Gelişmiş Arama
Ziyaret
10150
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
Soru
inhirafa ve sapmaya duçar olmayacak farziyesini göz önünde bulundurarak evlilik terk edile bilinir mı? Zira her kimden sorulmuşsa evliliğin baş belası olduğunu söylemiş. Benim kanatimce fakirlere, anne ve babaya nafakanın verilmesi eş ve çocuklara verilecek nafakadan daha iyidir.
Kısa Cevap

Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ediyor.[i]

Rivayetlerde evlilik ile dinin yarısı korunacağı söz edilmektedir. Evli olan bir kimsenin kıldığı namaz evli olmayan bir kimsenin kıldığı namazdan yetmiş derece daha üstün olduğunu söyleyen rivayetler de var olmaktadır.

Evet! Diğer işlerin sorumluluk getirdiği gibi evlilikte sorumluluk ve yükümlükük getiren bir ameldir. Hatta bezen kendisiyle birlikte bazı sorunları da getiriyor. Ama insanın insannlığına ve şahsiyetine ait tekamülü de bu sorumluluk ve yükümlülük ardından ve akabetinden getiriyor. Elbette evliliğin insanın insanlık ve şahsiyetine kazandıracağı tekamül türü başka hiçbir yolla kaznılması imkansız olduğu da bilinmelidir. Ayriyetten evliliğin bir çok faydaları da vardır. İslamin nurani öğretilerinde bu faydalara değinilmitir. Biz burada bazılarına işaret ediliyor:

1-   Neslin bekası,

2-   Ruhsal sükünet ve huzur,

3-   Rızkın artması,

4-   İnsanın doğal ve cinsel ihtiyaçlarının giderilmesi.



[i]  "Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir". (nur 32).

Ayrıntılı Cevap

Evlilik yaratılışın güzelliklerinden bir güzellik ve bütün kavim ve milletlerin kesinleşmiş geleneklerinden bir gelenektir. İslam dininde de evliliğe çok önem verilmiş ve farklı yönlerden bu olguya bakılmıştır. Öyle ki, hiçbir şeyle değiştirilmeyecek bir mesele konumunda olduğunu şeklindedir. İslamı en yüksek derecede anlayan imamlar (a.s.) ve evliyaullahların pratik hayatları bu sözü güçlü bir şekilde teyit etmektedir. Biz burada konuyla alakalı olarak islamın görüşünü iki mihver etrafında ele alacağız.

1-   İslamda evliliğin önemliliği;

islamda evlenmek vacip olmamış olmasıyla birlikte çok şiddetli bir şekilde tekid edilmiştir. Peygamber (s.a.a.) ve masum imamlardan (a.s.) evliliğin önemliliği hakkında bir çok rivayetler nakil edilmiştir. İmam Bakır (a.s.) peygamberden (s.a.a.) nakil ederek şöyle buyuruyor: "islam dininde Allah katında evlilikten daha sevilir bir bina ve yuva söz konusu değildir"[1] hz. İmam Sadık (a.s.) müminin emiri olan hz. Aliden şöyle nakl ediyor: "evleniniz! Zira Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "benim yöntemimi ve sünnetimi yaşamak isteyen kimseler bilmelidirler ki evlenmek ve kendileri için eş seçmek benim sünntim ve yaşama tarzımdır".[2]

İslamda evlilik meselesine o kadar önem verilmiş ve dikkate alınmıştır ki, bazı rivayetlerde evliliğin gerçekleşmesiyle kişinin dinin yarısnı korumakla denklikte tutulmuştur. Evlilik ile kişi dinin yarısını elde etmiş oluyor.[3] Yani mümin olan bir kimsenin şahsiyeti evlilik ile bir mertebeye varıyor ki, dininin yarısını koruyor olacaktır. Bazı rivayetlerde, "evli olan bir kimsenin kıldığı iki rekaat namazın fazileti, evli olmayan bir kimsenin kıldığı yetmiş rekat namazdan daha üstün olduğu". denilmektedir [4]

İslam dinindeki bütün bu tekit ve vurgular islam dininin evliliğe ve aile yavasının kurulmasına olağan üstü bir şekilde önem verdiğini göstermektedir. Bu bina ve yuvada salim, sağlam ve ilahi bir toplumun vücuda gelmesi için ilk çekirdekleri şekilleniyor. İslam dini evliliğin aslının gerçekleşmesine vurgu ve tekit yaptığı ve ona önem verdiği gibi evliliğin niteliği ve nasıl gerçekleşmesi ve nasıl devam edilmesi hakkında da önemli konular ortaya atmış ve bilgiler vermiştir. Onlara da dikkat edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan evlenmemek ve bekarlık da islam dininde kınanmış ve kötülenmiştir. Asri saadette Ashaptan bir kısım sahabe kadıları kendilerine haram kılıp gece ve gündüz ibadetle meşgul oldular. Ümmü Seleme, bu kişilerin hanımları vesilesiyle bunların bu durumundan haberdar oluyor ve peygambere (s.a.a.) durumu bildiriyor. Peygamber (s.a.a) hemen bu eylemde bulunan sahabelerin yanına gidiyor ve şöyle buyuruyor:"hanımlardan fasıla alıyorsunuz? Ben kendim ise evlenmiş ve kadınları terk etmiyorum…"[5]

Bu vurgu ve tekitlerin tümü islam dinindeki bu yuvanın çok önemli olduğunu göstermektedir. Öyle ki fakih ve müctehitler islamdaki var olan bu vurgudan evlenmenin müstahap olduğu hükmünü çıkarmışlardır.

2-   İslamda evliliğin faydaları:

Evlilikte bir çok faydalar söz konusudur. İslam dininin nurani öğretilerinde bu faydalara işaret edilmiştir. Burada bunların bir kısmına işaret ediyoruz:

a)   Neslin bekası: beşeri toplumlarda evlilik olmazsa veya en azında kayda değer bir durumda azalırsa insan nesli tedrici olarak aradan yok olup gider ve neticede insanlığın kurmuş olduğu büyük medeniyetler de biter. Netice itibariyle mümin ve salıh insanların kalınması da yok olma tehlikesiyle yüz yüze geliyor. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "neden müminler evlenmiyorlar. Ve bu yolla çocukalar yapmıyorlar ki bu çocuklar "lailahe illallah" zikrini yaparak yeryüzünü bu zikirle ağırlaştırmış olsunlar?"[6]

b)   Ruhsal taadul ve sükünet; islam dininin dikkate aldığı psikolojinin tartışmaz kabullerinden birisi evliliğin insanda sağladığı psikolojik rahatlama ve ruhsal huzur ve taaduldur. Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: " Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir"[7] İmam Sadık ta (a.s.) şöyle buyuruyor: "hiç kimse, salıh bir eşe sahip olan bir kimsenin bu salih hanım vasıtasıyla elde ettiği faydayı elde edemez. (salih olan hanımın özellikleri şunlardır:kocası ) Onu gördüğünde seviniyor, o kadından uzaklaştığında kadın onun malını koruyor".[8]

c)   Rızkın fazlalaşması; evlilik, evliliğe olan yüzeysel bakış ve tasavvurların, -ki bazıları evliliği sermayenin paylaşımı, tüketimin fazlalaşması şeklinde görür ve yorumluyorlar-, tersine islam dini evliliği bereketli ve rızkın fazlalaşmasına neden olduğunu savuniyor. Allahu teala şöyle buyuruyor: "Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir".[9] Bir çok rivayette, evlilik rızkın fazlalaşmasına neden olduğunu söylemektedirler: Allahın resulü (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "evleniniz. Zira (evlenmekle) rızkınız artıyor"[10] Yaklaşık evlenen her kes evlenmekle birlikte bazı sorunların söz konusu olduğunu kabul etmekle birlikte rızıklarının bekarlık döneminkinden daha da fazlalaştığını ve maddi durumlarının daha da iyileştiğini itraf ediyor. Elbette genellikle bu gibi sosyal meselelerde tabii olarak bazı istisnaların olması ve yaşanması da normaldır.

d)   İnsanın doğal ve cinsel ihtiyaçlarının gidermesi: muhalif cinse temayul etme duygusu insanın cinsel durumlarındandır. Bu cinsel durumlarda ifarat veya tafrit etmek insan için hem ruhsal ve hem de cisimsel olarak bir çok zararlar söz konusudur. İslam dini bu cinsel ihtiyaçları temin etmek için evliliği meşru kılmış ve (nasıllığını) beyan etmış. Böylece insan ham onurlu ve hayanın perdesini yırtmadan kendi cinsel ihtiyaçlarını temin ediyor ve hem toplum ve camianın salim kalmasına katkıda bulunuyor. Görüldüğü gibi yukarıdaki açıklamar cinsel ve ahlaki inhiraftan kurtulmak evliliğin faydalarından birisi olduğunu söylemekte ve bunun yanı sıra bir çok eserlerinin ve bereketlerinin var olduğunu beyan etmektedir. İnsan kendini bu faydalardan ve bereketlerden mahrum bırakması kesinlikle doğru değildir. Bilinmelidir ki evlilik insanın şahsiyeti ve insanın insanlığıyla alakalı tekamülü akabetinde getiriyor ve evlilikle elde edilen bu kemal ve tekamül başka hiç bir yolla elde edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle sonuç itibariyle şunu söylemek lazım: fakirlere, anne ve babaya infak etmek çok değerli ve benimsenilen bir iş olduğunu kabul edilmetedir, ancak evliliğin getireceği faydaların, bereketlerin ve semerelerin hiç birisnin yerini kesinlikle dolduramiyor.



[1] AMULİ, şeyh Hur, "vesailu'ş-şia" neşri alu'l-beyt, c. 20, s. 13.

[2] A.g.e. s. 15.

[3] A.g.e. s. 17, Peygamber (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "her kim evlenirse dininin yarısını elde etmiştir".

[4] A.g.e. c. 20, s. 20; "hisal" kitabiında şöyle nakil edilmiştir: "evli olan bir kimsenin kıldığı iki rekat namazın fazileti bekar olan bir kimsenin kıldığı yetmiş rekat namazdan daha çoktur.

[5] A.g.e. s. 21.

[6] A.g.e. s. 14.

[7] Rum, 21.

[8] A.g.e. s. 20, s. 20.

[9] Nur, 32.

[10] A.g.e. s. 20, s. 19.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar