Gelişmiş Arama
Ziyaret
8700
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
Kur’an kıraatinin batini adabından kasıt nedir?
Soru
Kur’an kıraatinin batini adabından kasıt nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’ın İslam Peygamberinin ebedi mucizesi ve yüce Allah’ın kelamı olması itibari ile, İslam’ın başından beri Müslümanlar arasında özel bir saygı ve değere sahiptir. Müslümanlar, Kur’an ayetlerine teveccühle ve Peygamber Efendimizin (s.a.a) tavsiye ve hadisleri doğrultusunda, hatta bu semavi kitabın kıraatinde bile şu ana kadar eşi görülmemiş bir özel adap ve şartlara riayet etmişlerdir. Kur’an’ın bu tür adapla tilavet edilmesi, bu semavi kitabın zahiri tilavet adabı diye şöhret buldu. Ama rivayetlere binaen Kur’an’ın bir zahiri ve birçok batını boyutu var olma gereğince onun kıraat adabı da aynı şekilde birinci merhalede bir takım zahiri adaba ve bir sonraki merhalede de batini adap olmak üzere kuran bağlamındaki adaplar iki kısma taksim edildi. Bazı Kur’an ayetlerinde ve Peygamber (s.a.a) ve İmamların rivayetlerinde bu konuya en güzel şekilde değinilmiştir. 

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın tilavet adabını; adabı zahiri ve adabı manevi ya da batini olarak iki kısma taksim edebiliriz, Kur’an tilavetinin zahiri adabında bir takım mukaddime ve şartlara riayet etmek gerekir ki kendi yerinde beyan edilmiştir.

Kur’an’ın batıni adaplarını, Kur’an ayetleri ve rivayetlere teveccüh ettiğimizde elde etmemiz mümkündür, Kur’an-ı Kerim birkaç ayette Kur’an-ı Kerim’i tilavet edenlere, Kur’an-ı tertille ve derinlemesine düşünerek okumalarını tavsiye ederek şöyle buyurmaktadır: “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.[1] Ve başka bir ayeti kerimede ise şöyle buyurmaktadır: “Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.[2]

Bu iki ayet, hadis ve rivayetlere teveccüh edildiğinde hem Kur’an-ı Kerim’in tilavetinin zahiri adabını hem de batini adabını irade etmektedir. Bakara Suresinin 121. ayetinin zımninde yer alan hadiste, İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an tilavetinin gereken hakkını vererek okuyanlar, biz Ehlibeytiz.”[3]

Tabii olarak İmam Sadık (a.s) burada tilavet edenlerin gerçek misdakını beyan etmektedir ve birçok mü’min, Kur’an’ın zahiri ve batini adabına riayet ederek gerçek manada Kur’anı Kerimi tilavet edenler derecesine ulaşabilirler. Bu nedenle “Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır[4] ayetinin beyanında İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an-ı hakkıyla tilavet etmekten kasıt, ayetleri dikkatli okusunlar. Hakikatlerini derk etsinler. Hükümlerine amel etsinler. Vaatlerinden ümitli, azabındansa korksunlar. kıssalarından ibret aslınlar. Emirlerini boyun eğip yasakları kabul etsinler. Allah'a yemin olsun ki Kur’an’ın hakkıyla tilavet edilmesi, ayetleri ezberlemek, kelime ve harflerini birbiri ardınca okumak yâda sureleri tilavet etmek değildir. Onlar Kur’an harflerini ve kelimelerini ezberlediler ama sınır ve anlamlarını zayi ettiler. Kur’an-ı hakkıyla tilavet etmekten kasıt, ayetleri üzerinde düşünsünler ve hükümlerine amel etsinler. Nitekim Allah-u Teâlâ da şöyle buyurmaktadır: " Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır[5] Bu nurani hadisi dikkate alarak Kur’an tilavetinin batini adabı hakkında aşağıdaki konulara değinmemiz mümkündür:

1. Ne zaman vaatte bulunulan bir ayete denk gelirse, ona ulaşma ümidini taşısın ve ne zamanda bir uyarı ayetine denk gelirse ona müptela olacağından korksun. Sonuç itibari ile ne zaman cennet veya cehennem ayetine denk gelirse, durarak Allah’tan cenneti isteyip cehennemden O’na sığınsın.[6]  

İmam Ali (a.s) müminlerin özellikleri hakkında şöyle buyurmuştur: “Geceleri ayakları üzerinde durup Kur'an ayetlerini ona has adapla, anlamını düşünerek ağır ağır (tertil üzere) okurlar. O sırada müjdeleyen bir ayet geçtiği zaman, ona gönül bağlarlar ve ona ulaşmak için sevinçten sanki sevdiği azizi gelen biri gibi o şevke gönül bağlarlar. Ama korkutucu bir ayet geçtiği zaman, can kulaklarını ona verirler. Bedenlerini bir titreme sarar ve kalpleri korku içindedir ve bedenleri zayıf. Cehennem alevlerinin uğultusu ve ateşli zincir halkalarının birbirine çarpması adeta kulaklarında yankılanmaktadır. (rükûda) iki büklüm olurlar, gözyaşları akar ve böylece kurtulmaları için (bu azaptan) Allah’a sığınırlar.”[7]

2. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri;  Kur’an-ı anlama, ayetlerinde tedebbür etme ve İlahi hükümleri bilme ve amel etmektir. İmam Sadık (a.s) İmam Ali’den (a.s) şöyle nakletmektedir ki şöyle buyurmuştur: “Biliniz ki dikkatli ve tedebbürle kıraat edilmeyen Kur'an'da hayır yoktur.”[8]

3. Kur’an’ın beşeri bir kelam olmadığını dikkate alarak, yaratıcının azametini nazara almak için; nitekim kelamı tazim etmek, mütekellimi tazim etmektir.

4. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri de tahliyedir (تحلیه); yani kendisini okuduğu her ayetin muhtevasına göre ayarlamaktır. Eğer Enbiyaların hikâye ve kıssalarını okuyorsa onlardan ibret alsın ve eğer ilahi isim ve sıfatları kıraat ediyorsa onun misdaklarında dikkat etsin.[9]

5. Tahliye (تخلیه) de Kur’an’dan bir şeyler öğrenmek isteyenler için bir başka Kur’an kıraatı adaplarından bir tanesidir. Kur’an’a yönelen birisi, Kur’an’ı anlamasını etkilememesi için kesinlikle kendisini önyargılardan ve zihni şüphelerden boşaltmalıdır (temizlemeli).[10]

6. Kur’an tilavetinin batini adabından biriside özellikle kibir, riya[11], haset ve tama etme gibi uygun olmayan sıfatları bertaraf etmektir. Zira paslanmış kalple Kur’an’a yönelen insanda hak kelamının mana ve mefhumu tecelli etmez. 

7. Kur’an tilavetinin manevi adabından en üstünü, ruhi ve manevi taharettir (temizliktir). İnsan temiz olmayana kadar Kur’an hakikatlerini ona göstermez; çünkü kendisi şöyle buyurmuştur. “Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.”[12] Şairin dediği gibi: “Önce temiz ol, sonra o pak olana nazar at.”

8. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri; Kur’an karisinin Kur’an’a bir metne bakar gibi değil de şifa veren nüsha unvanıyla bakması ve ondan şifa beklentisi içinde olmasıdır. Rivayetlerde Kur’an’a bu yönlü bakanların olduğunu ve ondan dertlerinin devasını talep etmekteler. Allah-u Teala kalplerinin şifasını Kur’an’dan alan karilerden dolayı bela ve düşmanları halktan uzaklaştırdı ve rahmet yağmurlarını onlara nazil etmektedir.[13]

 


[1] Müzzemmil Suresi, 4. ayet

[2] Bakara Suresi, 121. ayet

[3] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, “Kafi”, Tahran: Daru’l Kitabı İslamiye, c: 1, s: 215, 1365 h.ş.

[4] Sad Suresi, 29. ayet

[5] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, Tahran: Daru’l Kitabı İslamiye, c: 1, s: 432, 1374 h.ş.

[6] Meşhedi, Muhammed, “Kenzu’d Dekaik ve Behru’l Garaib”, Tahran: Sazmanı İntişaratı Vezareti irşad, c: 2, s: 132, 1368 h.ş.  

[7]Nehcü’l Belağa”, Subhi Salih, s: 304.

[8]Kafi”, c: 1, s: 36.

[9] Kaşıfi Sebzevari, Molla Hüseyin, “Cevahiru’t Tefsir”,Tahran: Defteri Neşri Mirası Mektup, bita,  s: 270.

[10] a.g.e, tasarruflu.

[11] “İnne mine’n nasi men yegreu’l Kur’an’e liyugale fulanun kari’un ve minhum men yegreu’l Kur’an’e liyetlube bihi’d Dünya ve la hayere fiz zalike ve minhum men yegreu’l Kur’an’e liyentedi’e bihi fi salatihi ve leylihi ve neharihi.”; Hürr’ü Amuli, Muhammed bin Hasan, “Vesailu’ş Şia”, Kum: A’lul Beyt, c: 6, s: 182, 1409 h.k.

[12] Vakıa Suresi, 79. ayet

[13] “Ve Raculun garee’l Kur’an’e fevezea devae’l Kur’an’i ala dai kalbihi feeshere bihi leyletu ve etme’e bihi neharehu, ve game bihi fi mesacidihi ve tecafa bihi an firaşihi febaulaike yedfe’ullahu’l azizu’l Cabbaru’l Bela’e ve baulakike yudilullahu azze ve celle mine’l A’dai ve baulake yünezzelullahu azze ve celle el- gayse mine’s Semai. Fevallahi lehaulai fi gurrei’l Kur’ani e’azzun mine’l kibriyti’i ehmer.”; “Kafi”, c: 2, s: 627.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar