Gelişmiş Arama
Ziyaret
13858
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
İnsan kendi çocuğuna Muhammed Mehdi ismini takabilir mi?
Soru
İmam-ı Zaman’ın (a.f.) ismini ve ismini aleni yapılmaması hakkında var olan düsturu dikkate alarak insan kendi çocuğuna Muhammed Mehdi ismini takabiliyor mu?
Kısa Cevap

Bu soruyu cevaplandırmak için iki noktaya dikkat etmek gerek:

1-   Hadislerimiz bizi İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle zikir etmekten men ediyor; ama bu yasaklık hiçbir halette Muhammed ismini kollanamazsınız, hatta kendi çocuklarınız için isim olarak seçemezsiniz anlamında değildir.

2-   Şia âlimleri arasında takkiye ve korku olmadığı bizim dönemimizde de İmam-ı Zamanı (a.f.) kendi ismiyle (Muhammed Mehdi) yâd etmek işkâllı mıdır değil midir noktasında alimlerimiz ihtilaf var olmakta. Bazı âlimler hadislerde var olan yasaklık küçük gaybet (gaybeti sugra) dönemine hatır ki o dönemde, Şialar takkiye yapmakla mükellef idiler diyorlar.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzu cevaplandırmak için iki önemli noktaya dikkat edilmesi lazım:

Bir: İlkin bu bağlamda var olan rivayetleri incelemeliyiz:

1-   Bir rivayette İmam Cafer Sadık’tan (a.s.) şöyle nakledilmiş: “Kâfir dışında hiç kimse emir sahibi olanının (sahibe’l-emr) ismini dile getirmez”.[1]

2-   Sahibe’z-Zaman hazretlerinin (a.f.) kendi imzasıyla teyit edilmiş yazıların (tevki’at) birisinde şöyle yazılmakta: “ismimi toplum arasında zikredenler mel’undur, mel’undur (lanet edilmiştir)”.[2]

3-   Şia’nın kaynak kitaplarında bu türden rivayetler var olmaktadır. Öyle ki Allame Meclisi “biharul-envar” adlı eserinde bu bağlamda bir başlık atmış.[3]

Hal böyle olunca önemli nokta şu: Rivayetlerde İmam-ı Zamanın ismini dile getirilmemesine tekitle vurgu yapılmış olmasının nedenini öğrenmektir. Yani neden bu ismin dile getirilmesi yasaklanmış?

“Peygamber efendimizden (s.a.a.) nakledilen rivayetlerin birisinde şöyle denilmektedir: “Mehdi benim çocuklarımdandır, onun ismi benim ismimdir, onun künyesi de benim künyemdir”.[4]

Bu son rivayeti dikkate aldığımızda Hz. Mehdinin (a.f.) isminin Muhammed ve ilk iki rivayetleri dikkate aldığımızda da onun bu isimle çağırmasının caiz olmadığını anlıyoruz.

Dolayısıyla yukarıdaki konularda biraz dikkat ettiğimizde Hz. Mehdi’nin (a.f.) asıl ismini dile alarak onu çağırmak caiz olmadığını anlıyoruz. Ama bu, Muhammed ismini mutlak bir şekilde dile alamayız veya bu ismi kendi çocuklarımız için seçemeyiz şeklinde bir şey anlaşılmamaktadır. Bilakis kesin olarak anlaşılan mana şu: Hz. Mehdi (a.f.), yâd edilmek istendiği her zaman Onun asıl isminin (Muhammed) kullanılmaması gerekir.

İki: İmame’l-Asr’ın (Asrın imam (a.f.)) değerli ismini yâd etmek birkaç şekilde mümkündür: 1- Kitaplarda; 2- Kinaye şeklinde, örneğin; Onun ismi Peygamberin ismi gibidir denmesi, 3- imam’ın kendisi için veya ismini yâd eden kimsenin kendi canı için zarar getireceği mümkün olduğu durumlarda; gaybeti suğra döneminde olduğu gibi, 4- Takkiyenin gerekli ve korkunun olmadığı durumlarda; günümüz dünyasında olduğu gibi.

Birinci ve ikinci durumlarda ittifakla imamın ismini zikretmek işkâlsız ve her hangi bir sakıncası yok. Zira Şia âlimlerinin bütünü (icma) bunun caiz olduğuna ittifak etmemiştir.[5] Üçüncü halette Şia âlimlerinin bütünü işkâllı ve haram olduğunu söylemişlerdir.[6] Dördüncü halet hakkında ise ihtilaf var. Şia âlimlerinin bir kısmı işkâllı olduğunu söylerken bir diğer kısım da işkâlsız olduğuna inanıyor. Örneğin; Allame Meclisi İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle zikretmek her halükarda; ister gaybeti sugra döneminde ister gaybeti kubra döneminde olsun her iki halette de işkâllıdır.[7] Bunun tam karşısında yer alan Ali b. İsa Erbili ki Şia’nın büyük fakihlerindendir Mehdi (a.f.) ismini dile getirmenin yasaklığı sadece takkiyeden dolayı idi. Günümüzde ise bu takkiye söz konusu olmadığı için bu yasaklık bertaraf olmuştur.[8]

Buna binaen konuyu şu şekilde özetleyip düzenlemek mümkündür: İlkin: Rivayetlerde yasaklanan şey İmam-ı Zamanı, Muhammed ismiyle yâd etmektir. Bu yasaklık mutlak bir şekilde Muhammed ismini zikretmek hatta kendi çocuklarımız için bu ismi isim olarak seçemeyiz şeklinde değildir. İkinci olarak: Korku ve takkiyenin söz konusu olmadığı günümüz dünyasında İmam-ı Zamanı (a.f.) Muhammed ismiyle yâd etmek işkâllı mıdır işkâlsız mıdır noktasında Şia âlimleri arasında ihtilaf var olmakta. Bir kısmı işkâllı olduğunu savunurken büyük fakihlerinden olan bazı âlimler de günümüz dünyasında bunun her hangi bir sakıncası yoktur, zira rivayetlerde zikredilen yasaklık gaybeti sugra (küçük gaybet) dönemine hastır ki bu dönemde Şia takkiye yapmakla mükellef kılındığı bir dönemdir, günümüz dünyasında ise bu durum söz konusu değildir diyorlar.



[1] KURANİ, Ali, “el-mucemu el-medui li ahadisi’l-imam el-mehdi”, b. 1, naşiri şahsi, s. 890.  

[2] A.g.e.

[3] Allame MECLİSİ, “biharu’l-envar”, Tahran: darul kitabu’l-islamiye, 1362, c. 51, s. 31-33.

[4] KURANİ, Ali, “el-mucemu el-medui li ahadisi’l-imam el-mehdi”, s. 176.

[5] TUNE’İ, Muçteba, “mevud name”, b. 1, intişarat-i meşhur, s. 101.

[6] A.g.e., s. 102.

[7] Allame MECLİSİ, “biharu’l-envar”, c. 51, s. 32.

[8] TUNE’İ, Muçteba, “mevud name”, s. 102.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar