Gelişmiş Arama
Ziyaret
17454
Güncellenme Tarihi: 2007/09/18
Soru Özeti
Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
Soru
Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
Kısa Cevap

Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin onu günaha sevk eden her şeyden uzak durmasıdır.

Hz. İmam Ali (a.s) bu konuyu şöyle açıklıyor:

“Bilin ki takvalı olan kimse fitnelerden korunur, hidayet nuruyla karanlıklardan uzaklaşır ve sevdikleri şeyleri ebedi olarak elde eder. Allah onu kendi onur evinde yerleştirir, öylesine bir ev ki onu kendisine özgü kılmıştır. Onun tavanı Allah’ın arşıdır, ışığı Allah’ın cemalinden alınır, ziyaretçileri de melekler ve peygamberlerin dost ve arkadaşlarıdır.”

Ayrıntılı Cevap

Keramet (onurlu ve değerli olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak durmaktır. Her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu/değerli) insan denir. [1] Kerim sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında “leim’dir.[2] Leimle deni eşanlamlı oldukları için” Dinaet, keramet sözcüğünün ve deni de kerim sözcüğünün karşıtıdır.[3]

Masumlara Göre Kerim Olmak (Onurlu ve Değerli Olmak)

Peygamber’in (s.a.a) buyurduğu üzere Allah Teala: Kerim’dir (onur sahibidir) ve onurlu olmayı da sever.[4]

Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim kendisinden bir şey istenmeden bağışta bulunursa o kerimdir.[5] Ve acı olaylar kerim insanın ruhunda etki bırakmaz.[6]

Kerim insan haramlardan uzak duran ve bütün ayıplardan arınan ve temiz olan kimsedir.[7]

Kerim insan, leim “seciyesiz” kişilerin iftihar ettiği işlerden nefret eder.[8]

Kerim olan; malını harcayarak onurunu, haysiyetini korur ama seciyesiz olan malını onur ve haysiyetini harcayarak korur.[9]

Kim kendisinin değerini, yüceliğini bilirse bütün dünya onun gözünde küçülür.[10]

Onurluluğa Ulaşmanın Yolu

Ehl-i Beyt İmamlarının hadislerinde açıkça onurluluk ve alçaklık vasıflarının farkı ve onurlu olmanın her türlü aşağılayıcı işlerden uzak durmayı gerektirdiğini ve kerim Allah’ın yüce isimlerinin arasında yer aldığını gördük. Buna karşılık insanı onurlu olmaktan çıkaran ve onu Allah’a yakın olmaktan uzaklaştıran her davranış ve vasıf aşağılıktan kaynaklanır.

Resulullah’ın (s.a.a) buyurduğu üzere: Dünya sevgisi her türlü günahın kaynağıdır.[11]

Ve dünyanın “dünya” (alçak) diye isimlendirilişinin kaynağı onun her şeyden daha aşağı oluşudur.[12] Buna göre dünya sevgisiyle birlikte onurlu olmak, kerim vasfını taşımak mümkün değildir. Hz. Ali (a.s) da buyurmuştur ki: “Dünya insanı zillete, hakirliğe düşürür.”[13] Buna göre kerim olmak ve onurluluğun zirvesine ulaşabilmek için kişinin günahtan ve dünya tutkusundan uzak durması ve takvayla donanması gerekir. Ali (a.s) buyuruyor ki: “Takvasız onurlu olmak mümkün değildir.”[14]

Yüce Allah da Kur’an-i Kerim’de buyuruyor ki: “Sizin Allah katında en değerli en onurlu olanınız en takvalı olanınızdır.”[15]

Yine Ali (a.s) buyurmuştur ki: “Onurlu ve değerli olmanın anahtarı takvadır.”[16]

Takva Nedir?

Ali (a.s) buyuruyor ki: “Takva, kişinin onu günaha çeken her işten uzak durmasıdır.”[17]

Yine buyuruyor ki: “Gerçekten takva ve Allah’tan korkmak kalpteki hastalıkların ilacıdır, gönüllerin aydınlatır, cisimdeki dertlerin dermanıdır, ruhtaki yaraların merhemidir, ruhun kötülüklerini gideren, gözdeki karanlığı aydınlığa çevirir, huzursuzlukları huzura dönüştürür, karanlıkları size aydınlatır. Artık Allah’a itaati canınızın elbisesi kılın, bir dış görünüm olarak onu kullanmayın, gerçekten ruhunuzla, canınızla itaat edin sırf gövdenizle değil, şöyle ki o itaat azalarınız ve organlarınıza sinsin. İtaati bütün işlerinize egemen kılın, Allah’a itaati hayat suyuna varmak için bir yol, istekleriniz için bir aracı, sıkıntı gününde sığınak, mezarda için bir ışık, berzah döneminin sınırsız sıkıntıları için bir huzur vesilesi, yaşayışın zor günlerinin kurtuluş vesilesi kılın. Çünkü Allah’a itaat helak edici olaylardan, geleceği kesin olan korkunç yerlerden ve alevli ateşlerin sıcağından koruyucudur.   Kim takvalı olmayı seçerse sıkıntılar ondan uzaklaşır, acıları tatlılığa dönüşür ve sorunların ağırlığı ondan uzaklaşır. Ardı arkası kesilmeyen zorluklar kolaylaşır ve elinden çıkan büyüklük ve onur yağmur damlaları gibi ona dökülür ve azalan bereketler bollaşır.”[18]

Onurluluk ve İlahi Ruh

Kuran-i Kerim insanın özünü değerli bir varlık olarak tanıtmaktadır, buna göre insan değerli ve onurlu olursa kendi özüne dönmüş olur. Allah’a itaatle yücelmek insanın asıl özüyle uyum içinde olduğu için Allah’a karşı gelmek ve gerileme ve çöküş insana dayatılan bir durum sayılır. Oysa onurlu olmak insana yüklenen onun asıl özüne ters düşen bir şey değildir. Yüce Allah buyuruyor ki: “Biz insanı değerli ve onurlu kıldık.”[19] Bu da insanın yaratılış ve yapısında çok değerli bir öz olduğu içindir; eğer insan yalnız topraktan yaratılmış olsaydı değerli ve onurlu olmak onun özünün bir gereği sayılmazdı.

İnsan bir kök ve feriden yaratılmıştır; kökü Allah’a bağlı ve feri ise topraktandır. Allah Teala Kur’an-i Kerim’de ruhu kendisine isnat ve insanının cismini çamura etmiştir.[20] Buna göre “Ben insanı çamur ve soyut bir ruhtan yarattım” diye buyurmamıştır O şöyle buyurmuştur: “Biz insanı çamurdan yarattık ve sonra ona kendi ruhumuzdan üfledik.” İnsanın ruhu yüce ve değerli Allah’a mensup olduğundan değer ve onurdan bir paya sahiptir ve ilahi ruh yücelik ve onurluluk ruhu anlamındadır.[21]

Değerli ve Onurlu İnsanların Mükâfatı

Ali (a.s) bu konuyu şöyle açıklıyor:

“Allah sizi takva ve kendisinden çekinmeye tavsiye etti ve bunu kullarından hoşnutluğunun son aşaması kıldı. Buna göre huzurunda bulunduğunuz, işleriniz elinde bulunduran ve sizin bütün hareketlerinizi gören Allah’tan çekinin/korkun. Gizlediğinizi bilir, aşikâr ettiğinizi de kaydeder. Amelleri kaydetmek için değerli meleklerini görevlendirmiştir. Onlar da ne bir hakkı unuturlar ne de batıl olan bir şeyi yazarlar. Bilin ki takvalı olan kimse fitnelerden korunur, hidayet nuruyla karanlıklardan uzaklaşır ve sevdikleri şeyleri ebedi olarak elde eder. Allah onu kendi onur evinde yerleştirir, öylesine bir ev ki orayı kendisine özgü kılmıştır. Onun tavanı Allah’ın arşıdır, ışığı Allah’ın cemalinden alınır, ziyaretçileri melekler ve peygamberlerin dostları ve arkadaşlarıdır.”[22]



[1] - Cevadi Amuli Abdullah, Keramet der Kur’an, s. 22

[2] - Sealibi Neyşaburi, Fikhullügat, s. 139

[3] Cevadi Amuli Abdullah, Keramet der Kur’an, s. 22

[4] Reyşehri Muhammed, (Huseyni Seyyid Hamid’in tercümesi), Muntahab-i Mizanu’l-Hikme, Hadis: 5493

[5] Amudi Abdu’l-Vahid, Gureru’l-Hikem ve Dureru’l-Kelim, Tahran Üniversitesi Bask. C. 1 s. 365 n. 1389

[6] Aynı Kaynak, c. 2 s. 1 n. 1555

[7] Aynı Kaynak, c. 2 s. 4 n. 1565

[8] Aynı Kaynak, c. 2 s. 44 n. 177

[9] Aynı Kaynak, c. 2 s. 154 n. 2159

[10] Aynı Kaynak, c. 5 s. 451 n. 9130

[11] Reyşehri Muhammed, (Huseyni Seyyid Hamid’in tercümesi), Muntahab-i Mizanu’l-Hikme, Hadis: 2194

[12] Aynı kaynak, hadis: 2171

[13] Aynı kaynak, hadis: 2192

[14] Nehcü’l-Belağa, Hikmetli sözler: 113

[15] Hucurat Suresi: 13

[16] Reyşehri Muhammed, (Huseyni Seyyid Hamid’in tercümesi), Muntahab-i Mizanu’l-Hikme, Hadis: 6664

[17] Aynı kaynak, hadis: 6683

[18] Nehcü’l-Belağa, Hutbeler: 198

[19] İsra Suresi: 70

[20] Sad Sures: 71-72

[21] Cevadi Amuli Abdullah, Keramet der Kur’an, s. 62

[22] Nehcü’l-Belağa, Hutbeler: 183

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8809 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • daimi ve geçici nikâhın akdi nasıl okunuyor?
    6096 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/20
    Ayetullah Mehdevi Hadevi Tahrani Hazretleri (damet berakatuh) mezkûr sorunun cevabı hakkındaki açıklaması şöyledir: Eğer erkek bayan tarafından, bayanı kendine aktetme vekaletine sahip ise daimi akitte mihriyesini tayin ettikten sonra şu şekilde akti okuyabiliyor: a) bayan adına desin: “zevvectü müvvekkileti li nefsi ala sidaki’l malum. Yani ...
  • Ramazan ayında dövme yapmak orucun bozulmasına neden olur mu?
    32547 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Dövme, orucu bozmaz. Hatırlatılmalıdır ki orucu bozan şeyler şunlardan ibarettir: 1. Yemek ve içmek, 2. Cima, 3. Mastürbasyon (insanın kendi başına meni gelmesine neden olacak bir şey yapması), 4. Allah, Peygamber (s.a.a) ve onun halifelerine yalan isnat etmek, 5. Boğaza katı toz ulaştırmak, 6. Tüm başı suya sokmak, 7. ...
  • Eşinin veya başkalarının verdiği hediyelerle kadına hac farz olur mu?
    5693 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bu malların size hediye edilip sizin kabul etmenizden sonra sizin malınız olduğuna göre bunlar da sizin diğer mallarınız gibi sayılır. Sizin bu mallarla mustati (hacca gitmeye gücünüzün) olduğu farz edilmiştir. Bu yüzden sizi mustati kılacak diğer şartlar da var ise hac size farz olur. ...
  • Hermonotik nedir ve onun görecelikle ne gibi bağlantısı vardır?
    14327 Yeni Kelam İlmi 2010/12/28
    Hermonotik teriminin iki manası vardır:a) Geniş Mana: Bu kelime bu manada, bir metnin yorumu hakkındaki her türlü araştırmadır. Bu yüzden hermonotik, bu alanda bütün dinleri, hatta ilm-i usul’un lafızlar bölümünü dahi kapsamaktadır. b) Dar Mana: Bu kelimenin bu manasıyla ...
  • Akli Burhan ile Fıkhi Kıyas arasındaki fark nedir?
    12000 Düzenler 2012/11/01
    Fakihler nezdinde kıyas ıstılahı, mantık ve felsefedeki “temsil” (analoji) ıstılahıyla aynıdır. ” kıyas ve temsilden maksat birinci şeyin hükmünü ikinci bir şeye, iki şeyde nitelik benzerlik olduğundan dolayı sirayet etmektir. Burhan, mantık ilminde “kıyas” türlerinden bir ıstılahtır ki yakini mukaddimelerden (öncül) oluşur ve verdiği netice ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    48069 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Niçin Allah bütün insanları Müslüman yaratmadı?
    38415 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Allah Teala insanları Allah’ı tanıyan, tapan, akıl ve düşünce gücüne sahip, irade ve ihtiyar sahibi bir yapıda yaratmıştır. İnsanların hidayeti için de peygamberler göndermiştir. Allah kimseyi kâfir, Hıristiyan, Yahudi… olarak yaratmamıştır. Aksine insan sahip olduğu ihtiyarı kötüye kullanmak ve yaşadığı alan ve koşullar dolayısıyla yanış yola sapmaktadır.
  • Sermayenin humusu var mıdır?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Muhterem taklit mercilerinin sermayenin humusu hakkındaki görüşü şudur: Eğer bir kimse bir sermaye edinirse ve bu sermayenin humusunu vermesi durumunda kalan kısmıyla bir işe girişemezse ki bu sermayeyle geçinmeyi istiyorsa bu sermayenin humusunu vermeli midir? Tüm merciler (Ayetullah Vahit ve Ayetullah Safi dışında): ...
  • Mülk sahibi, mülkünün yarısını bir hayır kuruluşuyla sulh ediyor (anlaşıyor) ve orada veya ona bedeli olacak mekanda okul yapılmasını şart koşuyor. Bu kuruluş orada medresenin dışında bir şey yapabilir mi?
    5721 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Bu meselede üç nokta göz önüne alınmalıdır: 1. Akitteki söz konusu şarta aykırı davranmak caiz değildir. Yani o mekan veya bedel mekan okulun dışında bir şey için kullanılamaz. Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şart, lazım akdin içindeyse ona amel etmek gereklidir ve aykırı davranmak caiz değildir.

En Çok Okunanlar