Gelişmiş Arama
Ziyaret
8983
Güncellenme Tarihi: 2008/05/25
Soru Özeti
Suhayb-i Rumi'nin kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Soru
Suhayb-i Rumi'nin kişiliği hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
Kısa Cevap

Suhayb b. Sinan, Irak asıllı ve Dicle’nin kıyılarında Musul şehrinin yakınlarında yaşayan kabilelere mensuptur. Babası ve amcası Kesra tarafından Ebelle şehrinin yönetimini üstlenmişler, İran ve Ruma arasında cereyan eden savaşlardan birinde Rumlulara esir düşmüş, onu Ruma’ya götürmüşler ve orada büyümüştür. Bu yüzden Suhayb-i Rumi diye anılılr. Bundan dolyayı dilinde peltek vardı, ne Araptı ve ne de Avrupalı. Kelp kabilesinin bazı büyükleri onu diğer bir kısım kölelerle birlikte Ruma’dan satın aldılar ve Mekke’de Abdullah b. Ce’dan’a sattılar. Abdullah da onu azat etti.[1]

Suhayb ve Ammar Yasir otuz kaç kişiden sonra Müslüman olmuşlardır. Peygamber (s.a.a) ve ashabından bir grubun Arkam’in evinde gizlendikleri bir sırada Ammar kapıda giriş için izin verilmesini beklerken Suhayb da oraya gelmiş, Ammar ona buraya, niçin geldin? diye sorunca o da: Peki sen ne için geldin? diye karşılık vermiş. Ammar Peygamber’in huzuruna çıkmak ve sözlerini duymak için geldim, demiştir. Suhayb benim maksadım aynı şeydir, demiştir. Bunun üzerine ikisi de içeri girerler, İslam Peygamberi onlara İslam dinini sunar ve onlar da Müslüman olurlar.[2]

Peygamber’in Medine’ye hicretinden sonra Suhayb de Medine’ye doğru hareket eder Kureyşli kâfirler onu takip etmeye koyulurlar. Şecaatli biri olan Suhayb yayına bir ok bırakır ve şöyle der: Hepiniz beni iyi tanıyorsunuz, ok atmada tam bir meharete sahibim. Eğer beni bırakmasanız bütün oklarımı size doğru atar sonra kılıçla sizinle savaşırırm. Üstelik benim size bir yararım da yoktur. Ama beni bırakırsanız ben mallarımın yerini size söylerim siz onları kendinize alırsınız. Onlar bu anlaşmaya razı oldular. Ve geri döndüler Suhayb de yoluna devam edip Kuba’da Peygamber’e ulaştı.[3]

Suhayb Bedir, Uhut, Handek ve diğer savaşlara katılmıştır.[4]

Suhayb ikinci halife’ye özel bir ilgi duyardı. Bazı kitaplarda kaydedildiğine göre Suhayb ikinci Halife yaralanıp yatakta olduğu sırada onun için ağlar ve ağıt söylerdi. Ölümünden sonra da onun cenaze namaz kıldı. İkinci halife de ona karşı özel bir muhabbet beslerdi. Yatakta yattığı sıralarda Suhayb’in halka namaz kıldırmasını emretmişti. O da bu emir üzere hilafet şürası işini tamamlayıncaya kadar halka imamlık yapmıştır.[5]

Her halukarda tarihi kaynaklarda onun Hz. Ali’nin imamlığını kabul ettiğini veya Ehl-i Beyt’e karşı muhabbet beslediğini gösteren bir şey bulunmamıştır.

Hatta bazı rivayetlere göre Suhayb yaptığı bazı kötü işlerinden dolayı Ehl-i Beyt tarafından azarlanmış ve kınanmıştır.[6]

Suhayb Şevval ayının 28’de yetmiş yaşında vefat etmiş ve Bakii mezarlığında toprağa verilmiştir.[7]



[1] İbn-i Abdu’l-Birr, İzziddin, Usdu’l-Gabe, c. 2 s. 418

[2] İbn-I Abdu’l-Birr, Ebu Ömer Ysusuf, El-İstiab fi Marifetus’-sehabe, c. 2 s. 728

[3] Adge. 732

[4] İbn- Sa’d, Muhammed b. Sa’d, Et-Tabaku’Kubra c. 3 s. 172

[5] Adge. 173

[6] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 22 s. 142

[7] Tabakat c. 3. s. 173 El-İstiab fi Marifetus’-sehabe, c. 2 s. 733

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar