Gelişmiş Arama
Ziyaret
11275
Güncellenme Tarihi: 2010/11/21
Soru Özeti
Neden Hz. Zehra’nın (s.a) kabri henüz gizli, Ama Hz. Ali’nin (a.s) kabri ise sonuç itibariyle belli oldu?
Soru
Hz Ali (a.s) ve Hz Zehra’ya (s.a) yönelik düşmanlık var olmasına rağmen, neden Hz Ali’nin (a.s) kabri belli bir müddet sonra belirlendi ama Hz Zehra’nın (s.a) kabri ise belirsiz kaldı?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hz Ali (a.s) ve Hz Zehra’nın (s.a) kabirlerinin gizli kalmasına neden olan sebepler aynı olmadığına teveccüh edilmelidir.

Hz Ali’nin (a.s) kabrinin gizli kalmasının sebebi, bazı akılsız, cahil ve haysiyetsiz kişilerin, kalplerinde Hz Ali’ye (a.s) beslemiş oldukları düşmanlıktır. Zira onların bu düşmanlığı onları hz. Ali’nin mübarek kabrine saygısızlık yapmaya sevk etme ihtimali söz konusuydu. Ama daha sonra zamanın geçmesiyle bu tür kişilerin ortadan yok olmaları ve Ehli Beyt (a.s) mektebinin güç kazanmasıyla, hz Ali’nin mübarek kabrine saygısızlık yapılabilinir ihtimali azaldı. Diğer taraftan, Hz Ali’nin (a.s) kabrinin sahra ve kamışlıklar arasında gizli kalması, zorunlu olarak halk -takribi olsa bile- onun kabrinin yerini bilemediklerinden dolayı, onun bereket ve vücutsal feyizlerinden yararlanamazlardı. Bundan dolayı İmamlar (a.s.) ilkin hz Ali’nin kabrinin dakik yerini halis Şialara bildirdiler ve daha sonra Şia’nın güç kazanması ve teşkilat haline gelmesi nedeniyle bu bilgi genelleşti ve herkes tarafından mübarek kabri tanınmış oldu.

Ama Hz Zehra’nın (s.a) kabrinin gizli kalmasının nedeni, o hazretin (s.a) kendi emri ve vasiyetidir. Asıl itibariyle onun bu emri ve tavsiyesi, Peygamberimizin (s.a.a) vefatından sonra hilafet çizgisine oranla meydana gelen cereyana karşı bir ihtiraz mahiyetindedir. Hz. Zehra yaptığı bu vasiyetle, meydana gelen bu cereyana ve hilafet çizgisi bağlamında hak ve hakikatin ayaklar altına alınmasına karşı adeta ibraz ettiği nefretidir.[1]1 Bu nedenle Müslüman toplumları bir bütün olarak bu hakikate inanmadığı ve birçok İslam-i hakikatlerden uzaklaşmaya neden olan, hilafet seyrini yanlış olan bu şekliyle kabul ettikleri müddetçe, Hz Zehra’nın kabri gizli kalmaya devam edecektir.

Bir diğer nokta da şudur: Hz Zehra’nın (s.a) kabrinin gizli kalması, İslam tarihinin ilk yıllarında gerçekleşen tahrifin önünde bir settir. Hakeza kabrinin gizli kalması, Hz Zehra’nın (s.a) yaşanan olaylar karşısında sergilemiş olduğu tavrını kökten inkâr etmek isteyen gruba karşı bir engeldir. Bu tür meseleler, çalkantılı ve fitnelerin bulunduğu (sosyal hayatın) denizlerinde adeta hakikat âşıklarını kurtuluş sahiline çıkaracak kılavuzlar konumunda olan bazı nişanelerdir. Bu nişaneler hakikate bakan gözlerin önünde sergilenmiş tozları kaldırmakla birlikte herkes için İlahi hücceti tamamlıyor. Elbette bunun yanı sıra Hz Zehra’nın nurani kabrinden yararlanabilinmesi için kabrinin içinde bulunduğu muhtemel sınırlar[2] beyan edilmiştir. İnsanlar birbirine yakın olan bu muhtemel mekânları ziyaret ederek kabrinin nurundan yararlanabilirler.

Her halükarda beyan edilen yukarıdaki noktaları onaylayan bazı deliller ve karineler mevcuttur. Ancak zikir edilen noktalardan hz Zehranın kabrinin gizli kalmasının bütün sırları bunlardan ibaret olduğu neticesi çıkartılmamalıdır. Yani bu konu hakkında daha sonra gelecek nesiller için aşikâr olacak başka sırların da var olacağı mümkündür.



[1] Bkz. "Şerh-u nehcu'l-belaga", ibn. Ebi'l-Hadid, c. 16, s. 281; "ve mihnetu Fatime baade vefati resulu'l-lah (s.a.a.) (nusus-u tarihiye min mesadıri's-sünneti'l-mutemede" eş-şeyh Abdullah en-Nasıri, s. 197-206.

[2] Rivayetlere göre mescidi nebinin mihrabı ile minberin arası, hz. Zehra'nın kendi evi ve baki Mezarlığı muhtemel yerler olarak belirlenmişlerdir.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar