Please Wait
7260
Vahyi ulaştırma konusunda Peygamber’in (s.a.a) masum oluşu bütün İslam mezheplerinin ittifak ettiği bir konudur. Ancak Peygamber’in bütün ömrü boyunca masum olduğu konusu ihtilaf konusudur. Ehl-i sünnet’in muteber kaynaklarına baktığımızda sizin sorunuza kısaca şöyle cevap verebiliriz: Ehl-i sünnet’e göre Peygamber (s.a.a) vahyi almak ve iletmek konusu dışındaki işlerde masum değildi. Bu yüzden buna delil de onlardan istemenin bir anlamı kalmaz. Onlar sadece Peygamber’in vahyi alma ve iletmede masumluğuna inanırlar. Bunun delilini de Peygamber’in bize ilettiği şeyleri gerçekten Allah’tan doğru şekilde alıp doğru şekilde ilettiğine güvenebilmemiz için bu alanda masum olması gerekiyor, şeklinde açıklamışladır. [i]
Elbette Ehl-i Sünnet’en bazıları ister peygamberliğe görevlendirilmeden önde ister görevlendirildikten sonra halkın eleştirisine yol açacak büyük ve küçük günahlardan Peygamber’in masum olması gerektiğine inanırlar.
[i] İsmail eş-Şerebeyni, İmad es-Seyyid Muhammed, Kitabat Adau’l-İslam ve Munakeşatuha, s. 57 1. Baskı 1422
Bu konunun cevabına geçmeden önce bir mukaddime sunmamız gerekir: Peygamber’in masumluğu konusu Ehl-i sünnet kitaplarında örneğin Fahr-i Razi’nin Tenzihu’l-Enbiya[1] adlı eserinde dört yerde söz konusu edilmiştir.
1- Peygamber’in inançları konusu. Bu konuda bütün İslam mezhepleri Peygamber’in inanç ve akidesinde masum olduğunda ittifak içindedirler.
2- İslami hüküm ve şeraitlerle ilgili olan konularda. Bu konularda da İslam mezheplerinin ittifakı gereği Peygamber (s.a.a) ister bilerek ister de bilmeden hata etmez. Bunun sebebi de açıktır. Eğer bu konularda Peygamer’in hata ihtimali olursa halkın Peygamber’e güveni kalmaz. Biz gönül rahatlığı ile itaate yönelmemiz için getirilen emirlerin Allah’a ait olduğunu bilmemiz ve buna kanaat getirmemiz gerekir.
3- Peygamber’in (s.a.a) fetvalarına gelince bu konuda da bilerek hata etmediği konusunda ittifak vardır. Ancak bilmeden yanılması konusunda ihtilaf vardır.
4- Peygamber’in vahyi almak ve iletmek konusu dışında olan hallerinde ve işlerindeki masumluğu konusunda beş görüş vardır:
A: Haşviye’den olan Aş’arilerin görüşü: Bunlar Peygamber’in büyük ve küçük günah işlemesini mümkün biliyorlar. Küfür ve yalan dışında kalan günahlardan masum olmasını gerekli bilmiyorlar.
B: Mutezile’nin görüşü: Bilerek işlenen büyük günahı işlemesini mümkün bilmiyor ancak küçük günah işlemesini halkta nefret icat etmeyecek şekilde olması kaydıyla mümkün biliyorlar.
C. Ebu Ali Cebai: Hata ve yanlışlıkla yapılan her türlü günahı irtikap etmesin caiz biliyorlar.
D. Nezzam: Hiçbir günah işlemesi mümkün değil ancak hata ve unutkanlığa duçar olması mümkündür.
H. Şia Mezhebi: Hiçbir günah ve hata işlemesi mutlak surette Peygamber ve imam için mümkün değildir.
Fahri Razi bu görüşleri açıkladıktan sonra Peygamber’in masum oluşu hakkında 15 delil getirir. Bu delillerden bazıları sırf akli delillerdir; bazıları da Kur’an ayetlerine istinat etmektedir. Biz bu delilleri burada aktarmayı gerekli görmüyoruz. İsteyenler mezkur kaynaklara başvursunlar.[2]
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere Ehl-i sünnet’in muteber kaynakları esasınca onlar Peygamber’i vahyi alıp iletmek konusu dışında olan işlerde masum bilmemekteler. Buna göre onlardan bu konuda delil beklemek de yersizdir. Onlar sadece Peygamber’in vahyi alma ve iletmede masumluğuna inanırlar. Bunun delilini de Peygamber’in bize ilettiği şeyleri gerçekten Allah’tan doğru şekilde alıp doğru şekilde ilettiğine güvenebilmemiz için bu alanda masum olması gerekir diye açıklıyorlar.[3]
Elbette Ehl-i Sünnet’en bazıları ister peygamberliğe görevlendirilmeden olsun ister görevlendirildikten sonra halkın eleştirisine yol açacak büyük ve küçük günahlardan Peygamber’in masum olması gerektiğine inanırlar.[4]
Sadece Şia mezhebi Peygamber’in mutlak surette her türlü günah ve hatadan bütün ömrü boyunca masum olduğuna inanmaktadır.
Daha geniş inceleme için şu kitaplara başvurun:
1- Ezvau’l-Beyan Muhammed el-Emin eş-Şenkiti c. 4 s. 188
2- Şerh-i Mevakif İci, Kazi Azud İci