Gelişmiş Arama
Ziyaret
15550
Güncellenme Tarihi: 2013/08/27
Soru Özeti
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Soru
Hz. Adem (a.s) hata yapmasaydı ve yeryüzüne gelmeseydi soyu henüz cennette mi olacaktı?
Kısa Cevap

Kur’anda buna açık bir cevap verilmemiştir. Bizde yaptığımız araştırma kadarıyla güvenilir rivayetlerde bu konuya değinilmediğini gördük. Ancak bu gibi soruların cevabını bulamamak inancımıza zarar vermeyeceğini bilmemiz gerekir. Şu anda cennette olmadığımız ve dünyada yaşadığımız gerçeğini göz önüne alarak amellerimizi öyle bir şekilde ayarlamalıyız ki, ebedi cenneti ve ilahi rızayı kazanabilelim. Bununla birlikte Allame Tabatabai’nin görüşü şöyledir: Çeşitli ayetlerin üslubundan, Adem’in daha baştan yeryüzüne gönderilmek ve orada ölmek için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu imtihan etmek için cennete -kısa bir süreliğine- koymuştu. Başka bir ifadeyle Adem’in yaratılmasında ki asıl hedef yeryüzüne yerleşmesiydi. Ancak Adem’in dünyalık olmasının yolu da cennette kalması, meleklere üstünlüğü ve halifeliğe layık olduğunun ispatından geçmekteydi.  

 

Ayrıntılı Cevap

‘Adem günah işledi mi işlemedi mi? Hatası neydi? [1] Cenneti dünyada mıydı yoksa gökte mi? [2] Adem’in cennetten çıkarılması ve inmesinin manası nedir? [3] İnsanlar neden baştan cennette yaratılmadılar? [4] ’ ve sizin sorunuz olan ‘Adem hata yapmasaydı bizim şu anda ki durumumuz ne olurdu?’ gibi soruların cevabını öğrenmek hoşumuza gidebilir, ama biraz dikkat edersek göreceğiz ki, onların cevabını öğrenip öğrenmemek kararlarımızda ve tutacağımız yolda pek etkili olmayacaktır.

 

Bu sorunun cevabı en iyi ihtimalle ‘Biz de melekler ve diğer varlıklar gibi cennette olacaktık ve sorunsuz bir yaşam sürecektik’ olabilir. En kötü ihtimalle de Adem’in (a.s) içinden başarıyla çıkamadığı imtihan gibi bizler de tek tek imtihan edilecektik ve geçmeseydik orada dünyaya gönderilmek yerine direkt cehenneme veya en azından Hz. Adem gibi dünyaya gönderilecektik. Yani şu anda ki durumumuza gelecektik! Şimdi siz hüküm verin bu cevaplar doğru olsalar şimdiki vazifelerimize herhangi bir etkisi olur muydu?!

 

Böylesi sorular başka konularda da karşımıza çıkabilir. Örneğin:

 

-Nuh (a.s) beddua etmese ve tufan olmasaydı ne olurdu?

 

-İbrahim (a.s) ateş atıldığında kurtulmayıp şehit olsaydı ne olurdu?

 

-Firavun karısının sözüne bakmayıp Musa’yı (a.s) evlatlık edinmeseydi ne olurdu?

 

-İmam Hüseyin (a.s) Yezitle mücadelesinde başarılı olsaydı ve İslam devleti kursaydı ne olurdu?

 

-Hz. Yunus’u yutan balık hangi türdendi?

 

-Nuhun gemisi kaç metreydi? Bunlar gibi binlerce soru daha sorulabilir.

 

Allah Teala, Kur’an’da Ashab-ı Kehf olayını anlattıktan sonra güzel bir ayrıntıya işaret ediyor. Kehf suresinin 22. ayetinde, kimileri onların üç kişi, köpekleriyle beraber dört kişi olduklarını, kimileri beş kişi, köpekleriyle beraber altı kişi olduklarını, kimileri de yedi kişi, köpekleriyle beraber sekiz olduklarını söylediklerini buyuruyor ve Peygamberine diyor ki, onlara söyle ki, Allah onların sayısını biliyor ve çok az kimsenin (velilerin) dışında kaç kişi olduklarını tam olarak bilen yoktur; yani boşuna aralarında tartışmasınlar... [5]

 

Görüldüğü üzere Ashab-ı Kehf’in kaç kişi oldukları konusu, üzerinde konuşulan ilginç bir konu olarak addedilmiş ve hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Oysa Allah Teala, onların mağarada 309 yıl kaldıklarını söyleyerek kalma süresini tam olarak bildirirken [6] kaç kişi oldukları konusunda yalnızca görüş farklılıklarını getirmiş, bu konudaki belirsizliği gidermemiştir.

 

Bunu şöyle de değerlendirebiliriz: Ashab-ı Kehf’in kaç kişi olduklarının bilinmemesi dine ve ilahi mesajları anlamaya zarar vermeyen bazı ayrıntılar olup üzerinde haddinden fazla durmak, bir tür daha önemli ve asıl meselelerden uzaklaşmak demektir. Öyleyse onu öğrenmeye gerek yoktur.

 

Ashab-ı kehf’de ki ilahi mesaj, küfür ve zulüm sistemleri karşısında teslim olmamak, imkanlar dahilinde dünyevi menfaatlerden geçmek, vatanından hicret etmek ve Allah’ın her şeye gücünün yetmesi, Meada’da delil olsun diye, insanları yemeksiz olarak, sorunsuz olarak uykuda yüzlerce sene yaşatmasıdır.

 

Mağaradakilerin kaç kişi oldukları konusu, ilahi mesajın ulaşmasında hiç bir şekilde rolü olmadığı için onun üzreinden es geçilebilir.

 

Bu yüzden açıkca söylemek gerekirse ‘Hz. Adem’in (a.s) evlatları cennette kalsalardı durumları ne olurdu?’ sorunuzun cevabını bilmiyoruz. Onun cevabını Allah biliyor. Ancak inanıyoruz ki, söz konusu sorunun cevabının bilinmemesi, inancımıza ve şu andaki vazifelerimize etki etmeyecektir. En iyisi, madem şu anda cennette değiliz ve yeryüzünde Allah’ın halifesiyiz o zaman öyle bir şekilde yaşayalım ki, cenneti hatta ondan üstününü yani Allah’ın rızasını kazanalım ve bilelim ki, Adem’in tövbesini kabul eden Allah, bizi de yeniden dergahına alır; zira Allah’ın kendisi Adem (a.s)’ın yeryüzüne geliş olayını anlattıktan sonra Onun (a.s) evlatları olan bizlere şöyle buyuruyor: ‘Benden size bir hidayet geldiğinde kim hidayetime tabi olursa onlar için ne bir korku vardır, ne hüzün.’ [7] bir başka ayette de, ‘Hidayetime uyanlar ne sapmışlardır, ne de bedbaht olacaklardır’ diye buyurmaktadır. [8]

 

Bununla birlikte el-Mizan Tefsiri’nde bu konuda yapılan bir tefsir sorunuza cevap niteliği taşıyabilir. Allame Tabatabai diyor ki: Bir çok ayetten, Adem’in başlangıçta bu dünyada yaşaması için yaratıldığı anlaşılmaktadır. Allah Teala, Onu bir süreliğine cennete yerleştirmişse bu imtihan içindi. İmtihanın sonucunda avret yerleri açılmış sonra yeryüzüne gönderilmişlerdir. Demek ki Adem’in yaratılmasında ki asıl amaç dünya idi. Adem’in dünyalık olmasının yolu, önce cennete yerleştirilmesi, meleklere üstünlüğünün gösterilmesi, halifeliğinin ispat edilmesi, daha sonra meleklerin Ona secdeye emredilmeleri, ardından Onu ve eşini cennete yerleştirmeleri, ağaca yaklaşmasının yasak olduğunu söylemeleri ama Onun (Şeytanın tahrikiyle) ağaçtan yemesi, eşinin ve kendisinin avret yerinin açılmasından geçmekteydi. Bunlardan sonra sıra yeryüzüne inmeye gelmiştir. Demek ki, dünya yaşamında ayıbın ortaya çıkması ve ağacın meyvesinden yemek Allah’ın olması gereken kesin kazalarındandır. Ağacın meyvesinden yemekle ve ayıbın ortaya çıkmasıyla yeryüzünde yaşamaya mahkum etmek kesin kaza olmasaydı, aynı şekilde cennete dönmekte imkansız olmasaydı tövbe ve hataların görmezden gelinmesinden sonra da cennete dönülmeliydi (çünkü tövbe hataların etkisini ortadan kaldırmaktadır). [9]

 

 

[1] -203. Soru (Site:1114)

 

[2] -273. Soru (Site:112)

 

[5] -Kehf/22

 

[6] ‘Onlar, mağaralarında üç yüz yıl yatıp kaldılar ve bu yıllara dokuz yıl daha kattılar.’ (Kehf/25)

 

[7] -(Bakara/38)

 

[8] -(Ta Ha/123)

 

[9] -Daha fazla bilgi için bak: el-Mizan (Farsça çevirisi), c.1, s.196-197

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar