Gelişmiş Arama
Ziyaret
10911
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
Namazın mana ve faydaları nelerdir?
Soru
Salat’ın (namaz’ın) lügat mana ve mefhumu nedir ve ne gibi faydaları vardır?
Kısa Cevap

Salat lügatte dua, ateşi körüklemek vs. manalara gelmiştir. Istılahta ise tekbirle başlayıp selamla biten ameller bütünüdür. Namazın bazı kısımlarında dua olmasından dolayı veya insanı alevli ilahi ateşten kurtarmaya neden olduğu için ona ‘salat’ denmiş olabilir.

Namaz, günahların karşısında bir siper olup, kötülüklerden sakındıran, günahlardan temizleyen, kibiri ve kendini beğenmişliği yıkan, insanın yaşadığı çevreyi zahir ve batın her türlü kötülükten koruyan, başkalarının haklarına riayet etmeyi öğreten, insanın ruhunu güçlendiren ve daha birçok faydaları olan bir ibadettir.

Ayrıntılı Cevap

Salat, lügatte dua ve ateşi körüklemek, tebrik ve övgü manalarına gelmektir.[1] Istılahta ise bölümleri, amelleri, şartları, ahkamı ve felsefesi olan Müslümanların özel ibadetine denir.

Bir grup alime göre salat’ın  kökü ‘sala’ (صلاء) dır. ‘Salla’r Recul’ (O kendisini sala etti) cümlesi ‘o ibadetle kendisini Allah’ın alevlendirdiği ateşten uzaklaştırdı’ manasına gelmektedir.[2] Namazın ruhu ve felsefesi Allah’ı anmaktır. Ancak bu anma, tefekküre, tefekkürde amele götürmelidir. Nitekim İmam Sadık (a.s) ‘Allah'ı anmak, pek büyük birşeydir’[3] ayetinin tefsiri hakkında şöyle buyuruyor: ‘Helal ve haramı yaparken Allah’ı anmaktır.’ Yani helala giderken ve haramdan sakınırken Allah göz önüne alınmalıdır.

Namaz, toplum ve bireyin üzerinde birçok faydası olan İslamın büyük ibadetlerinden biridir. Aşağıda bu faydalardan bazılarını getiriyoruz:

1- Namaz günahlardan temizlenme vesilesidir. Bir hadiste şöyle gelmiştir: Peygamberimiz (s.a.a) ashabından: ‘Birinizin evinin önünden suyu saf ve berrak olan bir ırmak geçse ve günde beş defa kendisini orada yıksa onda herhangi bir kir kalır mı?’ diye sorduğunda Ashap ‘Hayır’ diye cevap verdi. Bunun üzerine şöyle buyurdu: ‘Namazda tıpkı o akan su gibidir. İnsan ne zaman namaz kılsa iki namaz arasında yaptığı günahlar silinir gider.’

2- Namaz gelecek günahların önünde bir settir. Çünkü insanda iman ruhunu güçlendirir, takva fidanını kalpte yeşertir. İman ve takva günahların karşısındaki en güçlü siperdir. Allah-u Teala bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Oku kitaptan sana ne vahyedildiyse ve namaz kıl; şüphe yok ki namaz, insanı çirkin ve kötü şeylerden alıkoyar ve elbette Allah'ı anmak pek büyük birşeydir.’[4]

3- Namaz gafletten uyandırır. Hak yolunda gidenlerin en büyük musibeti yaratılış hedefini unutması, maddi yaşam ve geçici lezzetlere dalmasıdır. Ama namaz her gün belli aralıklarla (beş vakitte) kılındığı için insanı daima uyarır, yaratılış hedefini hatırlatır ve dünyadaki konumunun farkına vardırır. İnsanın sabah akşam hergün birkaç kere kendisini uyaran güçlü bir vesilesinin olması büyük bir nimettir.

4- Namaz kibiri ve kendini beğenmişliği giderir. Çünkü insan hergün on yedi rekat namaz kılar ve her rekatta Allah’ın karşısında iki kere alnını toprağa koyar, kendisini Onun azametinin hatta sonsuzluğunun karşısında bir zerre, bir sıfır olarak görür. Gurur ve bencillik perdelerini yırtar, tekebbür ve kendini üst görme ruhunu ezer.

Nitekim Hz. Ali (a.s) ibadetlerin felesefesini anlatan meşhur hadisinde imandan sonra ilk ibadet olan namazın bu amaç için olduğunu söylüyor ve şöyle buyuruyor: ‘Allah imanı insanların şirkten kurtulması, namazı da kibirden temizlenmeleri için farz etmiştir.’

5- Namaz insanların kendilerini eğitmeleri, ahlaki faziletlere ulaşmaları ve manevi tekamüle ermeleri için bir vesiledir. Zira insanı sınırlı maddi alemden ve doğanın dört duvarının içinden çıkarıp semavi melekuta davet eder, meleklerle sırdaş olur, hiç bir vasıta olmadan kendisini Allah’ın karşısında görür ve Onunla konuşur.

6- Namaz insanın diğer amellerine de değer ve ruh verir. Zira namaz halis niyyet, temiz sözler, ihlaslı ameller bütünüdür. Günde beş vakit tekrar edilen bu bütün, diğer güzel amellerin de yolunu açar, ihlas ruhunu takviye eder.

İmam Ali (a.s), İbn -i Mülcem tarafından başından yaralandıktan sonra yaptığı vasiyette şöyle buyuruyor: ‘Allah! Allah! Namazı unutmayın! Çünkü namaz dininizin direğidir.’[5]

Çadırın direği yıkıldığında veya kırılıldığında ipler sağlamda olsa nasıl faydası yoksa aynı şekilde dinin direği olan namaz da zarar görür veya yokolursa diğer amellerinde faydası olmaz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kıyamette kullardan sorulacak ilk şey namazdır. Namaz kabul olursa diğer amellerde kabul olur,[6] kabul olmazsa diğer amellerde kabul olmaz.‘[7] Bunun nedeni şu olabilir: Namaz yaratılmışla yaratıcı arasındaki bağın sırrıdır. Eğer doğru olarak yerine getirilse, diğer amellerin şartı olan kurbet kastı ve ihlas’ta onda yeşerir. Yoksa diğer amellerde şüpheli olur ve değeri düşer.

7- Namaz insana yaşadığı çevrenin her türlü iç ve dış pislikten temizleyip sağlıklı olmasını emreder. Çünkü namaz kılanın mekanı, elbisesi, üzerinde namaz kıldığı sergi, abdest ve gusül aldığı su ve yer her türlü necaset pislik, gasptan ve başkalarının hakkına tecavüz edecek şeylerden uzak olmalıdır. Zulüm, faiz, gasp, karaborsa, rüşvet, haram mal, başkalarının hak ve hukukuna tecavüz eden kimse nasıl kendisini namaza hazırlayabilir? Fıkıh kitaplarında ve hadislerde namazın kabul olmasının önünde birçok engelin olduğu zikredilmiştir. Mesela, şarap içmek bunlardan biri olup bir rivayette şöyle buyuruluyor: ‘Şarap içen kimsenin namaz eğer  tövbe etmezse kırk gün kabul olmaz.’[8]

Bu kabul şartlarına uyulduğunda ne kadar faydalı olacağı ortadadır.

8- Namazın kemal şartlarına riayet etmekte insanı birçok günahtan uzak tutar. Örneğin, namazın günün çeşitli zamanlarında beş vakit olarak tekrarlanması namaz kılanın, namazın bütün faydalarından nasiplenmeye davet eder.

9- Namaz, insanın yaşamına düzen verir. Çünkü zamanından önce ve sonra yerine getirilirse batıl olur. Yine niyet, kıyam, rüku, secdeler vs. ahkam ve adaplara riayet etmek yaşamda düzenli olmayı tamamen kolaylaştırmaktadır.

Bütün bunlar cemaat namazının dışındaki faydalardır. Cemaatin özelliklerini de ona eklersek şimdiye kadar söylenen faydaların yanında sayısız toplumsal berketlerde gelecektir.

İmam Ali b. Musa Rıza (a.s), namazın felsefesi hakkında kendisinden sorulan soruya şöyle cevap verdiler: ‘Namazın farzedilmesinin nedeni Allah’ın rablığını ikrar etmek, şirk ve putperestlikle mücadele etmek, Allah’ın karşısında huzu içinde ve tevazunun son haddinde olmak, günahlara itiraf etmek, bağışlanma dilemek ve Allah’ı tazim etmek amacıyla hergün alını yere koymak içindir.’[9]

İnsanın hep uyanık ve mütezekkir olması namazın hedeflerinden bir diğeridir; namaz kılan gaflete düşmeyecek, sarhoş ve mağrur olmayacak, huzu ve huşu içinde olacak, din ve dünya nimetlerine ilgi duyarak onlara talep edecektir.

İnsan gece gündüz kıldığı namazın ışığında mevlası, yaratıcısı ve işlerinin düzenleyecisi olan Allah’ı zikreder, Onu unutmaz, isyan v e tuğyan ruhunun kendisine galip gelmesinin önüne geçer.

Allah’a böyle bir yöneliş ve Onun karşısında eğilmek insanı günahlardan sakındırır, fesada düşmesine engel olur.[10]

Namazın Ruhu

Rükû, secde, kıraat ve tesbihe namazın cismi desek, kalp huzuru, namazın hakikatına yöneliş ve Allah’la raz u niyaz etmekte namazın ruhudur.

Huşu’ gerçekte tevazu, edep ve saygıyla birlikte olan kalp huzurundan başka bir şey değildir. Böylece müminler namaza ruhsuz bir beden olarak bakmaz, aksine bütün dikkatlerini namazın batın ve hakikatına verirler.[11]

Binaenaleyh namaz ehli olmayan kimseler gerçekte birçok nimeti kaybeden kimseler olup onları başka şekillerde elde edemezler. Edebilmeleri için en kısa zamanda namaz kılmaları gerekir.



[1]- Hüseyin b. Muhammed Rağib İsfahani, el-Müfredat Fi Garib-il Kur’an, s.190-191, Dar-ul İlm, ed-Dar-uş Şamiyye- Dimeşk, Beyrut, 1. Baskı, hicri:1412.

[2]- Hüseyin b. Muhammed Rağib İsfahani, a.g.e.

[3]- Ankebut/45.

[4]- Ankebut/45.

[5]- Tehzib-ul Ahkam, c.9, s.176, hadis:4.

[6]- el-Kafi, c.3, s.268, hadis:4.

[7]- Vesail-uş Şia, c.4, s.34

[8]- el-Kafi, c.6, s.400, hadis:1.

[9]- Vesail-uş Şia, c.4, s.9.

[10]- Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i Nümune, c.16, s.291-296, Dar-ul Kütüb-ü İsmailiyye, Tahran, 1. Baskı, h.ş1374. hatırlatmak gerekir ki, rivayetlerin kaynağı hakkında için zikredilmiştir.

[11]- a.g.e. c.14, s.204-205.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ahlâkın spordaki yeri nedir?
    13354 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Kâmil ve evrensel bir din olan İslam, insana her yönden saadetli bir yaşamı temin etmekte, dünya ve ahiret saadetine götürecek bütün yolları göstermektedir. İslam beden sağlığına da önem verdiğinden doğal olarak insan sağlığına faydalı olan sporları onaylamaktadır.Genel ahlâkta söz konusu olupta sporda da ...
  • Sermayenin humusu var mıdır?
    5018 Humusa Konu Olan Şeyler 2012/05/16
    Muhterem taklit mercilerinin sermayenin humusu hakkındaki görüşü şudur: Eğer bir kimse bir sermaye edinirse ve bu sermayenin humusunu vermesi durumunda kalan kısmıyla bir işe girişemezse ki bu sermayeyle geçinmeyi istiyorsa bu sermayenin humusunu vermeli midir? Tüm merciler (Ayetullah Vahit ve Ayetullah Safi dışında): ...
  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    15748 ذکر 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • “Ve necmu ve şeceru yescudan” ayetinde yıldız ile ağaç secde ediyor diyor ve bundan bahis edilmektedir, onların secde etiklerinden maksat nedir?
    15551 2012/04/07
    Necm yıldız anlamındadır. Bazen de sapı (sake) olmayan ot anlamına gelir. Bu ayette (rahman, 6) ise şecere (ağaç) karinesinden ötürü ikinci yani sapı (saka) olmayan bitki anlamına gelmektedir. Bu kelime asıl itibarıyla çıkmak (tuluu) anlamındadır. Eğer sapı olamayan bitkileri için “necm” kelimesi kollanılıyor ise bitkilerin yer altından ...
  • Ebu Leheb muvahhit değil miydi, küfrünün delili sadece peygambere (s.a.a) muhalefet ettiği midir?
    4380 تاريخ بزرگان 2015/05/04
    Rivayet ve tarihi nakiller esasınca ebu Leheb putperest idi ve onun peygambere (s.a.a.) muhalefet etmesinin nedeni de tevhide karşı olduğundan dolayı idi. ...
  • Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
    20487 Pratik Ahlak 2010/12/04
    Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm ...
  • Cennette uyumak mümkün müdür?
    27193 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Uyku bedenin taşıdığı yorgunluklara verdiği tabii bir reaksiyondur ve bildiğimiz gibi cennete giren hayırsever insanlar Kur’an-ı Kerim’in açıkça belirttiği üzere orada hiçbir yorgunluğa duçar olmayacaktır. Bu nedenle, rivayetlerde açıklandığı üzere cennete giren insanlar ölüm, uyku, rahatsızlık ve fakirlik gibi maddî dünyayla irtibatlı hususlarla karşılaşmayacaktır. ...
  • İslam neden Avrupaya göre Asya’da daha çok yayılmıştır?
    9543 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    İslam Asya’da ortaya çıktığı için orada daha fazla yayılmıştır. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.Hz. Peygamberin vefatından sonra, İslam dinin yayılması için çabalar gösterilmeye başlandı. Ama Müslümanların arasındaki ihtilaflardan dolayı ...
  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    8095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • İslam'a ve Şia mezhebine göre özgürlüğün sınırı nedir?
    11353 Eski Kelam İlmi 2010/03/09
    Özgürlüğün çeşitli anlamları vardır. Bu manalara göre de sınırları değişir. Özgürlüğün anlamlarını şöyle özetleyebiliriz:1- Allah-u Teala'nın mutlak vücudu ve zatı göz önüne alındığında  varlığında hiçbir şeye bağlı olmadığı için (istiklali vucudi) Onun mutlak ...

En Çok Okunanlar