Gelişmiş Arama
Ziyaret
12545
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Rivayetlere göre gayrimüslimlere karşı davranışımız nasıl olmalıdır?
Soru
İslami rivayetlere göre Müslümanların gayrimüslimlere karşı davranışları nasıl olmalıdır?
Kısa Cevap

İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Din seçmek isteğe bağlı olduğu için her zaman bütün islam toplumlarında az çok gayrimüslim bulunur. İster İslam toplumunda ve İslam devletinin himayesinde yaşayanlar olsun (ehl-i zimme), ister gayr-i İslami toplumlarda olsun İslam, bütün insanların özellikle diğer dinlerin mensuplarının haklarına riayet etmeyi, onlara iyi davranmayı ve barış içinde yaşamayı emretmiştir. Ehl-i Zimme kafirler ise buna karşılık olarak ‘Zimmi’ şartlarını kabul etmeliler. ‘Zımmi’ şartlarına riayet etmezlerse veya ihanet etseler İslam kanunlarına göre cezalandırılırlar.

Ayrıntılı Cevap

İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Gayrimüslimlerle barış içinde yaşamaya ve insani haklarına riayet etmeye rivayetlerde tekit edilmiş, Masum İmamlar (a.s) devamlı olarak Müslümanları onlara karşı insaflı olmaya, haklarını eda etmeye, diğer dinlerin mensuplarına eziyet etmemeye hep tavsiyede bulunmuşlardır. Aşağıda buna birkaç örnek getiryoruz:

Resul-u Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Kim, İslam muahidlerine (anlaşma/sözleşme yapanlara) zulmederse ve gücünün yetmediği bir yük yüklerse kıyamette onun düşmanı ben olacağım.’[1]  

Yine şöyle buyurmaktadır: ‘Kim ehl-i zimme’ye (İslam’a sığınmış Yahudi, Hıristiyan ve Zerdüşt’e) eziyet ederse bana eziyet etmiştir.’[2]

İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Kim ehl-i zimme’ye eziyet ederse, adeta bana eziyet etmiştir.’[3]

İbn-i Abbas, Peygamberimizin (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Bütün ilahi dinlerin fakirlerine sadaka verin.’[4]

İmam Ali (a.s), Malik Eşter’e yazdığı mektubunun bir bölümünde şöyle buyuruyor: ‘Halka merhametle muâmeleyi kendine âdet et; onları sevmeyi, onlara lütfetmeyi huy edin. Onlara karşı yiyeceklerini, içeceklerini ganimet bilen yırtıcı bir canavar kesilme. Çünkü halk iki sınıftır: Bir kısmı dinde kardeştir sana, öbür kısmı yaratılışta eştir sana.’[5]

Belirtmek gerekir ki, Emir-ul Müminin’in (a.s) bu fermanı Malik Eşter’e, Mısır’da Müslümanların az olduğu bir dönemde yazmış ve Mısır’ın fethinin üzerinden henüz uzun bir süre geçmemişti. Doğal olarak bu birkaç yıl içinde Müslümanlar azınlıkta, Hıristiyanlar ise çoğunlukta idiler.[6]

İmam Sadık (a.s) ehl-i zimme’nin hakları konusunda şöyle buyuruyor: ‘Müslümanların himayesinde yaşayanların hakkı şudur: Allah’ın (c.c) onlardan kabul ettiğini kabul etmen ve Allah’ın (c.c) ahdine vefa ettikleri sürece onlara zulüm etmemendir.’[7]

Yine Resul-ü Ekrem (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s), Müslümanların başka şehir ve ülkelerde (İslami olmayan devletlerde) yaşayan diğer dinlerin mensuplarıyla barış içinde yaşamaları konusunda önemle durmuşlardır ki, gerçekte bu Kur’an’ın tavsiye ettiği barış içinde yaşama ruhudur. Ve bu da İslamın gayrimüslimlerle savaş ve mücadele amacında olmadığının açık bir göstergesidir.  

İmam Ali (a.s), Malik Eşter’e yazdığı mektubunun diğer bölümünde yine şöyle buyurmaktadır: ‘Seninle düşmanının arasını bir bağla bağladın, onunla bir muâhedeye vardın, yahutda ona aman elbisesini giydirdin mi ahdine vefâ et; verdiğin amana riâyet et; nefsini, ona verdiğin söze, ahde kalkan yap. Çünkü dilekleri birbirine aykırı, reyleri darmadağın ve çeşit çeşit olduğu hâlde insanların Allah'ın farz ettiği şeylerde hepsi de ahde vefâ etmeyi ululadıkları gibi ululadıkları bir farz yoktur. Hattâ Müslümanlar şöyle dursun, müşrikler bile bunu gerekli saymışlar, buna riâyet etmişler, ahitte, amanda durmamanın ne zararlar vereceğini bilmişlerdir. Verdiğin amana gadretme; ahdini bozma, hıyânette bulunarak düşmanını aldatma, çünkü Allah'a karşı böyle bir cür'ette bulunan, çok kötü, çok ziyankâr bir bilgisizdir ancak. Allah, ahdini, amanını kulları arasında bir rahmet olarak yaymıştır ki o, bir emniyettir, herkes orda esenleşir; bir haremdir, herkes ona sığınır...’[8]    

Sonuç şu ki, Masumlar (a.s), gayrimüslimlerle ilişkilerin adalet, insaf, hakların eda edilmesi ve eziyet edilmemek üzerine olmasını tavsiye etmişlerdir. Eğer ahdlerini bozar veya ihanet ederlerse bu durumda İslam, fitneyi yoketmek ve ona karşı koymak için kesin hükmünü vermiş ve şöyle buyurmuştur: ‘De ki: Ey kitap ehli, kendiniz de tanıksınız, öyle olduğu halde gene zor zoruna ne diye bir eğrilik bulmaya yeltenir de inananları, Allah yolundan döndürmeye çalışırsınız? Allah'sa yaptıklarınızdan gafil değildir ki.’[9] 


[1] -Sadruddin Belaği, Adalet ve Kaza Der İslam, s.57; Zeyn-ul Abidin Kurbani, İslam ve Hukuk-u Beşer, s.397.

[2] -Sadruddin Belaği, a.g.e.

[3] -İbn-i Ebi’l Hadid, Şerh-i Nehc-ul Belağa, c.20, s.253, hadis: 578.

[4] -Afif Abdulfettah Tabbare, Ruh-ud Din-il İslami, s.276.

[5] -Nehc-ul Belağa, 53. Mektup.

[6] -Mecelle-i Mekteb-i İslam, Yıl:8, No:5, s.49.

[7] -Vesail-uş Şia, c.15, s.177, 3. Bab

[8] -Nehc-ul Belağa, 53. Mektup.

[9] -Al-i İmran/99

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram aylarda savaşmak hakkında İslam’ın görüşü nedir?
    28222 Tefsir 2012/04/15
    Ayet ve rivayetlere göre, İslam haram aylarda (Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep) savaşmayı caiz görmemekle kalmamış, hatta hiç kimsenin bu aylarda savaşmayı düşünmemesi için katı bir tutum sergilemiştir. Hatta soruda belirtilen ayette haram aylarda savaşmak büyük bir günah sayılmış ve istenmeden işlenen cinayetlerin diyeti bile artırılmıştır. Bütün ...
  • Şans ne demektir? Şans denen bir şey var mı?
    27701 Eski Kelam İlmi 2009/10/18
    Baht ve şans halkın arasında sık olarak kullanılan sözcüklerdendir; daha çok edebiyat ve şiirde kullanılan bu sözcüklerin iki manası vardır: 1- Bir olayın nedensiz gerçekleşmesi:Bu görüş felsefede geçersizdir. Her şeyin kendine has bir neden ...
  • eğer kor suyu necis olan bir elin üzerine dökülür ve akar giderse, akan bu suyun hükmü nedir?
    7007 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Bütün taklidi mercilerin fetvasına göre kor miktarında olan her hangi bir kuyunun suyu, necisin kendisine veya necisin kendisine değil, necislenmiş bir şeye temas ederse, eğer tamas eden suyla birlikte necisin kendisi bulunmazsa, ve bunun yanı sıra suyun rengi, kokusu ve tadından hiç birisi değişmemişse necise temas eden ...
  • Namazı terk etmek orucu bozar mı?
    5699 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanın gelişmesi ve erginleşmesi için teşrii edilmiştir ve onlara göre amel edilmesi durumunda da bunun fayda ve yararı insana dönecektir. Bu hükümlerin tümü bir külliyattır ve ancak bütün buyruklarla amel edilmesi durumunda kâmil neticeye ulaşılır. Netice itibariyle oruçsuz namaz veya namazsız orucun hiçbiri, ideal ...
  • Kravat takmanın hükmü nedir ve neden sadece İran’da kullanılmamaktadır?
    15531 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Bugünkü dünyada simge ve sembollerin kendine has bir dili vardır. Hatta bazen bir sembol bir mesajın mefhum ve manasını öylesine güzel ve hızlı bir şekilde aktarabilmektedir ki bir konuşma veya kitap telifi bunu yapmaktan aciz kalabilmektedir. Bugün dolandırıcılar da dâhil her grubun bir takım sembolleri bulunmaktadır ve ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10726 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Zaman nedir? İnsan tarafından kontrol edilebilir mi?
    13823 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Filozofların önemsedikleri ve görüş ayrılığına düştükleri felsefî önemli konulardan birisi zaman meselesidir. Zaman hakkında değişik teoriler öne sürülmüştür. Meşhur filozoflar şöyle demektedir: Zaman hareketin miktarıdır, müstakar olmayan bir varlıktır ve hareketle vardır. Hareket onu taşır. Molla Sadra şöyle der: Zaman hareketin miktarıdır ve hareket etmeleri açısından hareket eden şeylerin ...
  • Yaratmada tevhidin manası nedir?
    7446 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    Varlık âleminin yüce Allah dışında hiçbir yaratıcısının olmamasına yaratmada tevhit denir. Mümkün varlıklar, onların eserleri, fiilleri ve hatta insan ve onun tüm icat ve keşifleri hiçbir tartışmaya yer bırakmaksızın Allah’ın yaratıklarıdır. Varlık âleminde bulunan her şey O’nun mahlûkudur. Ama bazıları vasıtasız bir şekilde ve bazıları ise vasıtayladır. ...
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9461 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Boşanma merasimi düzenlemenin İslam dini açısından hükmü nedir?
    2602 Boşanma 2020/01/20

En Çok Okunanlar