Gelişmiş Arama
Ziyaret
6155
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
İslam şeriatı kemal ve kuşatıcılığa ermeyle tebliğsel nübüvvete değil, teşriî nübüvvete son vermiştir. Bu nedenle tebliğsel nübüvvetin sona ermesi nasıl açıklanabilir?
Soru
İlahî peygamberler iki gruptur: Onların bir grubu, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen bağımsız şeriat sahibi kimselerdir. Bunlar Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed b. Abdullah’tır ve kendilerine “ulu’l-azm ve teşriî” denmektedir. Peygamberlerin çoğunu teşkil eden diğer grup ise bağımsız şeriat sahibi olmayıp sadece önceki şeriatın bildiricisidir. Onlar önceki şeriat üzerindeki tahrif tozlarını alıp onu yaymışlardır. Bu gruptaki peygamberlere de “tebliğsel peygamberler” denmektedir. İslam nübüvvetin sona erdiğini ilan ettikten sonra, sadece teşriî nübüvveti sona erdirmemiş tebliğsel nübüvveti de sonlamıştır. Soru şudur: İslam şeriatı kemal ve kuşatıcılığa ermeyle teşriî nübüvvete son vermiştir, ama tebliğsel nübüvvetin sona ermesi nasıl açıklanabilir? Çünkü halkın her asırda hidayet ve kılavuzluğa ihtiyacı vardır. Bazı peygamberlerin önceki peygamberler gibi gönderilip sadece son şeriat yani İslam’ın tebliğini yapmasının ne gibi bir sakıncası vardır?
Kısa Cevap

Belirtilen şüphenin reddinde iki noktaya dikkat edilmelidir: Birinci nokta: Geçen ümmetlerde tebliğsel nübüvvetin yenilenmesinin felsefesi, o dönemdeki ümmetlerin özelliklerinden kaynaklanıyordu. Tebliğsel peygamberler, insanın henüz kendi zamanının şeriatını tebliğ edecek gücü taşımadığı ve kendi şeriatı hakkında tahlil ve çözümleme yapabilecek kabiliyetten yoksun olduğu bir dönemde gelmekteydiler. O dönemdeki insan akıl ve bilgisi böyle bir fiili yapmaya kadir değildi. Bu nedenle geçmiş peygamberlerin semavî kitapları zamanla yok olmakta ve onlardan bir eser kalmamakta ve de tahrife maruz kalmaktaydı. Ama son peygamberin (s.a.a) ümmeti, belirli usullere riayet ederek kendi dininin usullerini koruyacak ve onda derinleşecek kadar bir bilgi ve ilim seviyesine ulaştı. Bu nedenle tebliğsel peygamberlere bir ihtiyaç kalmadı. Şehid Mutahhari (r.a) geçmiş peygamberlerin ümmetlerini kitaplarını koruyacak güçte olmayan ve kısa bir müddet sonra onu parça parça eden ilkokul çocuklarına benzetmektedir. Bu sebeple, son peygamberin (s.a.a) ümmetinin ilmî ve aklî erginliği ve dinî âlimlerin yetişmesi göz önünde bulundurularak tebliğsel peygamberlik de sona ermiş ve din âlimleri tebliğsel peygamberlerin halifesi olmuştur. İkinci nokta: Birinci merhale yani son peygamberin (s.a.a) ümmetinin aklî erginliği tek başına yeterli değildir. Bu mesele birçok konuyla ilintilidir ve bunların başında da birinci asrın başından büyük gıyaba kadar süren yaklaşık üç asırlık imamların (a.s) varlığıdır. Bu müddette imamlar (a.s) büyük bir din âlimleri topluluğunu eğitebilmiş ve yetiştirebilmiştir. Sadece dört binden fazla şahıs İmam Sadık’ın (a.s) ilmî rahlesinden geçmiştir. Buna ek olarak, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) tarafından şerî hükümleri elde etmek için çözüm sıfatıyla bir dizi tümel ve temel kaide ve usulün beyan edilmesi ve aynı şekilde bu alanda hükümlerin kaynaklarından biri olarak aklın karar kılınması çok etkili olmuştur.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar