Please Wait
10174
Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir.
Örneğin:
1- Allah'ın emriyle O İmam'ın gaybeti bir takım maslahatlar içindir. Gaybetin hikmetlerinden biri de insanların gerekli ruhi hazırlığa ve olgunluğa sahip olmayışlarıdır. Eğer beşer İmam'ın kendisini kabul edecek olgunluğa erişmemişse acaba onun kitabını kabul eder mi?
İnsanlığın sorunu, Masum İmam tarafından yazılmış bir kitabın bulunmayışı değildir. Eğer insanlarda gerekli hazırlık olsaydı elimizde bulunan kitaplar Yani Kur'an-i Kerim ve Ehl-i Beyt'in sözlerini içeren kaynaklar yeterliydi.[1]
2- Gaybet döneminin özellikleri ve insanların İmam'a ulaşmalarının müyesser olmayışı nedeniyle bu dönemde Hz. Mehdi adına bir kitap ortalıkta olsaydı, bu türden kitapları yanlarında bulundurduklarını iddia eden ve kendi sözlerini İmam'a isnat eden kişiler çoğalırdı. Böylece doğruyu batıldan ayırt etmek de zorlaşırdı. Nitekim bu gün Hz. Mehdi ile irtibat içinde olduklarını iddia eden yalancı kişiler çoğalmıştır.
3- Hz. Mehdi'nin gaybeti zahiri bir olgudur. Manevi yönden İmam'ın insanlarla irtibatı kesilmiş değildir. Hz. Resulullah (s.a.a)'dan gelen bir hadiste şu cümle yer alır: "Hz. Mehdi gaybet döneminde bulutun arkasında gizli olan güneşe benzer, görünmez ama halk yine de onun ışığından yararlanırlar."[2] Buna göre sürekli o İmam bizim durumumuzu gözetmekte ve gerekli gördüğü yerlerde bizim hidayetimiz için kendi maslahat bildiği yollardan gerekeni yapmaktadır. Asla İmam Mehdi (a.s) insanları kendi zavallılıkları ile baş başa bırakmamıştır. Nitekim gaybet döneminin başlangıcından günümüze kadar durum bundan ibarettir. Açıktır ki insanların hidayeti yalnızca kitap yazmakla sınırlı değildir.
[1] Çünkü İslam son dindir ve Resullullah (s.a.a) son peygamberdir. Bu yüzden açıklanması gereken her şey vahiy yoluyla açıklanmıştır; ayetlerin tefsiri ve açıklanması hakkında gereken her şey Hz. Mehdi(a.s)'nin gaybet dönemine kadar Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları vasıtasıyla açıklanmıştır. Karşılaşılan yeni konular hakkında da müminlerin görevi Hz. Mehdi (a.s) tarafından belirlenmiştir. Şöyle buyurmuştur: Karşılaşılan olaylar hakkında bizim hadislerimizi rivayet eden kişilere müracaat edin. Vesailu'ş-Şia, c. 27 s. 140
اما الحوادث الواقعه فارجعوا فیها الی رواة حدیثنا ، فانهم حجتی علیکم و انا حجة الله علیهم "
Bu dönemde karşılaşılan bütün olayların hükmünü doğrudan Kur'an ve sünnetten elde etmek mümkün değildir. Bu yüzden gerekli şartları taşıyan fakihler belirli fıkıh usulu ile bu konuların hükmünü Kur'an ve sünnet ışığında elde ederler.
[2] Biharu'l-Envar, c. 52, s. 92 ; Kemalu'd-din,
َ غَیْرُ وَاحِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ هَمَّامٍ عَنِ الْفَزَارِیِّ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ سَمَاعَةَ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ الْحَارِثِ عَنِ الْمُفَضَّلِ عَنِ ابْنِ ظَبْیَانَ عَنْ جَابِرٍ الْجُعْفِیِعَنْ جَابِرٍ الْأَنْصَارِیِّ أَنَّهُ سَأَلَ النَّبِیَّ ص هَلْ یَنْتَفِعُ الشِّیعَةُ بِالْقَائِمِ ع فِی غَیْبَتِهِ فَقَالَ ص إِی وَ الَّذِی بَعَثَنِی بِالنُّبُوَّةِ إِنَّهُمْ لَیَنْتَفِعُونَ بِهِ وَ یَسْتَضِیئُونَ بِنُورِ وَلَایَتِهِ فِی غَیْبَتِهِ کَانْتِفَاعِ النَّاسِ بِالشَّمْسِ وَ إِنْ جَلَّلَهَا السَّحَابُ.