Gelişmiş Arama
Ziyaret
13660
Güncellenme Tarihi: 2011/07/14
Soru Özeti
İslam dini niçin var?
Soru
İslam dini niçin var?
Kısa Cevap

Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.

Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu vurgulanmıştır.

Kur’an’ın açıklamasına göre bütün tevhid dinleri, bir olan Allah’ın emirlerine teslim olmayı gerektiren ilke ve öğretilere dayalıdır. Sonradan gelen din önceden gelen dini tamamlamıştır. Onların en üstünü geçmiş dinleri tekmil eden dindir. Hz. Muhammed (s.a.a) o dini tebliğle görevlendirilmiş ve bu görevi yerine getirmek için 23 yıl zahmet çekmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru ‘Gerçekte bir dine inanmaya gerek var mı ve dinlerin içinde İslam’ın nasıl bir konumu var?’ sorularına dayanmaktadır.

Soru, dinin içinden ve dışından olmak üzere iki açıdan ele alınması gereken bir sorudur. Ancak ondan önce din’in ne manaya geldiğinin açıklanması gerekir.

Din nedir?

Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir. Bu din Allah katında İslamdır. İnsanın her yönden teslimiyeti Hak Teala’nın hidayetinde ve insan fıtratındadır. [1]

Bu akidelere inanmak ve bu hükümleri yerine getirmek insanın her iki cihanda saadetli olmasına neden olur. Başka bir ifadeyle, dindar kimse ilahi hükümlerin karşısında teslim olan kimsedir. Böyle bir teslimiyet gerçekleşmediği sürece insana dindar demek doğru değildir. [2]

Dindar olursak, Allah ve Peygamberinin emirlerini yerine getirirsek hem bu geçici dünyada hem de ebedi mekanda saadetli oluruz. Zira saadetli insan, yaşamında doğru hedefi olan, sapıklıktan uzak kalan, güzel ahlakla ahlaklanan, salih ameller yapan, bu dünyanın çalkantılı yaşamında mutmain bir kalp, güçlü ve sakin bir ruha sahip kimsedir.

Allah’ın dini bizi böyle bir yola hidayet eder. Din olmadan saadetli olmanın imkanı yoktur. Zira dinin hükümlerine inanıp teslim olmak insanın içindeki bir polis gibi onu ahlaki rezaletlerden korur, faziletlere yönlendirir. Dinin mana ve rolü anlaşıldıktan sonra şimdide onun neden gerekli olduğunu ele alalım:

a) Din Dışından Dinin Gerekliliği

Tapınmak ve yaşamda ilahi hidayete olan ihtiyaç insanın yaratılışından beri vardır. En eski insanlardan kalan tarihi eserler bu manayı güzel bir şekilde göstermekteler. Merhum Allame Tabatabi dinin gerekliliği konusunda iki tür delil getirmiştir:

Birinci Tür Delil:

1- İnsan istihdam eden varlıktır.

2- İstihdam etme hissi insanın doğasında vardır.

3- İnsanın istihdam yönelimi yaşamın tümünde ihtilafa yol açar.

4- Tekvin nizamı insanın layık olduğu kemale ulaşması için bu ihtilafların giderilmesini gerektirir.

5- İhtilafların giderilmesi ise kanun olmadan imkansızdır. Öyle bir kanun ki, insanın toplumsal yaşamını ıslah etmeli ve saadete götürmelidir.

6- İnsanın doğası bu işin üstesinden gelemez, çünkü kendisi ihtilafın nedenidir.

7- İnsan düşüncesiyle yapılan kanunlar ihtilafları gideremez.

8- Yukarıdaki maddeleri göz önüne aldığımızda ulaşacığımız sonuç şudur: Allah’ın, doğa üstü bir yolla insana doğru yolu göstermesi bir gerekliliktir. Bu yolda vahiy’dir.

İkinci Tür Delil:

1- İnsan yaratılış aleminin bir parçasıdır.

2- Yaratılış alemi insana, kemale ulaşması için özel bir ortam hazırlamıştır.

3- Onun sahip olduğu olanaklar toplumsal yaşamı gerektirmektedir.

4- İnsan yaşamı ebedi olup ölümle sona ermemektedir.

5- İnsan dünya yaşantısında hem dünyasının, hem de ebedi mekanının saadetini sağlayacak bir yol seçmelidir.

6- Bu hedefi güden yola din denmektedir. [3]

İnsanın bilgi ve görüş açısının sınırlı olması onun beşeriyet için tam ve eksiksiz bir kanun yapmasına engel olmaktadır. Bu yüzden sınırsız bir kaynaktan olan Hak Teala’dan yardım almaya mecburdur. İnsanın saadeti için düzenlenen bu kanunların bütününe din denir.

b) Din İçinden Dinin Gerekliliği

Dini öğretilerde dinin gerekliliği insanın fıtratına dönmektedir. Kur’an-ı Kerim insanın ilahi fıtrata sahip olduğunu vurguluyor. [4] Nitekim ilahi kanunların tümü Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulmuştur.

Bu yüzden dine uymak, dindar ve Müslüman olmak demek gerçekte insanın fıtratının sesine kulak vermesi demektir.

Dinin Faydaları

Birey ve toplumu ıslah etmek konusunda dinin derin etkisi vardır.    

Dine bağlı olmayan toplum gerçekcilik ve aydınlığını kaybeder, değerli ömrünü gaflette, sapıklıkta ve geçici heveslerde harcar, aklı ayaklar altına alır, hayvanlar gibi dar görüşlü ve beyinsiz olur, ahlakı ve amelleri kötüleşir ve insani özelliklerinin tümünü kaybeder. Böyle bir toplum ebedi saadete ve nihai kemale ulaşamadığı gibi bu kısa ve geçici dünyada sapmışlığın kötü sonuçlarını görecek, er yada geç gafletinin cezasını çekecektir. Sonunda yaptıklarından pişmanlık duyacak ve anlayacak ki, saadete ulaşmanın tek yolu din ve Allah’a iman etmektir.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor: Andolsun ki kim, özünü iyice temizlemişse kurtulmuştur, murâdına ermiştir. Ve andolsun ki kim, özünü kirletmiş, kötülüğe gömmüşse ziyana girmiştir.’ [5]

Unutmayalım ki, birey ve toplumun saadet ve mutluluğuna neden olan şey dinin kanunlarını uygulamaktır. Onun sadece adıyla yetinmenin faydası yoktur. Zira değerli olan şey hakikatin iddiası değil kendisidir. Kendisine Müslüman diyen ama içi karanlık, ahlakı bozuk ve ameli kötü olan kimsenin saadet meleğini beklemesi, doktorun reçetesini cebine koyup ona uymayan hastanın sağlığına kavuşmayı beklemesi gibidir. Böyle bir düşünce tarzıyla amaca ulaşılmayacağı kesindir.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki insanlarla Yahûdi olanlardan, Nasrânîlerden, Sâbiîlerden, [6] Allah'a ve son güne inanan ve iyi işler gören kimselere, Rableri katında ecir var. Onlar için ne korku vardır, ne hüzün.’ [7]

Ayetin içeriğine bakarak Allah’a ve kıyamete iman getirenlerin, salih ameli olanların bütün peygamberleri veya bazılarını kabul etmeseler bile kurtuluşa erecekleri sanılabilir, ama Allah-u Teala Nisa suresinde [8] peygamberlere veya onlardan bazılarına iman getirmeyenlerin kafir olacağını buyurmuştur. Ayette şöyle buyuruluyor: ‘Onlar, öyle kişilerdir ki Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah'la peygamberlerinin arasını ayırmak isterler, bâzısına inandık, bâzısına inanmadık derler ve imanla küfür arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlardır gerçekte kâfirler ve biz kâfirler için, aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır.’ (Hz. İsa’yı (a.s) ve Hz. Muhammed’i (s.a.a) inkar eden Yahudiler gibi veya Hz. Muhammed’i (s.a.a) inkar eden Hıristiyanlar gibi.)

Buna göre bütün peygamberlere iman, eden salih ameli olan kimse ancak imanından fayda görecektir.

İslam Dini

İslam ‘Silm’ kökünden olup, hüküm karşısında teslim olmak ve boyun eğmek demektir. Bu ismi Allah-u Teala Kur’an’da kendi dini seçmiştir. Allah katında din (hakkın karşısında teslim olmak) İslam’dır.

Tevhid dinlerinden bir olan İslam M.S. 610 civarlarında Hz. Muhammed (s.a.a) tarafından Mekke’de tebliğ edilmiş, yarım asırdan kısa bir sürede Asya ve Afrika’nın büyük bir bölümüne yayılmıştır.

İslam’ın en temel kaynağı olan Kur’an, peygamberler arasında fark koymamıştır. [9] Aksine bütün peygamberlerin İslam olan tek bir dini değişik şekillerde anlattıklarını söylemektedir. Herkesin Allah’ın hükümlerinin karşısında teslim olması bu dinin ortak öğretisidir. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim, İslam’dan kimi zaman ortak tevhid dini veya ‘Allah’ın Dini’ diye tabir etmiştir. Bütün peygamberler bu dinin mübelliğleri idi ve Allah katında ondan başkası kabul görmemektedir. [10] Bu dinlerin en üstünü Hz. Muhammed’in (s.a.a) tebliğle görevlendirdiği ve 23 yıl bu risalet için zahmet çektiği diğer dinleri tekmil eden dindir. [11]

Bu yüzden İslam dini önceki semavi dinlerin devamı ve tamamlayıcısıdır. [12] Bu din öteki dinlerin aksine herhangi bir tahrife uğramamıştır. Bu din dünya ve maneviyat dinidir. Zühd çok tavsiye edilmesine karşın onda ruhbaniyete yer yoktur. İslam ilahi nimetlerden faydalanmayı tavsiye etmesinin yanı sıra dünyaya aşırı düşkünlüğü de kınamıştır. [13]

Bu dinin gelmesiyle diğer dinlerin hükmü kalkmıştır. Çünkü artık onlara ihtiyaç kalmamıştır.

Yine İslam, evrensel ve ebedi bir din olup, eğer tam manasıyla anlaşılsa bütün insanları bütün zamanlarda idare edecek programı vardır. Etkisini herkese ve her topluma eşit şekilde gösterir. Büyük küçük, alim cahil,kadın erkek, siyah beyaz, doğulu batılı herkes onun sunduğu güzelliklerden faydalanabilir, ihtiyaç duydukları şeyleri en güzel ve en kamil şekilde giderebilirler. Zira İslam dini öğreti ve kanunlarını yaratılış temeli üzerine kurmuş, insanın ihtiyaçlarını gözetmiş ve onları gidermeyi hedeflemiştir. Bütün milletlerde ve zamanlarda insanların fıtratı aynı, herkes insanlığın ilke ve erkanında ortak olduğundan İslam, eşit olan bu ihtiyaçları karşılamaktadır.

Daha fazla bilgi için bkz:

1- Seyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, İslam Dinin Hülasası, Kum, Merkez-i İntişarat-ı Defter-i Tebligat-ı İslami, 3. Baskı, H.Ş. 1370

2- Mehdi Hadevi Tahrani, Velayet ve Diyanet

3- İslam Dininin Usul ve Erkanı, soru: 1413 (site:1440)

4- İslam’ın Manası, soru: 2452 (site:3030)

5- İslam ve Zamanın İhtiyaçları, soru: 7141 (site:7246)



[1] -Seyid Muhammed Hüseyin Tabatabi, Hulasa-i Taalim-i İslam, Kum, Merkez-i İntişarat-ı Defter-i Tebligat-ı İslami, 3. Baskı, H.Ş. 1370; Abdullah Cevadi Amuli, Fıtrat Der Kur’an (Tefsir-i Mevzui), c.12, s.145

[2] -Tefsir-i Ruşen, c.7, s.170

[3] -Seyid Muhammed Hüseyin Tabatabi, Berresihai İslami, s.35-37; Ferazhai Ez İslam, s.23-25.

[4] -Rum/30

[5] -Şems/9-10

[6] -Yahudilikten çıkıp, Mecuslik ve Yahudiliği benimseyenlere Saibi denmektedir

[7] -Bakara/62

[8] -Ayet:150-151

[9] -Bakara/136

[10] -Al-i İmran/19, 83, 85; Maide/44.

[11] -Maide/3

[12] -Maide/3

[13] -A’raf/32

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar