Gelişmiş Arama
Ziyaret
15382
Güncellenme Tarihi: 2013/08/26
Soru Özeti
Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
Soru
1-Kaç tane hadisin senedi sahih olması gerekir ki ‘Mütevatir-i Lafzi’ olabilsin? 2-Kaç tane hadisin senedi sahih olması gerekir ki ‘Mütevatir-i Manevi’ olabilsin? 3-Kaç tane hadisin senedi sahih olması gerekir ki ‘Mütevatir-i İcmali’ olabilsin?
Kısa Cevap

Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını bilmek ve ona yakin etmektir. Bu açıdan bakıldığında lafzi, manevi ve icmali mütevatir arasında bir fark yoktur.

 

Ancak mütevetir-i lafzi, rivayetlerin sözlerinin aynı olması, mütevatir-i manevi rivayetlerin sözlerinin farklı ama manasının aynı olması, mütevatir-i icmali ise manasının genişlik ve darlığı bakımından birbirlerinden farklı, ama ortak yönlerinin olduğu rivayetlere denir.

 

Ehl-i Sünnet alimleri ise mütevatir hadis ravilerinin sayısı hakkında değişik görüşlere sahiptirler. Örneğin mütevatir hadis için en az 4 kişiden, en fazla 313 kişiye kadar sayı söyleyenler vardır.

 

Ayrıntılı Cevap

Hadisler, her tabakadaki ‘ravilerin sayısı’na göre ‘mütevatir’ ve ‘vahid’ diye ikiye ayrılır. Mütevatir kelimesinin kökü ‘Vetr’ olup ‘bir’ manasına gelmektedir. ‘Tevatür’ ise peş peşe veya birbiri ardına gelen demektir. Nitekim ‘Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik.’[1] ayet-i kerimesinde ‘birbiri ardınca’ manasına gelen ‘Tetra’ kelimesi kullanılmıştır.[2]

 

Rivayet-i Mütevatir ıstılahta ‘’Her tabakadaki raviler silsilesi öyle bir hadde olmalıdır ki, normal olarak yalan üzerine anlaşmaları imkansız olmalı ve verdikleri haber bilgi vermelidir.’[3] demektir.

 

Mütevatir rivayetler her ne kadar az olsa da genellikle muhteva bildirir ve önemli bir haberdir. Örneğin, Ğadir rivayetini sadece sahabe tabakasında 100’den fazla kişi rivayet etmiştir.

 

Mütevatir Haberin Kısımları

 

Mütevatir, bir açıdan bakıldığında ‘Lafzi ve Manevi’ diye ikiye ayrılır.

 

Mütevatir-i Lafzi, bütün ravilerin haberi aynı sözlerle naklettikleri rivayete denir.[4] Örneğin: ‘Kim benim adıma bilerek yalan söylerse yeri ateşle dolacaktır.’[5] hadisini kırk ile altmış arasında sahabe nakletmiştir.[6]

 

Mütevatir-i Manevi ise bütün ravilerin ibareleri değişik ama içeriği aynı olarak verdikleri habere denir ve manada tazammüni (içerdiği mana) ve iltizami (mananın zorunlu olarak gerektirdiği şey) delaletin uyumu olarak kabul edilmelidir.[7]

 

Mütevatir hadis için ‘tevatür-ü tefsili’ ve ‘tevatür-ü icmali’ diye başka bir kısımlandırma daha yapılmıştır. Tevatür-i tefsili, manevi ve lafzi tevatürü içermektedir. Ama tevatür-i icmali bir konuda birkaç rivayet geldiğinde ve delalet yönünden eşit olmayan, ama hepsinden birinin kesinlikle söylendiği anlaşılan ortak yönleri olan rivayetlere denir. Haber-i Vahid’in hüccet olduğunu söyleyen rivayetler bu türdendir.[8]

 

Haber-i Vahid ise, bütün tabakalarda tevatür haddine ulaşmayan rivayetlere denir.[9] Böyle rivayetler yalnız başlarına ilim vermezler. Başka karinelerin yardımıyla hüccet olurlar. Bu yüzden bir rivayet birkaç tabakada tevatüre ulaşır, ama bir tabakada ulaşmazsa mütevatir olmayacak bunun yerine haber-i vahid olacaktır. Zira sonuç öncüllerin zayıf olanına bağlıdır.

 

Ravilerin sayısının ne kadar olacağı konusunda Şii alimleri belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre tevatürün ölçüsü onun insanı ilime ulaştırmasıdır. Ravilerinin sayısı senet silsilesinin her tabakasında ilim veren ve rivayetin İmamın (a.s) söylediğine yakin edilen hadde olan habere mütevatir hadis demekteler. Ayrıca yalan üzerine anlaşmaları imkansız olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında onlara göre lafzi, manevi veya icmali mütevatirler arasında fark yoktur.

 

Oysa Ehl-i Sünnet alimlerine göre mütevatir haberde ravilerin belli bir sayıda olması şart koşulmuştur. Ama bu sayısının ne kadar olacağı konusundaki görüşleri farklıdır. Aşağıda o görüşleri getiriyoruz:

 

1-Kadı Ebubekr Baklani’nin görüşü: Ravilerin sayısı en az 4 kişi olmalıdır.

 

2-İstahri’nin görüşü: Ravilerin sayısı en az 10 kişi olmalıdır.

 

3-Bir grup Sünni alimin görüşü: Ravilerin sayısı en az 12 kişi olmalıdır (Benî İsrail eminlerinin sayısı kadar).

 

4-Ebu Huzeyl Allaf’ın görüşü: Ravilerin sayısı en az 20 kişi olmalıdır.

 

5-Bir başka görüş: Ravilerin sayısı en az 40 kişi olmalıdır.       

 

6- Bir başka grubun görüşü: Ravilerin sayısı en az 70 kişi olmalıdır.

 

7-Son görüşte şudur: Ravilerin sayısı en az Bedir savaşındakilerin sayısı olan 313 kişi olmalıdır.     [10]


 

[1] -Müminun/44

[2] -Rağıb-i İsfahani, Müfredat-u Elfaz-il Kur’an, s.853.

[3] -Abdullah Mamakani, Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.89-90; Şehid-i Sani, er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.28.

[4] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.

[5] -Şeyh Kuleyni, Kafi, c.1, s.62.

[6] -er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.29.

[7] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.

[8] -Seyid Rıza Müeddep, İlm-ud Diraye Tatbiki, s.37; Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.

[9] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.125; Şehid-i Sani, er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.29.

[10] -Cafer Subhani, Usul-u Hadis ve Ahkamuhu, s.25-35, Müesseset-ün Neşr-il İslami, h.k.1420

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar