Gelişmiş Arama
Ziyaret
12426
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Kur’an meclislerinde veya namaz esnasında Kur’an okunurken susmak mı yoksa okumaya eşlik etmek mi daha iyidir?
Soru
Kur’an okunurken susmayı belirten Mushaf-ı şerifin açık buyruğu bulunmaktadır. Bunu da göz önünde bulundurarak Kur’an okunurken diğer insanların vazifesinin Kur’an okumaya eşlik etmek mi yoksa susmak mı olduğunu lütfen belirtir misiniz? Bir insan mescitte bazı müstehap namazları yüksek sesle kılarken orada bulunan diğer insanların vazifesi susmak mıdır, değil midir? Örneğin Gufeyle namazı esnasında Hamd’tan sonra Yunusiye zikri yüksek sesle söylenmektedir. Bu durumda diğerlerinin susmaları mı gerekmektedir? Kendileri ayeti okuyabilirler mi veyahut kendi zikirleriyle meşgul olabilirler mi? Ayrıca Kur’an’ın radyo ve televizyondan veya banttan yayınlandığı durumlarda İslamî vazifenin ne olduğunu lütfen belirtir misiniz?
Kısa Cevap

Kur’an okumanın adaplarından birisi, manasını anlamada dikkat ve özen göstermek için Kur’an ayetlerine kulak vermektir. Ayetin zahiri bu hükmün genel ve kuşatıcı olduğunu yansıtmaktadır. Ama değişik rivayetler ve âlimlerin görüş birliğinden anlaşıldığı üzere bu hüküm genel anlamda müstehap bir hükümdür. Kur’an’ın okunduğu her yer ve durumda diğer insanların Kur’an’a saygı göstererek susması, can kulağıyla dinlemesi, Allah’ın mesajını işitmesi ve yaşamında ondan ilham alması en güzel olanıdır. Çünkü Kur’an sadece okunan bir kitap değildir. Anlama, idrak etme ve sonra da amel etme kitabıdır da. Elbette Kur’an okuma meclislerinde ayetleri birlikte okumak ve okuyan şâhısa eşlik etmek Kur’an’a saygı göstermek ile çelişmez, aksine bu Kur’an’a saygı göstermenin ideal bir numunesidir. Karinin okumasına kulak vermemiz ve bir söz söylememiz gereken tek yer, karinin cemaat imamı olduğu yerdir. Bu durumda imama tabi olma babından tabi olan kimsenin susması ve imamın okumasına kulak vermesi farzdır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Mecid, Kur’an okumanın adaplarından birisini şöyle dile getirmektedir: “Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.”[1] Bazı müfessirler, İbn. Abbas’ın bu ayetin nüzul sebebi hakkında söylediği sözü göz önünde bulundurarak şöyle demişlerdir: Müslümanlar başlangıçta namazdayken bazen sohbet ediyorlardı ve bazen yeni birisi namaza başlarken diğerlerinden kaç rekât namaz kıldınız diye sormaktaydı ve onlar da şu kadar diye cevap verirdi. Bunun üzerine ayet nazil oldu ve onları bu işten men etti. Aynı şekilde Zöhri’den de şöyle nakledilmiştir: Peygamber (s.a.a) Kur’an okuduğunda Ensar’dan bir şahıs onunla birlikte yüksek sesle Kur’an okuyordu. Bunun üzerine ayet nazil oldu ve bu işi yasakladı. Ayetin zahiri, bu hükmün genel ve kuşatıcı olduğunu ve belirli bir duruma özgü olmadığını yansıtmaktadır. Ama âlimlerin görüş birliğine ek olarak İslam önderlerinden nakledilen değişik rivayetler bunun genel anlamda müstehap bir hüküm olduğunu göstermektedir. Yani bir insanın Kur’an okuduğu her yer ve halde diğer insanların Kur’an’a saygı duyarak susması, can kulağıyla dinlemesi ve yaşamında ondan ilham alması en güzel ve müstehap olanıdır; zira Kur’an sadece bir okuma kitabı değildir. Anlama, idrak etme ve amel kitabıdır da aynı zamanda. Bu müstehap hüküm o kadar vurgulanmıştır ki bazı rivayetlerde kendisinden farz diye söz edilmiştir. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle okumaktayız: “Namaz ve namaz dışında Kur’an duyduğunda susman ve dinlemen farzdır. Yanında Kur’an okunduğunda susmak ve dinlemek gerekir.”[2] Hatta bazı rivayetlerden istifade edildiği üzere cemaat imamı namaz kılarken başka bir fert Kur’an’dan bir ayet okursa, müstehap olan onun ayeti sonlandırması için imamın susması ve sonra namazı sürdürmesidir. Nitekim İmam Sadık’tan şöyle nakledilmiştir: İmam Ali (a.s) sabah namazını kılıyordu, İbn Kuva (yüreğinde kin bulunan bir münafık) İmamın arkasında namazla meşguldü ve aniden şu ayeti okudu: “Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi: Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun.” Bu ayeti okumaktan maksadı, Ali’ye (a.s) “Sıffin” meydanında hakemliği kabul etmesinden dolayı kinayeli bir şekilde muhtemelen itiraz etmekti. Ama bununla birlikte İmam Ali (a.s) Kur’an’a duyduğu saygıdan ötürü kendisinin ayeti bitirmesi için sustu. Sonra Hz. Ali (a.s) namaz kıraatine döndü. İbn. Kuva bu işi ikinci defa tekrar etti ve İmam tekrar sustu. Üçüncü defa tekrar etti ve Ali (a.s) tekrar Kur’an’a duyduğu saygı nedeniyle sustu ve sonra ise şu ayeti okudu: “Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler” (ayet, ilahi elem verici bir cezanın münafık ve imansız fertleri beklediğine ve onlar karşısında tahammül ve direnç gösterilmesi gerektiğine işaret etmektedir). En sonunda İmam sureyi tamamladı ve rükua gitti.[3] Bu konuların bütününden Kur’an ayetleri işitildiğinde susmanın ve dinlemenin çok güzel bir davranış olduğu ama genel anlamıyla farz olmadığı anlaşılmaktadır. İcma ve rivayetlere ek olarak “umulur ki merhamet edilirsiniz” cümlesi de bu hükmün müstehap oluşuna bir işaret olabilir. Bu ilahi hükmün farz hale geldiği tek yer cemaat namazıdır; imama tabi olan cemaat imamın kıraatini duyduğunda susmalı ve ona kulak vermelidir. Hatta bir grup fakih bu ayetin cemaatin Hamd ve sureyi okumaması gerektiğinin delili olduğunu belirtmiştir. Böyle bir mecliste Kur’an okunurken susmanın emredilmesi, insanın Kur’an ayetlerine dikkat etmesi içindir.[4] O halde eğer bir mecliste Kur’an okunursa ve diğer tarafta da birkaç şahıs kendi işleriyle ilgili sohbet etmeyle meşgul olursa ve Kur’an’a aldırmazlarsa, bu ayet susup Kur’an ayetlerine kulak vermeniz en iyisidir diye kendilerine hitap eder. Ama bir mecliste aynı anda Kur’an okunuyorsa ve hepsi Kur’an karisiyse ve diğer şahıslar da susuyorlarsa veya bir şahıs öğrenmek için kariyle birlikte Kur’an okuyorsa, bu gibi şeyler Kur’an’a saygı duymakla çelişmez. Aksine Kur’an’a saygı duymanın en güzel örneği sayılır. Elbette Kur’an okunurken susmanın iyiliği bağlamında yayının naklen veya banttan olması arasında herhangi bir fark yoktur. Lakin banttan yayında secde ayetleri duyulduğunda bazı taklit mercileri secde etmeyi farz bilmemektedir.[5] Elbette secdeyi yerine getirmek sakıncasızdır.



[1] Araf, 204, وَ إِذا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَ أَنْصِتُوا لَعَلَّکُمْ تُرْحَمُونَ

[2] Tefsir-i Burhan, c. 2, s. 57, یجب الانصات للقرآن فى الصلاة و فى غیرها و اذا قرء عندک القرآن وجب علیک الانصات و الاستماع

[3] Tefsir-i Burhan, c. 2, s. 56.

[4] Tefsir-i Numune, c. 7, s. 71.

[5] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmam Humeyni), c. 1, s. 593,mesele. 1096, Eğer insan Kur’an okuma niyeti olmayan birinden secde ayetini duyarsa veya gramofon gibi bir şeyden secde ayetini işitirse, secde etmesi gerekmez. Lakin insan sesini (naklen) ileten bir aygıttan duyarsa, secde etmesi farz olur.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsanın günaha tekrar yönelmemesi için terkettiği günahtan ne kadar uzak kalması gerekiyor?
    7434 Pratik Ahlak 2010/06/12
    Bu konuda herhangi bir ayete ve  rivayete rastlamadık, ancak insan kırk gün amellerini ihlasla yerine getirir ve onları Allah rızası için yaparsa Allah hikmetini onun kalbine yerleştirir, diline akıtır, şeklinde rivayetler vardır.Bu bağlamda şu ...
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5793 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...
  • Ramazan ayında toplardamara enjeksiyon yapılmasının hükmü nedir?
    6229 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Muhterem taklit mercilerinin bu husustaki görüşleri farklıdır. Tam bir cevap verilmesi için taklit merciinizi belirlemelisiniz. Bununla birlikte muhterem mercilerin görüşlerini aşağıda belirtiyoruz.İmam Humeyni, Ayetullah Behçet ve Ayetullah Hamaney: Eğer iğne besin ve güçlendirici bir özelliğe sahipse, farz ihtiyat gereği bu tür enjeksiyondan sakınılmalıdır. Ama tedavi yönü bulunuyorsa ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    64352 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7584 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...
  • Cünüp olan kimse cenabet gülsü yerine yaptığı teyemmümle camiye girip orada bir süre durabilir mi?
    9905 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bir kişi cünüp olur ve gusül yerine teyemmüm etmekle görevli olursa cemaat namazına katılmak veya vaizleri dinlemek için camiye gidebilir. İmam Humeyni (r.a) bu konuyla ilgili bir sorunun cevabında şöyle demiştir: “Guslün bütün sonuçları gusül yerine geçerli olan teyemmüm için de söz konusudur. Sadece, zamanın ...
  • Kur’an-ı Kerim ile istihare nasıl yapılmalıdır? Başka bir tabirle istihare zamanında ayetlerin mefhumunu nasıl anlamak gerekir?
    137714 Tefsir 2011/08/21
    1. İstihare türlerinin en yaygın olanlarından birisi, değişik yöntemleri olan Kur’an-ı Kerim ile istiharedir. Birinci Tür: Kur’an’ı alacak ve şu duayı okuyacaksınız: "اَللّهُمَّ اِنّى تَفَأَّلْتُ بِکِتابِکَ، وَ تَوَکَّلْتُ عَلَیْکَ، فَاَرِنى مِنْ کِتابِکَ ما هُوَ مَکْتُومٌ مِنْ ...
  • Üzeri kutlu isimlerle nakşedilmiş bir yüzük kanalizasyona düştüğünde vazife nedir?
    7165 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Üzerinde Allah’ın veya Peygamberin (s.a.a) veyahut bir imamın isminin yazıldığı bir kâğıt veya saygı gösterilmesi gerekli olan herhangi başka bir şey tuvalete bağlı kanalizasyon kuyusuna düşerse, onu dışarıya çıkarmak ve yıkamak her ne kadar zor olsa da farzdır. Dışarı çıkarmak mümkün değilse, tümüyle yok olduğundan emin olmayana ...
  • Gençlerin dinden kaçmalarının nedenleri ve eserleri nedir?
    10142 Pratik Ahlak 2011/04/21
    Din insanın saadet ve kurtuluş reçetesidir. Dindarlık birey ve topluma sayısız eserleri olan tüm hayat boyutlarını içeren dinsel öğreti ve değerleri kurumsallaştırmaktır. Gizli ve açık bir takım etkenler dindarlığı tehdit etmektedir ve bu tehditlerden birisi de dinden kaçmaktır. Elbette hiç kimse tamamıyla din ile ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23222 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar