Gelişmiş Arama
Ziyaret
102027
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Sadakayı kime ve nasıl vermemiz gerekiyor? Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Soru
Nasıl sadaka vermeliyiz (zekât ve humus dışında)? Neye ve kime sadaka vermeliyiz, Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Kısa Cevap

İslam’da sadaka vermek müstehap bir ameldir. Sadaka Allah rızası için, fakire minnet etmeden, riyadan uzak bir şekilde ve haram yolda harcanmaması şartıyla verilir. İnsanın yakınları önceliklidir. Gizli bir şekilde yapılması ise daha faziletlidir.

Sadaka temiz ve helal olan mallardan olmalıdır. Miktar olarak da ifrat ve tefrite düşülmeyecek şekilde olmalıdır ve şahsın durumuna bağlıdır. Yani ne sadaka vermekte ihmalkar olacak nede bütün her şeyini sadaka vererek kendisini zor ve muhtaç duruma düşürecek. Sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır hatta bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: sadaka verin hatta bir içim su dahi olsa.

Ayrıntılı Cevap

Giriş:

Kutsal İslam dininde sadakanın değeri ve önemi hakkında birçok tavsiyeleri vardır. Ayet ve hadislerde sadakanın keyfiyeti ve önemi açıklanmıştır.

İslam dinin de iki çeşit sadaka söz konusudur: 1- Farz olan sadaka o da zekâttır.  Kur'an ayetlerinde ve hadislerde miktarı ve nerelerde ve kimlere verileceği beyan olmuştur.[1] 2- Müstehap olan sadakadır. Burada sadece soruda kastedilen müstehap sadakaya değineceğiz.

a)     Sadakanın önemi:

 Hadis ve rivayetlerde geldiği üzere sadakanın fazileti oldukça fazladır ve sadaka vermenin birçok faydası beyan olmuştur. Örneğin: Sadaka rızkın artmasına, hastalıkların şifa bulmasına, cehennem ateşinden uzaklaşmaya, dünyada 70 musibeti ve belayı def etmeğe, ömrün uzamasına ve … vesile olur.[2]

b)    Sadaka vermenin şekli ve içeriği:

 Allah Teâlâ sadaka vermeyi övmüştür, ama sadaka vermenin iki şeklini de yermiştir. Bu sadakalardan biri riya için olandır ve ilk baştan batıldır. Diğeri ise sadaka verildikten sonra minnet ve eziyet etmektir bu da sadakanın sevabını yok eder. Bu iki yöntemin batıl olmasının sebebi şu açıdandır:

"Allah rızası için yapılmamıştır veya Allah rızası için yapılmış olsa bile şahıs halis niyetini koruyamamış, minnet ve eziyetle onu batıl etmiştir.[3]

Diğer bir nokta ise sadaka verme gizli olmasıdır.

 Allahu Teâlâ Kuran’da iki şekil sadaka vermeyi beyan eder: Biri açıktan olan sadaka diğeri ise gizli olan sadaka ve her ikisi de meşru'dur. Bunlardan her birinin değişik eserleri ve neticeleri vardır.

Açıktan olan sadaka halkı iyi bir amele teşvik ve davet etmek ve fakirlerin ve miskinlerin hoşnutluğunun sebebidir. Çünkü halkın içinde şefkatli onların haline acıyan ve mallarını onların sıkıntılarını gidermek için kullanan kişilerin olduğunu görürler. Bunu kıyamet gününde bir azık olsun diye yapıyorlar. Bunlar fakirlerin ümitsiz hallerine bir derman olur ve onları umutlandırır. Fakirlerin; paralıların sadece kendi menfaatleri için çalışmadıklarını bilmelerinin ve bu bakış açısına sahip olmalarının bile birçok olumlu sonucu vardır.

Gizliden sadaka vermenin etkileriyse, insanı riyadan uzak tutar fakirin onurunu, izzetini korur ve fakir küçük düşürüldüğünü hissetmez.

Sonuç olarak diyebiliriz ki açıktan olan sadakanın faydaları daha fazladır. Gizli olan sadaka ise daha halis ve daha temizdir. İhlâs İslam ‘ın temelini oluşturduğu için amel her ne kadar halis olursa fazileti daha fazladır ve bu yüzden Münezzeh olan Allah gizli de verilen sadakanın açıkta verilenden evla oluşunu şöyle buyurur: "Eğer sadakayı gizli verirseniz sizin için daha hayırlıdır.”[4]

İmam Sadık’tan nakledilen bir rivayette İmam şöyle buyurmuştur: “ Allah’ın size vacip kıldığı şeyleri açıktan yapmanız gizlide yapmanızdan daha hayırlıdır ve Allahın size müstehap kıldığı şeyleri ise gizlide yapmanız açıktan yapmanızdan daha hayırlıdır”.[5]

Elbette sadaka verirken de insan mutedil olmaya riayet etmeli yani ne sadaka verirken cimrilik etmeli ne de kendini zor duruma düşürecek şekilde sadaka vermelidir.[6]

c)     Neylerden sadaka verilir:

Neylerden sadaka verileceğine dair Kuran da ve rivayetlerde şöyle buyrulmuştur: temiz olanlardan sadaka verin. Yani temiz ve helal olan ve haram yolla elde edilmemiş mallar ve buna ek olarak da kullanımı olmayan (eski veya çalışmayan veya bozulmuş) mallardan verilmemeye çalışılmalıdır. Çünkü sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir, bir tarafı fakirler ve yoksullardır diğer tarafı ise Allah'tır. Eğer bu noktalara riayet edilmese hem Allah’a saygısızlık olur hem de yoksullar tahkir edilmiş olur.[7]

d)    Kimlere sadaka verebiliriz?

Yaşlı ve zengin olan “Amr b Cumuh”, Peygamber (s.a.a.)’a şöyle sordu: Neylerden ve kimlere sadaka verelim? Ayet nazil olup şöyle buyurdu “Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Harcayacağınız her türlü mal, ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar için olmalıdır. Şüphesiz, Allah yapacağınız her iyiliği bilir.".[8]

Açıktır ki bu yerlerin adlarıyla zikredilmesi açık bir ölçüdür ama sadece bunlarla sınırlı değildir verilebilecek eşyalar ve infak edilebilecek insanların dairesi daha geniştir.

Buna binaen infak edilecek yerlerin geniş olmasıyla birlikte önceliklerde vardır. Malumdur ki anne, baba, daha sonra akrabalardan fakir olanlar bu konuda önceliklidirler. Onlardan sonra ihtiyaç sahipleri gelir ki aslında zati olarak fakir değildirler ama bir sorun sebebiyle mesela: yolculukta erzakı yada parası bittiği için muhtaç olmuştur ve bunları da kapsar.[9]

Bunlara ek olarak sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır bazı rivayetlerde bir içim su dahi, sadaka olarak beyan edilmiştir.[10]

Sonuç:

Ayet ve rivayetlerde belirtildiği üzere sadaka vermek çok değerli bir ameldir ama sadaka veren kişi bu işi sadece Allah’ın rızası için yapmalıdır. Dikkatli olmalıdır, minnet ve eziyet ederek sadakanın sevabını yok etmemelidir. Miktar olarak ise şahsın gücü yettiğince sadaka vermesi yeterlidir ve sadakanın verilmesinde öncelik yakınlara verilemelidir.



[1] Tevbe:60.

[2] Hur Amili, Vesail-uş Şia, 6.c,257.s.

[3] Tabatabayi, Seyit Muhammet Hüseyin, El-Mizan, 2.c,601.s.

[4] Aynısı, 2.c, 610.s.

[5] Kuleyni, Furu'l-Kafi,c. 1.s.7.

[6] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2 s. 130.

[7] Daver penah, Ebulfazl, Envaru'l-Mearif fi tefsiri'l-Kuran, 4.c,500.s.

[8] Bakar:215.

[9] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2, s. 104.

[10] Tayyip, Abdul Huseyin, Tefsiri Atyabu'l-Beyan, c. 1, s. 230

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar