Gelişmiş Arama
Ziyaret
16992
Güncellenme Tarihi: 2009/10/12
Soru Özeti
Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
Soru
İnsanların cennetteki durumu nasıl olacaktır? Onlar bu dünyevi cisim ile mi cennete gireceklerdir yoksa sadece ruhlar mı orada bulunabilir?
Kısa Cevap

Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa hayali ve misali bir cisim olup olmayacağı akli deliller yoluyla kanıtlanabilecek konular zümresinden değildir. Bu yüzden bir grup mütekellim ahireti sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır. Başta Meşşa ekolü takipçileri olmak üzere bir grup filozof da sadece ruhani ahirete inanmıştır. Onlar, öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisinin kesildiğini ama mevcut ruhun maddeden yoksun olması nedeniyle fena ve yokluğa maruz kalmayacağını ve beden ile ilişkisinin kesilmesinden sonra baki ve ebedi kalacağını söylemiştir. Ama birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisine inanmış ve dirilişte ruhun bedene döneceğini ve neticede insanın dirilişinin cisimsel olacağını söylemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan şey, ahiret ve dirilişe inanmanın tanrıya inanmak gibi tüm din ve mezhep takipçilerinin inançları olduğudur.[1] Dolayısyla hikmetli bir başlangıca inanan fertler – her ne kadar belirli bir mezhebi takip etmeseler bile -  batini vicdan ve deruni bilinçleri vesilesi ile bu genel inancı (diriliş) itiraf ederler. Ama onlar bunun niteliği hakkında görüş ayrılığı taşırlar. Diriliş cisimsel midir yoksa ruhani midir, cisimsel olması durumunda ahiretteki beden insanın bu dünyada taşıdığı doğal beden gibi midir veya beden misali veya berzah bedeni olarak adlandırılan daha latif bir beden midir? Burada özet olarak bilginlerin görüşlerini dile getirecek ve sonra meşhur görüşü açıklayacağız:[2]

1. Bir grup mütekellim dirilişi sadece cisimsel bilmiş, beden ve mekanizması dışında bir ruhun varlığına inanmamıştır.

2. Bir grup filozof özellikle Meşşa ekolü takipçileri sadece ruhani dirilişe inanmış ve şöyle demiştir: Öldükten sonra ruhun beden ile ilişkisi kesilir, ama mevcut ruh maddeden yoksun olduğu için onda fena ve yokluk olmaz ve onun bedenle ilişkisi kesildikten sonra baki ve ebedi olur. Bu görüş, bu grup filozofun cisimsel dirilişin şüphe ve eleştirilerini yanıtlayamamalarından kaynaklanmış, onlar çaresiz olarak ruhani dirilişe inanmış ve cisimsel dirilişi ise inkâr etmiştir.

3. Birçok bilge, arif, kelam ilmi bilgini ve Şeyh Müfit, Şeyh Tusi ve Hacı Nasır gibi Şii âlimler her ikisi hususa inanmaktadır: Dirilişte ruh bedene döner ve neticede insanın dirilişi cisimseldir. Elbette bu cisim ruhsuz değil, ruh taşıyan bir cisimdir. Bu görüşü taşıyanlar iki gruba ayrılmıştır:

A. Onların bazıları kıyamette ruhun doğal ve kimyasal etki ve etkileşim içinde olan tabii ve maddi bir bedene döneceğine inanır.

B. Bir grup da ruhun latif, maddeden arı, miktar ve şekil sahibi bir misal ve berzah bedenine döneceğine inanır. Bu latif beden bir tür dünya bedenine tekabül eder ve onu gören herkes “bu” dünyada yaşayan filan insandır der. Ama maddi olmadığından ve kimyasal ve fiziksel etki ve etkileşim kabiliyeti taşımadığından onunla arasında fark olur.  Bu cisim insanın rüyada gördüğü cisimler gibidir.

Her ne kadar akli deliller diriliş ve bu dünya dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de dirilişin niteliği, sadece ruhani ve cismani olup olmadığı ve cisimsel olması durumunda maddi mi yoksa berzah ve misal cismi mi olup olmadığı konuları akli deliller yoluyla ispat edilebilecek konular değildir. Bu yüzden büyük bilge İbn. Sina şöyle demektedir: Bilinmelidir ki dirilişin bir bölümü şeriat yoluyla nakledilmiş ve şeriat onu kabul etmiştir. Onu ispat etmek için şeriat ve Hz. Peygamberin (s.a.a) tasdik yolu dışında başka bir yol yoktur ve o bedenin dirilmesi ile ilgilidir. Cisimsel dirilişin niteliği ve onun detaylarını şeriat delili ve vahyin bildirimi ile kabullenmeliyiz; zira belirtilen kıstas insanlığın bu yolla hakikatleri kavraması için en güvenilir ve mükemmel ölçüdür.[3]

Bundan dolayı dirilişin niteliği hakkında Kur’an ayetleri ve hadislere müracaat etmek ve bu zor meselede onlardan yardım almak zorunludur.

Kur’an ve Cisimsel Diriliş

Kur’an ayetleri açıkça insanların dirilişinin kıyamet gününde sadece ruhani olmadığına, bunun hem ruhani ve hem  cismani olduğuna tanıklık etmektedir. Aynı şekilde ruhun bağlı olacağı cisim de dünyevi maddi cisim olacaktır. Birçok ayet buna delalet etmektedir ve burada kısa olması için sadece bir kaçını belirtmekle yetiniyoruz:

1. Bazı ayetler kemiklerin dirilmesini muhal bilen kimselere yanıt vermektedir: De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”[4]  İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır? Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.[5]

2. Bir grup ayet kıyamet gününde insanın kabirden kalkacağını ve hesaba çekileceğini bildirmektedir: Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca.[6] Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.[7]

3. Bazen Kur’an cisimsel dirilişin imkânını, onun dünyada gerçekleşmesi aracılığıyla ispat eder; Uzeyr’in[8] şaşırtıcı serüveni ve Hz İbrahim’in Allah’tan cisimsel diriliş hakkındaki sorusu bu kabildendir.[9]

Kur’an-ı Kerim’in bazen ilk hayata yöneltmesi ve bazen de Uzeyr veya Ashabı Kehf kıssasında olduğu gibi ölülerin dirilmesine dönük örnekler vermesinden, insanın yeni hayatının bu maddi bedenle birlikte olacağı neticesi elde edilir.

İmam Ali’nin Nehcü’l Belağa’daki sözlerinden de diğer dünyada insanların dirilişinin tabii beden ile olacağını anlamak mümkündür. İmam Ali (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: Biliniz ki insanın bu nazik derisi ateşte dayanamaz, o halde kendinize merhamet edin…[10]  Veya şöyle buyurmaktadır: Diriliş zamanı gelecek, o zaman insanları mezarlıklardan çıkaracaklardır. Bu esnada onların tümü Allah’ın emriyle koşacak ve hızlıca dönüş yerine doğru ilerleyecektir.[11] İmam Ali başka bir yerde şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü içinde bulundurduğu her şeyi dışarıya atacak, Allah onları eski haldeyken yenileyecek ve dağılmışken toplayacaktır…[12]

4. Renkli meyvelerden[13], kuşların etinden[14] ve gözü büyük kadınlarla evlenmekten[15] yararlanmak gibi cennette iyi fertlere vaat edilmiş birçok nimet, dirilişin cisimsel olmaması durumunda zor bir şekilde tasavvur edilebilir.

Netice: Meşhur mütekellim, filozof ve din âlimleri ayet ve rivayetlerden yararlanarak insanların kıyamet gününde dirilişinin cisimsel olacağına inanır.

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 125. (Site: 2404) yanıta müracaat edebilirsiniz. 

 


[1] Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için 11594. Soruya (Site: tr11443) (Ehli Kitap Açısından Cisimsel Ahiret) müracaat edebilirsiniz.

[2] Molla Sadra, Mebde ve Mead, Ahmed bin Muhammed Hüseyni Erdekani, Abdullah Nurani, s: 433 – 436, Merkezi Neşri Danişgahi, Tahran, 1362; Subhani, Cafer, İlahiyat ve Mearifi İslami, S: 290 – 297, İntişaratı Şafak, Kum, çapı dovvum, 1379.

[3] Bu Ali Sina, İlahiyat Şifa, Hasanzade Amuli, Hasan, Makalei 9, s: 460, İntişaratı defteri tabligatı İslami, Kum, çapı evvel, 1376.

[4] Yasin Suresi, 79. ayet: “قُلْ يُحْييهَا الَّذي أَنْشَأَها أَوَّلَ مَرَّةٍ وَ هُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَليم

[5] Kıyamet Suresi, 3 - 4. ayet: "أَ يَحْسَبُ الْإِنْسانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظامَهُ * بَلى‏ قادِرينَ عَلى‏ أَنْ نُسَوِّيَ بَنانَه‏".

[6] Adiyat Suresi, 9. ayet: "أَفَلا يَعْلَمُ إِذا بُعْثِرَ ما فِي الْقُبُور".

[7] Yasin Suresi, 51. ayet: "وَ نُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ يَنْسِلُون‏".

[8] Bakara Suresi, 259. ayet: "أَوْ كَالَّذي مَرَّ عَلى‏ قَرْيَةٍ وَ هِيَ خاوِيَةٌ عَلى‏ عُرُوشِها قالَ أَنَّى يُحْيي‏ هذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِها فَأَماتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قالَ كَمْ لَبِثْتَ قالَ لَبِثْتُ يَوْماً أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عامٍ فَانْظُرْ إِلى‏ طَعامِكَ وَ شَرابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَ انْظُرْ إِلى‏ حِمارِكَ وَ لِنَجْعَلَكَ آيَةً لِلنَّاسِ وَ انْظُرْ إِلَى الْعِظامِ كَيْفَ نُنْشِزُها ثُمَّ نَكْسُوها لَحْماً فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللَّهَ عَلى‏ كُلِّ شَيْ‏ءٍ قَدير".

[9] Bakara Suresi, 260. ayet: "وَ إِذْ قالَ إِبْراهيمُ رَبِّ أَرِني‏ كَيْفَ تُحْيِ الْمَوْتى‏ قالَ أَ وَ لَمْ تُؤْمِنْ قالَ بَلى‏ وَ لكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبي‏ قالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلى‏ كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءاً ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتينَكَ سَعْياً وَ اعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَزيزٌ حَكيم‏".

[10] Meadihah, Abdu’l Mecit, Hurşidi bi gurubu Nehcü’l Belağa, hadis 182, s: 218, Neşri Zerre, çapı evvel, 1373.

[11] a.g.e, hadis 82, s: 80.

[12] a.g.e,  hadis 108, s: 125.

[13] Mürselat Suresi, 42. ayet; Muminun Suresi, 19. ayet; Saffat Suresi, 42. ayet; Duhan Suresi, 55. Ayet …

[14] Vakıa Suresi, 21. ayet; Tur Suresi, 22. Ayet…

[15] Rahman Suresi, 72. ayet; Vakıa Suresi, 22. Ayet…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar