Gelişmiş Arama
Ziyaret
9804
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Siffin ve Nehrivan savaşlarının vuku bulmalarının amilleri nedenlerdi?
Soru
Siffin ve Nehrivan savaşlarının vuku bulmalarının amilleri nedenlerdi?
Kısa Cevap

Muaviye Hz. Ali’nin (a.s.) Osman'ın öldürülmesine neden olan eyleme katıldığını bahane ederek Hz. Ali'ye biat etmekten kaçınıp ona karşı baş kaldırması, Siffin savaşını çıkartan en önemli nedendir. Müminlerin Emiri Hz. Ali, kamil surette zaferi kazanma eşiğine geldiği sırada, savaş Amr b. As'ın kurduğu hileyle sonuçlandı. Hakemeyn olayı ile birlikte, İmam Ali zaruret ve dayatma sonucunda bazı isteklerinden geçici olarak vazgeçti. İmam Ali'nin (a.s.) ordusundan bir gurup (hariciler) ki tesadüfen savaşın durulmasının İmam'a dayatılmasında önemli bir rolleri olmuştu sonradan hata yaptıklarının farkına vararak İmam Ali'den (a.s.) Muaviye ile yaptığı antlaşmayı bozmasını istediler. Bu isteğin İmam tarafından kabul edilmeyişi Nehrivan savaşının vuku bulmasına yol açtı.

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali'nin hilafeti beş sene sürmüştü. Bu kısa müddet içinde üç gurupla savaşa girdi. Cemel savaşı olarak bilinen ilk savaş lehine bitmiş olsa da bu zafer onun için daimi bir rahatlığa dönüşmedi. Karşısında Şam’da ikinci halifenin döneminden beri hükümranlığını sürdüren, uzun zamandan beri oranın hakimi olmasına göz diken ve ömrünün sonuna dek orada hükümranlık etmek isteyen Muaviye Bin Ebi Süfyan gibi bir rakip ve iddialı biri vardı. Bu yüzden, İslam toplumunu inhiraftan koruma gibi ağır bir vazifeyi omuzlarında taşıyan İmam Ali, mecbur kaldı kasitin sıfatıyla ünlü olan bu hilekar rakibin ve ona uyanların fitnesini ortadan kaldırsın.

Ali (a.s.) Medinede halife seçildikten sonra şamlıların çıkardığı fitneyi söndürmekle islam toplumunun birliğini ve düzenini sağlamaya kalkıştığı sırada, Basra'da Cemel fitnesiyle karşılaşmıştı. Basrada biatini bozanlar, İmam'ın valisini oradan dışarı kovarak isyan etmeye başlamışlardı. İmam, bu nedenle önceki kararını muvakkaten askıya alıp Basra yoluna koyulmuştu. İmam'ın Şama doğru hareket etme kararını almasındaki temel neden şu idi: Muaviye, İmam'ın gönderdiği mektuba cevaben yazdığı mektubta, biat etmeye yanaşması bir tarafa, Cemel olayını çıkartanlar gibi o da İmam Ali'yi (a) Osman'ın katli ile itham etmiş ve Osman'ın katillerinin bulunmasını isteyerek ve kan davası güderek bu olayı kendi emellerine ulaşmak için bir bahane ve araça çevirmişti.[1]

Dikkat edilmesi gereken konu şuki; Osman'ın öldürülmesi olayı o günlerde fitne çıkarmak isteyen her zalim için bir bahane ve koz haline gelmişti. Şaşırtıcıdır ki, Osman'ı katledenlerin kendisi onun kan davasını gütmeye kalkışmış ve bu macarada suçlamaya çalıştıkları kimsenin Osman'ın katlinde bir dehaleti olmadığı gibi aksine hayirseverliğinden ona nasihat etmiş ve evi muhasıra altındayken susuzluk sıkıntısını gidermek amacıyla İmam Hasan (a.s.) aracılığıyla evine su bile göndermişti![2]

Hulasa, Ali (a) Muaviye'in mektubuna cevaben şunları yazmıştı:

''Bana edilen biat genel bir biattır; biat esnasında Medine'de hazır olan kimseler dâhil olmak üzere Basra'da, Şam'da ve diğer şehirlerde olan bütün Müslümanların bireylerini kapsar.  Beni Osman'ın katli ile itham ederek biat etmekten kaçabileceğini sanıyorsun. Herkes biliyor ki Onu ben öldürmedim ta ki kısasa ma'ruz kalayım. Osman'ın veresesinin onun kan davasını gütmeli, senin gütmenden daha uygun olandır. Hâlbuki sen kendin ona muhalefet edenlerden idin ve senden yardım istediği sırada yardımına gitmedin taki öldürüldü.''[3]

Hz. Ali (a) birçok yerde Muaviye'nin yalanlarını ifşa ederek halkı aydınlatmaya çalışmıştır.

Daha çok bilgi edinmek için, “Nehcü'l Balaga”'nın şerhlerine ve bu zeminede yazılmış kitablara müracaat edebilirsiniz.

Hz.Ali'nin kendileriyle savaştığı üçüncü gurup, haricilerdir. Bunlar İmam'ın tartarları arasındaydı. Siffin savaşı sırasında ortaya çıkan hakemiyyet olayı üzerinde, İmam'la ihtilafa düştükleri için yollarını ayırıp ona karşı huruc (biatinden çıktılar) ettiler. Bu yüzden onlara ''marikin''de denilmiştir.

Hz. Ali'nin haricilerle savaşmasının nedenleri hakkında bilgi edinmek için şu indekslere muracaat edebilirsiniz:

  1. “Ali (a.s.) Ve Muaviye'nin Fitnesi Ve Haricilerin İnhirafı” Soru 7299 (Sayt:7555)
  2. “Muaviye'nin Küfrü Ve İmam Hasan'ın (a)Barışı” Soru   9515 (Sayt: 9497)

 


[1]İbnu Ebi'l Hadid, ''Şerhul'Necü'l Balaga'', İran/Kum: Kitabhaney'i Ayetullah Mer'aşi, 1404h.k. , c.3, s.88

[2] Mufid,Muhammed b. Muhammed, “El'fusulu'l Muhtara”, İran/Kum, Kungreyi Şeyh Mufid, 1413 k. , s.228

[3]  “Şerhi Nehcü'l Balaga”, c.3, s.89

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Allah’ın yeryüzü ve gökyüzündeki kudret nişaneleri nelerdir?
    15244 Eski Kelam İlmi 2010/08/22
    Gökyüzü, yeryüzü, onlarda yer alan ve evrende olan her şey tümüyle Allah’ın kudret nişaneleridir. Bu nişaneler hiç kimsenin tümünü saymaya güç yetiremeyeceği kadar çoktur. Kur’an-ı Kerim defalarca inanları bu ayetleri görmeye davet etmiştir. Galaksiler, sistemler ve onlarda bulunan gezegen ve enteresan oluşumlar, çarpışmalar, ...
  • Müslüman olmayan birisinin kesmiş olduğu hayvandan yararlanıla bilinir mi?
    10175 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Ehl-i Beyt mektebinin fakihlerine göre, İslamî usullere göre kesilmemiş olan hayvanların etleri mundar (leş) hükmündedir. Bu hayvanların etleri haramdır ve yenmesi de caiz değildir. ...
  • Necis bir yerde yatmak bedeni necis eder mi?
    22414 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    Eğer temiz bir şey necis bir şeye değerse ve onların her ikisi veya sadece biri ıslaklığını diğerine sirayet ettirecek şekilde ıslak olursa, temiz şey necis olur. Eğer ıslaklık diğer şeye ulaşmayacak kadar az olursa, temiz olan şey necis olmaz.[1]
  • Günümüz dünyasında kanaatın ölçüsü nedir? Orta halli ve kanaata dayalı bir yaşam nasıl olmalıdır?
    11225 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    Değerli okuycumuz, Yazdığınız şeyler dini öğretilerde maddi ve geçim konularında bir tür tezat ve ikilemin olduğu yönünde olduğundan bize hatırlatma olması, sizin de şüphelerinizin giderilmesi için aşağıda İslamın fakirlik ve zenginlik meselesindeki görüşünü özetle ele alacağız. 1- Bildiğiniz üzere İslam tam ve kapsamlı ...
  • Gaybet döneminde ilahi velayet makamı kime aittir?
    10120 Eski Kelam İlmi 2010/04/07
    Gaybet ve Huzur döneminde ilahi teşrii velayet Masum İmam (a.s) tarafından uygulanır. Bu da ya doğrudan masumun kendisi tarafından ya da İmam tarafından belirlenen fakihler tarafından gerçekleşir. Çünkü Allah’ın itaati bize gerekli olduğundan Allah’ın velisinin itaati de Allah’ın itaati sayıldığından o da bize farzdır. Masum İmam’ın ister gaybet ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    8082 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9466 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
    55601 Tefsir 2012/04/19
    Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Peygamberden (s.a.a.) nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir: Bu sure nazil olduğunda yetmiş bin melek onunla birlikte imiştir. Her kim ...
  • Ehlisünnetten olan bir bayanın Şia bir kimseyle evlenmesinin hükmü nasıl ve onlardan doğan çocuklar kime aittir?
    8853 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Değerli taklidi merciler şöyle buyurmaktadırlar: Sünni olan bir bayanın Şia olan bir kimseyle evlenmesinin işkâlı yok.[1]Nikâh akdinin nerede kıyılması hususunda her hangi bir ayrıcalık söz konusu değildir. Bazı yerlerin bazı nedenlerden ötürü ...
  • İmam Ali (a.s) zamanında kimler humus toplamakla görevliydi?
    10908 تاريخ بزرگان 2011/11/13
    Müslümanların tamamı, humusun ilahi farzlardan bir tanesi olduğuna inanmış ve bunu herkesin zorunlu olarak kabul etmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Bu hükmün, Bedir savaşından sonra bir kanun haline gelerek sürekli uygulanmıştır. Hz. Ali (a.s)’de bu ilahi farzın uygulanmasında Peygamber (s.a.a)’in yanında yer alıp Peygamberle (s.a.a) gerekli işbirliği içinde olan ve Peygamber (s.a.a)’in ...

En Çok Okunanlar