Gelişmiş Arama
Ziyaret
102643
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Sadakayı kime ve nasıl vermemiz gerekiyor? Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Soru
Nasıl sadaka vermeliyiz (zekât ve humus dışında)? Neye ve kime sadaka vermeliyiz, Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Kısa Cevap

İslam’da sadaka vermek müstehap bir ameldir. Sadaka Allah rızası için, fakire minnet etmeden, riyadan uzak bir şekilde ve haram yolda harcanmaması şartıyla verilir. İnsanın yakınları önceliklidir. Gizli bir şekilde yapılması ise daha faziletlidir.

Sadaka temiz ve helal olan mallardan olmalıdır. Miktar olarak da ifrat ve tefrite düşülmeyecek şekilde olmalıdır ve şahsın durumuna bağlıdır. Yani ne sadaka vermekte ihmalkar olacak nede bütün her şeyini sadaka vererek kendisini zor ve muhtaç duruma düşürecek. Sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır hatta bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: sadaka verin hatta bir içim su dahi olsa.

Ayrıntılı Cevap

Giriş:

Kutsal İslam dininde sadakanın değeri ve önemi hakkında birçok tavsiyeleri vardır. Ayet ve hadislerde sadakanın keyfiyeti ve önemi açıklanmıştır.

İslam dinin de iki çeşit sadaka söz konusudur: 1- Farz olan sadaka o da zekâttır.  Kur'an ayetlerinde ve hadislerde miktarı ve nerelerde ve kimlere verileceği beyan olmuştur.[1] 2- Müstehap olan sadakadır. Burada sadece soruda kastedilen müstehap sadakaya değineceğiz.

a)     Sadakanın önemi:

 Hadis ve rivayetlerde geldiği üzere sadakanın fazileti oldukça fazladır ve sadaka vermenin birçok faydası beyan olmuştur. Örneğin: Sadaka rızkın artmasına, hastalıkların şifa bulmasına, cehennem ateşinden uzaklaşmaya, dünyada 70 musibeti ve belayı def etmeğe, ömrün uzamasına ve … vesile olur.[2]

b)    Sadaka vermenin şekli ve içeriği:

 Allah Teâlâ sadaka vermeyi övmüştür, ama sadaka vermenin iki şeklini de yermiştir. Bu sadakalardan biri riya için olandır ve ilk baştan batıldır. Diğeri ise sadaka verildikten sonra minnet ve eziyet etmektir bu da sadakanın sevabını yok eder. Bu iki yöntemin batıl olmasının sebebi şu açıdandır:

"Allah rızası için yapılmamıştır veya Allah rızası için yapılmış olsa bile şahıs halis niyetini koruyamamış, minnet ve eziyetle onu batıl etmiştir.[3]

Diğer bir nokta ise sadaka verme gizli olmasıdır.

 Allahu Teâlâ Kuran’da iki şekil sadaka vermeyi beyan eder: Biri açıktan olan sadaka diğeri ise gizli olan sadaka ve her ikisi de meşru'dur. Bunlardan her birinin değişik eserleri ve neticeleri vardır.

Açıktan olan sadaka halkı iyi bir amele teşvik ve davet etmek ve fakirlerin ve miskinlerin hoşnutluğunun sebebidir. Çünkü halkın içinde şefkatli onların haline acıyan ve mallarını onların sıkıntılarını gidermek için kullanan kişilerin olduğunu görürler. Bunu kıyamet gününde bir azık olsun diye yapıyorlar. Bunlar fakirlerin ümitsiz hallerine bir derman olur ve onları umutlandırır. Fakirlerin; paralıların sadece kendi menfaatleri için çalışmadıklarını bilmelerinin ve bu bakış açısına sahip olmalarının bile birçok olumlu sonucu vardır.

Gizliden sadaka vermenin etkileriyse, insanı riyadan uzak tutar fakirin onurunu, izzetini korur ve fakir küçük düşürüldüğünü hissetmez.

Sonuç olarak diyebiliriz ki açıktan olan sadakanın faydaları daha fazladır. Gizli olan sadaka ise daha halis ve daha temizdir. İhlâs İslam ‘ın temelini oluşturduğu için amel her ne kadar halis olursa fazileti daha fazladır ve bu yüzden Münezzeh olan Allah gizli de verilen sadakanın açıkta verilenden evla oluşunu şöyle buyurur: "Eğer sadakayı gizli verirseniz sizin için daha hayırlıdır.”[4]

İmam Sadık’tan nakledilen bir rivayette İmam şöyle buyurmuştur: “ Allah’ın size vacip kıldığı şeyleri açıktan yapmanız gizlide yapmanızdan daha hayırlıdır ve Allahın size müstehap kıldığı şeyleri ise gizlide yapmanız açıktan yapmanızdan daha hayırlıdır”.[5]

Elbette sadaka verirken de insan mutedil olmaya riayet etmeli yani ne sadaka verirken cimrilik etmeli ne de kendini zor duruma düşürecek şekilde sadaka vermelidir.[6]

c)     Neylerden sadaka verilir:

Neylerden sadaka verileceğine dair Kuran da ve rivayetlerde şöyle buyrulmuştur: temiz olanlardan sadaka verin. Yani temiz ve helal olan ve haram yolla elde edilmemiş mallar ve buna ek olarak da kullanımı olmayan (eski veya çalışmayan veya bozulmuş) mallardan verilmemeye çalışılmalıdır. Çünkü sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir, bir tarafı fakirler ve yoksullardır diğer tarafı ise Allah'tır. Eğer bu noktalara riayet edilmese hem Allah’a saygısızlık olur hem de yoksullar tahkir edilmiş olur.[7]

d)    Kimlere sadaka verebiliriz?

Yaşlı ve zengin olan “Amr b Cumuh”, Peygamber (s.a.a.)’a şöyle sordu: Neylerden ve kimlere sadaka verelim? Ayet nazil olup şöyle buyurdu “Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Harcayacağınız her türlü mal, ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar için olmalıdır. Şüphesiz, Allah yapacağınız her iyiliği bilir.".[8]

Açıktır ki bu yerlerin adlarıyla zikredilmesi açık bir ölçüdür ama sadece bunlarla sınırlı değildir verilebilecek eşyalar ve infak edilebilecek insanların dairesi daha geniştir.

Buna binaen infak edilecek yerlerin geniş olmasıyla birlikte önceliklerde vardır. Malumdur ki anne, baba, daha sonra akrabalardan fakir olanlar bu konuda önceliklidirler. Onlardan sonra ihtiyaç sahipleri gelir ki aslında zati olarak fakir değildirler ama bir sorun sebebiyle mesela: yolculukta erzakı yada parası bittiği için muhtaç olmuştur ve bunları da kapsar.[9]

Bunlara ek olarak sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır bazı rivayetlerde bir içim su dahi, sadaka olarak beyan edilmiştir.[10]

Sonuç:

Ayet ve rivayetlerde belirtildiği üzere sadaka vermek çok değerli bir ameldir ama sadaka veren kişi bu işi sadece Allah’ın rızası için yapmalıdır. Dikkatli olmalıdır, minnet ve eziyet ederek sadakanın sevabını yok etmemelidir. Miktar olarak ise şahsın gücü yettiğince sadaka vermesi yeterlidir ve sadakanın verilmesinde öncelik yakınlara verilemelidir.



[1] Tevbe:60.

[2] Hur Amili, Vesail-uş Şia, 6.c,257.s.

[3] Tabatabayi, Seyit Muhammet Hüseyin, El-Mizan, 2.c,601.s.

[4] Aynısı, 2.c, 610.s.

[5] Kuleyni, Furu'l-Kafi,c. 1.s.7.

[6] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2 s. 130.

[7] Daver penah, Ebulfazl, Envaru'l-Mearif fi tefsiri'l-Kuran, 4.c,500.s.

[8] Bakar:215.

[9] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2, s. 104.

[10] Tayyip, Abdul Huseyin, Tefsiri Atyabu'l-Beyan, c. 1, s. 230

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar