Gelişmiş Arama
Ziyaret
7140
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
arazinin tapusunu erken alabilmek için avukat tarafından rüşvet verilmesinin hükmü nedir?
Soru
bir kimsenin bir arazisi var ve bu arazinin tapusunu çıkarması için avukat tutmaya gerek duyulmatadır. Tapu alma işinin zor olduğu gereğince mezkur arazinin tapusunu almak için avukat tarafından ilgili yetkililere rüşvet verilerek söz konusu arazinin tapusu alınır ve satılırsa, bu araziden elde edilen paranın hükmü nedir?
Kısa Cevap

Rüşvetin alınması, verilmesi, rüşvetin tahakkuk bulaması için vasıtalık görevinin yapılmesi bütün şekilleriyle ve her kime veriliyorsa verilsin haramdır. İster hakkın tahakkuk bulması için olsun, ister batılın ibtaledilmesi için, ister asıl işin gerçekleşmesi için olsun, ister işin daha erken gerçekleşmesi için, ister başka kimselerin hakkına zayıat verilmesine sebebiyet versin, ister sebebiyet vermesin, ister vasıtayla olsun ister vasıtasız olsun, rüşvet vermek tamaniyle ve her yönüyle haramdır. Hakkın tahakkuk bulması ve bu hakkın aradan zayii olup gitmemesinin tek yolu ve tek çaresi sadece ve sadece rüşvet vermekle mümkün ise, bu durmda rüşvetin verilmesinde her hangi bir sakınca yoktur.

Buna binaen tapu işlemlerindeki zorlukların ortandan kaldırması için avukat tarafından ilgili yetkililere rüşvetin verilmesi haramdır. Ancak bu yolla elde edilen tapunun kendisi sıhatlı ve doğrudur. Rüşvet verilmekle alındı diye sıhatına bir zarar getirerek aslını batıl etmiyor.  

Ayrıntılı Cevap

İşi yürütme ve ilerletmek, kendi hedef ve arzularına ulaşmak için takip edilen gayri meşru ve caiz olmayan yollardan birisi rüşvet olgusundan yararlanmaktır. Rüşvetin tanımı şudur: "her hangi bir işle görevli (ve yapacağı görev karşılığında aylık maaşını beytül maldan veya kurum ve kuruluşlardan alan) bir kimseye, işinin yapılması veya işinin daha erken gerçekleşmesi , veya batıl olanı hak kisvesine sokarak sabit kılmak karşılınğında, yapılan hizmetler, verilen mankul veya gayri mankul veya nakit paralardır".[1] Başka bir beyanla; rüşvetin tahakkuk bulması için üç grup rol üstlenmetedirler: 1) rüşvet veren kimse; 2) rüşvet alan kimse; 3) bu ikisinin arasında arabuluculuk yapan kimse. Rüşveti haram kıldıran rivayetlerde her üç şahıs da (raşi; rüşvet veren, mürtaşi; rüşvet alan ve el-maşi benehuma; ikisinin arasında arabuluculuk yapan) lanetlendirilmişler.[2]   

Rüşvetin hükmü hakkında şöyle denilmesi gerekmektedir: rüşvetin verilmesi ve alınması haramdır.[3] Rüşvet alınmasının haramlığı noktasında müslüman ve malı muhterem olan kafir arasında fark yotur. Yani rüşvet, ister müslün bir kimseden alınsın ister malı muhterem olan kafir bir kimseden alınsın haramdır.[4] Rüşvet yoluyla bir kimse başka bir kimseden bir şey almış ise alan kişi aldığı malın sahibi olamaz. Dolayısıyla rüşvet alan kimse o malı kimden almış ise kendsine iade etmesi gerikmetedir.[5]   Alan kişi aldığı malda tasarruf etme hakkına sahip de olamaz.[6]

Rüşvetin verilmesi tek bir durumda caizdir. Oda şudur: kişi hak sahibidir, ama kendi bu hakkını elde etmek için rüşvet vermek dışında başka hiçbir yolun söz konusu olmadığı durumdadur.[7] Elbette hatta bu durmda bile rüşvet almak alan kişi için caiz değil ve haramın kapsama alanının dışına çıkmıyor. Başka bir beyanla; rüşvet almak bütün haletlerde haramdır. İster hakkın tahakkuk etmesi için almış olsun, ister batılı iptal etmek için, ister batılın tahakkuk bulması veya hakkın iptali için almış olsun fark etmiyor.[8] Dolayısıyla hiçbir durumda ve hiç bir memur için başka kimsenin sahip olduğu kesin hakkının tahakkuk ettirmesi için rüşvet alması caiz değildir. Ama bu hakkın tahakkuk bulması için rüşvet vermek bazen (kendi hakkını ancak rüşvet vererek elde edilebilinmesi mümkün olduğu surumlarda ancak) caizdir.[9]    

Rüşvet verme eylemi dolayısız veya dolaylı verilmesi arasında her hangi bir fark yotur. Zira zikir edilen rivayette rüşvet veren ile rüşvet alan ve ara buluculuk yapan kimseler eşit tutulmuş ve aralarında her hangi bir fark gözetmeksizin hepsi lanetlendirimişler.[10]   

Hakeza; bırakın başkasının hakkının zayi olmasını veya başka kimselerin sıkıntıya düşmesine neden oluyor olmasını bir kenara, hatta eğer başka kimsenin sıkıntıya düşmesine neden olmasa bile rüşvetin verilmesi ve alınması caiz değildir.[11]

Yapılan açıklamalara binaen sorulan soruda zikir edilen tüm durumlarda; ister avukat kendi malından rüşvet versin ister arazı sahaibi olan kimsenin malından versin verdiği rüşvet haramdır. Müvekkilin (vekil tutan kişinin) malını almak tek rüşvetin verilmesine munhasır kalmış durum söz konusu ise, rüşvet verilmesinde bir sakınca yoktur. Yani böyleli bir durumda rüşvetin verilmesi caizdir ve her hangi bir sakıncası yoktur. Zira bu durum müstesna edilmiş durumlardan sayılmaktadır. Ama araziden alınan paralar ise (zikir edillen durumlardan) hangi duruma giriyorsa girsin arazı sahibi için halaldir.


[1] Rüşvet kavramı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkz. HADEVİ TAHARANİ, Mehdi, "kazavet ve kazi", s. 188-193.

[2] NURİ, Mirza Hüseyin, "müstedreku'l-vesail", birinci baskı, Kum: müesesei Alu'l-beyt, 1408, c. 17, s. 355; MECLİSİ, Muhammed Bakır, "biharu'l- envar", nermefzari camii fıkhi ehlibeyt, c. 101, s. 412.

[3] İMAM HUMEYNİ, "tevzihu'l-mesail el-mehaşi", birinci baskı, Kum: camiatul muderisin, 1424 h.k. c. 2, s. 913; BEHCET, Muhammed Taki, "camiu'l- mesail", birinci baskı, Kum: bi naşir, bi tarih, c. 2, s. 412; HAMENEY, seyit Ali, "ecvibetü'l- istiftaat", s. 273.

[4] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 913.

[5] A.g.e. ve "ecvibetül istiftaat", s. 273.

[6] "ecvibetül istiftaat", s.273.

[7] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 983.

[8] A.g.e.,

[9] SİSTANİ, Seyit Ali, "minhacüssalihin", c. 2, s. 16. nermefzari camii fıkhi ehlibeyt; FAZIL, Muhammed, "el-kada ve eş-şahadat", birinci baskı, Kum: merkez-i fıkhil emimetil-athar" 1420 h.k., s. 33.

[10] NURİ, Mirza Hüseyin, " müstedreku'l-vesail ", birinci baskı, Kum: müesesei Alu'l-beyt, 1408, c. 17, s. 355 MECLİSİ, Muhammed Bakır, " biharu'l- envar", c. 101, s. 412; nermefzari camii fıkhi ehlibeyt.

[11] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 983; " ecvibetü'l-

stiftaat ", s. 274.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar