Gelişmiş Arama
Ziyaret
7044
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
arazinin tapusunu erken alabilmek için avukat tarafından rüşvet verilmesinin hükmü nedir?
Soru
bir kimsenin bir arazisi var ve bu arazinin tapusunu çıkarması için avukat tutmaya gerek duyulmatadır. Tapu alma işinin zor olduğu gereğince mezkur arazinin tapusunu almak için avukat tarafından ilgili yetkililere rüşvet verilerek söz konusu arazinin tapusu alınır ve satılırsa, bu araziden elde edilen paranın hükmü nedir?
Kısa Cevap

Rüşvetin alınması, verilmesi, rüşvetin tahakkuk bulaması için vasıtalık görevinin yapılmesi bütün şekilleriyle ve her kime veriliyorsa verilsin haramdır. İster hakkın tahakkuk bulması için olsun, ister batılın ibtaledilmesi için, ister asıl işin gerçekleşmesi için olsun, ister işin daha erken gerçekleşmesi için, ister başka kimselerin hakkına zayıat verilmesine sebebiyet versin, ister sebebiyet vermesin, ister vasıtayla olsun ister vasıtasız olsun, rüşvet vermek tamaniyle ve her yönüyle haramdır. Hakkın tahakkuk bulması ve bu hakkın aradan zayii olup gitmemesinin tek yolu ve tek çaresi sadece ve sadece rüşvet vermekle mümkün ise, bu durmda rüşvetin verilmesinde her hangi bir sakınca yoktur.

Buna binaen tapu işlemlerindeki zorlukların ortandan kaldırması için avukat tarafından ilgili yetkililere rüşvetin verilmesi haramdır. Ancak bu yolla elde edilen tapunun kendisi sıhatlı ve doğrudur. Rüşvet verilmekle alındı diye sıhatına bir zarar getirerek aslını batıl etmiyor.  

Ayrıntılı Cevap

İşi yürütme ve ilerletmek, kendi hedef ve arzularına ulaşmak için takip edilen gayri meşru ve caiz olmayan yollardan birisi rüşvet olgusundan yararlanmaktır. Rüşvetin tanımı şudur: "her hangi bir işle görevli (ve yapacağı görev karşılığında aylık maaşını beytül maldan veya kurum ve kuruluşlardan alan) bir kimseye, işinin yapılması veya işinin daha erken gerçekleşmesi , veya batıl olanı hak kisvesine sokarak sabit kılmak karşılınğında, yapılan hizmetler, verilen mankul veya gayri mankul veya nakit paralardır".[1] Başka bir beyanla; rüşvetin tahakkuk bulması için üç grup rol üstlenmetedirler: 1) rüşvet veren kimse; 2) rüşvet alan kimse; 3) bu ikisinin arasında arabuluculuk yapan kimse. Rüşveti haram kıldıran rivayetlerde her üç şahıs da (raşi; rüşvet veren, mürtaşi; rüşvet alan ve el-maşi benehuma; ikisinin arasında arabuluculuk yapan) lanetlendirilmişler.[2]   

Rüşvetin hükmü hakkında şöyle denilmesi gerekmektedir: rüşvetin verilmesi ve alınması haramdır.[3] Rüşvet alınmasının haramlığı noktasında müslüman ve malı muhterem olan kafir arasında fark yotur. Yani rüşvet, ister müslün bir kimseden alınsın ister malı muhterem olan kafir bir kimseden alınsın haramdır.[4] Rüşvet yoluyla bir kimse başka bir kimseden bir şey almış ise alan kişi aldığı malın sahibi olamaz. Dolayısıyla rüşvet alan kimse o malı kimden almış ise kendsine iade etmesi gerikmetedir.[5]   Alan kişi aldığı malda tasarruf etme hakkına sahip de olamaz.[6]

Rüşvetin verilmesi tek bir durumda caizdir. Oda şudur: kişi hak sahibidir, ama kendi bu hakkını elde etmek için rüşvet vermek dışında başka hiçbir yolun söz konusu olmadığı durumdadur.[7] Elbette hatta bu durmda bile rüşvet almak alan kişi için caiz değil ve haramın kapsama alanının dışına çıkmıyor. Başka bir beyanla; rüşvet almak bütün haletlerde haramdır. İster hakkın tahakkuk etmesi için almış olsun, ister batılı iptal etmek için, ister batılın tahakkuk bulması veya hakkın iptali için almış olsun fark etmiyor.[8] Dolayısıyla hiçbir durumda ve hiç bir memur için başka kimsenin sahip olduğu kesin hakkının tahakkuk ettirmesi için rüşvet alması caiz değildir. Ama bu hakkın tahakkuk bulması için rüşvet vermek bazen (kendi hakkını ancak rüşvet vererek elde edilebilinmesi mümkün olduğu surumlarda ancak) caizdir.[9]    

Rüşvet verme eylemi dolayısız veya dolaylı verilmesi arasında her hangi bir fark yotur. Zira zikir edilen rivayette rüşvet veren ile rüşvet alan ve ara buluculuk yapan kimseler eşit tutulmuş ve aralarında her hangi bir fark gözetmeksizin hepsi lanetlendirimişler.[10]   

Hakeza; bırakın başkasının hakkının zayi olmasını veya başka kimselerin sıkıntıya düşmesine neden oluyor olmasını bir kenara, hatta eğer başka kimsenin sıkıntıya düşmesine neden olmasa bile rüşvetin verilmesi ve alınması caiz değildir.[11]

Yapılan açıklamalara binaen sorulan soruda zikir edilen tüm durumlarda; ister avukat kendi malından rüşvet versin ister arazı sahaibi olan kimsenin malından versin verdiği rüşvet haramdır. Müvekkilin (vekil tutan kişinin) malını almak tek rüşvetin verilmesine munhasır kalmış durum söz konusu ise, rüşvet verilmesinde bir sakınca yoktur. Yani böyleli bir durumda rüşvetin verilmesi caizdir ve her hangi bir sakıncası yoktur. Zira bu durum müstesna edilmiş durumlardan sayılmaktadır. Ama araziden alınan paralar ise (zikir edillen durumlardan) hangi duruma giriyorsa girsin arazı sahibi için halaldir.


[1] Rüşvet kavramı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bkz. HADEVİ TAHARANİ, Mehdi, "kazavet ve kazi", s. 188-193.

[2] NURİ, Mirza Hüseyin, "müstedreku'l-vesail", birinci baskı, Kum: müesesei Alu'l-beyt, 1408, c. 17, s. 355; MECLİSİ, Muhammed Bakır, "biharu'l- envar", nermefzari camii fıkhi ehlibeyt, c. 101, s. 412.

[3] İMAM HUMEYNİ, "tevzihu'l-mesail el-mehaşi", birinci baskı, Kum: camiatul muderisin, 1424 h.k. c. 2, s. 913; BEHCET, Muhammed Taki, "camiu'l- mesail", birinci baskı, Kum: bi naşir, bi tarih, c. 2, s. 412; HAMENEY, seyit Ali, "ecvibetü'l- istiftaat", s. 273.

[4] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 913.

[5] A.g.e. ve "ecvibetül istiftaat", s. 273.

[6] "ecvibetül istiftaat", s.273.

[7] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 983.

[8] A.g.e.,

[9] SİSTANİ, Seyit Ali, "minhacüssalihin", c. 2, s. 16. nermefzari camii fıkhi ehlibeyt; FAZIL, Muhammed, "el-kada ve eş-şahadat", birinci baskı, Kum: merkez-i fıkhil emimetil-athar" 1420 h.k., s. 33.

[10] NURİ, Mirza Hüseyin, " müstedreku'l-vesail ", birinci baskı, Kum: müesesei Alu'l-beyt, 1408, c. 17, s. 355 MECLİSİ, Muhammed Bakır, " biharu'l- envar", c. 101, s. 412; nermefzari camii fıkhi ehlibeyt.

[11] İMAM HUMEYNİ, " tevzihu'l-mesail el-mehaşi ", c. 2, s. 983; " ecvibetü'l-

stiftaat ", s. 274.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar