki ve kıyametteki zorluk ve hüznü hatırlatmaktadır.
4. Geçmişten günümüze ve geleceğe dek tüm insanlar elbise ve giyim şekil ve rengi hususunda aynı değildi ve aynı olmayacaktır ve değişik niteliklere sahiptirler. O halde hacca davet edilmişlerse ve Allah’ın bu davetini kabul etmişlerse ve hac amelleri için tayin edilen kutsal mekânlarda hazır olmuşlarsa, ihram elbisesi giyerek övünç ve gösteriş ve bunun eserlerini kendilerinden uzaklaştırmaya çalışırlar; zira ihram elbisesi egoizm ve bencilliği reddetmenin bir tür göstergesidir.
Bu sorunun ayrıntılı cevabı bulunmamaktadır.
[1] Bkz: İmam Humeyni, Seyid Ruhullah, Menasik-i Hac (mahşi), s. 138 – 140, Neşr-i Maşer, Tahran, çap-ı çarom, 1416 k.
[2] Hucurat, 13: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”
[3] İmam Humeyni, Seyid Ruhullah, Tahrirü’l-Vesile, c. 1, s. 75, Neşr-i Müessese-i Daru’l-İlim, Kum, çap-ı evvel, Bi Ta.