Gelişmiş Arama
Ziyaret
37418
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
Soru
Hicri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
Kısa Cevap

Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ve olayları ve tarihi yazdıklarında ayın otuzuncu gününün yarısını geçmiş aya yarısını da gelecek aya veremeyeceklerinden mecburiyetten dolayı kameri ayı en az 29 gün, en fazlada 30 gün hesap ediyorlar. Bu yüzden astronomlar kameri ayı ikiye (hesap ayı ve hilal ayı) ayırmışlardır.  Ancak ay ve yılın günlerinin sayısı kesirsiz bir sayı olmadığından fıkıha göre hesap ayı muteber değildir ve fakihler yalnızca rü’yet olunan hilal ayını muteber saymışlardır. Rü’yette her yerde ve her saatte aynı zamanda gerçekleşmediğinden doğal olarak hilalin rü’yetinde geçmişte farklı görüşler ortaya çıkmış ve halende çıkmaktadır. Bu farklı görüşler bir sonraki ayda kendiliğinden çözülmektedir. Bazende Şer’i hakimin yeni ayın girdiğine hükmetmesiyle sorun hallolmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Hicri kameri yılların hepsinin günleri eşit sayıda ve tam olarak 12 ay olup, 354/3670834 gündür. Ancak hesapların kolay olabilmesi için kameri yıl 354 gün sayılmaktadır. Bu şekilde bir yılın 6 ayı 30 gün, 6 ayıda 29 gündür.

Yılların eksikliklerini gidermek için her üç yılda, bir gün ilave edilmektedir; yani üçüncü yıl 355 gün olmaktadır. Çünkü üç yıldaki eksiklik 3*0/3670834 veya 1/101 gündür.

Bu hesaplamanın ortaya çıkardığı ve gaflet edilmemesi gerek önemli sonucu ‘Ara’ kuralıdır. Yani kameri yılda bir ay 30 gün olurken, bir sonraki ay 29 gündür.

Bununla birlikte ayın ya da yeni yılın başlamasında ortaya çıkan yanlışlık veya ihtilafların önemli
 nedenlerinden biri ‘Ara’ kuralına uyulmamasıdır.

Ancak astronomlar her ayı sahih (kesirsiz) olarak hesaplamak zorunda olduklarından, olayları ve tarih yazdıklarında ayın otuzuncu gününün yarısını geçmiş aya yarısını da gelecek aya bölemeyeceklerinden mecburiyetten kameri ay en az 29 gün, en fazlada 30 hesap edilmektedir. Bu yüzden astronomlar kameri ayı ikiye ayırmışlardır:

1-     Hesap ayı

2-     Rü’yet hilali ayı

Astronomlar hesap ayını düzenlemek için takvimler hazırlamışlardır. Bu takvimler, ayın ve güneşin süreli hareketine göre değilde genel bir kural üzerine olsun diye ayın seyrine göre, astronomi kuralları, ayların sayıları, yıllar ve onların başlangıçlarının belirlenmesi, bütün bunlar Ayın, Güneşin ve yıldızların orta hareketi kaidesine göre düzenlenmiştir. Ayın ve Güneşin orta hareketine göre deniliyor ki: Ayın bir dönüş süresi (bir kavuşumdan diğer kavuşuma kadar) 29 gün, 12 saat, 44 dakikadır. Astronomların kendi ikrarlarına göre Ay’la Güneş’in birleşme sırasında hilal gözle görülmez. Bu takvimlerin ve astronomi hesaplarının sonucu şudur: Bir ay, 12 saat ve 44 dakika, 29 günden fazla olduğundan ve bu miktar arka arkaya gelen iki ayda bir tam günden çok etmektedir. Bu yüzden bir gün tam hesap edilerek bir ay 30 gün, diğer ayda 29 gün olarak sayılmaktadır. Bu şekilde önceki ayın eksikliği giderilmektedir. Yani gerçekte ikinci ayın 12 saati bir önceki ayın 12 saatine eklenmekte, bir tam gün önceki aya verilmekte böylece 30 güne çıkmaktadır. Kameri yıl muharrem ayından başladığı için muharrem 30, zilhicce’de 29 gün olacaktır.

Rü’yet hilali ayı’ndan maksat ise gözle görülen aydır. İslam ahkâmının yörüngesi bu ayın üzerine kuruludur. Değerli fakihler her hilal ayını, hilalin görülmesinden bir sonraki hilalin görülmesi olarak kabul etmekteler, yukarıda bahsettiğimiz 30 ve 29 gün olarak hazırlanan takvimleri kabul etmiyorlar.

Onlar diyorlar ki, rü’yet hilali ayında Ay’ın ekliptik hareketi neticesinde bir kaç ay (en fazla 4 ay) arka arkaya 30 gün, bir kaç ayda 29 gün olabilir.

Şii fakihler iki delilden dolayı astronomların hesap ayını muteber kabul etmemekteler:

1-     Şeriatta takvimlerin muteber olacağına dair bir delil yoktur. Aksine onun muteber olmadığına dair şer’i delil vardır. Örneğin: ‘(Ramazan) Hilali (ni) gördüğünde oruç tut, (şaban) hilali (ni) gördüğünde orucunu ye.’[1] gibi.

2-     Astronomların matematik hesaplarına göre yaptığı hesaplarda kebise yıllarında sorun çıkmaktadır; zira astronomlar yaptıkları hesaplara göre her 30 yılın 11 yılını kebise (artık yıl)  olarak almaktalar. Dolayısıyla kendi hesaplarına göre 29 gün olan zilhicce ayını mecburiyetten 30 gün saymaktalar.[2]

 

Buna göre ay ve yılın günlerinin bir sayı olması doğru olmadığından ve diğer taraftan fıkıhta da hesap ayı muteber bilinmediğinden fakihler rü’yet hilal ayına itibar etmekteler. Rü’yette her yerde ve her saatte aynı zamanda olmadığından doğal olarak ayın hilalinin rü’yetinde farklı görüşler meydana gelmiş ve gelmektedir. Böyle durumlarda bu farklı görüşler bir sonraki ayda kendiliğinden giderilmektedir. Bazende Şer’i hakimin yeni ayın girdiğine hükmetmesiyle bu konuda ki görüş farklılıkları ortadan kalkmaktadır.


[1] - Tehzib-ul Ahkam, c.4, s.159, h.17-18

[2] - Hüccet-ul İslam Rıza Mehdevi’nin ketabnews sitesinde yayınlanan makalesinden faydalanmıştır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuran’da hangi ayet kurtuluş yolunu açıklamaktadır?
    2880 Tefsir 2020/01/20
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10266 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Kuran’ın kaç suresi peygamberlerin adını taşımaktadır?
    36343 Tefsir 2012/08/11
    Kuranı kerim’in altı tane suresi peygamberlerin adını taşımaktadır. Bu sureler şunlardan ibarettir: Nuh, İbrahim, Yunus, Yusuf, Hud ve Muhammed. Elbette müfessirler bazı rivayetleri göz önünde bulundurarak Taha[1], Yasin[2], Muddessir[3], Müzzemmil[4] gibi surelerin Peygamberimize delalet ettiği ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    7409 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9341 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    15779 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
    17234 Teorik Ahlak 2010/01/14
    Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok ...
  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • SMS kanalıyla okunan talakın hükmü nedir?
    7708 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar