Please Wait
10201
Kur’an öğretileri ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tavsiyelerinden alınmış Peygamber ve ailesinin sevgisi, Şia inancının en önemli usullerindendir ve hiçbir Şii bunda kuşku duymaz. Bu bağlamda biz kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât gibi hususlar hakkında sorulduğu gibi velayet ve Ehlibeyt’in sevgisi hakkında da sorulacağına inanırız. Hatta bu konu kıyamet günündeki en önemli sorudur; zira Kur’an’ın açıkça belirttiği üzere böyle bir sevgi, Hz. Peygamberin (s.a.a) üstlenmiş olduğu elçilik zahmetleri karşısında Müslümanlardan istemiş olduğu tek şeydir. Elbette Ehlibeyt’i seven bir şahıs imkân ölçüsünde günahlardan uzak durmaya, iyi davranışıyla kendini Rabbine yaklaştırmaya ve davranışlarını önderlerinin davranışı doğrultusunda tanzim etmeye çalışmalıdır. Böyle bir birey gafletten kaynaklanan günahlarının da Ehlibeyt sevgisi ve onların şefaati sayesinde Allah tarafından bağışlanacağını ümit edebilir.
Uyun-u Ahbarı’r-Rıza kitabının nakli ile Biharu’l-Envar kitabında yer alan belirttiğiniz hadisin metni şudur: Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Sorulacak ilk şey, biz Ehlibeyt’in dostluğudur.[1] Bu hususta aşağıda özet olarak belirtilmiş noktaları okumanızı ve son neticeye dikkat etmenizi tavsiye ederiz:
1. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayet esasınca Hz. Peygamber (s.a.a), Ehlibeyt’i sevme dışında kendi görevi için başka bir karşılık istememiştir: İşte bu, Allah’ın inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: “Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum.” Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.[2] Şiilerin ekseriyeti bu ayeti Ehlibeyt’i sevmek olarak tefsir etmiş ve Ehlisünnetin birçok hadislerinde de böyle bir tefsire işaret edilmiştir; örneğin İbn. Abbas şöyle nakletmektedir: Bu ayet nazil olduktan sonra Hz. Peygamberin (s.a.a) sahabeleri ey Allah’ın Resulü Allah’ın sevilmesini emrettiği şahıslar kimlerdir diye sordu ve Hz. Peygamber (s.a.a) Fatıma (s.a) ve evlatlarıdır diye buyurdu.[3] Bu bağlamda Ehlibeyt’in velayet ve sevgisi Şii’lerin inançsal bir rüknü sayılmakta ve onlar bu davranışları ile Hz. Peygamberin (s.a.a) isteğine olumlu yanıt vermektedirler.
2. Allah, Peygamber ve Ehlibeyt dostluğu sadece dil ile olmamalı, bu onların emirlerine uymayı da peşinden getirmelidir. Yüce Allah Hz. Peygambere şöyle buyurmaktadır: De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[4] Bu ayetler esasınca sevgi itaat etmeyi gerektirir ve bu ikisi de günahların bağışlanmasına neden olur.
3. İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü sorulacak ilk sorular şunlardır: Farz namazlar, farz zekâtlar, farz oruçlar, farz haç ve biz Ehlibeyt’in velayeti.”[5] Bu rivayet ve benzerleri iki önemli unsur olan “velayet” ve “salih amel” arasındaki bir tür gereklilik ve birlikteliği gösterir ve bunun açıklaması şudur:
3-1. Hz. Peygamberin (s.a.a) makam ve konumunu tanıyan ve hem Kur’an’da ve hem de Allah Resulü’nün tavsiyelerinde Ehlibeyt sevgisinin gerekliliğini bilen şahıslar, bütün bunlara rağmen bu yüce aileye yönelik kin ve haset taşırlarsa ve kalpleri Ehlibeyt sevgisinden yoksun olursa, onların zahirde iyi olan amelleri de kabul edilmez. Zira böyle ameller temiz bir niyetten türemez.
3-2. Öte taraftan zahirde kendini Ehlibeyt’i sevenler olarak tanıtanlar, lakin pratikte onların tavsiye ve buyruklarından yüz çevirenler Ehlibeyt’in gerçek sevenleri değildirler; zira işaret edildiği gibi sevgi ardından itaati getirir.
3-3. Sorunuza konu olan mevcut rivayette Ehlibeyt sevgisi kıyamette sorulacak ilk konu olarak belirtilmiştir, lakin diğer rivayetleri de göz önünde bulundurarak bunun diğer amellerin önemsiz olduğu manasına gelmediği belirtilmelidir. Bilakis İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen rivayette de açıkça belirtildiği gibi velayet ve sevgiye ek olarak namaz, oruç, zekât ve hac da kıyametteki ilk sorulardandır. Hem bu rivayette ve hem de sorunuza konu olan rivayette “kuldan sorulacak ilk soru” tabirinden istifade edilmesi enteresandır. Cevap bağlamında son netice şudur: Kıyamet gününde velayet ve Ehlibeyt sevgisi namaz, oruç ve zekât gibi diğer şer’i önemli farzların yanında ve hatta onlardan daha yüksek bir derecede sorulacaktır ve bu konu Kur’an ve sünnet öğretilerine aykırı değildir ve biz Şiiler bunu dile getirmekten hiçbir kuşku ve kaygı duymamaktayız.
[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c. 27, s. 79, hadis 18, Müessese-i El- Vefa, Beyrut, 1404 h.k.
[2] Şura Suresi, 23. ayet.
[3] İbni ebi Hatem, Tefsiri’l Kur’an-i’l Azim, s. 10, s. 3277, hadis 18477, Mekteberi Nizarı Mustafa El- Baz, Arabistan-ı Suudi, Mekke’tü’l Mükerreme, 1419 h.k.
[4] A’li İmran Suresi, 31. ayet: "قُلْ إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللَّهَ فَاتَّبِعُوني يُحْبِبْكُمُ اللَّهُ وَ يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَ اللَّهُ غَفُورٌ رَحيم".
[5] Hürr’ü Amuli, Muhammed bin El- Hasan, Vesailu’ş Şia, c. 4, s. 124, hadis 4688, Müessese-i A’lu’l Beyt, Kum, 1409 h.k.